Sergen Yalçın bir bir açıkladı!

Hükmen mağlup olma kuralı gelirse ligin oynanmasının hiçbir anlamı kalmayacak. Birçok kararda olduğu gibi bunun da sağlıklı bir karar olabileceğini düşünmüyorum.

YABANCI SINIRI

Yabancı sınırının gelmesi konusunda bir sorunum yok ama 8 yabancı oynasın, 6 yabancı oyuncu kulüpte otursun gibi kurala karşıyım. Bu mantık, çok yanlış bir mantık.

Şu anda büyük takımda hocalık yaptığımızı hissedemiyoruz, ortam yok. Zor şartlarda geldiğimizi biliyorduk. En azından hastalık işi olmasaydı, oyuncularım da daha konsantre olablirdi. Bu ligdeki tüm hocalar için bu geçerli. Onu hissetmeniz için atmosferin olması lazım, taraftarların olması lazım. Heyecanın çok uzağında kaldık, hepimiz kaldık, ekstra bir dönemin içindeyiz.

Sezon başında diyorlar ki Beşiktaş neden hazırlık maçı oynamadı? Sen o koltukta otururken hazırlık maçı oynadığımızı akıl ediyorsun ama ben Beşiktaş'ın hocası olarak akıl edemiyorum değil mi? İstediğin oyuncuya önlem al. Karşındaki oyuncu yetenekliyse, aldığın önlemler zayıf kalır. Kendimden biliyorum bunu.

Bazı oyuncularla ilgili sorun yaşıyoruz. İşin ekonomik tarafı var, federasyon tarafı var. Beşiktaşlılık kimliğim çok yukarıda olduğu için, her şeyde kulübün menfaatini düşünmek zorundayım. Biz kulübe 20-30 milyon eurolar harcatmadık, büyük paralar harcatıp büyük oyuncular almadık.

Ben de isterim elimde 100 milyon euroluk bir takım olsun, çok üst düzey, farklı oyuncular alabileyim. Biz kulübü düşünmek zorundayız, başkanımız da düşünmek zorunda. Ben buraya bir hedef doğrultusunda geldim, laf olsun diye gelmedim. Ben buraya başarılı olmaya, kendi kariyerimi daha yukarı çıkarmaya geldim. Bunun için de şartları zorluyorum.

Çok fazla zorladığımda da bazen problem çıkıyor. Transferde çatışma, fikir ayrılıkları olabilir ama işin enteresan tarafı, bazın her şeyi biliyor. İçeride ne konuşsak, basına sızıyor. Başkan ile aramızda hiçbir zaman gerginlik olmadı. Ben mutsuz olsam zaten söylerim, içinde tutan bir adma değilim.

Gizli kalması gereken bazı konuşmalar var, özellikle transfer döneminde. Bir oyuncu bir çıkıyor, sonra diğer takım da talip oluyor, bedeli 1 iken 4 oluyor. Televizyonda izliyorum, bizim takımda olanları bazen bir anlatıyorlar, vallaha benden daha iyi biliyorlar, şaşırıyorum.

O kadar çok taraftarı gördüğümde şok oldum. Beşiktaşlıların kalbinde, orada bir yerde duruyormuşum eğer. Bu beni acayip gururlandırdı. Ben burada büyük rakamlar almıyorum. Anadolu'da kazandığım rakamları alıyorum. Önüme birçok dosya geldi imzalamam için ama hiçbirini okumadım. Ben buraya taraftarlar ve başkanımız istediği için geldim. Taraftarımız bana bırak desin yarın bırakırım. Benim için tek önemli olan şey başarı...

"BAZEN SİNİRLENİYORUM, ROBOT DEĞİLİM"

Sinirleniyorum bazen. Geçen maçtan sonra 'Transferi yapanlara sorun' dedim. Ben de kontrolü kaybedebilirim, robot değilim. Bu çok normal. Ağzımdan istemediğim laflar çıkabiliyor. Çıktığı zaman artık geçmiş olsun, cümleler oradan oraya gidiyor.

"ELNENY'Yİ ÇOK İSTEMİŞTİM"

Elneny'nin kalmasını çok istemiştim ama o da Arsenal'e gitti, Katar'a falan gitmedi. Kontratı çok yüksek. Kendisi ayrılan oyuncular var.

"BURAK BÜYÜK FEDAKARLIK YAPTI"

Burak Yılmaz aslında giderken Beşiktaş'a çok büyük fedakarlık yaptı, alacağını bıraktı, 2 senelik sözleşmesi vardı. Burak Yılmaz'a teşekkür etmek lazım, kulübe yardımcı oldu. Diğerleri kendileri ayrıldı. Burak, biraz ekonomik sebeplerden ayrıldı. Avrupa'da oynaması ona daha iyi gelir. İnşallah daha iyi oynar, daha iyi şeyler yapar. Burak niye gitti diye vahlayacak bir durum olduğunu düşünmüyorum.

"CANER TAMAM AMA GÖKHAN KALABİLİRDİ"

Caner'in kalmasını istemedim ama Gökhan kalabilirdi, kendisi gitti. Gidebilirler, ayrılabilirler, bu çok normal bir şey.

Rıza Çalımbay çok saygı duyduğum bir insandır ama Beşiktaşlı yöneticiler ile görüştüm, Fatih Aksoy çok yetenekli kalsın falan demiş. Ben Sivasspor ile ilgili, Galatasaray ile, Fenerbhaçe ile ilgili böyle bir şey söylüyor muyum? Yarın Beşiktaş'ın başına gelirsen o zaman kendi kararını verirsin.

Fatih Aksoy'un gitmesine ben karar verdim, ben gönderdim. Welinton ile Fatih'in takasını onaylayan ve kararı veren benim. Çok eleştirildi, bazen böyle kararlar vermek zorundasın, yapacak bir şey yok. Doğru mu, yanlış mı tartışılabilir ama o gün böyle bir karar vermek zorundaydık.

Serkan Kırıntılı'yı alabilirdik Konya'dan, Volkan Babacan'ı alabilirdik Başakşehir'den ama olmadı. Biz de Ersin ve Utku ile devam etme kararı aldık. Bu bir risk mi? Risk evet, biz riskli iş yapamayacak mıyız? Genç oyunculara güvenmek yanlış mı?

Welinton'u ben istedim, performansından çok memnunum, iyi ki almışız. Oyuncu hata yapar, çok normal bir şey. Sen bunun ne kadar ölümcül olduğuna bakacaksın. Ben totale bakarım. Welinton çok iyi oyuncu.

Nsakala iyi savunmacı, onu da sonradan aldık. Eleştiriyorlar ama zaten çok üst düzey bir oyuncu değil ki... Verdiğimiz rakamlar belli. Bu rakamlara, bu oyuncuları çok iyi aldık. N'Sakala çok üst düzey bir oyuncu mu? Değil ama 11 tane üst düzey oyuncu ile 11 olmaz. Bazen görevini iyi yapan oyunculara da ihtiyaç var.

Vida çok profesyonel bir oyuncu ama bazen futbolda işler istediğin gibi gitmeyebiliyor. Ben takım maç kaybedince sadece 1 oyuncuya suç bulmam. Takım 3-4 gol yiyor, savunma kötü diyorlar, ne alakası var savunmayla? Sadece savunma mı gol yiyor? Savunmayı tüm takım yapıyor, onlar en arkada oynadığı için savunma oyuncusu oluyor.

Tyler Boyd çok profesyonel bir oyuncu, yetenekleri sınırlı. O gün için en uygun oyuncu oydu. Tyler Boyd'dan memnun değilim diye bir şey söz konusu değil. Bir karar vermemiz gerekiyordu, öyle karar verdik.

"LENS'İ BEN KADRO DIŞI BIRAKTIM"

Lens'i ben kadro dışı bıraktım. Oyuncuyu durup dururken kadro dışı bırakmıyorum. Geçen seneden beri en az 5 toplantım var. Nasıl antrenman yapması gerektiğini, nasıl oynaması gerektiğini anlattım. Bir türlü kendini toparlamadı. Hafta içinde PAOK maçındaki pozisyonları kaç kere gösterdik!

Eğer oyuncu vermesi gerekeni vermiyorsa tartışılır, ismi hiç önemli değil. Ljajic bunun farkında, zaten sürekli yedek oturuyor, nasıl farkında olacak başka? Bir oyuncu oynamıyorsa eksikleri vardır, sıkıntıları vardır. Onları düzeltirse ve bizim istediğimiz seviyeye gelirse kapımız açık. Bizim istediğimiz tempolara çıkması lazım.

Şampiyonluk hesaplarını konuşmak için daha çok erken. Türkiye'de lig, 2. yarıda başlar. Bunu unutmayalım. Bu köprünün altından daha çok su akar.

"DORUKHAN'IN KALMASINI İSTERİM"

Dorukhan 25 yaşında, milli takım oyuncusu. Ben menajer değilim ki... Benim işim değil bu. Ben yönetici değilim, beni ilgilendiren bir durum yok ortada. Bu Dorukhan'ın menajeriyle yönetim arasındaki bir mesele. Ben Dorukhan'ın takımda kalmasını isterim.

Günü gelir yanımızda çalışan hocalar, tek başına bir takım çalıştırmak lazım der. Ben de onlara günü geldiğinde gidersin derim. Bizim ekibimiz doğru, düzgün bir ekip, yıllardır sistemli çalışıyoruz. Tamer hoca ile Çağdaş hoca benim yanımdaydı, ligde çalışmaya başladılar ve bu benim için gurur kaynağı. Benim 8 senedir yanımda Murat Şahin var, Çağdaş hoca gittikten sonra da Ozan hocayı aldık. 8 hoca çalışıyor yanımda, geniş bir ekibimiz var. Aile gibiyiz biz.

Teknik direktör olarak bir oyuncuya onay vermeme hakkım olabilir herhalde. Balotelli'nin şu anda hangi takımda oynadığına bir bakın. Bu kadar iyi oyuncu olsa, kulüpsüz kalır mı? Kalmaz bence. Ben yeteneklerine, oyunculuğuna da bir şey söylemedim, bizi sıkıntıya sokacak bir oyuncu tipi dedim. Daha net oyuncu lazım dedim. Aboubakar'ın performansı tartışılabilir ama oynuyor, kırmızı kart görmüyor, elinden geleni yapıyor.

"EN YETENEKLİ OYUNCUMUZ OĞUZHAN"

Maç bittikten sonra benim aklımda Oğuzhan'ın kalması lazım. Bizim en yetenekli oyuncumuz o. Maç sonunda Oğuzhan'ı kafamda canlandıramıyorsam, bir şey yapmamış demektir. Al-ver yapmak kolay. Maçın final bölümünde olmak gerekiyor.