Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Hepsi yerli, hepsi bizim
        1

        HT CUMARTESİ

        Çevrenize bakın. Hatta o kadar uzağa gitmeye de gerek yok, kendinizi düşünün. Bir yılın daha sonu yaklaşırken siz de umut verici bir şeyler arayıp duruyor musunuz?

        2

        Aramak derken, bulmanın zor olduğunu değil ihtiyaç olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Sadece Türkiye’de değil, bugünlerde dünyanın hemen her köşesinde insanların umuda ihtiyacı var.

        3

        “Hadi oradan” diyecek okurların “gerçekçilik” kontenjanından eleştirilerini göze alarak daha da ileri gidiyorum: Umut verici, güzel ve epey yakınlarda, hâlâ hayatınızda olan pek çok şey bulmak mümkün. Eh dünyadaki yeni trendler arasında sadece umutsuzluk yok ki, yerellik, yerlilik de var!

        4

        Amerikalılar da, Avrupalılar da gelecek için umut, istihdam ve büyüme için yerli malı peşinde... Biz de son zamanlarda biraz öyleysek ne olmuş yani? Ama, her şeye rağmen umutlu olmanın sanki ayıp sayıldığı bir ülke burası. Farkında mısınız; Türkler, nasılsın diye sorulduğunda hemen hiç (Avrupalı ya da Amerikalılar gibi...) “Great” (harika, müthiş) benzeri bir yanıt vermez.

        5

        Biz, daha ziyade “Eh işte”, “iİç güveysinden hallice”, “Fena değil”, “Buna şükür” vs. deyip geçiştiririz. Bu durum bugüne mahsus da değildir. Oysa dünya hızla değişiyor. Zorlu ama çok da yaratıcı ve umut verici bir gelecek vaat ediyor. Türkiye bu değişime eşlik eden, hatta daha da ileri giden en dinamik ülkelerden biri.

        6

        Çok eksik, çok sorun, çok endişe, çok haksızlık ve çok hata var belki ama, genç Türkiye hepsinin üstesinden gelebilecek potansiyele sahip. Geleceği dünya ile birlikte tasarlama fırsatı orada duruyor. Umut kırıcı çok şey olabilir bu ülkede ama iyi şeyler de oluyor ve siz bunları da okumayı hak ediyorsunuz. Her neyse...

        7

        11-18 Aralık arasında, okul hatıralarımızda yeri apayrı olan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası hatırına bir gayret, çevrenizde, bu ülkede, sevdiğiniz, hâlâ hayatımızda bulunan, yerli ve bizim olan şeyleri düşünmeye başlayın. Hatta bunu bir oyuna dönüştürün ve bir liste çıkarın.

        8

        İnsanlar, olaylar, fikirler, kurumlar, kentler, çizgiler, sesler, şarkılar, hayvanlar, bitkiler, tasarımlar, ürünler, markalar, yemekler, fabrikalar ve daha neler neler çıkacak... İyi gelecek. Onlara sahip çıkın. 100 yılı aşkın süredir hizmet veren birçok markamız var. Onların bugünlere gelmelerinin altında kaliteden ödün vermemek ve çok çalışmak yatıyor.

        9

        CEMİLZADE - 1883

        Şimdilerde insanlar Cemil Bey’i şekerci olarak bilse de kendisi ayrıca bestekâr, hafız ve udi. Fakat musiki eğitimini tamamlamak için 16’sındayken Şehzadebaşı’nda bir şekerci dükkânı açtı.

        10

        Oradaki kazancıyla okulunu bitirip 1909’da Mısır’a gidip Kahire’deki saraylılara ud ve musiki dersleri vermeye başladı. Şekerciliğiyse oğlu Mehmet Ali devam ettirdi.

        11

        19 yıl Mısır’da yaşayan Cemil Bey vefat ettikten sonra Mehmet Ali ve Nurettin Beyler babalarından kalan şekercilik mesleğini devam ettirdi ve bugüne kadar getirdi. “Şeker” denince akla hâlâ ilk gelen mekânlardan.

        12

        ECE AJANDALARI – 1892

        M. Sadık Bey, çocukken savaştan kaçarak annesiyle İstanbul’a yerleşti. Matbuat ve kırtasiye sektöründe çalışan yakınlarından destek alıp 1892’de Beyazıt Meydanı’nda Afutap Kırtasiye’yi açtı. Gerçi o zamanlar ajanda denilmiyor, muhtıra deniliyordu.

        13

        1930’lu yıllarda işleri büyüttü ve mekânın adını Ece olarak değiştirdi. Sadece ajanda değil yazı, hatıra ve not defterleri de satmaya başladı. Hatta M. Sadık Bey, yaptığı işlere uygun olarak Kağıtçı soyadını değiştirdi.

        14

        Ece Ajandaları üçüncü kuşak yönetimiyle devam ediyor. Bugün hâlâ Karaköy’deki mekân dolu, çoğu yerde Ece Ajandaları satılıyor.

        15

        KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ -1871

        Mehmet Efendi 1871’de Fatih’te bir ve kahve dükkânı açtı. Türk kahvesi içmek isteyen günde bir kez buraya uğrar olmuş. 19’uncu yüzyıl sonlarına kadar kahve, çiğ çekirdek olarak satılıyor ve evlerdeki kahve tavalarında kavrulduktan sonra el değirmenlerinde çekilerek içilebiliyordu.

        16

        Fakat kahveyi öğüterek ilk kez hazır olarak kahveseverlere sunan Mehmet Efendi, bu yenilikle aslında “Kurukahveci” unvanını aldı.1931’de vefat eden Mehmet Efendi’nin ardından oğulları Hasan, Hulusi ve Ahmet beyler baba mesleğini sürdürdü.

        17

        Sirkeci’ye ne zaman adım atsam uğramadan edemem, kahvenin kokusu ara sokakları sarar. Çalışanları durmaksızın sıra bekleyenlere kahve paketler. Mehmet Efendi bugün Türkiye’nin en önemli markalarından.

        18

        HAMAMCIOĞLU MÜESSESELERİ - 1880

        Ali Nuri Bey’in 1880’de kurduğu Hamamcıoğlu Müesseseleri, 1885’te Ali Bey’in ölümü üzerine oğlu Nuri Ali Hamamcıoğlu’na geçti. 1946’ya kadar tarım ve deniz ürünleri ihracatı yapan firma, 1935’te Büyükada’daki Splendid Palas Oteli’nin idaresini de üstlendi.

        19

        Marka 1947’den bu yana iş hacmini tarım ve deniz ürünlerinden teknik ekipmanlara kaydırdı. 2001’den itibaren yönetimde altıncı kuşak aile fertleri de yer almaya başladı

        20

        KONYALI LOKANTASI - 1897

        1897’da Konyalı Hacı Ahmet Doyuran Sirkeci’de dört masa ve 16 sandalyeyle Konya Lezzet Lokantası’nı açtı. Yorgun düşünce de lokantayı damadı Mustafa Doğanbey’e devretti. Kısa sürede Konyalı lezzetiyle meşhur oldu, kapısında kuyruklar oluştu.

        21

        Asıl ünü 1940’tan sonra Nurettin Doğanbey’in çabalarıyla yayıldı. Konyalı halen dördüncü kuşak tarafından yaşatılıyor. Hafta sonları hâlâ kalabalık, aman dikkat.

        22

        EMGEN OPTİK - 1909

        Salih Necati Emgen’in Üsküdar Meydanı’nda ilk eczanesini 1909’da açmasıyla Emgen Optik de faaliyete başladı. Fenni gözlük satışı, daha Gözlükçülük Kanunu çıkmadığından sadece yüksekokul mezunu eczacılara bırakılmıştı.

        23

        Bu durum 1939’da çıkan Gözlükçülük Kanunu’na kadar devam etti. Eczacı Salih Necati bir süre sonra Sirkeci’deki yeni yerine taşındı. Salih Necati Soyadı Kanunu’yla ‘ilaç yapan, şifa veren’ anlamına gelen Emgen ismini seçti. 60 yıldır da Beyoğlu’ndaki yerinde işlerine devam ediyor

        24

        ULUDAĞ MADEN SUYU

        Keşiş Dağı Maden Suyu İşletmesi, 1870’li yıllarda, İbrahim Talat Paşa, Mehmet Fuat Bey, Giritli Sıtkı Ulusu ve Fransız yatırımcı Monsieur Bouroussin ortaklığıyla kuruldu.