Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para İşte Türkiye'nin koalisyonla büyüme tarihi! - Para Haberleri

        Meltem ERSOY / HT GAZETE

        Seçim sonuçlarıyla birlikte koalisyon ve makroekonomik veriler arasındaki ilişki incelemeye alındı. Türkiye’nin son 45 yıllık tarihine bakıldığında, tek partili iktidarlar ile koalisyon hükümetleri dönemleri arasında büyüme verilerinde anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı göze çarpıyor. Türkiye, son 45 yılda tek partili hükümet dönemlerinde ortalama yüzde 4.5 büyürken, koalisyon hükümetlerinin yönetttiği dönemlerde ise bu rakam yüzde 4 olarak gerçekleşmiş.

        Bu dönemde Türkiye en yüksek büyüme oranını yüzde 10.5 ile 1977 yılında AP-MSP-MHP koalisyonu döneminde yakalarken, bunu yüzde 9.5 ile 1987 yılı takip ediyor. Türkiye ekonomisindeki en büyük daralma ise yüzde 5.7 ile 2001 krizi sırasında yaşandı.

        DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE BÜYÜME HIZLANDI

        Çok partili döneme geçilen 1950’den 1960’a kadar olan Demokrat Parti döneminde de yüksek büyüme rakamları öne çıkıyor. 1950-1970 arasındaki hükümetler dönemindeki büyüme hesaba katıldığında tek partili dönemdeki büyüme oranlarının 1950-2014 ortalaması da yüzde 5.5 seviyesine ulaşıyor. Ancak TÜİK seri değişikliğine gittiği için 1970- 2014 arasını baz almak daha doğru bir veri olarak karşımıza çıkıyor.

        EN ZENGİN İLK 50’DE 30 ÜLKE

        Türkiye, 7 Haziran seçim sonuçlarının ardından yüzde 10 barajını geçen 4 parti arasında koalisyon olasılıklarını hesaplarken, ekonomi dünyası da koalisyon dönemlerinin ekonomiye olası etkilerini tartışmaya başladı. Bu sorunun cevabına ilişkin ipuçlarını bulmak için dünyada kişi başı milli geliri en yüksek ülkelerin siyasi karnelerine baktık. Buna göre, dünyanın kişi başı milli geliri en yüksek 50 ülkesinin 30’unda 2 veya daha çok partili koalisyonların görev başında olduğu göze çarptı. Kişi başı geliri en yüksek ülkelerin 6’sı monarşiyle yönetilirken, tek parti iktidarıyla yönetilenlerin sayısı ise 11 olarak dikkat çekti.

        EN ZENGİNİ MONAKO

        Kişi başı milli geliri 171 bin dolarla en yüksek olan Monako ve onu 115 bin dolarla takip eden Liechtenstein anayasal monarşiye sahip olsa da, seçimle gelen siyasi partileri koalisyon kurmuş durumda. Bu ülkeleri izleyenler arasında AB ülkeleri olduğu kadar Ortadoğu’da monarşiyle yöneten ülkeler de yer alıyor. Ancak seçimle gelen yönetimlerde ağırlıklı olarak koalisyonlar öne çıktı.

        İŞLEYEN KURUMLAR ETKİLİ OLUYOR

        Koalisyonla yönetilen zengin ülkelerin profiline bakıldığında, ağırlıkla Avrupa ülkeleri olduğu göze çarparken, koalisyon hükümetleriyle vatandaşların zenginliği arasında olumsuz bir korelasyon olmamasının nedenlerinin başında oturmuş, işleyen kurumların varlığı geldi. Özellikle AB ülkelerinde aylar süren hükümetsiz dönemler de yaşandığı, ancak ekonomik ve siyasi kurumların işlemesi nedeniyle ekonomide herhangi bir duraksama görülmediği dikkat çekti.

        Bu ülkeler haricinde, kişi başı en yüksek gelire sahip ülkeler arasında Ortadoğu’da zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip, demokrasiyle yönetilmeyen Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi ülkeler de yer aldı.

        ZOR ORTAKLIK GERÇEK OLDU

        Almanya’da Angela Merkel’in üçüncü koalisyon dönemi 16 Aralık 2013’te hayata geçti. Hıristiyan Demokrat Birliği ve kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU) zor görünen ortaklığı gerçekleştirerek en büyük rakipleri Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ile koalisyona gitti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ