CHP Lideri Özgür Özel, Esenler'de konuştu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Esenler'de düzenlediği mitingde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanlığı dönemindeki tutukluluğunu anımsatan Özel, "Erdoğan, bugün İmamoğlu'nun muhatap olduğu tüm suçlamalara muhatap oldu ama bir gün gözaltına alınıp polis merkezine götürülmedi."dedi. Özel asgari ücrette 'ara zam' için çeşitli sendikalarla görüşmeler gerçekleştireceğini de açıkladı. Öte yandan Özel, "Bugün Türkiye'de büyük bir demokrasi krizi, büyük bir ayıp, büyük bir haksızlık, büyük bir adaletsizlik yaşanmaktadır." açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarının ardından partisince başlatılan mitingler kapsamında Esenler Cumhuriyet Meydanı'nda katılımcılara hitap etti.
"Millet iradesine sahip çıkıyor" sloganıyla gerçekleştirilen mitingde konuşan Özel, kendisine Esenler'in "AK Parti'nin kalesi" olduğunun ve meydanı dolduramayacağının söylendiğini ifade etti.
Özel, "Geldik, gördük ki Esenler ne AK Parti'nin kalesidir ne de başkasının, Esenler artık milletin kalesidir. Esenler halkı merttir, yiğittir, vicdan sahibidir. Yaşadığımız adaletsizliklerden Esenler'in vicdanına sığınmaya geldik. Son seçimlerde yüzde 34'lere geldiğimiz Esenler'e bu gece miting yapmaya değil, eylem yapmaya geldik." diye konuştu.
Özel, "19 Mart sabahı yaşadıklarımızın bir başka örneği yok. Tayyip Erdoğan Esenler'den çok oy almış, oy alan, destek alan Erdoğan yıllar önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken, bugün Ekrem Başkan'ın muhatap olduğu tüm suçlamalarla ve fazlasıyla muhatap oldu. Ancak hatırlayalım ki bir gün polis arabası evine varıp, eşinin yanında kapıya dayanıp, gözaltına alınıp, polis merkezine götürülmedi. Bir gün tutuklanıp da hapse konulmadı. Bütün yargılama tutuksuz gerçekleşti.
Mahkeme karar verdi, yine içeri konmadı. Temyiz aşaması, Yargıtay aşaması geçip artık suçu kesinleşince Saraçhane'den çıkıp, davullarla zurnalarla, otobüs üstünde, kurbanlar kesilerek, dualar edilerek cezaevine yollandı. Kimse koluna girmedi, kimse onu itip kakmadı. Aldığı cezayı en konforlu şekilde, değil öyle yüksek güvenlikli mahkemelerde, Pınarhisar'da yanında yatacak arkadaşı bile belli olacak şekilde geçirdi, oradan çıktı. Bana sorarsan Tayyip Bey o cezayı almamalıydı, hiç hapiste yatmamalıydı. Ama ona yapılmayanı, sırf Cumhurbaşkanı olmasın diye 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal edenler, sabahleyin evinin kapısına dayananlar, eşinin bulunduğu evden onu zorla gözaltı yapanlar, dört gün Vatan Emniyet'te tutanlar ve onu oradan alıp Silivri'ye koyan, iki aydan fazla süredir de her akşam televizyonlardan, TRT'den dünya kadar yalanla ona, ailesine saldıranlar, bugün şunu Türkiye'ye hatırlatıyorlar. Erdoğan dünün mağdurudur ama bugünün zalimidir" dedi.
Özel, "Bugün cezaevinde Ekrem Başkan'dan başka birini daha gördüm. Buğra Gökce. İstanbul Planlama Ajansı'nın Başkanı. İstanbul'da neyden memnunsanız, onların planlandığı o ajansın başkanı. Suçu, size hizmet etmek. Suçu; İstanbul'da iyi hizmet üretmek, sonuçları ölçmek, beklentiyi ölçmek, İstanbul'a hizmet etmek, memnun etmek. Yıllardır bugünü bekliyorlardı. Filiz Hanım'la evleneceklerdi. Ama Buğra Gökce'yi hapse attılar. Nikah günü geldi, çattı. 'Ne yapacağız?' dediler, 'Ne yapacağız?' Düşman hukuku uygulayan bu acımasızlara karşı elbette başımızı dik tutacağız, moralimizi yüksek tutacağız. Gittik, nikahı kıydık, Buğra'ya söyledim: 'Hiç merak etme, burada 10 kişiyiz, akşama Esenler'de yüz bin kişiyiz. Hep birlikte kutlayacağız.' Buğra'ya ve Filiz'e ömür boyu mutluluklar diliyoruz ve ikisini Allah bir yastıkta kocatsın, yürekten alkışlıyoruz" dedi.
Özel, "Bugün Türkiye'de büyük bir demokrasi krizi, büyük bir ayıp, büyük bir haksızlık, büyük bir adaletsizlik yaşanmaktadır. Buna karşı önce Saraçhane'de yedi gün, yedi gece direndik. O gün 19 Mart sabahı uyandığımızda bizden erken kalkan kötüler Ekrem Başkan'a polis yollamış, ama kendi kayyımlarını çoktan hazırlamışlardı. İstanbul'u bir seçilmiş yerine bir atanmış, bir eski bakana teslim etmeyi, sizin iradenizi oraya vermeyi istiyorlardı. Ama gittik Saraçhane'de yedi gün, yedi gece hep beraber direndik" dedi.