Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Serdar Ali Çelikler yazdı... - Galatasaray Haberleri

        HTSPOR

        Önce tespit: Yaşanılanlar futbol katliamıdır.

        Hiç kendimizi kandırmayalım. Taraftar da bu işin içinde. Bu hafta Sabri, Telekom’da üçlü çektirir. Volkan ve Meireles armalarını öperler. Daha büyük kavgalar için taraftardan güç ve onay alırlar. Taraftar kültürü bir günde değişmeyeceğinden; kulüp yöneticileri bir günde yenilenmeyeceğinden; “futbol değil, kavga programlarında kulüp başkanlarının taklidini yapan yorumcular” dünyanın parasını kazanmaya devam edeceğinden futbol ailesi denen organizma bu sorunları çözemez. Hala “ama onlar da bunu yapmıştı..” ; “Tamam da geçen yıl da böyle olmuştu..” kan davası zihniyeti ayakta. O yüzden kendimi kandırmayacak; “yazık oldu” edebiyatı yapmayacak ve gereksiz isimlerden gereksiz beklentiler içine girmeyeceğim. Kendimce öneriler sunacağım: 

        - Hiç kıvırmayalım. Türk futbolu yürütme dışında tamamen devletleşti. Ekonomisi devletleşti. Stadyumları devletleşti. Yönetimleri de devletleşti. Hatta tarihinin en büyük operasyonu da devlet eliyle başlayıp devlet eliyle bitirildi. TFF Başkanı da rahmetli Hasan Doğan’dan bu yana devlet tarafından atanıyor. 

        - Bülent Arınç, Belediye’ye yenilip Akhisar’ı zora soktu diye “F.Bahçe’ye kızdım” diyebiliyor. Medeni dünyada Akhisar’ın rakipleri ayağa kalkar ve “Devlet eliyle rakibimiz kollanıyor” derlerdi. Ama Manisa ve Akhisar’da Arınç alkışlanmıştır. Bursa vekilleri; hatta bakanlar “Bursa şampiyon olmalı. Şaibe var” dediler; diyebildiler. Biz de öylece seyrettik. 

        - Teknik adamları bakanlar atıyor. Siyaset göbeğine kadar futbolun içinde. Futbol da bu içgüveysi halden oldukça memnun.

        O zaman yürütme çözümü de devletten beklenmeli. Önerilerim basit: 

        -Başbakan Erdoğan onca işinin arasında 1 saatini ayıracak ve TFF Başkanı ile 5 Büyük Kulüp Başkanı’nı; Kulüpler Birliği Başkanı’nı ve 2. Lig Kulüpler Birliği Başkanı’nı aynı gün aynı saatte makamına davet edecek. Kulüp başkanlarının yanında TFF Başkanı’na not ettirecek;

        1- FB-GS Maçları ilk 5 haftada bitecek. Tüm derbiler 12.-13. Haftada bitmiş olacak.

        2- Elimizde 6222 Yasası’sı var. Yasanın tereddütsüz uygulanması için kolluk kuvvetlerine talimat verdim. 1. ve 2. Lig statlarının tümüne mobese yerleştireceğim. Kayıtlar da direkt Emniyet’e bağlı olacak. Artık bireysel cezaların da ağırlıkla uygulanma vakti geldi.

        3- Sen de kurullarına rahat çalışacak imkanları sağla. Bu kulüp başkanları verdiğiniz bir karardan sonra binanıza gelemeyecek; Sunset’te yemek yemeyecek. Başkan ve basın sözcüsü hariç hiçbir yönetici demeç veremeyecek.

        4- En ağır cezaları vermek için tam yetkilisin. İlk bakanlar kurulunda kendi bakanlarıma ve onlar üzerinden vekillerime sesleneceğim. Bir tane vekil; bir tane bakanım futbolla ilgilenmeyecek. Kimse seni arayıp ricacı olmayacak. Kulüpleri arayan olur da ben de duyarsam gereğini yapacağım.

        5- Cezalarda mütekabiliyet esasını başlatın. F.Bahçe taraftarı G.Saray maçındaki eyleminden ceza alacaksa bu cezayı diğer takımlarla oynadığı maçlarda çekmeyecek. Diyelim ki 5 maç ceza verdiniz. Bu şu anlama gelecek: “Ceza alan kulüp takip eden 2 maçta ve takip eden 3 G.Saray maçında seyircisiz oynayacaktır.” Böylece en fanatik bile bilecek ki eğer olay çıkarsa en az 3 sene G.Saray maçı izleyemeyecek.

        6- Vergi borcu affetme dönemi bitti. Bürokraside “idare edelim”; “göz yumalım” devri bitti. Her kurum gibi denetime tabi olacaksınız. Ve sonra TFF Başkanı’na diyecek ki “Eğer bunları uygulamazsan, uygulayanı getiririm. İktidardan; muktedirliğe geçiş için sana tüm desteği verdim. Bir daha tek bir olay bile olmayacak.” Sorunların yüzde 90’ının bıçak gibi kesildiğini görürüz. Üzgünüm; zaten devletleşmiş bir organizmada iktidar boşluğunu da devlet doldurmak zorunda. Bu işi Başbakan çözer. Bence başka yolu yok.

        SENDEN ÖZÜR DİLERİM DROGBA

        Baktım kimse dilemiyor; bari ben özür dileyeyim senden. Sevgili Didier; bizde ırkçılık yoktur; inan bana. Vardır da ırkçılık olduğunu bilmeyiz.

        - Bana inanmıyorsan herhangi bir vatandaşa sor; Sana “Bizler zencileri severiz” diyecektir. Sen onun “zenci” dediğine bakma; “Siyahi” ya da “Black People” demeyi bilmediğindendir. 

        - Mesela yolda yürürken sana “Gündüz Feneri” diye bağıran biri, seni çok sevdiği için söylüyordur emin ol. Medeni dünyada hapse gireceğini bilse söylemez; ona göre sen en fazla “Bizim Arap”sındır. 

        - Biz ırkçılık bilmeyiz. Bak Florya’dan bir gün bin taksiye; sana anlatsın. Ona göre kadınlar araba kullanmamalıdır. Hatta 60 yaşını geçenler de kullanmamalıdır. Yasaklanmalıdır trafiğe çıkmaları. Ama bu trafikte sinirli olduğumuzdan; ırkçı olduğumuzdan değil. 

        - Bir zamanlar Diyarbakırspor’a “PKK dışarı” tezahüratı yaptık ama tamamen futbol rekabetinden, yanlış anlama. 

        - Bak, misal en başta tekaüt futbolcularımız yabancı karşıtıdır. Ama üstüne alınma senin gibi siyah olanlara da güneş gibi sarışın olanlara da. Biz ırkçı değiliz; sadece yabancı karşıtıyız. 

        - Türk teknik direktörlere bir sor. Almanya’daki Türkler’i “Onlar yüzünden bizler iş bulamıyoruz” diye yakan Nazi’lere nefretle karşı olduklarını söylerler. Ama hemen arkasından yabancı teknik direktörler yüzünden kendilerinin iş bulamadığı masalını “Bizim önümüzü tıkıyorlar” diye anlatmaya başlarlar. Allah’ları var kimseyi yakmıyorlar; sadece “enkaz devraldık” diyorlar. Vallahi ırkçı değiller, tanısan seversin. 

        - Bizde dolandırıcı Yahudi’yse; hırsız Ermeni’yse medyada dini referansı öne çıkarılarak yazılır. Daha bugüne kadar “Müslüman dolandırıcı” ya da “Türk katil” lafı yazılmamıştır. Ama sorsan ırkçılık yoktur kardeşim bizde. 

        - Sen bilmezsin; bir zamanlar buralarda Kürt bile yoktu. Dağ Türk’ü idiler. Şimdi ‘Kürt’ diyoruz. Öğreniyoruz yani kardeşim. Vallahi de billahi de tillahi de bizde ırkçılık yok. Bir şeyin olması için önce kavramın bilinmesi gerekir. Biz ırkçılığın ne olduğunu bile bilmiyoruz; yapıyoruz; anlıyoruz; sonra acıyla öğreniyoruz.

        Senden özür dilerim Didier; Bak dün F.Bahçe açıklama yaptı. Durumu anlattılar. Onların ne anlattıkları değil; senin ne anladığını kimse önemsemedi. Ben anlatayım dedim. Irkçı değiliz ama cahiliz kardeşim; özür dilerim..

        Kulüp profesyonellerinin sosyal medya kullanımı

        Sayın Ünal Aysal; önemli bir görevdeki önemli bir çalışanınızın Facebook’taki Twitter’daki mesajlarını genç ve öfkeli bir taraftar görse kan çıkar. Size anlatabilirim. Sayın Aziz Yıldırım. Futbolcularınızın twitter v.s kullanımını dizginleyin. Tüm dünyada bunun kuralları var. O lağım çukuru; fanatik-holigan yuvası alanlarda hem kendinizi hem oyuncunuzu hem de profesyonellerinizi korumanın tek yolu bu. Kullanıma kısıtlama getirin

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ