Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Şirketler 2 erkek eve sığmadık! - İş-Yaşam Haberleri

        Meltem ERSOY / HABERTÜRK

        Bu hafta, hamile kadınlara iş hayatında tanınan hakları kadın patronlarla konuşalım istedik. İşin doğrusu, kadın patronların çoğu bu tip düzenlemelerle ilgili ‘kadın’ kimliğinden çok ‘patron’ kimliğiyle değerlendirme yapmaya yatkın oluyor.

        Dolayısıyla Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras ile buluşmadan önce ‘Kadın istihdamı çok önemli, ama verimlilik daha önemli’ mesajı beklentisi vardı.

        Ancak Evrim Aras, kişisel hikâyesiyle bu önyargıyı yerle bir etti. “Şefkat, empati gibi özelliklerimizi reddetmek doğamıza aykırı, hat höt olmak patronluk değildir” diyen Aras, yaşadığı değişimi şöyle anlattı: Şirkette kadınlara karşı pozitif ayrımcılık yapıyor musunuz? Bizim bir ayrımımız yok, ne pozitif ne negatif. Keşke hiç ayrım olmasa, kadınlar kadın gibi çalışsa erkekler de erkek gibi. Bizde kadın yönetici oluyor, ama erkek gibi çalışan kadın haline geliyor. Ben de eskiden böyleydim. Ama şu anda kadın gibi çalışma sürecinin içindeyim.

        - İlk şirketin başına geldiğinizde mi ‘erkek’ gibi çalıştınız?

        Evet, çünkü öyle öğretilmişti. Böyle kaskatı durmaya çalışıyorsunuz, ‘Güçlüyüm, kuvvetliyim’ algısı vermeye çalışıyorsunuz. Eril enerjide korku hâkimdir. Sonra fark ediyorsunuz ki, gerçek güç bu değil. Kadının yaradılışında farklı özellikler var, erkekte farklı.

        Her iki tarafın da birbirinin olumlu niteliklerini kabul edip kendini ifade etmesine izin vermesi lazım, o zaman başarı, bereket geliyor. Ben kadınlığımı reddetmeden, doğuştan gelen kadınsal özelliklerimi, önsezi, empati, şefkat gibi özelliklerimi reddetmeden hareket etmeyi tercih ediyorum. Aksi halde kendi doğamla çatışma içine düştüğümü fark ettim. Eğitim mi aldınız bu konuda yoksa yaşayarak mı dönüştünüz? Erkek gibi olunca ben, tabii ki evliliğim yürümedi.

        Evde iki erkek gibi olduk çünkü! E öyle de evlilik olmuyor. İki erkek aynı evde yaşayamadık! Sonra tabii bu süreçte bana dank etti. Ondan sonra okuyarak öğrenerek bir değişim sürecine girdim. Fark ettim ki hiç öğretilmemiş bize bazı şeyler. Otorite ne dediyse öyle yapmışız, sonuçta da Şoför Nebahat tipli kadınlar olarak çalışma hayatında kendimizi bulmuşuz. Ama bu aslında bizi de yıpratmış, yormuş, üzmüş. Evlilik deneyiminin de kişisel anlamda gelişmeme faydası oldu, o da iş hayatımla paralel gitti.

        EVDE 10 ERKEK OLSA KARARI KADIN VERİR

        Evrim Aras, “Eski Anadolu kadınları nasıldır, evde belki 10 tane erkek vardır, ama kadının sözü geçer. Gerçek güç böyledir. Biz maalesef o olmamaya yönelik eğitildik” diyor.

        ‘GÜNÜ GELİRSE BÜYÜK HİSSE DE SATABİLİRİZ’

        Aras, Austria Post’a yüzde 25 hisse satışıyla ilgili “2010’dan beri görüşüyorduk, ama şirket daha hazır değildi. Aile şirketi olduğu için ‘Ne gerek var’ diye bir psikolojiye girdik, duygusal gelgitler yaşadık, ama bunları aştık ve güçlenmek için ortaklığın gerektiğini anladık. (Çoğunluk hisse satar mısınız?) Şimdilik yüzde 25 yeter dedik, ama sonrasında büyük hisse satmayız diye ilke kararımız yok” diye konuşuyor.

        - Babanız 2008’de vefat edince genç yaşta başkanlık koltuğuna oturdunuz...

        Evet, 34 yıllık bir şirketiz, babamız kurmuş. 1979 yılında kurulmuş şirket Ankara’da, ben de aynı yıl doğmuşum. O zaman tam kıtlık yılları tabii, bana da doğum için altınlar takılmış. Babamın da tam girişim yaptığı bir yıl. Bana takılan altınlarla mazotu alabilir hale gelip çarkı çevirmeye başlıyor. Doğum altınlarından bugün ortaklık yapan bir şirket haline geldik. Doğumum bereketli gelmiş, şirket kurulmuş. Anadolu’da yaygın noktalara ulaşınca İstanbul’da da talep oluşuyor. Talep oradan gelince hızlı hızlı büyümeye başlıyor şirket.

        - Siz ilgi duyuyor muydunuz?

        Çok kadın alanı değil aslında. Şirket bizim evin altındaydı, biz de okuldan gelince hemen oraya gidiyorduk. Annem de çalışıyordu. Evle iş bir bütün gibiydi. Öyle büyüdük. Her zaman bir bağlılık vardı o nedenle, tamamen özdeşleşmen gerekiyor.

        Babam genç yaşta hayatını kaybedince ben geçtim başa. 2001’den beri zaten şirkette çalışıyordum. Her kademede görev yaptım aslında. İlk 3 yıl masam falan yoktu zaten. Bizim reklam departmanımız yoktu. Ben de Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri mezunuyum. Ben istiyordum kurulsun, babam ‘Benim arabalarımın kendisi reklam, ne gerek var’ dedi. Sonra ama bir süre sonra ikna oldu. Biraz vakit aldı, ama dikkate aldı.

        3 KURUŞ İÇİN HAMİLE KARININ MUCİZEVİ GÜNÜNÜ ISKALAMAYIN

        - Hamilelik izinlerinin artması sizi kadın patron olarak endişelendiriyor mu?

        Sabah bir yazı okudum, Penelope Cruz demiş ki “Hamilelik devrimci ruh getirir.” Aslında keşke çok hamilemiz olsa da bir şeyleri daha güzel değiştirebilsek. Bir şeyi doğurabilme kabiliyeti mucizevi. Keşke bu mucizevi güçten daha fazla yararlanabilse şirketler. Şimdi 3 kuruşun hesabını yapıp ileride gelecek 10 kuruştan olmak bir tercih. Lider olmak daha geniş bakmayı gerektirir. Küçük şeylere takılıp büyük resmi kaçırırsak fayda kısa vadeli olur, uzun vadede pişman olursunuz. Ayağımıza çelme takılır. Hamile kadın tabii ki fizyolojik değişimden geçiyor, zorlanıyor ama fiziksel olarak iş yerinde olmasına gerek olmayan çok durum olabilir.

        Bir bilgi ondadır, uzaktan da idare edersin. Günün belli bir saati gelir gelmez, ona bu esnekliği tanımak lazım. Bu noktada tabii ki devletin de desteklemesi lazım, sadece özel sektörle olmaz. Madem 3 tane doğurmamız gerekiyor, o zaman bunların da desteklenmesi lazım. ‘Aslında şarkıcı olmak istiyordum’

        OKUMADAN GEÇMEYİN...

        ‘Aslında şarkıcı olmak istiyordum’

        Evrim Aras, yıllar önce konservatuvar sınavına girip kazandığını, ancak gidemediğini şöyle anlatıyor: “Aslında ben şarkıcı olmak istiyordum. Ama babam ‘Ne yani şarkıcı mı olacaksın?’ dedi. Ben de konservatuvara gidemedim. Aslına bakarsanız hâlâ şarkıcı olmak istiyorum. Şirkete girmeden önce de aslında çok iş baktım, ‘kendi ayaklarım üstünde duracağım’ şeklinde düşünüyordum tabii. Ama iş bulamadım. Sene 2001, tam kriz zamanı çünkü. Sonra şirkette işe başladım.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ