Ali Koç'tan çarpıcı açıklamalar

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, NTV'de yayınlanan 'O anın hikayesi' adlı programda çocukluğu, hayatı, Fenerbahçe yönetimine girişi, başkanlık sürecine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Ali Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"YIL 2006... DENİZLİ'DE BİR MAÇ YAŞANDI"

"Yıl 2006. O sene Fenerbahçe, Aziz Başkan'ın önderliğinde 2 kez üst üste şampiyon olmuşken, 3. şampiyonluğuna yakınken, o zamanın TFF'sinin bir nevi ayak oyunları ve ligi dizayn etmesiyle o Denizli'de bir maç yaşandı. O maç bugün yaşansa, hayatta bitirilemezdi. Buna nasıl müsaade edildi? 2006, 1976 değil. Bu benim çok kanıma dokunmuştu. O maç bitti, hastaneye gittik eşimle. Sabah da kızım doğdu. Karışık duygular içindeydim. Şampiyonluk gitti demiyordum, bize yaşatılandaydım. Bir gün Çırağan'da, bir düğündeyiz. Aziz Başkan, 'Yönetime girer misin?' diye sordu. Ben de kabul ettim ama bizim ailemizde böyle bir kültür yok. Bunu ailemden kimseye söylemedim. Kongreye yakın abim sordu, yok dedim. Pazar sabahı bir bakıyorlar, yönetimdeyim"

"3 TEMMUZ'UN BİZE VERDİĞİ MADDİ VE MANEVİ ZARARLAR DEVAM EDİYOR"

"3 Temmuz'un bize verdiği maddi ve manevi zararlar devam ediyor. Birtakım yönetimsel yanlışlar da yapıldı. Benim ve Aziz Başkan arasında yaşananlardan sonra, aday olmaya karar verdim. Planlanmış değildi, bir olay, diğerine götürdü ve bugünlere geldik. FETÖ denen alçak örgütün saldırısıyla bir dönem yaşadık. Yöneticilerimiz haksız yere gözaltına alındı. O dönemde de önümüzü kesmek istediler ama başaramadılar. O dönem, o örgütün her yere sızdığı dönem ve biz bir başımıza kaldık. Düşenin dostu olmaz ya, onu yaşadık"

"3 Temmuz yaşanınca, müthiş kadromuz tek tek ayrılmaya başladı. Niang, Lugano, Santos, Emenike, Guiza, bazı Türkler... Kadro kurmakta zorlanıyoruz. Devamlı bize saldırılıyordu. O sezonu götürüyoruz. Oyuncular, bir şekilde son maça kadar getirdiler. 12 Mayıs'ta oynadığımız maç, garip bir maçtı. Belki de Türkiye'de bir kalecinin topla en çok vakit geçirdiği maçtır. 19 dakika mıydı, 20 miydi... Garip bir maçtı. 0-0 bitince şampiyonluğu kaybediyoruz. O ana kadar her şey normal. Takım toparlanıyor, seyirci de alkışlıyor. Ondan sonra ne olduysa, o da çıkacak..."

"12 MAYIS 2012 DE FETÖ KUMPASIDIR"

"12 Mayıs 2012 de FETÖ kumpasıdır. Olaylar maç öncesinden başlıyor. Bir gaz kokusu daha maç öncesinden var. Maç bitince, polisler Fenerbahçe taraftarını kışkırtmak için birden bire Galatasaray takımının etrafını çevirdi. Onlar da kutlama yapıyorlar. Kalkanlarla seyircilere gitmeye başladılar. Müthiş gaz sıkılıyor. Ben de sahaya indim. Polislere durun diyorum. Resmen seyirciyi sahaya indirdiler. Benim yanıma ne düştüğünü hatırlamıyorum. Galatasaray öyle söylemlerde bulunuyordu ki, iki camia arasında yıllarca onarılamayacak bir tahribat yarattılar"

"FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir. Yakın zamanda çok yeni şeyler çıkacak, göreceksiniz. Devlete çağrıdır, bu örgütü futboldan temizleyin. Geçmişte yaşanılanlar toplumsal kaos yaşattı. Kardeşi kardeşe kırdırdılar. Her zaman aramızda rekabet var ama insanları nefret noktasına getirdiler. Futbol, bu ülkedeki en ayrıştırıcı unsurlardan biri oldu. İnşallah tez zamanda, bu zihniyetin kilit noktalarıyla futbolun içinde yer aldığının kanıtları olacak. Bunda aktif rol alanlar var, bir de fırsatçılar var. Beni en çok rahatsız edenler, rüzgara göre hareket edenler"

YENİDEN ADAY OLACAK MI?

"Bu seçim döneminde ne olacağını kendim açısından bilmiyorum. Ben olayım, olmayayım, Fenerbahçe'ye başkan adayı olacak isimler bir an evvel çıksın. Ne kadar çok aday, o kadar iyi. Benim seçim döneminde yaşadıklarımı kimse yaşamayacak"

"Fenerbahçe enteresan bir camia. Bilhassa 3 Temmuz'dan sonra hakkı da var taraftarın, çok sahiplendiler. Talepkar bir camia. İki günde yüceltilebilirsin, iki günde yerin dibine gidebilirsin. Bu ülkede futbol, futbol değildir. Saha dışında çok şey oluyor"

"DIŞ FAKTÖRLERLE BOĞUŞUYORUZ"

"Dış faktörlerle boğuşuyoruz. Sosyal medyayı ben takmıyorum ama futbolcularımız takıyor, çalışanlarımız takıyor. Düne kadar Erol hocayı yerden yere vuruyorlardı, Trabzonspor maçından sonra ne kadar büyük hocaymış. Taraftarlarımızdan rica ediyorum, dış faktörlerle mücadele ederken bir de sizinle mücadele etmeyelim. Siz derken, samimiyet nedeniyle. Bir maç sonucuyla ne şampiyonluk havasına girsinler ne de karalar bağlasınlar. Tenkit edecekseniz, beni edin"