Aşkın ölümsüz sembolü: Tac Mahal'in ardındaki aşk hikayesi
Hindistan'ın en önemli anıtı olan Tac Mahal, aşkın ölümsüz bir sembolü olarak hala varlığını koruyor. Dünyanın yeni yedi harikası içerisinde değerlendirilen Tac Mahal, Hindistan'ın Agra kentinde yer alıyor. 1631 yılında inşaatına başlanmış olan bu yapının tamamlanması tam 23 yıl sürdü. Fakat onu bu kadar önemli yapan ne konumu ne de mimarisi! İşte Tac Mahal'in ünü kıtaları aşan aşk hikayesi...
MÜMTAZ MAHAL'İN ÖLÜMÜ VE TAC MAHAL
Doğumdan sonra Mümtaz Mahal hastalandı. Kızlarının doğumundan bir gün sonra, 17 Haziran sabahı erken saatlerde eşinin kollarında hayatını kaybetti. İslami geleneklere göre Burbanpur'daki kamp yerinin yakınına hemen gömüldü. Dönemin kayıtlarında eşinin ölümünden sonra Şah Cihan'ın acı içinde kendi çadırına gittiği ve sekiz gün boyunca aralıksız ağladığı, çadırından çıktığında ise saçlarının beyazlamış olduğu belirtiliyor.
Mümtaz Mahal’in cenazesi isyanın sona ermesinin ardından Tac Mahal’in inşa edileceği bölgeye yakın bir yere, Agra’ya taşındı. Kederle dolu olan Şah Cihan, karısının anısına gösterişli ve pahalı bir türbe tasarlamak için işe koyuldu. Tac Mahal, bir kadına ithaf edilen ilk büyük türbe olması bakımından da benzersizdi. Mimarı bilinmese de Şah Cihan’ın dönemin en iyi mimarlarıyla çalıştığına inanılıyor.
ŞAH CİHAN'IN ÖLÜMÜ
Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra derin bir yasa boğuldu ve asla tam olarak bundan kurtulamadı. 30 yıl süren liderlikten sonra, 1658 yılında Mümtaz Mahal ile dördüncü çocukları olan Evrengzib üç ağabeyini öldürdü ve babasını hapsetti. Bu Şah Cihan’ın imparatorluğunun sonu oldu. 22 Ocak 1666'da öldüğünde, Tac Mahal’e, eşinin yanına gömüldü ve sonunda eşine kavuşmuş oldu.
Kaynak: Google Arts and Culture, ThoughtCo