Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Televizyon Çoban Yıldızı 9. son bölümde Zühre, Seyit'i kurtarabilecek mi?

        Fox TV'de yayınlanan Çoban Yıldızı 9. yeni bölümüyle izleyicisinin karşısına çıkacak. Dizinin yeni bölümünde Fikret'in namlusunun ucundaki Seyit'i Zühre kurtarabilecek mi? Zühre, Seyit'i kurtarabilmek için her şeyi göze alır. İşte Çoban Yıldızı 9. bölüm fragmanı ve bölüm özeti...

        ÇOBAN YILDIZI 9. BÖLÜMDE NELER OLACAK?

        ZÜHRE, SEYİT'İ KURTARABİLECEK Mİ?

        Başrollerinde Şükrü Özyıldız ve Selin Şekerci gibi ünlü isimlerin yer aldığı Çoban Yıldızı'nın 9. bölümünde olaylar şöyle gelişecek: Fikret, Zühre’nin teklifine cevap vermeden telefonu kapatır. Telefonun ucunda Zühre, namlunun ucunda ise Seyit vardır ve ikisinin de akıbeti Fikret’in elindedir.

        REKLAM

        Zekkar bulduğu her fırsatta Sırma’nın üstüne gitmeye devam eder. Sırma’ya arkasını dönen erkeklere Ali de eklenmiştir. Rüveyda’nın kaçacak yeri kalmamış, iyice köşeye sıkışmıştır. Tam kurtuldum sanırken yeni bir açmaza düşecektir.

        Zühre, Seyit’i kurtarmak için her şeyi göze alır ama bu o kadar kolay olmayacaktır...

        BİR ÖNCEKİ BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?

        ZEKKARI'IN ELİNDE OLAN SEYİT, HER ŞEYE RAĞMEN SAVAŞMAYI BIRAKMAZ

        Çoban Yıldızı 8. bölümde olaylar şöyle gelişti: Babasının tuzağına düşen Seyit artık Zekkar’ın elindedir. Her şeye rağmen Seyit savaşmayı bırakmaz. Cevahir, bir kere daha İbrahim’e inanarak hayal kırıklığına uğramıştır.

        Seyit’in başına gelenlerden haberi olmayan Zühre ona ulaşmaya çalışır. Ancak ondan bir türlü haber alamayan Zühre iyice telaşlanır. Rüveyda başına açtığı dertlere bir yenisini daha ekler. Seyit’e hiç beklemediği bir yerden yardım eli gelecektir.

        ÇOBAN YILDIZI OYUNCU KADROSU

        ŞÜKRÜ ÖZYILDIZ (SEYİT ZAHİR)

        Seyit, İbrahim ile Cevahir’in ilk çocuğu olarak Kapadokya’da dünyaya gözlerini açar. Dedesinden taş ustalığını öğrenerek büyüyen Seyit’in kişiliğinin oluşmasındaki temel öğe de dedesidir. O; dürüst, mert, değerlerine bağlı biridir. Seyit, Zühre’ye aşık olmakla nasıl bir cehenneme düşeceğini bilse de, kendini Zühre’den uzak tutamaz. Zühre’yi tanır, tanıdıkça sever, aşık olur. En çok da özgürlüğe olan tutkusunu sever. Yerlerinden yurtlarından olurlar. Ama Seyit yılmaz. Bu yıkımdan annesini, Rüveyda’yı ve Zühre’sini korumak kollamak için mücadeleye başlar.

        SELİN ŞEKERCİ (ZÜHRE FİLİZ)

        Zühre, çok masum ve sevilesi bir karakterdir. Ama aynı zamanda her şeye rağmen tuttuğunu koparan, isyankar bir kızdır. Zühre on yaşından itibaren annesiyle Niğde’de tarlalarda çalışıp, evde halı dokumuştur. Babası onu Kapadokya'nın en güçlü adamlarından Fikret ile evlendirmek ister. O ise istemediği biriyle evlendirilmesine karşı çıkar ve kendisi için çizilen hayatı kabullenmez. Tüm bu karmaşadan kaçan Zühre, yüreğinin sesini dinler ve Seyit’e sığınır. Seyit Zühre’siz, Zühre Seyit’siz yaşamak istemez. Zekkar’ın çılgınca aşkının, ailenin baskılarının karşısında dimdik dururken yanında hep Seyit olacaktır.

        SELİM BAYRAKTAR (ZEKKAR KARAKAYA)

        Zekkar, Kapadokya’nın zengin ve güçlü ailelerinden Fikret Karakaya’nın oğludur. Oğlu Ali ile birlikte İstanbul’da bir gece kulübü işletir. Bu mekanı mesken tutarak işlerini yürütürler. Bu yolla çok zengin olmuşlardır. Zekkar, kimi, neyi istiyorsa sahip olur. Sırma ile evli olmasına rağmen Zühre’ye ilk görüşte aşık olur ve bu karşılıksız aşk uğruna yapmayacağı şey yoktur. Hikayenin en güçlü karakterlerinden biridir.

        MENDERES SAMANCILAR (FİKRET KARAKAYA)

        Karakaya ailesinin başıdır. Üç çocuğu vardır; iki erkek biri kız. Çıkan bir kavgada iki oğlundan birini kaybeder.

        Fikret, güçlü olanın ayakta kalacağına inanır ve öyle yaşar. Zayıf olana tahammülü yoktur. Büyük oğlunun, yeteri kadar güçlü olmadığı için öldürüldüğünü düşünür. Tek erkek evladı olan Zekkar’ın güçsüz olmasını zaafa düşmesini istemez. Öyle de olur, Zekkar güçlü olmak için savaşan, istediğini ne pahasına olursa olsun elde eden bir insan olur. Ancak Fikret’in hesaplayamadığı Zekkar’ın bu durumu kendisine karşı kullanabileceğini düşünmemesidir.

        ARİF ERKİN (MUSTAFA ZAHİR)

        O bölgenin bilinen en eski taş atölyesi olan “Zahir Taş Atölyesi”nin sahibidir. Şimdilerde artık ölmüş olan bu mesleği yapan ender insanlardan biridir. Oğlu İbrahim’e tecrübesini aktarmak ister ama İbrahim’de bu arzu ve isteği göremez. Torunu Seyit ise dedesinin mesleğine tutkuyla bağlıdır. Mustafa, bütün bildiklerini, tecrübesini Seyit’e aktarır. Mustafa geleneklerine, değerlerine bağlı dürüst bir insandır. Torunu Seyit ve Rüveyda, Mustafa’yı baba bilirler. Oğlunun tersine Seyit ve Rüveyda’yla hayatı boyunca gurur duyar. Onlarla aşar yüreğindeki sızıyı.

        İBRAHİM ZAHİR (SERHAT ÖZCAN)

        İbrahim, Mustafa ve Fatma’nın ilk evlatları olarak Kapadokya’da doğar. Tek çocuk olan İbrahim’in annesi babası üzerine titrerler. İbrahim isteklerine kolay yoldan ulaşmak ister, olmadığında hırçınlaşır, karaktersizleşir.

        AYSUN METİNER (SIRMA KARAKAYA)

        Sırma, Zekkar’ın karısı, Ali’nin annesidir. İlkokul mezunudur. Sırma, Zekkar ile istemeden evlenmiştir. Ne kadar karşı koysa da, Zekkar’ın karısı olmaktan kurtulamaz. Sırma içinde fırtınalar koparken bile sakin görünür; sessizce yürür, ama deprem etkisi yaratır.

        ELİF ÇAKMAN (ŞERİFE GÖNEN)

        Fikriye Kayseri’de doğar büyür. Fakir bir ailenin çocuğudur. Evinden, yaşadığı sefil hayattan, kurtulma hayalleriyle yaşar. Gözü yükseklerde olan, hırslı bir kadındır. Yaşadığı sefil hayatın acısını başkalarından çıkartmaya, intikam almaya çalışır. Yalan söylemekten çekinmez. Kıskanç bir insandır. Onun için amaca giden her yol mübahtır.

        FEYZA IŞIK (CEVAHİR ZAHİR)

        Cevahir, Seyit ve Rüveyda’nın annesi. Hayatı boyunca sevdiklerini kaybeden bir kadın. Annesini, babasını, kardeşini, kocasını. Ve hayatı boyunca kalabalıklar içinde hep yalnız. Kendisini ait hissetmediği evlerde başkalarının hayatına dahil olarak, onlar için yaşıyor.

        SAHRA ŞAŞ (RÜVEYDA ZAHİR)

        İbrahim ve Cevahir’in Seyit’den sonraki ikinci çocuğudur. Kapadokya’da doğar, büyür. Rüveyda çevresindeki kız çocuklarından daha şanslıdır. Babalarından baskı gören, dayak yiyen genç kızlardan değildir. Zahir ailesinin geleneklere bağlılığından doğan kurallar dışında baskı görmez. Düşündüğünü hemen söyler. Sonuçları ne olur diye düşünmez.

        TAYGUN SUNGAR (ALİ KARAKAYA)

        Sırma ve Zekkar’ın oğludur. Kapadokya’da konakta doğar. Çocukluğu konakta geçer. Karakaya ailesinin varisi, ailenin kıymetlisidir. Karakaya ailesinin başı olan Fikret’in torunudur. Bu gücün kıvancıyla, dedesi Fikret ve babası Zekkar gibi lider olacağını bilerek büyür. Ancak çocukluğu Sırma’nın şevkatli, sevgi dolu kollarında geçer; bir yanı hep saf, hep temiz kalır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ