Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp Sağlığı Kalp krizi belirtileri! Kalp krizi geçiren kişiye ilk müdahale nasıl yapılır?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kardiyovasküler ölümler dünyada en sık görülen ölüm sebeplerinin başında geliyor. Kalp hastalıkları erkeklerde genç yaşlarda daha sık görülüyorken, kadınlarda ise menopoz sonrasında ortaya çıkıyor. Peki kalp hastalıklarını tetikleyen şeyler neler? Kalp krizi hangi belirtilerle ortaya çıkar? Kalp krizi nasıl teşhis edilir? Kalp krizi geçiren kişi nasıl tedavi edilir? Kalp krizinden korunmak için neler yapılmalı? Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Öğr. Üyesi Osman Kayapınar, kalp sağlığı hakkında merak edilenleri anlattı.

        Kalp krizi nedir?

        Kalp krizi, aterosklerotik damar hastalığının bir sonucudur. Ateroskleroz, zamanla koroner arterlerin daralmasına neden olur. Damar içerisindeki daralma ciddi boyutlara ulaştığında hastanın ilk olarak efor esnasında belirginleşen yorgunluk, göğüste gerginlik, bası hissi, yanma, gibi şikayetleri olmaya başlar. Kalp krizi yani miyokard enfarktüsü ise; kalbin koroner arterlerden birinin aniden tıkanması ile ortaya çıkan durumdur. Kalp krizi esnasında tıkanıklığın olduğu yere göre değişiklik göstermekle birlikte kalbin kendi dokusunda hasar gelişebilir. Bu hasar, hastaya müdahale edilme süresiyle değişebilmekle birlikte geçici ya da kalıcı olabilir.

        Kalp krizinin nedenleri nelerdir?

        Kalp krizi ile sonuçlanan koroner arter hastalığı birçok risk faktörüne bağlı olarak gelişmektedir. Sağlıksız beslenme, sigara ve madde kullanımının artmasıyla birlikte artık daha erken yaşlar da bile kalp krizi görülmektedir. Başlıca risk faktörleri arasında; hipertansiyon, hiperlipidemi, şeker hastalığı, sigara, aile hikayesi, madde bağımlılıkları, ileri yaş ve kötü yaşam tarzı sayılabilir.

        Koroner arter hastalığı, genç yaşlarda erkeklerde daha sık görülürken, menopoz sonrasında kadınlarda sıklığı artmaktadır.

        Bu risk faktörlerinin birçoğu, yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol edilebilir ya da önlenebilir risk faktörleridir. Ülkemizde maalesef spor alışkanlığı yok denilecek kadar az, insanlar sedanter yani hareketsiz bir hayat sürüyor. Bu da değiştirilebilir risk faktörlerini bizim aleyhimize çeviriyor. Zamanla kilo alıyoruz, kan kolesterol profilimiz ve şeker profilimiz bozuluyor, damarlarımız esnekliğini kaybediyor ve artık hipertansif, hiperlipidemik, metabolik sendromlu ya da şeker hastalığı olan insanlar haline geliyoruz. Maalesef kötü yaşam tarzının sebep olduğu bu durumlar kalbi besleyen damarları ve kalbi olumsuz etkiliyerek zamanla kalp krizi geçirme riskimizi de ciddi şekilde artırıyor.

        Kalp krizi hangi belirtilerle ortaya çıkar?

        Kalp ağrısı; egzersiz, duygusal stresler ya da ağır bir yemek sonrası hastanın göğsünde ezici, baskı tarzında, sınırlarını hastanın tam olarak çizemediği bir ağrıdır. Bazı hastalar bu ağrıyı hiç hissetmeyebilirler. Bu hastalarda özellikle efor esnasında oluşan nefes darlığı bir belirti olabilir. Hastalar bunu boğulmak ya da ciddi bir baskı hissi olarak tanımlayabilirler. Göğüste başlayan ağrı, sol kola, omuza, çeneye, sırta ya da mide üzerine yayılabilir. Ağrının süresi ve ne kadar zamandır olduğu bu durumun aciliyeti ile ilgili bir ipucu verebilir. Son iki ay içerisinde başlayan ağrılar, 10 dakikadan daha uzun süren ağrılar ciddiye alınmalıdır.

        Akut kalp krizinde ise ağrı aniden başlar ve çok şiddetlidir. Ağrıya çarpıntı, bulantı, kusma ve ölüm korkusu gibi durumlar da eşlik edebilir. Bazı hastalarda ölümcül olabilecek ritim bozuklukları ya da ani kardiyak ölüm de izlenebilir.

        Sol kol ağrısı genellikle kalp krizi olarak yorumlanır. Bu doğru bir tespit mi?

        Sol kol ağrısı tek başına çok eksik kalıyor. Evet kalp ağrısı kollara ve daha çok sol kola yayılır ama bu ağrıya tipik kalp ağrısı diyebilmek için efor ile ilişkilendirilebilmeli, istirahatte olup olmadığı sorgulanmalı, risk faktörleri ayrıntılı şekilde irdelenmeli ve gerekirse girişimsel olmayan tekniklerle test edilmelidir. 30 yaşında, herhangi bir risk faktörü olmayan, bir kadının gece yatarken kolu ağrıyorsa bu aklımıza kalp ağrısını getirmez ama 55 yaşında, diyabetik, sigara içicisi bir erkek hastanın yokuş yukarı çıkarken kolu ağrımaya başlıyorsa bu durumda aklımıza kalp ağrısı gelir ve ileri tetkik gerektirir. Her kol ağrısı kalp ağrısı değildir. Kas ağrıları, sinir sıkışmaları, boyun fıtıkları, postür bozuklukları da kollarda uyuşma ya da ağrı yapabilir.

        Kalp krizi nasıl teşhis edilir?

        Göğüs ağrısı ile gelen bir hastaya öncelikli olarak EKG çekilir bazı kalp krizlerine EKG ile tanı konulabilirken bazı durumlarda EKG yeterli olmayabilir. Bu durumda hastalara ardışık EKG ve kan takipleri yapılarak kriz geçirip geçirmediği belirlenir.

        Kalp krizi geçiren bir kişiye nasıl müdahale edilmelidir?

        Kalp krizi geçiren biri en kısa sürede tam donanımlı bir kalp merkezine yönlendirilmelidir. Bu hastalara maalesef evde, çarşıda, pazarda yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. Ani ölüm durumunda temel yaşam desteği uygulanabilir. 112 acil servis aranmalı ve en kısa sürede hastanın sevki sağlanmalıdır. Zamanla yarışıyoruz tabiri kesinlikle doğrudur çünkü kalp krizi sonrasında görülen ölümlerin büyük bir kısmı ilk iki saatte olmaktadır. Hastanın kalp krizi geçirdiğinden eminsek, bilinci açıksa aspirin çiğnetilebilir, kuvvetli bir öksürük kan akımını geçici olarak artırabilir, bunun dışında bir şey yedirmek ya da içirmek uygun değildir.

        Kalp krizi geçiren kişi nasıl tedavi edilir?

        Kalp krizi geçiren hastalarda medikal yani ilaçla ya da girişimsel yani balon stent veya cerrahi tedavi seçenekleri vardır.

        Koroner anjiyo ile uygulanan işlemlerde kalp krizinin başarı ile tedavi edilebilme oranları artık yüzde 95'lere kadar ulaşmıştır. Stent ya da balon için uygun olmayan hasta grubunda da koroner arter bypass cerrahisi bir seçenektir. Özellikle stent ile tedavi edilen hastalara, hem stentlerini, hem de diğer kalp damarlarını korumak üzere reçete ettiğimiz bazı ilaçlar var, hastalar bu ilaçları asla hekimlerine danışmadan bırakmamalıdır. İlaçlara bağlı bir yan etki oluştuğunu düşünebilirler, bu durumda bu sorunu doktorları ile paylaşmalı ve çözümü birlikte bulmalıdırlar. Aksi takdirde ilaçların bırakılması kalp krizi ve ölümle sonuçlanabilir.

        Kalp krizinden korunmanın yolları nelerdir?

        Kalp krizden korunmak için yaşam tarzı değişikliği şarttır. Beslenme alışkanlıklarımız kesinlikle değiştirilmeliyiz, doymuş yağlar, şekerli besinler, ambalajlı gıdalardan uzaklaşmalıyız, sürdürülebilir spor alışkanlıkları edinmeliyiz. Haftanın çoğu günü yani en az dört gün, en az 30 dakika hafif tempolu yürüyüşler yapılabilir. Biz kalp hastalarına yarışmalı sporları asla önermiyoruz. Kan basıncı kontrol altına alınmalıdır. Aşırı kilo almaktan kaçınmak ya da gerekli ise kilo vermek önerilir. Stres kontrolü sonuçta kan basıncı değişikliği ve kalp ritim değişikliklerine yol açabileceği için önemlidir. Pasif ya da aktif olarak sigara dumanına maruz kalmamak önemlidir. Daha öncelerden faklı uygulamalar vardı ama artık son çalışmalarla alkolün dozdan bağımsız olarak kardiyotoksik etki gösterdiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla alkol tüketimi de hastalara asla önerilmemelidir.

        Sonuç olarak kalbinizin sağlığı için her yaşta yapılabilecek, sürdürülebilir sporları seçin ve sağlıklı beslenin. Sigara, alkol ve diğer madde bağımlılıklarından uzak durun. Bu çağrımız kalp hastaları için olduğu kadar, sağlıklı insanlar için de geçerlidir; çünkü biz doktorların asıl işi tedavi etmek değil, hastalığı önlemektir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ