Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

GAZETE HABERTÜRK

Cep telefonlarının küresel başarı hikâyesi hız kesmeden devam ediyor. Araştırmalara göre geçen sene dünya çapında satılan cihaz sayısı 1.4 milyar adet olarak gelişirken şirketlerin toplam ciroları da 406 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı. 2016 yılında da sektörün yükseliş trendini sürdürmesi bekleniyor. Elbette bu büyüme oranı geçmiş yıllarda olduğu gibi artık çift basamaklı olarak gerçekleşmiyor. Ancak büyüme aralıksız sürüyor. Buna göre bu yıl dünya çapında toplam 1.6 milyar adet cep telefonunun satılması beklenirken cep telefonu üreticilerinin elde edecekleri cironun da 450 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Şirketlerin karşı karşıya kaldıkları en büyük sorun ise kullanıcıların tatmin edilmesi neredeyse imkânsız olan istekleri. Her yıl çıtanın sürekli yükselmesinin gerektiği sektörde yeniliklerle ortaya çıkmak giderek daha zor hale geliyor. Bu baskı ise geçmişte bükülen iPhone ve son aylarda alev alan Samsung cihazlarında olduğu gibi kalite ve güvenlik sorunlarına neden oluyor.

TRENDLER DEĞİŞİYOR

Cihazlara genel olarak bakıldığında ürünlerin teknoloji olarak her yıl yapılarına dikkat çekici yenilikler kattıkları görülüyor. Bu farklılıklar geçmiş yıllarda ekranların büyümesi gibi doğrudan göze çarpmasa da kullanım esnasında fark yaratıyor. Özellikle internetin dünya çapında hızlanmaya başlaması telefonların internet ortamından anlık içerik indirilmesine (stream) imkân vermeye başladı. Bu değişim cihaz üreticilerine de farklı fırsatlar sundu. Ses, görüntü ve boyut özelliklerini öne çıkaran şirketler cihazları multimedya ortamı haline getirdi. Özellikle online oyun ve video tüketiminin artması cihazların grafik işlemcilerinin hızla gelişmesine neden oldu.

Böylece son yıllarda üst sınıf cihazlara olan talep de bu trende paralel artış gösterdi. Ancak her sene üst sınıf cihazlara oldukça yüklü miktarda yatırım yapmak aradan geçen zamanla pek çok kullanıcı için anlamsız hale gelmeye başladı. Bu trendin oluşmasına özellikle sosyal medya neden oldu. Milyarlarca kullanıcının günün büyük kısmını hızlı oyun oynamak veya video izlemek yerine mesaj ortamında geçirmesi üst sınıf cihazlara olan talebin hızını kesti. Öyle ki yapılan araştırmalar sosyal medya tutkunlarının genel trendin aksine daha küçük ekran ve konfigürasyonlu cihazları tercih ettiklerini gösterdi.

 

KULLANICI PROFİLİNE GÖRE YENİ CİHAZLAR

- Artık kullanılmış cep telefonları eskiden olduğu gibi çekmecelerde çürümeye terk edilmiyor.

- Akıllı telefonların ikinci el piyasası dünya çapında büyürken sosyal medya yeni trendleri belirliyor.

- Üreticiler tarafında ise dünya çapında mobil telefon kullanıcılarını tatmin etmek giderek zorlaşıyor.

- Kullanıcı profilleri ve buna paralel kullanıcı istekleri sürekli değişirken pazara zamanında ürün yetiştirmek giderek zorlaşıyor.

- Önceki yıllarda Apple iPhone ve son dönemde Samsung’un alev alan cihazları üreticilerin bu hıza ayak uydurmakta zorlandıklarını gösteriyor.

 

İHTİYACA YÖNELİK CİHAZ GELİŞTİRMEK ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİ SÜREKLİ ARTIRIYOR

Dünya çapında çok sayıda kullanıcı en yeni telefona yönelmek yerine üst sınıf cihazların 1-2 yıllarını doldurup ikinci el olmalarını bekliyor. Sosyal medya ve sanal ortama ilgisi olmayanlar ise en rahat kullanıcılar. Temel telefon ve mesajlaşmayla mutlu olan bu kullanıcılar bitmeyen pillerle günlerce hatta haftalarca iletişimde kalıyor.

 

 

Bundan çok değil tam 10 yıl önce, piyasaya büyük bir lansmanla çıkmış olan bir telefonu aldığınızda aklınızda bugün olan şu soru asla yoktu: Acaba eve gidince patlar mı?
O gün de telefonlara o döneme göre çok büyük paralar ödeniyordu. O dönem de yapılan bir yenilik tüm dünyadaki cep telefonu kullanıcıları arasında büyük bir heyecana neden oluyordu.
Fakat o zamanlar elbette telefonlar akılsız, kabiliyetleri ise iletişim (o da arama ile SMS) ve alarmla sınırlıydı.
Zamanın iPhone 7'si, Nokia'nın 1200 ile 1208 ve 5130 modeli, Samsung Galaxy Note 7'si ise Sony Ericsson W810'du. 
O telefonların pilleri arka kapağı açar açmaz hemen çıkıyordu. Üstelik arka kapağı açınca telefonların garantisi de bozulmuyordu.

2007'NİN APPLE'I NOKIA, SAMSUNG'U İSE SONY ERICSSON'DU
Bakın o dönemde pazarın en büyüğü yani bugünün Apple'ı kimdi (Yıl 2007) (Bir hatırlatma 2007 yılının sonuna doğru Apple iPhone'u lanse etti ve yılın kalanındaki satışlarla Apple'ın iPhone'la pazardaki payı ancak yüzde 1 olabildi).

2007 - 2011



 

2007 yılına kadar cebimizde mobil cehalet, üzerimizde bu cehaletin getirdiği bir huzurla yaşadık cep telefonu maceramızı. Fakat 2007 yılında her şey bir anda değişiverdi. Apple diye biri çıktı ortaya ve hepimizi akıllandırmayı vaat etti.
Notebook, MAC, ipod gibi ürünlerle tanıdığımız bu oyuncunun vaadi sektörde başta belki çok ciddiye alınmadı fakat ilk iPhone (iPhone 1 diye değil iPhone diye piyasaya çıktı) olağanüstü bazı özelliklerle teknoloji dünyasının altını üstüne getirdi. Blackberry'nin akıllı telefon konseptini yarısı klavye yarısı ekran modelleriyle domine etmeye çalıştığı fakat Nokia efsanesine karşı hiçbir zaman 1 numara olmayı başaramadığı sektörde, tamamı ekran ve dokunmatik açılan klavye özelliği mobil piyasanın geleceğini de değiştirmişti. 

O zamana kadar TV sektörünün en büyük oyuncusu olarak bilinen ve aslında dünya pazarlarında ürettiği tek tük akılsız telefonları saymazsak panel ekran üretimiyle bilinen Samsung da Apple'ın ardından bu segmente iddialı bir giriş yaptı. O zamana kadar ekran sattığı şirketlere rakip olarak pazara çıkan Samsung, Galaxy serisiyle Apple'ın karşısındaki en ciddi rakip haline geldi.


2008 yılından başlayarak iPhone pazarın tartışmasız lideri, Samsung ise ikinci büyük oyuncusu olmuştu (arada sadece 2009'da Nokia'nın son kurşunu olan 5230 modelinin liderliği var. Sonrasında Apple tekrar sektörü ele geçirdi).


 

İKİ MARKANIN CEBİMİZDEN ÇEKTİĞİ RAKAM 1 TRİLYON 181 MİLYAR TL!
İşte o zamandan bu yana iki aktör özel hayatımıza bile müdahale eder durumda. Hem iş hayatımıza hem de özel yaşantımıza cebimizin içinden giren Apple ve Samsung, iPhone'un toplam 10 serisi, Galaxy'nin S ve Note olmak üzere 9 serisi ile iletişim yöntemlerimizi, alışkanlıklarımızı ve hatta sosyal hayatımızı bile şekillendirmeye başladı. Bunu yaparken de toplam 1 trilyon 180 milyar 588 milyon dolarlık bir gelir yarattı iki şirket. Bunun 621.7 milyar dolarının Apple'ın iPhone serisinden, 558.8 milyar dolarlık bölümünün ise Samsung'un Galaxy serisinden geldiği tahmin ediliyor. Üstelik bu rakamlar, her iki seri için satılan yan ve ana ürünler (case, bluetooth kulaklıklar, akıllı saatler) hariç rakamlar. Ve elbette teknik servislerin bu seri cihazlar için elde ettiği tamir hizmet ciroları da rakamlara dahil değil.

Fakat iPhone için 6S'e kadar sürekli yükselen satış trendi, Samsung içinse Galaxy'nin 2014 yılında S5'e kadar yükselen satış trendi bu serilerden sonra düşmeye başladı. Samsung'taki düşüş rakibine göre çok daha dramatik oldu. 

Bu ölümcül rekabet, pazar büyüklüğünün trilyonlarca dolara ulaştığı da düşünülünce, her iki tarafı da zaman zaman hatalar yapmaya itti. iPhone'un güncellemeleri kullanıcı deneyimlerine bırakıp sonradan yamayarak yürüttüğü iOS versiyonları, bu süre içerisinde yaşadığı güç düğmesi sorunları telefonların geri çağrılmasına kadar vardı.
Samsung'un da iPhone'ların saltanatını yıkmak için zaman zaman yaptığı küçük hatalar 2016 yılına gelindiğinde ise ölümcül bir hatayla zirve yaptı.

Apple'ın bir türlü çöz(e)mediği batarya sorununun, rakibinin en zayıf halkası olduğunu kabul ederek bunun üzerine gitmeye yönelik bir stratejiye girişen Samsung, uzun şarj süreleri olan Galaxy'leri piyasaya sürmeye çalışırken buzdağının suyun üstünde kalan kısmıyla son birkaç yıl içinde karşı karşıya kalmıştı aslında. Birbiri ardına bataryaları patlayan ve Samsung'un en büyük satış rakamlarına ulaştığı model olan S5'le birlikte Samsung, ilk başta belki tarihinin en acı kriziyle karşı karşıya kalacağının sinyalini yeterince ciddiye almadı.

BİRBİRİ ARDINA PATLAYAN GALAXY NOTE 7'LER SAMSUNG'A ÇOK AĞIR BİR DARBE VURDU!


SAMSUNG BATARYA İÇİN BAĞIMSIZ LABORATUVAR TESTİ YAPTIRMADI! 
En kritik hatalardan biri ise Samsung'un iPhone 7'den önce Galaxy Note 7'yi lanse etme çabasından kaynaklandı. 
İşte Galaxy Note 7'lerle ilgili bu detay sizi çok şaşırtacak:

Akıllı telefon üreticilerinin batarya gibi donanımları test edebilmesi için bazı laboratuvarlar ile çalışması şart. Bu laboratuvarlara CTIA sertifikalı laburatuvar deniyor. Bu konuda üreticilere getirilen kriterler ve zorunluluklar oldukça katı. Her ne kadar bazı firmaların bu testleri kendi laboratuvarlarında yapmasına izin verilse de son aşamada yeni modellerin düzenleyici kurumlar tarafından onaylanmış olan bağımsız laboratuvarlarda test edilmesi ve ona göre sertifikalandırılması gerekiyor. Bu son testten sonra yeni cihazlar pazara sunulabiliyor. Fakat iddiaya göre Samsung kendi laboratuvarlarında yaptığı batarya testlerinin ardından Galaxy Note 7'lerde kullanılan bataryaların bağımsız bir laboratuvarda son testini gerçekleştirmedi. Normalde batarya patlaması sorunları yaşanmasa belki de fark edilemeyecek olan bu durumun, Samsung'u Galaxy Note 7'lerin yanması ve patlamasıyla ilgili yaşanan olayların ardından çok ciddi bir sıkıntı altına sokacağı tahmin ediliyor. Çünkü iddialar, bataryaların patlamasının sebebinin batarya üzerinde yapılan testlerin yetersiz kalması olduğu yönünde. Yani Samsung'un cep telefonları için zorunlu olan CTIA protokolüne uymadığı iddia ediliyor.

PEKİ NEDEN?
Henüz bu iddialarla ilgili Samsung cephesinden bir açıklama gelmiş değil. Yapılacak açıklama belki bu muammayı çözebilir. Fakat asıl soru şu ki; Samsung gibi bir dev böyle bir testten neden kaçmış olabilir?
En önemli olasılık, bugüne kadar istisnasız her modeli piyasaya çıkmadan önce sızdırılan Samsung Galaxy serisindeki sızmaların kaynağının bu bağımsız laboratuvarlar olması olasılığı. Ürününü güvenlik altına almaya ve lansmandan önce sızıp en büyük rakibe Galaxy'deki yeni bir özellikle ilgili yeni bir hamle imkanı vermemek için Samsung kendi güvenli laboratuvarlarında bu işi çözmeyi istemiş olabilir.
Samsung'un Galaxy Note 6 markasını pas geçip doğrudan Note 7 ile piyasaya çıkması da Samsung'un 7'nci nesil algısını Apple'ın iPhone 7'sinden önce sahiplenme çabası olarak görüldü.
Yani bu cihazların test için yeterli süreyi alamamış olması, sızıntıları önlemek için Note 7 donanımlarını üretim alanının dışına çıkarmama çabası gibi birbirini takip eden hatalar zinciri, Samsung'un en önemli hatası olarak nitelendiriyor.


DÜNYANIN EN PAHALI LANSMANI: ZARARI 17 MİLYAR DOLAR
Peki bu hatanın bedeli ne? Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada Note 7'leri geri çağıran ve hatta satışını durduran, aynı modelin sorunsuz bataryalı olanlarıyla değişim hatta para iadesi öneren, hatta daha da ötesi Note 7 kullanıcılarına S7 modelini takas etme teklifi sunan Samsung'un bu ölümcül hata sonucunda 17 milyar dolarlık zarara uğrayabileceği konuşuluyor.

HIZLA TÜKENEN BATARYA iPHONE'UN EN BÜYÜK PAZARLAMA MODELİ!
Peki Samsung bu Note 7 skandalıyla karşı karşıyayken iPhone çok mu masum kaldı? iPhone'un her yeni versiyonda yeni sürümünü çıkardığı iOS versiyonları aslında iPhone'un gizli silahı denebilir. iOS 10 sürümüyle 2016 yılında tanışan iPhone 6S ve altındaki modellerin kullanıcıları işletim sisteminin yeni sürümünün çıkmasıyla birlikte kabusu yaşadı. Kabusun ismi ise yine batarya sorunu. Bir günü zar zor geçirebilen iPhone sahipleri, iOS 10'a günceller güncellemez iki katına varan daha hızlı pil tüketen telefonuyla neredeyse düşman haline gelen iPhone kullanıcılarının çaresizliği sık sık forumlara da yansıyor. Apple'ın yeni iOS sürümleriyle verdiği mesaj aslında çok net: Bataryanızın hızlı tükenmesinden memnun değilseniz iPhone 7'ye geçin.

iPHONE HER YENİ MODELİNDE ÖNCEKİ MODELLERİNİN BATARYASINI HIZLA TÜKETEN iOS SÜRÜMLERİNİ PİYASAYA ÇIKARIYOR


Çıkan yeni iPhone modeliyle birlikte güncellenen iOS'u yükleyen kullanıcıların her yıl periyodik olarak yaşadığı bu sorun aslında bir sabır testi bence. Yeni yılın ortasına kadar süren bu ızdırap, yıl ortasına doğru yapılan yeni yamalarla ve upgrade'lerle yavaş yavaş Apple tarafından ortadan kaldırılıyor ve iPhone'un eski modellerine sahip kullanıcıların ızdırabı azalıyor. Yıl ortasına doğru her yeni iOS güncellemesiyle batarya performansı ilk haline dönmese de en azından telefonların batarya tüketme ömrü tahammül edilebilir seviyeye geliyor.

Bu arada bezen iPhone sahipleri ise çaresiz yeni model bir iPhone ile kucaklaşarak sinir harbinde pes ediyor.
Şimdi haliyle akla şu soru geliyor: iPhone batarya sorununu çözemiyor mu? Yani Samsung gibi daha büyük fakat daha riskli bir batarya modeline geçmekten mi çekiniyor? Yoksa gerçekten çözmek mi istemiyor? Sonuç olarak hızla tükenen batarya, Apple için çok önemli bir satış argümanı olmuş durumda.