Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ramazan Avusturya’da bir kilisede ortaya çıkan bu kemikler acaba Merzifonlu’nun mu?

        MURAT BARDAKÇI / HT GAZETE

        Avusturya’daki bir manastırın mahzeninde, bundan birkaç sene önce, sadrazam ve Viyana Kuşatması’nda uğradığımız bozgun sırasında ordunun başında bulunan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya ait olduğu iddia edilen kemikler bulundu.

        Kemikleri, Kerstin Tomenendal adındaki Avusturyalı hanım Türkolog ortaya çıkardı.

        Merzifonlu’nun kemikleri ve mezarı konusu, Türk tarihinde cevabı üç asırdan beri bir türlü bulunamayan bir muammadır.

        HAZİNEYİ BIRAKTI

        Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1683 Temmuz’unda Viyana’yı kuşatmış ama iki ay devam eden kuşatma, Paşa ve ordusu için tam bir felâketle neticelenmişti. Viyana’nın yardımına gelen ve başında Kral Jean Sobiesky’nin bulunduğu Polonya ordusunun baskınına uğrayan Paşa, savaş alanını perişan bir halde terkedip Belgrad Kalesi’ne çekilmiş, zamanın hükümdarı Avcı Mehmed’in emriyle 1683’ün 25 Aralık’ında burada idam edilmişti.

        Merzifonlu, Viyana’yı alacağından öylesine emindi ki, zaferden sonra yapacağı geçit resmi için Topkapı Sarayı’nın en nadide parçalarını bile yanında götürmüştü. Ama anî bir bozguna uğrayınca hazinesini savaş meydanında terketmek zorunda kaldı. Osmanlı ordusu Viyana önlerinde çuvallar dolusu kahve de bıraktı ve Avrupa kahve ile bu sayede tanıştı.

        Kara Mustafa Paşa’nın bozgunu bir Avusturya afişinde

        MEZAR TARTIŞMASI BAŞLADI

        Viyana bozgunuyla beraber Osmanlı İmparatorluğu artık çöküş dönemine giriyordu...

        Kara Mustafa Paşa ile ilgili “mezar” ve “kemik” tartışması da işte bu idamla beraber başladı.

        Türk tarihçilere göre Paşa ipek bir kuşakla boğularak idam edilmiş, idamdan sonra kesilen kafası içi bal dolu bir keçeye konup İstanbul’a yollanmıştı. Avusturyalılar ise kafanın kesilmediğini, sadece derisinin yüzüldüğünü ve saraya bu derinin yollandığını söylüyorlardı. İddialarına göre Belgrad o tarihten sonra Avusturyalılar ile Osmanlılar arasında devamlı olarak el değiştirdiği için Paşa’nın mezarı konusu unutulmuş ama Cizvit tarikatine mensup iki papaz yerini bildikleri mezarı kazmış ve kafatasını Viyana’ya, zamanın güçlü kardinali Leopold Kollonitsch’e götürmüşlerdi. Kardinal, kesik başı daha sonra Türklerden alınan diğer ganimetlerle beraber bugün müze olarak kullanılan Viyana Silâhhanesi’ne hediye etmişti.

        Kara Mustafa Paşa üzerine çalışmaya başlayan Avusturyalı Türkolog Kerstin Tomenendal, araştırmasına “Viyana Tarih Müzesi” olan bu eski silâhhaneden başladı. Paşa’ya ait olduğu iddia edilen kafatası müzede hâlâ muhafaza ediliyordu. Kayıtlar, Tomenendal’i Viyana’nın kuzeybatısına, Linz şehrinin hemen dışında bulunan Benedict tarikatine ait Kremsmünster Manastırı’na götürdü. Manastırın mahzenlerinde asırlardır duran kaburga kemikleri vardı ve 17. yüzyıldan kalma kayıtlarda kemiklerin “Viyana’yı kuşatan Büyük Vezir Kara Mustafa Paşa’ya ait olduğu” yazılıydı.

        Türk birliklerini Viyana önlerinde bozguna uğratan Polonya Kralı Jean Sobiesky

        TARTIŞMA SON BULSUN

        Kemikler üzerinde ileride ciddî bir araştırma yapılacak olursa, Paşa’nın âkıbeti konusunda üç asırdır devam eden tartışmalar da nihayet bulacak.

        Elimizde benzer bir örnek de var: Fransa’daki 1789 İhtilâli’nin kurbanlarından küçük kral 17. Louis’ye ait olduğu söylenen ve Paris’te bir kilisede 200 küsur senedir cam bir kavanozda saklanan kalbe 2000’lerin başında DNA testi yapılmış, Fransa’da yer yerinden oynamış ama iki asırlık iddia doğru çıkmıştı: Kalp, küçük krala aitti. O günlerde Paris’teydim, tartışmaları yakından takip ettim ve Viyana’daki kafatasıyla kaburga kemiklerinin Kara Mustafa Paşa’ya ait olup olmadığının bugünün teknolojisiyle gayet kolay bir şekilde anlaşılabileceğini düşündüm...

        HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ

        Sultan Abdülâziz’in ortanca oğlu olan Abdülmecid Efendi, 30 Mayıs 1868’de Dolmabahçe Sarayı’nda doğdu. Gençlik yıllarından itibaren müziğe ve resme merak saldı ve klasik Türk resminin kurucularından kabul edildi. Zamanının en önemli ressamlarından olan Abdülmecid Efendi, 1922 Kasım’ında Büyük Millet Meclisi tarafından Hilâfet makamına getirildi ama 1924 Mart’ında hilâfet kaldırıldı ve Abdülmecid Efendi de hanedanın bütün mensuplarıyla beraber Türkiye sınırları dışına çıkartıldı. 23 Ağustos 1944’te Paris’te vefat eden Halife, talik yazıya da çalışmıştı. Burada, Son Halife’nin tuğra şeklindeki imzası yeralmaktadır.

        SARAYLIK İFTARİYELER: SOĞANLI BÖREK

        MALZEME

        Soğan

        Trabzon yağı

        Kuzu gerdanı

        Yufka

        Tarçın

        Soyulmuş on baş soğan ince ince doğranıp bir kaşık Trabzon yağında yavaş yavaş kavrulur ve karamelize olmasına özen gösterilir. Bir başka kap içerisinde kuzu gerdanı kaynatılır, etler kemiklerinden ayrıldıktan sonra soğanlara ilâve edilir ve kısa bir müddet daha kavrulur. Karışıma kimyon ve tarçın ilâve edilir. İnce açılmış yufkalar bir tencereye yayılır, her katın üzerine önceden hazırlanmış soğanlı et karışımı konur, böyle birkaç kat yapılır ve üzerleri tekrar yufkayla kapatılır. Bol miktarda yağ sürülerek fırına verilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ