Oyun dünyasının gidişatını değiştiren akıllı telefon

Steve Jobs, 2007 yılında "Telefon yeniden icat edildi" diyerek iPhone'u tanıtırken, bu icadın pek çok farklı sektörü etkileyeceğini, hangi seviyeye kadar tahmin etmişti bilemeyiz. Ancak ilk iPhone ve ardından gelen iPhone 3G modelinin yansımalarını, sadece akıllı telefon sektöründe değil, oyun sektöründe bile halen görüyoruz.

Yıl 2007. Nokia'nın oyun konsolunu telefonla birleştirdiği "N-Gage" başarısızlığından bu yana 4 yıl geçmiş. PlayStation Portable (PSP) ortaya çıkmış ve oyunların akıllı telefonlardan ayrı biçimde ilerlemesi için ilk ciddi adım atılmış. El konsolu konusunda adeta çağ açan Nintendo DS piyasaya sürülmüş ve belki ülkemizde yeterince olmasa bile dünyada büyük ilgi görmüş.

Ayrıca PS3 ile birlikte tüm dünyada oyun oynayan kitle hiç olmadığı kadar artmış... İşte bu dönemde Jobs'ın, "iPod, telefon ve internet tarayıcı" olarak tanımladığı iPhone için kimse yüksek sesle "Oyun!" diye bağırmıyordu. Buna karşın cihazın dokunmatik becerileri ve hareket algılayıcı teknolojisi, yenilikçi oyun üreticileri tarafından kısa sürede keşfedildi.

Özellikle iPhone 3G'nin satışa sunulmasıyla (Haziran 2008) Apple Store, dünyanın en büyük oyun galerilerinden birine dönüşmeye başladı.

Bu sıralarda birbiri ardına PSP'ler (PSP-3000, PSP Go, PSP E1000) satışa sunuluyor ve el konsolu tarihinin en özel ürünlerinden biri Nintendo 3DS ortaya çıkıyordu. Diğer tarafta ise PS3 ile X360 rekabeti had safhaya ulaşmış, oyun dünyası adeta bir evrimin içinden geçiyordu.

iPhone ile yükselen akıllı telefon trendi, el konsollarının varlığını tehdit eder hale gelmişti. Halihazırda telefon ve tablet taşıyan kullanıcılar, bir de yanlarında el konsoluyla dolaşmak istemiyorlardı. Üstelik başta iPhone olmak üzere kullandıkları telefonlar, el konsollarının sunduğu deneyimi bile aşan niteliklere sahipken...

Beklenen oldu ve el konsolları satış rakamlarıyla günbegün eridi. Ne PS Vita ne de 3DS, eşsiz özelliklerine rağmen el konsolu kavramının devamına yol açacak kıvılcımı ateşleyemedi. Buna karşın "mobil oyun" kavramı gün yüzüne çıktı ve her sene artan hacmi ve oyuncu kitlesiyle, masaüstü ve ev konsolu pastasından büyük bir dilimi kısa sürede çalmayı başardı.

İlerleyen yıllarda mobil oyun sektörü, "AAA" diye nitelendirilen, PC ve güncel ev konsolları için geliştirilen yüksek bütçeli oyunlara bile hacmiyle ulaşarak, oyun sektöründeki evrime resmiyet kazandırdı. Akıllı telefonlar, daha evvel hiç oyun oynamamış ya da oynasa bile devamını getirmemiş milyonlarca kullanıcıyı, gün içerisinde birkaç dakika bile olsa oyunlarla buluşturmayı başardı.

İlk etapta günlük hayattan arda kalan süreleri eğlenceli bir sürece terfi ettiren mobil oyunlar, zamanla tercihen vakit ayrılan bir alakaya kavuştu. Bu tabloya sessiz kalamayan Nintendo, Activision, Epic Games, Electronic Arts ve daha pek çok oyun devi, mobil oyun sektöründe kendine sağlam bir yer edindi. Geri kalan devler de bu sektöre ya girdi ya da girmek için çalışmalarını tamamlamak üzere.

Temellerinin atılmasında kritik bir rolü olan iPhone'un ışık tuttuğu mobil oyun sektörü için tahminler, 2020'de toplam oyun sektörünün yarısından fazlasını oluşturacağı yönünde. Şu an için yaklaşık 120 milyar dolar olan oyun sektörü, küresel film endüstrisini çoktan geride bırakmış durumda.

Kahraman filmleriyle günbegün yükselen sinema sektörü için 2020 tahminleri henüz 50 milyar dolar seviyesinde. Rakamlar işaret ediyor ki, mobil oyun sektörünün geleceği, geleneksel ev oyunculuğundan çok daha parlak.

Teknoloji insan alışkanlıklarını hızla değiştirdi. Gelişen küçük farklar bile büyük dönüşümlere yol açtı. Bugün, bulunduğumuz bu noktadan geriye baktığımızda, büyük oranda ev ve küçük oranda el konsolu kullanımıyla ilerleyen sektörün kırılma yaşarak, mobil oyun sektörünün öncülüğüne doğru yön değiştirmesinin hikayesini, 2007 yılında söylenen küçük bir cümlede bulabilmek mümkün: "Telefon yeniden icat edildi".