Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Spor yazarları Hollanda - Türkiye maçını yorumladı "Yolun sonu: Utanç!" - Futbol Haberleri
        1

        A Milli Takımımızın kalan maçları:

        8 Ekim - Norveç

        11 Ekim - Letonya (D)

        13 Kasım - Cebelitarık

        16 Kasım - Karadağ (D)

        2

        MEHMET DEMİRKOL: GÜNEŞ KRİZİ ÇÖZEMEDİ

        Uzun süredir bütün rakipler tamir edemediğimiz bir defonun üzerine oynuyor. Savunmanın önünde oyunun merkezini oluşturan bölgeyi çözemiyoruz bir türlü. Hakan ve Orkun’un Okay’la tutması gereken alanda çok kalabalık oldular. İmkansız görev. Şenol hoca maalesef bu krizi çözemedi. Hocanın kafasında bir diziliş var. Bir de oyuncu grubu. Bu dizilişe göre bir kadro çağıramıyor. Kadroya göre bir diziliş de yapmıyor. Hep aynı sonuç çıkıyor bir süredir. Evet merkezde oynatacak fazla oyuncumuz yok.

        3

        Taklit edecek bir kulübümüz de. Ama bir yöntem bulunabilirdi. Geçen yıl Emre Belözoğlu’nun yaptığı gibi bir 4-6-0’la orta sahayı genişletmek gibi mesela. Hakan ve Salih’i merkeze koyup, onlarla top çıkarmak, Burak’tan feragat ederek hızlı ve kavgacı bir ekiple desteklemek gibi mesela. İsraf... Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi. (FANATİK)

        4

        ATTİLA GÖKÇE: YOLUN SONU: UTANÇ!

        Ordulu şair Dursun Ali Akınet’in şiirini seslendiren Musa Eroğlu’nun bestesini biz de tekrarlayalım: “Yolun sonu görünüyor!” Hiç uzatmadan, lafı eğip bükmeden hakikati görmenin en kısa yolu budur. Amsterdam’da gördük ki rotadan çıkmışız, yolumuzu kaybetmişiz. Bir yerlere gidiyormuş gibi yapıyoruz ama yolun sonu görünüyor. Yol bitiyor. Heyecanlı, bol skorlu maçlar artık unutuluyor, yeni örnekler gelmiyor. Milli Takım dağılıyor, çözülüyor, kayboluyor. Daha birinci dakika dolmadan golü yersen, kaza diyebiliriz. Olabilir. Sonrasında bir reaksiyon, tepki ya da isyan görmeliyiz, değil mi? Hayır sahaya çıkar çıkmaz silinen bir ekip bu… Pas yapamıyor, ikilileri kaybediyor.

        5

        Şenol Hoca’nın tercihleri, oyuncu seçimi, taktiği belirlemesi filan toptan geçersiz sayılıyor. Türkiye unutmuş… Top oynamıyor. Yarım düzine santra vuruşu yapıyor. Bizim çocuklar Klaessen’in Depay’la birbirlerine top alıp vererek neşeyle ceza alanımıza girip ilk golü atmasını seyrettiler. Teknik, taktik, analize hiç girmeyeceğim. Hiçbir oyuncumuzdan hiçbir talebim yok. Şenol Güneş ve ekibine de tek sözüm yok. Arzu ettiği takdirde basın toplantısında atarlanabilir. Ne de olsa hoca… Bize istediği gibi ders verebilir. Ders almasını beklerdik ama, o ders vermeyi tercih ediyor. Her neyse… Katar’a gidemeyiz biz. Yol bitti. Bu kadar oyunsuz, etkisiz, özellikle ilk yarıda böylesine niyetsiz futbol bizi üzmüyor. Öfkelendiriyor, utandırıyor. Daha ne diyeyim, yetmez mi! (MİLLİYET)

        6

        UĞUR MELEKE: GÜNEŞ'E TEŞEKKÜR ETME ZAMANI

        Bugün gerçekten çok üzgünüz. Üzüntümüzün sebebi Hollanda’ya yenilmek değil. Böyle yenilmek... Sadece Hollanda’ya böyle yenilmek de değil, son iki yılda (2020 ve 2021’de) oynadığımız 15 resmi müsabakada yalnızca 4 kez kazanmamız. Mart 2021’deki aldığımız Hollanda-Norveç galibiyetleri dışında sevinecek hiçbir şey bulamıyoruz doğrusu iki yıldır. Güneş döneminde oynadığımız 25 yarışmacı maçta 6 kez %45’in altında topla oynamışız: İki Fransa, iki Hollanda, Norveç ve İtalya maçları. Bu 6 maçın 4’ünü zafer kabul ediyoruz. Ancak 11 Haziran’da İtalya, tamamlayamadığı hücumlarda bize geçiş fırsatı vermeyince ‘kral çıplak’ dedi.

        7

        Futbol saha dışında kurgulanan, saha içinde uygulanan bir oyun. Sahada kurgunun oranını ne kadar yükseltir, doğaçlamanın oranını ne kadar düşürürseniz sürdürülebilir başarı şansı o kadar artıyor. Bizim son 2 yılda bir kurgumuz yok, sonuçlarımızı tamamen günlük performanslar belirliyor. Ben Şenol Güneş’in bu yetenekli jenerasyonumuzu ileriye taşıyabileceğine inanmıyorum. Kendisinin de inandığından şüpheliyim. Futbol tarihimize adını altın harflerle yazdırmış Sayın Güneş’e hizmetleri için teşekkür edip, bir yenilik yapma zamanı geldi bence. (HÜRRİYET)

        8

        AHMET ÇAKAR: TEK SUÇLU ŞENOL GÜNEŞ Mİ!

        Tek suçlu Şenol Güneş mi! Futbolda lale devri, laleler ülkesi Hollanda'da sona erdi. Eğer göğsümüzdeki Ay-Yıldız'ı görmesek Hollanda'nın Cebelitarık ile maç yaptığını düşüneceğiz. Bütün suçu Şenol Güneş'e atanlara seslenmek istiyorum, sadece o mu suçlu? Güzel jenerasyon dedik, gruplara iki çok önemli galibiyetle başladık, ama maalesef lastiğimiz patladı. Oyuncular sözüm ona Avrupa'nın çok iyi takımlarında oynuyorlar. Peki yediğimiz ilk gole bakın, Hollanda daha ilk dakikada halı sahada hepimizin yaptığı gibi, ceza alanında 3 pas, ikiye bir yapıp golü buldu.

        9

        Peki şimdi ne olacak? İlk iki karşılaşmadan sonra grubun en avantajlı takımı bizdik. 'Bu iş bitti, Dünya Kupası'na gidiyoruz herhalde' dedik ama görünen o ki gidemeyeceğiz ya da işte Norveç'i geçersek play-off oynayacağız. Futbolcularımıza baktığımızda sanki artık Türk Milli Takımı'nda oynamak zül geliyor. Örneğin; Merih Demiral önceden topu ısırırdı. Skordan çok oynanan, daha da doğrusu oynanmayan futboldan rahatsızım. Hollanda bu sonuçtan sonra artık grup birincisi olur. Bizim ne olacağımızı Allah bilir ama futbolcuların bu performansı, bu sorumsuzlukla, bu isteksizlikle oynadıklarında bizim çok daha fazla acı çekeceğimiz izlenimini veriyor. (SABAH)

        10

        SERDAR ALİ ÇELİKLER: "VAZO KIRILDI" DEMİŞTİK, TFF ASIL SORUMLUDUR

        EURO 2020'deki büyük başarısızlığımızı değerlendiremeyen Nihat Özdemir ve yönetimi, hatta Şenol Güneş'i o koltuğa atayan müesses nizam gelecek felaketi göremedi. Futbolcularla Şenol Güneş arasındaki ilişki kopmuştu. Hemşehri yapılanması ile liyakatsiz yardımcıları doldurduğu Milli Takım'ın o 'birliktelik havası' kaybolmuştu. İşler iyi giderken yabancı sayısıyla, ligle, Mustafa Sandal'ın şarkı yapmasıyla ilgilenen Şenol Hoca'ya "Hocam güzel anılar için teşekkürler ama ayrılalım" denmediği için bugün bu felaketi yaşadık.

        11

        Dünya Kupası'na gidemeyeceğimizi bu satırların yazarı söylemişti. Çünkü, oyuncu-hoca, takım-halk ilişkisi bozulmuştu. Vazo kırılmıştı... Ama bunu göremeyen TFF bu rezilliğin asıl sorumlularıdır. Şimdi ne olacak? Dünya Kupası'nda olmayacağız. Şenol Hoca'nın yerine de yine müesses nizamın dikte edeceği bir isim gelecek. Dönemsel yükselişler ve ağır çöküşler yaşamaya devam ederiz. Ne zamanki hemşehricilikten vazgeçeriz, liyakati geri getiririz, taktik konuşabiliriz o zaman başarılı oluruz. (HABERTÜRK)

        12

        ALİ ECE: 0 PLAN 0 STRATEJİ 0 OYUN

        Hollanda’dan, Hollanda’da herkes gol yiyebilir ama daha 1 dakika bile dolmadan Memphis ve Klaassen’in altıpasımız içinde o kadar kolay paslaşmasını engelleyememek maça taktiksel açıdan hiç hazırlanamadığımızın kanıtı. Cengiz Marsilya’da, Çalhanoğlu Milan ve Inter’de, Orkun Feyenoord’da, Burak Lille’de çizili oyun kurma, gol pozisyonu oluşturma, hücumdan savunmaya geçiş ve bunlar gibi modern futbolun olmazsa olmaz taktiksel planlarına göre oynatılıyorlar. Milli Takımımız’da ise Norveç deplasmanından beri sanki önceden çalışılmış hiçbir oyun planı, stratejisi uygulanmıyormuş, gibi.

        13

        Stada adını veren Cruyff'un dediği gibi: "Takım ve teknik direktör açısından en başarılı gol, boş kaleye atılandır" Tıpkı Hollanda'nın bize attığı 4. gol gibi. Peki, 4. golünü boş kaleye yiyen bir takım ne kadar kötü oynamıştır, oynatılmıştır? Hani ligdeki yabancı oyuncu sayısı değişince Milli Takımımız daha iyi olacaktı? En ufak bilimsel dayanağı olmadan atıp tutan futbola yabancı zihniyetin iflasından başka bir şey değil! (FANATİK)

        14

        ŞANSAL BÜYÜKA: TÜRK ANTRENÖRLERİN İFLASI

        Yendik, gene yeneriz… Yaptık, gene yaparız… Hollanda’yı yenmeye oynayacağız... Bırakın artık bu bol kepçe palavraları... Avrupa’nın adeta “bamyadan mermi” iki takımı Letonya karşısında 3-1’den 3-3, Karadağ önünde 2-0’dan 2-2’ye yakalanan Türk Milli Takımı’ndan nasıl oluyor da Hollanda’yı yenmesini bekliyorsunuz... “İlk maçta Hollanda’yı yendik ya” diyenleri duyar gibiyim... Zamanın ruhu denen bir gerçek var... Yendiğimiz Hollanda, suyu sıkılmış posası çıkmış Portakal gibiydi... Zaman akıp gitti... Hollanda’nın başına Van Gaal geldi, takım toparlandı, hızlandı, Portakal’ın tadı, keyfi, futbol gücü yerine geldi... O günden bu güne biz sürekli geri gittik... Geri gittikçe “amalarla - fakatlarla” kendimizi kandırıp gerçeklerden kaçtık... Makas bu defa tam terse, bizim aleyhimize açıldı...

        15

        Şenol Hoca ve Fatih Terim’i başa koyarak, cümle Türk antrenörleri için söylüyorum... Dünya futbolu tamamen, hızlı, atletik futbola döndü… Maalesef bizim hocalar bu gelişimin gerisinde kaldılar... Takımlarımızı yavaş oynatıyorlar... Ayrıca, günümüz futbolunda hocaların etkisi çok önem kazandı... Takımda kaliteli futbolcun varsa, bu avantaj… Tıpkı bizim takımda olduğu gibi... Ancak önemli olan, kaliteli futbolculardan oluşan takıma, kaliteli, hızlı, oyun gücü yüksek futbol oynatabilmek… Kimse kusura bakmayacak; Bizim hocalar bunu beceremiyorlar… Hepsi dostum, arkadaşım, 40 yıldır selamım, sabahım var... Yazarken gerçekten üzülüyorum ama Türk antrenörlerine inancım iflas etti... Bu anlayışla bir yere varamayız... Sadece imtiyazlı bir zümre yarattık... Ben Wembley’de 8-0’lık bozgunu, 5-0‘lık ağır yenilgileri yaşamış bir gazeteciyim. Ama yemin ederek söylüyorum; ezilip, un - ufak olduğumuz maçlarda bile rakip ceza alanında topla buluşmadan ilk yarı bitirdiğimiz bir maçı hatırlamıyorum (MİLLİYET)

        16

        KEMAL BELGİN: BU KAFA DEĞİŞMELİ

        Daha maçın dakikası dolmadan yediğimiz gol, öteden beri son birkaç yılda sürekli eleştirdiğim bir futbol saçmalığının eseriydi. O nedir mi? Rakip sizin sahanızda baskılı bir durumda ise, yaptığı bir pasın size ulaşmasında, siz hâlâ o topu pasla çıkarmak gibi bir saçmalıkla uğraşırsanız, kalenizde golü görürsünüz. Böyle çok gol var hemen yakın geçmişte. Ben bunlardan söz ederken şöyle bir oluşumun üzerinde daha durmak isterim. Yabancı ülkelerde değişik takımlarda oynayan veya oynayamayan Türk oyuncularını, yani bizimkileri mutlaka millî takıma almak zorunda mıyız?

        17

        Böyle bir saplantıyla, yukarıda da değindiğim, Hollanda'nın boş saha bulma, top paylaşma özelliklerini sergilemesine engel olmak mümkün değildir. Bir önemli oluşum daha... Benim millî takımımın oyuncuları önde, ortada veya arkada neden acaba kart görmeyecekleri yakın teması hiç düşünmezler veya öyle bir yerleşim göstermezler. Son olarak derim ki, bundan böyle millî takımımız için umudum o ki, 8+3 formülü, yakın bir zamanda benim sınırlarım içinde oynayan futbolcularımdan kurulu bir ekibi bize sunar. (TÜRKİYE)

        18

        BÜLENT TİMURLENK: ROMA'DA KALANLAR

        "Gerçek ve düzeyli eleştirilere kulaklarınızı kapatırsanız, başkalarının galibiyet şarkılarını dinlersiniz." 21 Haziran'da İsviçre mağlubiyetinin ardından EURO 2020'ye veda ederken bu köşedeki son satırdı. Hiçbir şey değişmedi. Konfor alanınızdan çıkmadınız, milli takım kadrosunda rezerve koltukların sahiplerini değiştirmediniz, rakip analiz yine yoktu. Dört gol yediği Milli Takımımızdan elbette rövanşı almak isteyecekti Hollanda.

        19

        Bu göreve 3. kez gelen Louis van Gaal için de hedef maçıydı. Onun futbol aklı, orta göbeği zayıf Türkiye'yi çözmeye fazla gelirdi, geldi de... Depay'ın neler yapabileceğini biliyorduk, yaptı. Klaassen'in nerelere koşu atacağını, Wijnaldum'un nerede baskı yapacağını biliyorduk... Hepsi bizi yanıltmadı... İtalya'nın yanıltmadığı gibi... Biz hâlâ teknik kadromuzun maç öncesi "Böyle ısınma görmedik" dedikleri İtalya maçında, Roma Olimpiyat Stadı'ndayız. Şenol Güneş dün Roma'da değil, Amsterdam'da kaybettiğinin farkında mı? (SABAH)

        20

        İBRAHİM YILDIZ: İSTİKRARSIZ FUTBOLUN SONUCU

        Çok kötü oynadığımız bir maçı 6-1’lik bir skorla kapattık. Günlük başarıların, tesadüf sonuçların alındığı izlenimi haklılık kazandı ister istemez. Kendimizi futbolun devleri arasında gördük. Ne zamana kadar? Avrupa Şampiyonası’ndaki maçlar başladığında gerçekle yüzleştik. Sıfırı çekmek bir yana, Avrupa’nın en kötü takımı olduk. Aslında iş burada başladı. Milli Takım ve teknik direktör Şenol Güneş bu travmayı bir türlü atamadı. İstikrarlı bir futbolumuzun olmadığı gerçeği ile yüzleştik. Alınan sonuçlar bunun en somut göstergesi oldu doğal olarak.

        21

        Hollanda karşılaşmasını irdelemek bize gerçekçi somut bir veri vermez. Sorun, ülke futbolunun günlük başarılara endeksli olduğudur. Burada sormamız gereken önemli bir soru ise, “Futbolun Nihat abi’si” nerede? Başarılı maçlar sonucu ekranlarda görmeye alıştığımız Futbol Federasyonu başkanı Nihat Özdemir, tarihi yenilgi sonrası ne düşünüyor merak ettik elbette. En son 90’lı yılların başında Fenerbahçe’de futbolun sorumlusu olan, Selim Soydan’ın 30 yıl sonra Milli Takım'da aynı görevi üstlenmesi ne kadar doğru eleştirileri ister istemez haklılık kazanıyor. Suçu tek başına Şenol Güneş’e ya da sahadaki oyuncu grubuna yüklemek doğru mu? Tartışılması gereken o kadar çok sorun var ki... Ülke futbolunun bir türlü istenilen düzeye gelmemesi alınan sonuçta ne kadar etkili? Ne kadar karamsarlığa kapılsak da umudumuz sürüyor. Matematik grupta şansımız olduğunu gösteriyor. Ne diyelim, umut fakirin ekmeği… (HABERTÜRK)

        22

        İLKER YAĞCIOĞLU: GERÇEKLERLE YÜZLEŞTİK

        Hollanda karşısında tek kelimeyle; dağıldık... Yere göğe sığdıramadığımız ve önümüzdeki 10 yılın takımı olarak gördüğümüz "Bizim Çocuklar" maalesef sahada yoktular. Aslında dün akşamki çöküş uzun zamandır sinyallerini veriyordu. Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki halimiz, ondan önce Uluslar Ligi'nde küme düşmemiz, Euro 2020'ye giderken Andorra ve Arnavutluk'u son dakikalarda zar zor yenebilmemiz abarttığımız kadar iyi olmadığımızın kanıtlarıydı. Ama biz görmezden geldik.

        23

        Dünya Şampiyonu Fransa'dan aldığımız 4 puan, Dünya Kupası Elemeleri'ne Hollanda ve Norveç galibiyetleri ile başlamamız gerçeklerin üzerini örttü. Şenol hocanın oyuncu tercihleri ve bence oyuncularla arasındaki iletişimsizlik bu çöküşün başlıca nedenleriydi. Altay mı, Uğurcan mı? Burak mı, Kerem mi oynasın? gibi saçma tartışmalara takılıp kaldık. Kısacası Bizim Çocuklar uzun zamandır kayıptı ama biz farkında değildik. Şenol hocaya gelirsek bu oyunun karşlığılı yıllık 32 milyon TL değildir. Bence veda vakti geldi de geçiyor.. (TAKVİM)

        24

        ÖMER ÜRÜNDÜL: TARİHİ HEZİMET KAÇINILMAZDI

        Günümüz futbolunun istediği çok önemli ilkeler vardır: oturmuş bir sistem, birbirlerinin özelliklerini iyi tanıyan oyuncular, yüksek tempo, fizik, güç ve de iyi bir taktik strateji. Dün gece Hollanda bu ilkelerin hepsinde bize göre çok üstün olunca hezimet de kaçınılmazdı. Hele dördüncü golden sonra biz 10 kişiyken oyunu biraz rölantiye almasalardı futbol tarihimize kara bir leke olarak geçecek inanılması güç bir skor ortaya çıkardı.

        25

        Artık dünkü maçtan sonra Şenol Güneş ile de yolların ayrılması şart oldu. Şimdi bundan sonra artık kendimizi Norveç maçına hazırlayıp hem son maçlardaki kötü izlenimi silmek hem de gruptaki iddiamızı devam ettirmek için çok iyi hazırlanmalıyız. Çağlar ve Ozan Kabak'ın cezalı duruma düşmeleri de ayrıca bir handikap. Dün gece attığı ilk golün hem de hazırlayıcısı olan, sonra da ikinci ve üçüncü gollerin bir numaralı hazırlayıcısı Klaassen dün gecenin yıldızıydı. Adeta modern 10 numaranın üstün futbol zekası ve tekniğiyle hakkını tam anlamıyla veren isimdi. (SABAH)

        26

        ENGİN VEREL: ANLATMAYA GEREK YOK

        'Güneş battı' desem olmaz, 'batan Güneş' desem yine olmazdı. Neden derseniz dün akşam maç boyunca hava hep bulutluydu. Ve Güneş hiç yüzünü göstermedi. Üzülerek sizlerle bir gözlemimi daha paylaşmak istiyorum. Türk futbolunda bir döneme damgasını vurmuş Şenol Güneş ve onun yaşıtındaki teknik adamların artık modern futbolun gereklerine ayak uyduramadığını ve sahneyi terk etme zamanlarının geldiğini görüyoruz.

        27

        'Türk futboluna çok şey verdiklerini' düşünen bu aktörlerle futbolumuzun her türlü alt yapı imkanlarına sahip olmasına rağmen bir arpa boyu yol gidemediğini de üzülerek öğreniyoruz. Günlük şartlara bağlı kazanılan rastlantısal başarılar, bir sistem ve disipline bağlı olmadığı için saman alevi misali kalmıştır. Artık Türk futbolunun kalıcı başarı ve istikrara kavuşması için çağdaş yöntemlere ve hocalara ihtiyacı vardır. 'İlk yarıyı lider bitirdik' diyen Şenol Güneş'in de bu acı gerçekleri gördüğünü ve gerekeni yapacağını düşünüyorum. Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz..(AKŞAM)

        28

        GÜRCAN BİLGİÇ: TAZELENMEK (!) ZORUNDAYIZ

        Avrupa Şampiyonası'na giderken, bize en gurur verenler, "Türk Duvarı"nı yapanlardı. Çağlar ve Merih üstünden konuşsak da Kaan Ayhan, Zeki ve Mert Günok göğüs cebimizdeki isimlerdi. Hollanda maçında duvar 55. saniyede çöktü. Goller üst üste gelirken, "fatura bana çıkmasın" kaçışı başladı Milliler'de. Hatalar yapıldı elbette. Merih-Çağlar ikilisi başrol oyuncuları oldular.

        29

        Önce Avrupa Şampiyonası ile birlikte başlayan bu çöküşün nedenini bulacağız. Bu nedeni-nedenleri "ortadan" kaldıracağız. Şenol Güneş, oyuncu seçimleri ile tartışıldı. Lejyonerler tamam ama ne oynamışlar, ne kadar formdalar, güvenilirler. Son altı maçın bize gösterdiği, artık çözüm bulma konusunda yetersiz kalıyor. Yaşadığımız bu felaket bizi yaralayacak. Hâlâ şansımız varken; "Yeniden" demeliyiz ama "tazelenmek" zorundayız. Anladınız siz onu... (SABAH)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ