Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Domuz gribi belirtileri nedir? Aşı koruma sağlar mı nasıl korunulur?

        Son günlerde adından sıkça söz ettiren ve insanları telaşlandıran domuz gribi hakkında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük, HABERTURK.COM okuyucuları için bilgi verdi.

        SON 50 YILIN EN ÖNEMLİ SALGINI

        Domuz gribi nedir?

        Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen İnfluenza A adlı virüsün H1N1 alt tipinin mutasyon geçirerek insanlara bulaşmasıyla artık insandan insana geçen, yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi semptomlarla seyreden son derece bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. 2009 Mart ayında Meksika ve Amerika’da görülen ilk vakaların ardından Amerika’dan Avrupa'ya; Afrika'dan Asya'ya kadar tüm dünyaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın geniş çaplı salgın olduğunu belirterek, Pandemi düzeyini 6 olarak duyurdu. DSÖ'ne göre Pandemik İnfluenza H1N1 salgını son 50 yılın en önemli salgınıdır.

        7 GÜN BOYUNCA BULAŞTIRICI ÖZELLİĞİ TAŞIR

        Domuz gribi, mevsimsel gribin bulaşma özellikleriyle benzerlik gösterir. Kişiden kişiye genellikle öksürme, hapşırma gibi solunum yoluyla bulaşır. Bazen hasta insanların ağız ve burunlarına dokunup cep telefonu gibi eşyalara temas etmesi yoluyla da bulaşabilir. Hasta bir kişinin öksürüğü ya da hapşırığından çıkan damlacıkların masa gibi bir yüzeye temas etmesinin ardından başka bir kişinin bu masaya elle dokunması, ardından ellerini yıkamadan gözlerine, ağzına veya burnuna dokunması sonucu hastalık kişiden kişiye geçebilir. Hasta kişi, hastalık belirtileri görülmeden 1 gün önceden başlayarak; hastalandıktan sonraki 7 gün boyunca bulaştırıcı özelliği taşır. Bu da kişinin domuz gribi hastalığına yakalandığını daha henüz öğrenmemişken bulaştırıcı olduğunu gösterir.

        Domuz gribinin belirtileri nelerdir?

        Domuz gribi belirtileri normal grip belirtilerine benzer ve;

        * Ateş

        * Öksürük

        * Boğaz ağrısı

        * Burun akıntısı

        * Vücut ağrıları

        * Baş ağrısı

        * Bazı vakalarda kusma ve ishal görülebilmektedir. Geçmişte zatürre ve solunum yetmezliği gibi ciddi hastalık ve ölümlere neden olduğu bilinir.

        TESTLER İLE TANI HIZLICA KONULABİLİYOR

        Hastalığın teşhisi, burun akıntısı ve boğaz sürüntüsü gibi örneklerde virüsün genetik olarak saptanması veya kanda hastalığa karşı gelişen antikorların gösterilmesi ile konabilir. Ancak bu yöntemler zaman alıcıdır. Bir salgın sırasında genellikle klinik bulgular ile tanı koymak kolaydır. Ancak son yıllarda hızlı tanı testleri de geliştirilmiştir. Bu testler ile klinik örneklerden saatler içinde virüsün antijenleri saptanabilir.

        KALABALIK ORTAMLAR EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ

        Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, potansiyel olarak daha uzun süre bulaşıcı olabilir. Okul çağındaki çocuklar gibi kalabalık ortamlarda bulunanlarda hastalığa yakalanma oranı yüksek iken; yaşlılarda ve altta yatan kronik hastalığı olanlarda gribe bağlı ölüm oranı daha yüksektir. Her yaş grubunda tehlikeli olabilmekle birlikte özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, kalp-akciğer-böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi hastalığı olan her yaştaki kişiler, AIDS, kanser gibi bir hastalık veya kemoterapi nedeniyle bağışıklık sistemi yetmezliği olan kişilerde hayati tehlike oluşturur. Akciğer komplikasyonları en sık görülen komplikasyonlardandır. Grip sonrası gelişen zatürre, ölümlerin başta gelen nedenidir.

        2 GÜN İÇERİSİNDE...

        Hastalığın seyrini hafifletmede ve daha hızlı iyileşmeyi sağlamada Amerika Hastalık Kontrol Merkezi (CDC)’nin önerdiği ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlarla gribin yanı sıra ciddi komplikasyonların da gelişmesi engellenmiş olur. Antiviral ilaçlara, semptomların görülmeye başlamasından itibaren ilk 2 gün içinde başlanması gerekir. Ancak bu ilaçlar, mutlaka doktor kontrolü ile kullanılmalıdır.

        ÇOCUKLARDA ACİL TIBBİ YARDIM GEREKTİREN DURUMLAR...

        * Hızlı nefes alma ya da solunum güçlüğü

        * Mavimsi cilt rengi

        * Yeterince sıvı alamama

        * Uyanamama ya da uyaranlara cevap verememe

        * Huzursuzluk

        * Grip benzeri semptomlara ek olarak ateş ve şiddetli öksürük

        * Yetişkinlerde acil tıbbi yardım gerektiren durumlar şunlardır:

        * Solunum güçlüğü veya nefes darlığı

        * Göğüs ya da karın içinde ağrı veya basınç

        * Ani baş dönmesi

        * Şiddetli bulantı ve kusma

        MUTLAKA AŞI OLUN!

        Mevsimsel influenza aşısını olmak yeterlidir, çünkü domuz gribi etkeni H1N1 de bu aşı içeriğinde bulunmaktadır. Grip aşısı; herkese tavsiye edilmekle birlikte özellikle hastalığın daha ağır seyretme riski olanlara ve işgücü kaybı nedeni ile hizmette aksamalara neden olacak gruplara yapılır. İnfluenza aşısı gereken riskli gruplar; 6 aydan 24 yaşa kadar olanlar, küçük bebeklere bakanlar, gebeler (gebeliğin her döneminde), 24-65 yaş arasında kronik hastalığı olanlar, 65 yaş üstü ve sağlık çalışanları olarak belirlenmiştir.

        Aşıların yan etkileri var mı?

        Grip aşısı dünyada 50 yıldan daha uzun süredir üretilen bir aşıdır. Dolayısıyla dünyada bu konuda ciddi bir deneyim ve birikim vardır. Ancak aşı yerinde hafif kızarıklık, aşı yerinin hafif ağrıması gibi lokal yan etkiler olabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü bunları takip etmektedir. Aşının kanser yaptığına dair söylemler kesinlikle doğru bir bilgi niteliği taşımamaktadır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ