Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Asya-Pasifik 'Myanmar lideri Suu Çii'nin Nobel barış ödülü geri alınmalı'

        Myanmar'da Müslümanlar'a yönelik yaşanan şiddet eylemlerinde kilit rol oynayan isimlerden biri, kuşkusuz Ang San Suu Çii... Dünya Arakan’da yaşanan vahşeti konuşurken doğal olarak tüm gözler de bu katliamın sorumlusu olarak gösterilen Ang San Suu Çii’nin geçmişine çevrildi. Çünkü ismi Müslümanlara yönelik şiddet olaylarıyla anılan Suu Çii, bir Nobel Barış Ödülü sahibi. Arakan’dan gelen korkunç görüntüler, Suu Çii’nin elinde bulundurduğu ‘Nobel Barış Ödülü sahibi’ ünvanının da tartışmaya açılmasına neden oldu. “Suu Çii’nin Nobel Ödülü elinden alınsın” diyenler tarafından kampanya başlatıldı. Peki kimdir bu Suu Çii? Nobel Barış Ödülü Suu Çii’ye neden verildi? İşte Suu Çii’nin askeri diktatörlük karşıtı bir aktivistten bir soykırım şüphelisine uzanan yaşam öyküsü…

        AUNG SAN SUU Çİİ, İNGİLİZ EŞİYLE NASIL TANIŞTI?

        19 Haziran 1945 yılında Burma'da dünyaya gelen Suu Çii, Burma bağımsızlık hareketinin öncüsü Aung San'ın kızı. Babası 1947 yılında rakipleri tarafından suikast sonucu öldürüldü. Annesinin Hindistan Büyükelçisi olarak görevlendirilmesi üzerine ailesiyle birlikte Delhi'ye gitti, öğrenimine burada devam etti. Yüksek lisans için gittiği Oxford Aziz Hugh's Üniversitesi'nde felsefe, politika ve ekonomi alanlarından dereceyle mezun oldu. Dönemin pop şarkıcısı Ma Than E ile yaşamaya başladı. New York'ta bulunduğu 3 yıl boyunca Birleşmiş Milletler'de bütçe üzerine görevlerde bulundu, yazılarını danıştığı tarihçi akademisyen Michael Aris ile aralarındaki arkadaşlık ilişkisi ilerledi, 1972 yılında Aris ile evlendi. Suu Çii, evliliğinden iki erkek çocuk sahibi.

        NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NE LAYIK GÖRÜLDÜĞÜ YILLAR...

        1985-87 yılları arasında akademik kariyer yaptı, 1988 yılında ise annesinin rahatsızlığı sebebiyle Burma'ya dönerek siyasete atıldı, ancak hemen ertesi yıl hükümet tarafından "yabancı ülkeler adına casusluk faaliyeti ve ülkede birliği sağlamak yerine yabancı ülkelerin çıkarına uygun hareket etmek" suçundan ev hapsi cezası aldı. 1990 yılında öncüsü olduğu NLD partisi, seçimlerde büyük oranda oy kazandı ancak yönetim seçimleri tanımadı. Yine aynı yıl Rafto ve Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü'nü, 1991'de ise Nobel Barış Ödülü'nü kazandı.

        CASUSLUK İDDİALARIYLA KARŞI KARŞIYA...

        Ev hapsinde olan Suu Çii'nin ziyaretine gelen yabancı konuklar ve İngiliz vatandaşıyla evli olması, onu ‘emperyalizm yanlısı’ suçlamasıyla karşı karşıya bıraktı. Ailesinin vizeleri hükümet tarafından iptal edildiği için 1995 yılında eşi ve çocuklarını son kez gördü. Devreye Kofi Annan ve Papa 2. Ioannes Paulus girdi, ancak bu girişimler faydasız kaldı. 1997 yılında eşini kaybetti, cenazesine katılamadı.

        SUU Çİİ'NİN YILLAR BOYU SÜREN EV HAPİSLERİ BAŞLADI

        1989 yılında Suu Çii için başlayan ev hapisleri sıklıkla yaşanmaya başladı. 1995 yılında ev hapsi sona erdi, 2000 yılında yeniden ev hapsi başladı, 2002'de serbest bırakıldı. 2003 yılında 'Depayin Katliamı' olarak anılan, hükümet yanlıları ile Suu Çii yanlıları arasında yaşanan şiddetli olaylardan sonra ev hapsine resmen geri gönderildi. 2007 yılında, Kofi Annan itirazda bulunmasına rağmen, tutukluluğu uzadı. Ev hapsinin 12. yılında dünya çapında 12 şehirde taraftarları tarafından gösteriler düzenlendi. 2008 yılında, ev hapsi 1 yıl daha uzatıldı. 2010'da ise ev hapsi sona erdi.

        EVİNDE AMERİKALI DESTEKÇİSİYLE YAKALANDI

        2009 yılında John Yettaw isimli Amerikalı bir destekçisi Suu Çii'nin gözaltında tutulduğu göl evine yüzerek gittiği, 2 gün evinde kaldığı, ayrıca yasak bölgede yüzdüğü için 4 yılı ağır çalışma olmak üzere 7 yıl hapse mahkum edilir. Daha sonra ABD yetkililerine teslim edilir. Çii ve Yettaw ülkeden çıkarılır, "Yabancı ülke ajanlarıyla işbirliği" suçlamasıyla hapis cezasına çarptırılır. Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere gibi ülkeler, Myanmar üzerindeki baskılarını artırmaya başlar.

        Myanmar yasalarına göre, yabancı vatandaşla evli olan ve hapis cezasına çarptırılmış birinin seçimlere katılması yasaktır. Bu nedenle Suu Çii'nin partisi seçimlere katılamaz. Ancak özellikle İngiltere ve Amerika’nın baskıları sonucu, 2012 yılında partinin seçimlere katılmasına izin verilir. Bağımsız aday olan Suu Çii, parlamenter olur. 2014 yılında Forbes tarafından dünyanın 61. en güçlü kadını olarak da listede yer alır. 2015'te yapılan seçimlerde ise, oyların çoğunluğunu alır ve "Myanmar'ın Şansölyesi" ünvanını kazanır. Ancak yabancıyla evli olması nedeniyle, devlet başkanı olamaz. Danışmanı Htin Kyaw'ı devlet başkanı olarak seçer.

        Suu Çii’nin iktidarın gücünü eline almasına kadarki yaşam öyküsüyle, bu tarihten sonraki yaşam öyküsü neredeyse birbirinin tamamen tersi. O güne kadar diktatörlüğün baskısını iliklerine kadar hisseden Suu Çii, iktidara geldikten sonra ise devletin tüm gücünü Müslümanlara şiddet olarak yönelten bir yarı diktatöre dönüştü.

        Obama ile bu yakın görüntüleri oldukça konuşulmuştu

        SEÇİMLERE GİRMEDEN HEMEN ÖNCE MÜSLÜMANLARIN HAKLARINI ELİNDEN ALDI

        1982yılında bölgede etnik kimlikleri kabul edilmeyen Müslümanlara 'beyaz kart' kimlikleri verilir, hatta 2008 ve 2010 yıllarında seçimlerde oy kullanma hakkı da tanınır. Ancak Nobel Barış Ödüllü (!!!) Suu Çii’nin yönetimindeki ülkede 2015 yılındaki seçimlere az kala bu kartlar ve oy kullanma hakları Müslümanların ellerinden alınır.

        MÜSLÜMANLARA ŞİDDETİ REDDETMİŞTİ AMA...

        Suu Çii, yıllar boyu Myanmar ordusunun Müslümanlara işkence, tecavüz ve katliam iddialarını reddetti, ancak son günlerde İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün, Arakan'ın Rathidaung kentine bağlı Chein Khar Li adlı Müslüman köyünün yüzde 99'unun yanarak yok olduğuna dair yeni uydu görüntülerini yayınlamasıyla, Suu Çii'nin itirazları yalanlanmış oldu.

        NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NÜN GERİ ALINMASI İÇİN KAMPANYA BAŞLATILDI

        Müslümanlara yönelik artan şiddet, ülkede protestoların da sayısı ve dozu arttı. Ve dünya medyasında da barış ödülü sahibi Aung San Suu Çii' Nobel Komitesi tarafından kınanıp kınanmayacağı veya ödülün iptal edilip edilmeyeceği merak konusu oldu.

        Myanmar lideri Aung San Suu Çii'nin Nobel Barış Ödülü'nün geri alınması talebi merkezi Fas'in başkenti Rabat'ta bulunan İslami Eğitim, Bilim ve Kültürel Organizasyonu'ndan geldi. Arakanlı Müslümanlara yönelik tutumdan ötürü ödülünün geri alınması istendi.

        Change.org'daki kampanya sözcüsü: "Nobel Barış Ödülü Komitesi Başkanı'nın Aung San Suu Çii'ye verilen Nobel Barış Ödülü'nü geri almasını istiyoruz. Sadece dünyayı barış içinde tutmak konusunda ciddi olanlara böyle bir ödül verilebilir."

        Protestoyu organize eden Endonezyalı Farida, "Dünya Rohingya Müslümanlarının katliamı karşısında sessiz kaldı" dedi.

        Change.org’ta, Arakan’daki katliamların sorumlusu olarak gösterilen Suu Çii’nin Nobel Barış Ödülü'nün geri alınması için bir kampanya başlatıldı. 2013 yılında Suu Çii'nin verdiği röportajdan örnek verilerek, Suu Çii’nin "Hiç kimse bana bir Müslümanla röportaj yapacağımı söylemedi." Sözleri alıntılandı. Bu sözlere karşı "Müslüman olmanın nesi yanlış, Suu Çii?" tepkisi gösterilerek, Nobel Ödülü'nün sadece "uluslararası kardeşliğe sonuna kadar özen göstermiş insanlar"a verilecek en yüksek ödül olduğu hatırlatıldı. Kampanya metninde bir ödül sahibinin barışı sürdüremediğinde ‘barışın kendisi için’ ödülünü iade etmesi veya Nobel Barış Ödülü Komitesi’nin verilen ödülü geri alması gerektiği vurgulandı.

        Şu ana kadar kampanyaya 310 binden fazla kişi destek verdi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ