Rıdvan Dilmen'den Konyaspor - Galatasaray maçı yorumu

Artık ligin bitmesine 4 hafta kala ortamı germeyen yorumlar yapmak lazım. Öyle bir ortamdayız ki artık, tamamen algı ile kaos içinde bir lig yaşıyoruz. Bu birkaç haftada başlayan değil uzun zamandır devam eden bir kaos var.

Ben de eleştiriyorum. Hakemleri, MHK'yı eleştiriyorum. Bugün de eleştireceğim. Ama artık benim beyaz dediğim şeye buna nasıl beyaz dersin deniliyor. Galatasaray - Beşiktaş maçı dünden itibaren başladı. Yöneticiler, teknik adamlar başladı bile. Tıpkı hafta içinde hakemlerin açıklandıktan sonra başlaması gibi. Hakemler bir açıklandı tüm takımlar konuştu.

Galatasaray, haftalar sonra liderlik şansı yakaladı. Kontrollü hücumu tercih edip oyunu %80'lerde tuttu ve bariz bir oyun üstünlüğü yakaladı. Buna rağmen bariz pozisyon bulamadı.

Oyunun son bölümünde ben 1 puan istemiyorum diyerek Mitroglou'nu da soktu çift forvete döndü. Diğer tarafta da Aykut Kocaman klasiği vardı. Aykut Kocaman, Galatasaray'ı mümkün olduğunca yorayım sonra vururum dedi. Aykut hoca, bugün 98 dakikayı sakin sakin yaşayarak 1-0'a oynadı. Bunu eleştirebiliriz. Konyaspor'un 14 beraberliği var.

Galatasaray, Fenerbahçe maçında da bu tuzağa düştü. Karşısında bekleyen bir takım var. Konyaspor 10 maçtır maç kazanamıyor. Bunun da telaşı var. Yapılmayacak pas hataları yaptılar. Galatasaray'da Nagatomo bugün fazla çıkamadı. Onyekuru zaten sol ayağıyla orta açamıyor. Feghouli, oyunun tamamında etkisizdi.

Fatih hoca, oyunun son bölümünde 4-2-4'e döndü. Diagne'nin karşı karşıya atamadığı bir pozisyon var. Maçın en net pozisyonu oydu. Konyaspor için öyle net bir pozisyondan bahsedemeyiz.

Konyaspor istediği şekilde oynadı. Doğru mu bu oyun? Ben beğenmeyebilirim. Bir tane yiyebilirsiniz çünkü. Maç öyle kilitlendi ki 0-0'a doğru gidiyordu. Küçükken gol atan galip denirdi ya, öyle bir oyun oldu. Konya, son bölümde kazanmak istedi. Fatih Terim ve Galatasaray, sonda kaybetme riskine de girerek daha çok ileri çıktı.

Tabii ki daha bir şey bitmedi. Enteresan maçlar bizi bekliyor. Cuma günü Sivas'ta oynanacak maç, derbiyi şenlendirecek. Zaten şen bir derbi olacak. Medyadaki herkes hakemleri konuşuyor. Hakemler de buna izin veriyor.

Herkes Burak Yılmaz'a neden sarı kart gösterilmedi diyordu. Şenol Güneş, Burak Yılmaz'a faul yapılıyor diyor. Bir de o pencereden bakmaya başlıyoruz. Şimdi de sosyal medyada herkes neden Belhanda'ya sarı kart gösterilmedi diye isyan ediyordur. İnsanlar sevinecek, üzülecek ama sabah bir kalkıyorsun... Hayat devam ediyor.

Bana göre Burak'a sarı kart göstermeliydi. Bugün de Luyindama'nın pozisyonu var. Kural, sarı kart diyor. Abdulkerim Durmaz, bu pozisyonlara sarı kart değil diyor. Ben de ona katılıyorum. Hava topuna çıkarken eller yana doğru açılır doğal olarak. Ellerin havada uçamazsın. Ama maalesef kural bunu demiyor.

Futbol temaslı bir oyundur. Böyle olaylar olacaktır. Belhanda'ya da sarı kart göstermeli demek kolaycılık oluyor. Ayrıca tüm hakemlerde liste var. Kimin kart sınırında olduğunu görüyorlar. Şimdi yine herkes konuşacak. Galatasaray açıklama yapacak, Başakşehir'i şampiyon yapacaklar denilecek.

Galatasaray - Beşiktaş maçı şu dakikadan itibaren başladı. Kurala göre mi kart veriliyor sanıyorsunuz? Mesela hakeme 'hadi be' diye bağırmak kurallara göre kart. Veriyorlar mı? Ellerinde olan listeye göre kartları veriyorlar. VAR'ı mahveden de biziz.

Luyindama'nın dediği şey problem. 1 puan iyi sonuç diyor. Fatih Terim, Hasan Şaş, Ümit Davala bunu demez. Galatasaray, 1 puanı kayıp olarak görür. Mariano, 2. sezonu olduğu için bu cümleyi kurmaz. Luyindama fena değil evet ama seneye bunu söyleyemez.

Konya takımı ve Aykut Kocaman takımı, tamamen kaybetmeme ve sonunda kazanmaya göre oynadı. Hesabı hep öyledir. Daha çok matematikle sistem yapan hocalar böyledir. Rakibiyle arasında fark olduğunu biliyor, 0-0'ı korumak istiyor. Oyunun sonunda da kazanmak istiyor.

Diagne kaç kez Galatasaray forması giydi? Kaç kez deplasmanda gol attı? Cevabınde her şey gizli zaten. Ve Galatasaray önde oynuyor...