Özel'den kurultay davası ve kayyum açıklaması
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, CHP Kurultayı'na yönelik görülecek davayla ilgili olarak, "19 Mart'ta yaşadıklarımız bir darbe. Aynı darbe planını CHP için açılmış haziran ayında görülecek davayla ilgili de konuşuyorlar. Bu, sonuç almaya değil yıpratmaya yönelik bir süreç. 81 il başkanımız, 2 milyon üyemizle buradayız hodri meydan. Atatürk'ün ne partisini kayyuma teslim ederiz ne de yargı oyunlarıyla bırakırız. Atatürk'ün partisine seçim olmadan gelecek adamın 2 milyon üyemiz alnını karışlar. Erdoğan'ın hedefiyiz, biz kazanacağız" dedi

CHP lideri Özgür Özel, Meclis'te, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, özetle şunları söyledi:
"Kıymetli konuklar, hepiniz hoş geldiniz. Bugün 02.17'de Muğla Marmaris'te yaşanan 5.8'lik deprem yüreklerimizi ağzımıza getirdi. 14 yaşında bir evladımız hayatını kaybetti. Kendisine rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.
ÖZEL'DEN KURBAN HESABI
2018'den beri yaşadığımız tek adam krizi işçinin, emekçinin canına tak etti. işte bayram arifesindeyiz, 3 gün sonra Kurban bayramı. Dar gelirlinin ete hasret olduğu bir dönemdeyiz. Kurban, dayanışma demek. Bir büyük dayanışmayı dinimizde, kültürümüzde olan dayanışmayı daha hassas biçimde yürütmeliyiz. Eskinin orta direği artık yoksul. 2002'de iyi bir kurbanlık koç 150 lira, asgari ücret ise 184 lira.
Geçen yıl ise koç 15 bin lira, asgari ücret 17 bin liraydı. Bugün asgari ücret 22 bin lira, emsal bir koç ise 15 bin lira. En düşük emekli maaşı ise o zaman 2 tane koç alabiliyordu. Bugün ise iki emekli bir koç alamıyor. Emeklinin bayram ikramiyesi Erdoğan tarafından müjde olarak açıklandı. İkramiye 4 bin TL, müjde olarak verilen ise sadece bayramdan önce yatacağının açıklanması.
Bu ikramiyeyi önce kulaklarının üzerine yattılar bizim açıklamamızdan sonra 2018'de bin TL vermeye başladılar. O zaman bir koç alabilen emekli ikramiyesi şu an ise sadece bir but koçun ancak dörtte birini alabiliyor.
ENFLASYON AÇIKLAMASI
TÜİK'e göre enflasyon yılbaşından bu yana 15.1, TÜİK'e göre enflasyon yıllık yüzde 35. DİSK dava açtı ancak TÜİK hâlâ bu enflasyonu nasıl hesapladığını söylemedi. Pazarda sorduğunuzda yüzde 100'ün altında enflasyon tanımlayan vatandaş yok. ENAG'ın açıklamasına göre ise yıllık enflasyon oranı yüzde 70. TÜİK ile ENAG arasında iki kat fark var. Bu farkla emeklinin cebine girecek maaş belirleniyor.
TÜİK'in rakamının doğru olduğunu kabul edelim, 22 bin 400 TL'lik asgari ücret 18 bin 750 TL'ye düşmüş durumda. İşçi temsilcileri, işçi perişan diyor. Mutlaka asgari ücrete düzenleme zammı yapılması lazım. Seçimden önce ne demişlerdi, enflasyon çift haneye çıktığı için mutlaka ara zam yapmak lazım hatta 4 kez yapmak lazım dediler. O günden sonra enflasyon yüzde 80'lere gitti geldi. Geçen yıl 1 kuruş zam yapmadılar, 17 bin 2 TL ile bir yıl geçirttiler.
Bunlar 22 bin lira yaptılar e temmuzda ara zam yapmamaya niyetleniyorlar. Bu düpedüz asgari ücretlinin emeğini sömürmek demektir. Emeklilere gerçekçi bir seyyanen zam şart. Meydanları dolduran yüz binler var güçleriyle bağırdılar: Ara zam hakkımız söke söke alırız. Bütün emeklilere sesleniyorum. Biz durmayacağız, adalet aramaya, gelirde adalet, vergide adalet, mutfakta adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz.
"GENİŞ TABANLI İŞSİZLİK % 32.2"
TÜİK işsizlik ve büyüme verisi de açıklıyor. Erdoğan'ın övündüğü büyüme ilk çeyrekte yüzde 2. Daha kötüsü tarımda yüzde 2 küçülme var. 19 Mart'ta yaşanan darbe ise ikinci çeyreğe yansıyacak. Geniş tabanlı işsizlik ise yüzde 32.2'ye çıkmış durumda. Üç kişiden bir kişi ülkede işsizlik yaşıyor. Kendisine salonda alkışlatan Erdoğan'a o salondan çık halkın arasına çık işsizliği gör, enflasyonu gör.
İşsizlerin, emeklilerin sorunları çözmeden o koltukta oturamazsın. Sen o koltuğa belediyeleri çalışamayacak duruma getirmek için gelmedin. Son yapılan genel seçimlerden sonra verilen hiçbir söz tutulmuyorsa, hatta bunlar gelirse Demirtaş'ı değil Apo'yu bile serbest bırakacaklar diyorsan, meşru değilsin o koltukta bir gün bile oturamazsın. Bunu diyerek oy almadın çünkü.
"20 YIL İÇERİDE YATARSIN DENİLEN BİR SÜREÇ"
19 Mart darbesinin üzerinden 76 gün geçti. Her seferinde yeni bir dalga, içeri attıklarını birbirlerinden ayırmalar. Cezaevinde zulmetmeler, çocuklarını özledin mi at iftira at imzanı evine git demeler. Yoksa içerde 20 yıl yatarsın denilen bir sürecin içerisindeyiz.
Avcılar Belediye Başkanımız Utku, 30 yaşında daha. Niye yurt dışına kaçsın ki? Sabahın köründe kapıyı zorlamalar, komşuların önünde yeni evli ailenin her şeyini aramalar. Polislerin arasından tek sıra geçirtme tamamen itibarsızlaştırma çalışması. Türkiye 27 Mayıs'ı da, 12 Mart'ı da, 12 Eylül'ü de çok ağır badireler yaşayarak geride bıraktı. Tek suçu Gaziosmanpaşa'yı almak, tek suçu seni geçmek, tek suçu seninle aynı fikirde değiller. Peki bunların torunları bugün ortaya çıkabiliyor mu? O tankların önüne geçenler tarihe geçiyor. Bu mağduriyet Demirel'i daha sonra başbakan yaptı.
And olsun ki bugünün mağdurları yarının iktidarıdır. Aziz İhsan Aktaş'ın 5 sayfalık iddianamesi 2 gün sürmüş. Diyor ki: İlçe başkanlıklarına yardım ettim. Bu iddiaların ispatı yok da Manisa'da AK Parti'nin otobüslerini seçim döneminde giydiriyorlar mı giydirmiyorlar mı? Buralara kadar düşülmüş buralara kadar gelinmiş. 2015'te AB ile serbest dolaşım olacaktı. Bunun için Türkiye'den 63 şey istendi, 57-58'i yapıldı. Biri kişisel verilerin korunması, bir tanesi de siyasetin şeffaflığı.
"O YASA DURUYOR HODRİ MEYDAN"
O dönem Erdoğan dedi ki, partinin aldığı bağışlar, bütün hesapların şeffaflığına girilirse değil belediye başkanı il başkanları bile bulamayız dediler ve siyasi etik yasasını reddetti. O yasa duruyor, hodri meydan, yarın getirin hep birlikte yasalaştıralım var mısın Erdoğan. Bu iftiraları atan kişi 20'ye yakın şehrin devlet ya da şehir hastanelerinin ihalesini almış. İstanbul Bahçelievler Belediyesi'nin de ihalesini alıyor ancak o belediye soruşturulmuyor.
2019'dan önceki dosyaları istemeyen savcılar bize bu iftiraları atıyorlar. Kanıt bulamasalar iftiracı buluyorlar. Murat Kurum'a soruyorum. Bu iftiraları atan kişinin Aziz İhsan Aktaş, İstanbul TEM'de 76 pompalık benzin istasyonu için imar verilmesi istedi. Gece 01.30'da bir cümle eklenerek, kanuna eklediler. Bakanın haberi olmadan olur mu, AK Parti ve MHP oylarıyla geçirdiler. Geçen gün buranın önünden geçtim 3. kata çıkmışlar. Nasıl olacak şimdi? Murat Kurum, bu işlerin neresindesin.
"184 KALEM İHALE AYNI TORBADA"
Çekmeköy Belediyesi'nde bulduk sonra diğer belediyelerde olduğunu öğrendik. İstanbul'daki bütün AK Partili belediyelere, devletin kasasından 45 milyon TL'lik seçim öncesi bağış yapmışlar. CHP'lilerin vergileriyle toplanan parayı, AK Partili belediyelere seçim kampanyasında kullanması için bağış yapıyorlar.
Kağıthane Belediyesi torba ihale ilan etmiş. 184 kalem ihale aynı torbada. Aynı anda bütün araçları kiralayacaksın hem almanak basacaksın hem sucuk festivali yapacaksın. Tek torbada 184 ihale ve içinde güreş müsabakası da var. Bunu AK Parti milletvekilinin damadı aldı. Bu adamın nikah şahidi ise Erdoğan.
"ORTADA İSPATLANAN BİR ŞEY YOK"
Bunların hepsi ortada dururken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı 3 gizli tanıkla insanların onur ve haysiyetine saldırıyor. Ekrem başkanla ilgili 210 gündür didik didik ediyorsun kanıtladığın bir şey yok. Şişli Belediyesi'ne 'kent uzlaşısı'ndan kayyum atıyorsun, Erdoğan diyor ki her gün bir şey ispatlanıyor. Ortada ispatlanan hiçbir şey yok. Ortada Erdoğan'ı yenecek arkadaşlarımız var.
560 milyar TL'lik yolsuzluk dediler, İBB'nin 6 yıllık gelir ve kazancının tamamının 497 milyar TL olduğu ortaya çıkmıştı. Gaziosmanpaşa Belediye başkanının kasasından para çıktı dediler ama polis tutanağında para geçirildiğine ilişkin tek bir cümle yok ve bunu yandaş kanallardan yayınlıyorsunuz. Görüntüde para çıkartıldığını gösteriyorlar ama kasadan hard disk çıkıyor. Bu iddialar gerçek olsa ne gerek var bu şerefsiz yalancılığa. Kanıtı koyarsın, suçu söylersin cezayı verirsin. Mermi çıkan kasayı, para çıkan kasa olarak anlatıyorlar.
Erdoğan, kaçak yapılara ruhsat verip belediyeye bağış alıyor. İmar değişikliği karşısında rüşvet aldığı iddia edildi. Bilbordlarda yolsuzluk var deyip şirketlere el koydular ama Erdoğan, bilbord davasında 50 trilyonla yargılandı. Kişi kendisinden bilir işi. Bize iddia ettikleri ne varsa bundan yargılanmışlar. Tutuksuz yargılanmış sonra başbakan olup dokunulmazlık almış. Bize her açılan kasadan para çıktı diye iftira atıyor. 17-25 Aralık işte başlık paralar saçıldı. Erdoğan bu paralara ne dedi, yolsuzluk olması için devletten çıkmış olması lazım. Erdoğan, çanta artık suç aleti, diyor. Kaçak yapıya bağış aldığını itiraf etmiş. Binali Yıldırım'ın bir havuz yaptığını, o havuza iş adamlarının para attığını ve o medyanın böyle alındığını bilmiyor muyuz?
"CHP'Yİ KAYYUMA TESLİM ETMEYİZ"
19 Mart'ta yaşadıklarımız bir darbe. Bu darbenin başı da Cumhurbaşkanlığını bırakıp cunta başılığını tercih eden Erdoğan'dır. Her darbenin görevlendirme listesi içinde yönetimi ele geçirince oraya oturtacağı isimler vardır. Aynı darbe planını CHP için açılmış haziran ayında görülecek davayla ilgili de konuşuyorlar. Bu, sonuç almaya değil yıpratmaya yönelik bir süreç. 81 il başkanımız, 2 milyon üyemizle buradayız hodri meydan. Atatürk'ün ne partisini kayyuma teslim ederiz ne de yargı oyunlarıyla bırakırız. Atatürk'ün partisine seçim olmadan gelecek adamın 2 milyon üyemiz alnını karışlar. Erdoğan'ın hedefiyiz, biz kazanacağız."