Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yaka paça gelip yaptıklarının hesabını verecekler

        Haklarında yakalama kararı çıkan ve Ermenistan'a geçtikleri belirlenen eski savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara ile ilgili isim vermeden konuşan Erdoğan, "Kendilerini her şeyin üzerinde görenler birer birer yıkılırken, ülkesini terk ederken biz milletimizle el ele buradayız. Acımasız kararları verenler Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçıyorlar oradan da nereye kaçacaklar kim bilir. Bizler de iz sürüyoruz. Bunlarla ilgili kırmızı bültenler hepsi... Bunlar da bir yerlerde yakalanacak. Yaka paça gelip yaptıklarının hesabını verecekler." dedi.

        Terör örgütüne yönelik operasyonlara ilişkin de konuşan Erdoğan, "Terör eylemleri ile milletin birliğini, beraberliğini bozacaklarını sananlar hak ettikleri cevabı alıyorlar. Bu operasyonlar devam edecektir. Biz bunların saldırıları karşısında asla durmayacağız, mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Bazıları ‘terör örgütü silahlarını sustursun’ diyor. Hayır terör örgütü silahlarını gömecek, betonlayacak. Kalkıp devletten kimse silahları bırakmasını isteyemez" dedi.

        İşte Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

        Türkiye bu noktaya kolay kolay gelmedi. Boş çabalar tamamen kıymetini yitirmiştir. Bu çabalar 2013 yılında önce Gezi, arkasından 17-25 Aralık darbe girişimi ile farklı çehreye büründü. Mahalli seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi girişimleri akamete uğrattı.

        Gezi ve 17-25 Aralık sürecinde şahsımı Cezayir'e gitmiştim beni yurtdışına kaçmakla itham eden ihanet şebekesinin mensuplarının yurt dışına kaçtıklarını görüyoruz. Biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, kaderin üstüne kadar olduğuna inananlardanız.

        "YAKA PAÇA GELİP YAPTIKLARININ HESABINI VERECEKLER"

        Kendilerini her şeyin üzerinde görenler birer birer yıkılırken ülkesini terk ederken biz milletimizle el ele buradayız. Acımasız kararları verenler Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçıyorlar oradan da nereye kaçacaklar kim bilir. Bizler de iz sürüyoruz. Bunlarla ilgili kırmızı bültenler hepsi... Bunlar da bir yerlerde yakalanacak. Yaka paça gelip yaptıklarının hesabını verecekler.Beni yurt dışına kaçmakla itham eden ihanet şebekesi mensuplarının birer ikişer yurt dışına kaçtıklarını görüyoruz.

        7 Haziran seçimleri öncesinde Doğu ve Güneydoğu bölgesinde vatandaşlarımız üzerinde baskı ve tehdit ilkimi oluşturuldu. Seçimler sonrasında ortaya çıkan tablo iyi değerlendirebilir ve Türkiye için yeni dönemin kapısı aralanabilirdi. Bölgemizdeki gelişmeleri ve belirsizlik ortamı fırsat bilen bölücü terör örgütü 11 Temmuz’da saldırılarına başlayacağını ilan etti. Suruç’taki bombalı eylem bahane edilerek ahlaksızca saldırılara girişildi. Kalleşce saldırılara başlanıldı.

        Geçenlerde Tunceli-Erzincan yolunda bir terörist yanında başkası daha orada nutuk atıyor. Nutuğu attıktan sonra siviller de onları alkışlıyor.

        Sokak başlarını kazıyarak, yolları trafiğe kapatmak, mayınlı tuzaklar kurmak, insanları tehdit etmek, baraj inşaatını engellemek. Bu barajlarda su toplanacak, kurak araziler sulanacak. Bunların ruhunda öyle bir anlayış var ki faturayı da hükümete kesecek. Doğalgaz hatlarını patlatan sizsiniz. Bunlar demokrasiden bahsediyorlar. Barajlar sebebi ile dindar geçinenleri söylüyor. Allah’ın verdiği yağmurdan nasıl para alısınız diyor. Allah’ın verdiği yağmur barajlar olmasa bunlar nereye gider? Bu barajların maliyeti yok mu?

        "BUNLAR SAVAŞ, KAN, CAN İSTİYOR"

        Bölücü örgüt uzantıları eylemlerin ve ölümlerin faturasını, şahsıma hükümete çıkarmaya çalışanların asıl niyetlerinin gayet iyi farkındayız. Ne diyorlardı, “seni başkan yaptırmayacağız…” Bu sözün aslında “Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmayacağızı” ifade etiğini çok iyi biliyoruz.Devletin içindeki paralel yapı süreci zorlaştırıyor. Son eylemler kalleşlikte sınır tanımadıklarını gösterdi. Bu süreçte iğrenç işbirliklerine şahit oluyoruz. Bugün 'Devlet silahlarını sustursun' diyenler dünde bölücü örgüte ‘Niye silahlara sarılmıyorsun, neden savaşmıyorsun’ diyorlardı. Bunlar savaş istiyor, can istiyor, kan istiyor. Kürt kardeşlerimi sokağa çağıranı biliyorsunuz.Peki 50 kişi öldü. Ölen kimdi? Benim Kürt vatandaşım. Öldüren? O da Kürt. Peki Kürdü Kürde kırdıran bu adamlar değil mi? Bu adamlar nasıl oluyor da özgürlükçü oluyor.

        "TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GÜDÜMÜNDEKİ PARTİ, ÇÖZÜMÜ BRÜKSEL'DE ARIYOR"

        Eline saz vermek suretiyle insanı modern noktaya oturtamazsınız. Cici çocuk demekle kişi cici olmuyor. Biz insanın ameline bakarız, filine bakarız. Bunlar yol keser, haraç toplar. Alıyor insanı dağa kaçırıyor. Arkadan gel kurşunlat. Tek amaçları Türkiye’nin istikrarının bozulması, güven ortamının zehirlemesi.. Yürekler ülkemizde yanıyor. Terör örgütünün güdümündeki parti çözümü Brüksel’de, diğer yabancı başkentlerde arıyor. Oyu Türkiye’den alıp çözümü dışarıda arayan parti kendi varlığını inkar ediyor demektir.

        "KOBANİ DÜŞTÜ DÜŞECEK' SÖZLERİMİN GERİSİNDE BU BİLGİ VAR..."

        Kobani’den kaçanları bir hafta içerisinde ülkemizde misafir eden biz değil miyiz? Biz sınırlarımızı kapatabilirdik.

        Obama beni aradı, "İki güne kalmaz Kobani düşer, sizden yardım istiyorum" dedi. (Obama'nın verdiği Kobani bilgisi) Hep "Kobani düştü düşecek" şeklinde cımbızlanan ifademin gerisinde bu bilgi var.Konuştuklarımı saptıranlar var.Terör örgütü benim Kobani düştü düşecek sözümü cımbızlayarak insanları sokağa dökmüştür.

        Türkiye Suriye ve Irak’tan gelen tüm misafirleri gibi Kobani’den gelenleri de samimiyetle bağrına basmıştır. DAİŞ askerimizi, polisimizi şehit ettiklerinde seslerini çıkarmayanlar bu örgüt Suruç’ta eylem yaptıklarında suçu bize attılar. Terbiyesizce edepsizce kalkıp Suruç katliamını Milli İstihbarat Teşkilatımıza yıkmak isteyenlerin üzerinde suçu başkasına devretme operasyonudur.

        “SİLAHLA SALDIRIYA UĞRAYAN BİR DEVLETİN…”

        Silaha sarılmak kabul edilemez. Silahla saldırıya uğrayan bir devletin kendisini silahla savunma hakkı olduğunu en liberal aydınlar bile kabul ediyor.

        “OPERASYONLAR SÜRECEK”

        Terör eylemleri ile milletin birliğini, beraberliğini bozacaklarını sananlar hak ettikleri cevabı alıyorlar. Bu operasyonlar devam edecektir. Canımız yanıyor, şehit ailelerinin canları da yanıyor. Bu iş bitsin diyen kardeşlerimiz oluyor. Şahadet makamı kıyamete denktir, devam edecektir. Mesele bunu tamami ile minimize etmektir. Dünyanın her yerinde bu tür olaylar devam ediyor.

        “SİLAHLARI GÖMECEKLER, BETONLAYACAKLAR”

        Biz bunların saldırıları karşısında asla durmayacağız, mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Bazıları 'terör örgütü silahlarını sustursun' diyor. Hayır terör örgütü silahlarını gömecek, betonlayacak. Kalkıp devletten kimse silahları bırakmasını isteyemez. Askerin de polisin de silahı onun enstrümandır, onu asla elinden bırakamaz.Tüm teröristler ya ülkemizi terk edecekler ya da silahları gömecekler, betonlayacaklar. Ve bunların teslimiyetini biz yapacağız. Siyasi parti de aynı durum geçerli.

        Bize kimse ‘bizim terör örgütü ile alakamız yok’ Bunu kimse yutmaz.Biz kararlılıkla adımlarımızı atacağız.

        Bana göre çözüm süreci buzdolabındadır. Şuanda milli birlik ve kardeşlik projesi gündemdedir. Projeye destek verenlerle yolda yürümeye varız. Operasyonlarda nasıl ortaya çıkıyor görüyorsunuz.Yığınak yapıyorlar.

        “ÇATIŞMALARI YENİDEN BAŞLATAN TERÖR ÖRGÜTÜ. ARTIK NE DEVLETİN NE HÜKÜMETİN VERECEĞİ TAVİZ, ATACAĞI ADIM YOKTUR”

        Çatışmaları yeniden başlatan devlet olmadı, terör örgütü bu yola başvurdu. Artık ne devletin ne hükümetin vereceği bir taviz ve atacağı adım yoktur. Yapılması gereken her şey yapılmıştır. Terör örgütü silahlarını bırakmadığı militanlarını ülke dışına çıkarmadığı güdümündeki parti demokrasinin saffına geçmediği sürece devlet üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütünün unsurlarına karşı müdahale yapılacaktır. 90’lı yıllara dönüldü iddialarını kesinlikle reddediyorum.

        KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ

        ‘Başbakan koalisyon hükümeti kurmak istiyor, cumhurbaşkanı bunu engelliyor’ gibi iftira kokan ifadeler kullanıyorlar. Ben şu ifadeyi sürekli kullandım. Sorunların çözümü için irade ortaya koyabilecek koalisyon hükümetinin oluşması konusunda ümidimizi muhafaza etmeye çalıştık, çalışıyoruz. Şahsıma düşen görev nedir. Anayasada belirtilen süreci işletmektir. Ben bu süreci işletiyorum. Hükümeti kurmak görevini verdim ve süreci başlattım. Sayın Başbakan hükümeti kurma görüşmelerini devam ettiriyor. Bu süreç içersinde farklı yaklaşımlar ortaya konuluyor.

        "KENDİ İLKELERİ İLE KARŞI DÜŞÜNCELER ÖRTÜŞMÜYORSA İNTİHAR EDECEK HALİ YOKTUR"

        Tekrar seçim, ama farklı anlayışlı ortaklıkla adım atılabilir. Ama kendi ilkeleri ile karşı düşüncelerin örtüşmesi lazım. Örtüşmüyorsa intihar edecek hali yoktur. Bunu bu şekilde görmek lazım. Koalisyon hükümetinin kurulması temennimdir. Bu süre 45 gündür. Farklı alternatifler var. Seçimlerin tekrarı yoluna tüm yollar denendikten sonra gidilecektir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ