Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Nükleer enerji, neredeyse sıfır karbondioksit ve sera gazı emisyonu ürettiği için teknik olarak temiz bir enerji teknolojisi olarak anılır. Ancak gerek güvenlik riski gerek maliyeti gerek ise güneş ve rüzgar enerjisinde yaşanan patlama nedeniyle son 20 yıl nükleer enerji için harika bir dönem olmadı.

Nükleer bazı ülkelerde enerji karışımının önemli bir parçası olsa da bu dönemde Avrupa ve Kuzey Amerika'da bütçeye uygun ve zamanında hiçbir santral inşa edilmedi. Yenilenebilir enerji maliyetleri düştükçe; Amerika, İngiltere ve Finlandiya'daki zaten pahalı olan nükleer projeler gecikmeler ve büyük maliyet aşımlarıyla karşı karşıya kaldı. Ancak bu son dönemde değişti.

ABD’DEN ‘NÜKLEER ENERJİ DAHA AMERİKAN’ ÇIKIŞI

İlk olarak ABD Başkanı Trump göreve gelmesiyle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımın ‘zaman kaybı’ olduğunu dile getirdi. ABD İçişleri Bakanlığı da geçen ay bu kapsamda Rhode Island açıklarında yüzde 80'i tamamlanan rüzgar enerjisi projesi Revolution Wind için çalışmayı durdurma emri çıkardı.

Geçtiğimiz haftalarda Trump’ın ekibi rüzgar ve güneş enerjisi yerine nükleer enerjiye mali destek sağlama konusunda daha istekli olduklarını vurguladı ve nükleer enerjinin "daha Amerikan" olduğu ifade edildi. ABD Enerji Hakimiyeti Konseyi Direktörü Jarrod Agen açıklamasında nükleer enerjinin rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinden ziyade ABD yapımı parçalardan üretilmesinin daha olası olduğunu, bu nedenle yönetimin ABD Kredi Programları Ofisi'nden mali yardım sağlamaya ve vergi teşviklerini desteklemeye daha istekli olduğunu söyledi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ