Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Son dakika Corona virüs flaş açıklama... "Dünya, 'Yeter artık' dedi!" - Haberler

        Türkiye'de ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası, 11 Mart'ta görüldü. O tarihten bu yana 2 bin 992 yurttaşımız hayatını kaybederken, 38 bin 809 hasta ise iyileşerek sağlığına kavuştu. İyileşen binlerce hastadan biri de İstanbul Ticaret Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Çengel'di. Yurt genelinde tedavi görüp taburcu olan ilk 26 kişi arasında yer alan 46 yaşındaki Çengel, koronavirüs sürecini, HABERTÜRK'ten Alper Uruş'a anlattı.

        "SEKİZ GÜNLÜK BİR TEDAVİ UYGULANDI"

        "Bende hastalık yüksek ateş ve öksürük ile ortaya çıktı. Ciddi bir halsizlik hissediyordum. Bunun yanı sıra ishal nüksetti. 19 Mart'ta Kartal Lütfü Kırdar Devlet Hastanesi'ne gittim. Burada test istediler ve hemen yatışım yapıldı. İlk vakalar arasında olduğum için de, bana zatürre ve sıtmada kullanılan ilaçlarla tedaviye başladılar. Sekiz günlük bir tedavinin ardından da 27 Mart'ta taburcu edildim.

        "ATEŞ VE ÖKSÜRÜK SORUNUM VARDI"

        Bende entübe olmadı. Kronik hastalığım, içki ve sigara yoktu. Ancak ateşi düşürmeye çalıştılar ve ciğerdeki zatürreye çözüm bulmak için doktorlar olsun hemşireler olsun büyük emek sarfetti. Öksürüğün bedenden gitmesi ise biraz zaman aldı. Ben 14 günük evdeki izolasyon sürecini bir aya uzattım ve yaklaşık bir aydır da karantinadayım.

        "HASTANEDE YATMAK KOLAY BİR ŞEY DEĞİL"

        Sekiz günlük tedavi sürecimde, uygulanan tedaviye cevap verip vermeyeceğimi de düşündüm; ölüm korkusu da yaşadım. Hastanede yatmak gerçekten öyle kolay bir şey değil. Odanıza sadece serum ya da iğne için hemşire geliyor. Yemek kapıdan veriliyor. Aldığınız ilaçların karaciğere, böbreğe etkisini düşünüyorsunuz. Pozitifin negatife, negatifin pozitife dönebildiği vakaları duyuyorsunuz.

        "ŞİKAYETİ OLMADAN VİRÜSÜ TAŞIYABİLİYOR"

        Virüsü kimden aldığımı bilemiyorum. Bence kimse de virüsü nereden aldığını bilmiyor. Asansör düğmesinden, kıyafetten bulaşan bir hastalık bu. Her gün yüzlerce insanla, öğrencimle temasta oluyordum. İşin ilginç yanı ateşi olmayan, öksürmeyen bir vakanın salgını ayakta atlatıp virüsü başkasına taşıması.

        "OLAYI CİDDİYE ALMAYAN BİR KESİM VAR"

        Kadıköy tarafında zorunlu olduğu için çıkıp para çekmeye gittim. İnsanlar maskesiz dolaşıp spor yapıyordu. Bir grubun daha bu hastalıktan muzdarip olacağını düşünüyorum çünkü keyfiyetle davranan ve hastalığı hâlâ ciddiye almayan bir kesim var. ABD yerlerde sürünüyor; İtalya, İspanya ve Fransa'da durum ortada. Ben gerçekten titiz bir insanım ve bu virüs gelip beni buldu. Kovid-19'un hangi vücutta nasıl bir etki yapacağı şu an bile net olarak bilinmiyor.

        "ABD'DE SADECE TEŞHİS 2 BİN 700 DOLAR"

        Antikorunuz yükseldi size bir şey olmaz diye bir olay yok çünkü virüsün mutasyona uğraması söz konusu. Bu arada siyasetten tamamen bağımsız olarak bir şeyi de belirtmek isterim; bizim sağlık sistemimiz gerçekten çok güçlü. Ben 10 yıl ABD'de yaşadım.

        Hâlâ oradaki arkadaşlarımla görüşürüm. ABD'de sadece teşhis için hastanelerin, sağlık kurumlarının istediği meblağ 2 bin 700 dolar. Bunu, ABD'de bir hastanın sağlığına kavuşmasının ne kadar ulaşılmaz olduğunu belirtmek için de söylüyorum.

        "İNSANLAR, İŞLETMELER YAVAŞLAMALI"

        Akademisyen bir işletmeci olarak gözlemlerimi sıralamam gerekirse; satın alma davranışımız değişti. Her şeyin bir sebebi var. İnsanlar da işletmeler de yavaşlamalı ve doğaya dönmek zorundayız. Bütün kaynakları ve çevreyi yok etme güdüsüyle hareket eden insanlığa dünya, 'Yeter artık abartma' dedi. Küreselleşmeyle birlikte insanlar o kadar bencil ve hoyrat yaşadı ki; güzel olan şeyler de tükendi.

        KORONAVİRÜS ÖZEL SAYFASI VE CANLI HARİTA İÇİN TIKLAYIN

        "ÜNİVERSİTELERDE DERS OLMALI"

        Şu an meselâ, bir kafeteryaya gidip taze bir simit ile çay içemiyoruz. Güzel şeylere sahip olduğumuzun farkında değildik ve bunu zaman içinde anlayacağız. Bununla birlikte salgın süreci de proaktif yaklaşımları ve işletmelerde küresel etkileriyle üniversitelerde ders olarak verilmeli, okutulmalı. Çünkü işletmeler de ne yapacağını bilmiyor. Bu sürecin toplumu kenetlediğini de belirtmek gerekir.

        "BEN DIŞARI ÇIKMIYORUM"

        İnsanlar bu virüse karşı çok dikkatli olsun ve kurallara uysun. Büyük çoğunluğun kısıtlamalara dikkat ettiğini hep birlikte görüyoruz. Ben kendi adıma dışarı çıkmıyorum. Negatif olmama rağmen virüsün tekrar bulaşıcılığı konusunda doktorlar da mutabık değiller. Ama haklılar çünkü benim metabolizmamın direncini bilemezler."

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ