Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar'dan Habertürk'e açıklamalar - Güncel Haberler - İş-Yaşam Haberleri

        Habertürk'te 'Nedir Ne Değildir' programında Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar'dan açıklamalar...

        Çakar'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

        "BÜTÜN DÜNYADA BİR YAVAŞLIK SÖZ KONUSU"

        Seçim oldu, tekrar bir siyasal istikrar sözkonusu. 5 yıl devam edecek iktidardan bahsediyoruz. Kararları verirken durum analizi yapar, iş planları, stratejileriniz, uygulama projeleriniz olur, yol haritalarını oluşturursunuz. Seçim sonrası dönemde fotoğraf neydi? Biz bu kararları ne üzerine bina ediyoruz? Biz herşeyden önce dışa açık bir ekonomiyiz. Serbest piyasa ekonomisi ülkemizde hakim. Yüzümüz dışarıya dönük. Dünyadaki bütün gelişmelerden net olarak etkileniyoruz. Küresel ekonomide büyüme istenilen seviyede olmuyor. Bu sene yüzde 3 civarında bir büyümeden bahsediyoruz. Aslında bütün dünyada yavaşlık sözkonusu. Ve yine bütün dünyada ciddi enflasyon var. Enflasyon dünyada yüzde 8,7 oranında bir enflasyondan bahsediyorruz. 2022 yılında. Bu sene sonunda yüzde 6.8, gelecek sene yüzde 5.2'ye düşeceği öngörülüyor. 1996 yılından bu yana görülen en yüksek enflasyon. Bunun birçok nedeni var. 2008 yılı itibariyle küresel kriz zaten vardı. Akabinde pandemi oluştu. Bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler iç piyasayı canlandırmak adına ciddi para zerk ettiler. Bu iç talep yarattı. Bu talep haliyle enflasyonu tetikledi.

        REKLAM

        "SIKILAŞTIRMA POLİTİKALARI OLGUNLAŞTI"

        Tedarik zincirinin bozulmasıyla dünyada ciddi arz problemi ortaya çıktı. Kişsiel kanaatim bundan sonraki yıllarda en büyük problemimiz bu olacak. Önümüzde dönem arz ve üretimin büyük problem olabileceği yönünde. Yanıbaşımızda büyük savaş çıktı. Enerji fiyatlarını yukarıya çekti. Enerji fiyatları maliyet demek. Gıda fiyatlarını yukarı yönlü çekti. Bu da bütün dünyada enflasyon olarak çıktı. ABD'de enflasyon yüzde 9'a kadar çıktı. Dezenflasyonist politika izlediler. ABD bu sene muhtemelen büyümeyi yüzde 2'ye kapatacak. ABD resesyona uzak noktada. Sıkılaşma politikalarının olgunlaştığı kanaatindeyim. Euro bölgesinde sorunların devam ettiğini düşünüyorum. ABD önemli ihracat pazarımız. ABD enflasyonu yönetmek adına sermaye piyasası hareketleriyle, tahvil faiz oranlarını artırdı. Bütün dünyada sermaye gelişmiş ülkelere, özellikle ABD'ye aktı. Hatta Çinliler bile paralarını ABD tahvillerine yatırdılar. Bizim gibi ülkeler için dezavantaj oluşturdu. Bizim ülkeden ciddi sermaye çıkışı oldu.

        "DÜNYANIN EN BÜYÜK 20 EKONOMİSİYİZ"

        REKLAM

        Ekonomik büyüklükler va para birimlerimiz farklı. ABD'de faizler yüzde 1-2 iken bizde faizler yüksekti. Bu ekonomik ortam haliyle bizim ülkemizi de etkiledi. Türkiye'nin büyümeye yönelik programlarının istihdamda çok iyi sonuçlar verdiğini görüyoruz. Bizde de enerji fiyatları dolayısıyla ara malı, hammadde fiyatları, tedarik zincirinin bozulmasıyla ciddi anlamda maliyet enflasyonu yaşadık. Bu enflasyon 85'lerde çıkmıştı. Bizim ülkemiz 1 trilyon dolarlık ekonomi. Dünyanın en büyük 20 ülkesinden birisiyiz. Burada dendi ki, önümüzdeki süreç itibariyle bazı ilkeler belirlendi. Şeffaflık, öngörülebilirlik. Maliye poltikası araçlarını da kullanarak enflasyonla mücadele yönünde kararlar alacağız dendi ve buna göre politikalar geliştirildi. Bütçe disiplini ile hareket edildi. Deprem bölgesinin milli gelire etkisi yüzde 10. Bütçede yüzde 3 etki yaratıyor. 100 milyar dolarlık ekonomi Türkiye bütçesinde. Bu yarayı saracak olan yine bizim ekonomimiz. Deprem etkisi hariç yüzde 3'ü sağlamak üzere vergi düzenlemeleri kararlarıyla yüzde 3'e geliniyor.

        "KARARLI DURUŞ YOKSA BAŞARI ŞANSI YOK"

        Faiz politikası araçları uygulandı, makro ihtiyatlı tedbirler yönünde kararlar alındı. Artık önümüzdeki dönem itibariyle enflasyona yönelik olarak net kararlı bir duruş sözkonusu. Biz enflasyonu yönetmediğimiz müddetçe yatırım ortamımızı sağlıklı bir şekilde yürütmek, fiyat ve finansal istikrarı sağlamamız mümkün olmayacaktır. Yatırım yapmak zorundayız. Yüksek değerli teknoloji üretimler yapmak zorundayız. Bunu ihracata çevirip cari fazla verecek veya cari açığı yönetecek seviyeye gelmeliyiz. Enflasyonla mücadele çok kararlı bir şekilde sürüyor. Sayın bakanın demeçlerinde bu kararlılık vurgulanıyor. Bir proje uyguluyorsanız net ve kararlı duruşunuz yoksa başarılı olma şansınız yok. Seçim sonrası döneme bakıldığında bunun olumlu sinyallerini görüyoruz.

        ENFLASYON NE ZAMAN DİZGİNLENECEK?

        REKLAM

        Merkez Bankası rezervlerinde net artış görüyoruz. Borçlanma kabiliyetimizde artışlar sözkonusu, borçlanma maliyetlerimizin azaldığını görüyoruz. Bu süreç hemen yarın olacak bir süreç değil. Meşakkatli ve zaman alacak bir yol. Ama kararlı bir duruş gösterip gereğini yaptığımız zaman bunu yenmemek mümkün değil. OVP ile faiz, kur, enflasyon, büyüme gibi temel ekonomik parametrelerin 3-4 yıllık sürecini göreceğiz. Tamamen kişisel kanaatim, enflasyonun istenilen seviyeye gelmesi 1 yıldan daha uzun bir süre olacak diye düşünüyorum. Uluslararası değişkenler, turizm gelirleri, hammadde fiyatları, savaşın mahiyetine bakmak lazım. Dış ve iç etkenler bağlamında değerlendirmek lazım. Normal koşullar altında 1 yılı biraz aşan sürede bu işin makul seviyeye geleceği kanaatindeyim.

        FİNANSAL İSTİKRAR VE FİYAT İSTİKRARI VURGUSU

        Bizim siyasal istikrarımız var. Finansal ve fiyat istikrarını sağladığımızda artık süreci kontrol etmiş durumunda oluruz. Maliyet enflasyonunda değişkenler sadece bize ait değil. Vatandaşlarımızın fiyatlamalarını yaparken enflasyonun artacağı varsayımı ile şunu yapmıyor olmamız lazım. Maliyeti hemen fiyata yansıtmak, irasyonel fiyatlandırmalardan kaçınmamız lazım. Herkes programa inanacak hepimiz planlar yapacak. Biz o paremetreler çerçevesinde bütün politikalarımızı oluşturacağız.

        "PARA VE MALİYE POLİTİKASINDA UYUM VAR"

        Kök probleme bakıldığında bizim ülkemizde tasarruflarla yatırımlar birbirini dengelemiyor. Maalesef tasarruflarımız az. Bu fark cari açık olarak karşımıza çıkıyor. O zaman bu dışsal şoklarla da beslendiğinde maliyet enflasyonu olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin aynı kararlılık ve fedakârlılıkla sürecin parçası olması lazım. Bir toplumsal mutabakat gerekiyor. Hem para hem maliye politikası tamamen uyum içerisinde hareket ediyor bugün itibariyle. Bunun sonuçlarını görüyoruz.

        REKLAM

        "İHRACATI FORSE ETMEK ZORUNDAYIZ"

        Önümüzdeki dönem itibariyle yatırım konusunda zaten temel teşvik edici politika sözkonusu. Biz arzı artırmak zorundayız. Bunun için yatırım gerekir. Yatırım konusunda Merkez Bankası uygulaması çerçevesinde ciddi anlamda teşvik ediliyor. Biz döviz kazandırıcı işlemleri mutlaka forse etmek zorundayız. 2 hafta önce 11 bankanın katılımıyla ihracat destek paketi açıkladık. Bunun fiyatlanması dolar cinsindendi. Biz bunu 1 milyar dolar olarak belirledik. Ama 1 milyar dolarla iktifa etmek durumda değiliz. Bu akşam itibariyle toplam kullandırdığımız kredti 10,5 milyar oldu. Geçen sene 254.2 milyar dolar ihracat yaptık. İhracatımızın en büyük pazarı Euro bölgesi. 1 milyar doların üzerinde 52 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ürün yelpazemiz çok geniş. İhracatı tartışmasız forse etmek zorundayız. Kredi kısıtlaması sözkonusu olamaz.

        "SEÇİM SONRASI 12 MİLYAR DOLAR EFEKTİK GİRİŞ OLDU"

        Merkez Bankası başkanımız enflasyondaki seyir, genel fiyat seviyesindeki seyir, fiyat istikrarı açısından kararlı adımlar atacağını ifade ediyor. Bunu somut olarak gördük. Buna da itibar etmek zorundayız. Seçim öncesi dönemde bize efektif çıkış olurdu. Vatandaşın bir kısmı parasını alıp evine, yastık altına götürüyordu. Seçim sonrası 12 milyar dolar efektif giriş oldu. Bir kısmı Almanya'da yaşayan vatandaşlarımız. Turizm gelirleri var. Sistemde efektif, kağıt para olarak gelip giren paradan bahsediyorum. Biz bankacılık sektörü olarak yurt dışından borçlanırız. Kredi olarak borçlanırız. Seçim öncesi dönemde yurt dışı fon sağlayıcılarla görüştüğümüzde iştahlı değillerdi ve mesafeli duruyorlardı. Nisan ayında bir sendikasyonumuz vardı. 1.3 milyar dolarlık bir büyüklük. Sonraki dönemde sektördeki bankalara bakıldığında yüzed 85-95 civarında yenileme oranını yakalayabildiler.

        "BORSADA CİDDİ HAREKETLİLİK OLDU"

        REKLAM

        Seçim sonrası fon sağlayıcıları bizimle görüşme talebinde bulundu. Daha önce Türkiye piyasasından çekilmişlerdi. Şimdi 'elimizde fonları verelim' dediler. Mevcut sürece, Türkiye'nin potansiyeline ve ekonomimik kararlılığına itibar ediyorlar. Borsa için şunu söyleyebilirim, son dönemlerde çok ciddi hareketlilik oldu. Şu anda 8 bin küsurlara dayandı. Geçen sene borsada 2.8 milyon kişi vardı. Şu anda 6.3 milyona çıktı. Borsaya gelen yatırımcı sayısı. Borsada hisse senedine ciddi bir teveccüh var. Yabancı sayısına bakınca yine seçim öncesi dönemde yüzde 27 idi. Bugün itibariyle yüzde 31'lere çöktü. Onlar da hisse senedine yatırım yapıyorlar.

        "ÖNCELİK İLK EV SAHİBİ OLACAKLARDA"

        Krediler boyutu itibariyle bakıldığında konut kredisi bakiyesi 447 milyar TL'dir. Yılbaşından bu tarafa yüzde 24 oranında kullandırılmış durumda. Ziraat Bankası olarak yüzde 26 TL. kullandırılmıştır. Konut kredilerine ilişkin daha önce hem sıfır konutlar hem ikinci el konutlar için farklı düzenlemeler vardı. BDDK şöyle bir karar aldı; 'şahsın kendisi, eşinin ve 18 yaş altı çocuklarının üzerinde konut var ise onun ikinci konut almak istediğinde ben bunu kredilendirme sürecini zorlaştıracağım' dedi. İlk evini alanlar için teşvik edici uygulamalar sözkonusu. Şahsın köyde veya köy statüsünde olup mahalleye dönen konut varsa bunu sistem dışına çıkarıyor. Onlar bu kapsamda değiller. Önümüzdeki süreç itibariyle ikinci konutunu almak isteyenler için hayat biraz daha zor olacak. Çünkü krediye ulaşmaları zor olacak. Ancak ilk defa konutunu alacak müşterilerimiz için böyle bir durum yok.

        "TAŞIT KREDİLERİNDE BÜYÜME VAR"

        REKLAM

        Konut arzı ve talebi arasında ciddi denge sağlamak lazım. Her sene 700 bin civarında insan evleniyor. Konut ihtiyacı var, karşılamak lazım. Tasarruf amacıyla konut alımı var. Yabancıların talebi var. Kırsaldan kente göçte hala konut talebi var. Taşıtta sektör itibariyle, bankacılık çok forse etmiş değil. Bu sene çok ciddi anlamda yüzde 75 civarında taşıt kredilerinde büyüme var. Şimdi elektrikli taşıtlar hariç, yerli TOGG hariç, diğer taşıtlar konusunda kredi mekanizması daralmış durumda.

        "BANKACILIK BÜYÜMENİN ANA DİNAMİĞİ"

        Bankacılık sektörü Türkiye'deki en kurallı sektörlerden bir tanesi. Öz kaynak kompozisyonunun en iyi kurgulandığı sektörlerden bir tanesi. Türk bankacılık sektörü hakikaten güçlü yapıda. Ekonominin dinamiğini işletebilecek yapıdadır. Türkiye'de büyüme ve finans Türk bankacılık sektörü üzerinde büyümüştür. Türkiye'de büyümenin ana dinamiği, lokomotifi bankacılık sektörüdür.

        "ENFLASYONU YÖNETMEDE NET BİR İRADE VAR"

        Bizim temel mottomuz belli; büyümek zorundayız. Bu büyümeyi yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla yapmak zorundayız. Bu hedefe ulaşmanın yöntemi farklılaştı. Önümüzdeki dönem itibariyle bu hedefe ulaşmak adına yasaların, konjonktörün, realitenin gerektiği şartlar çerçevesinde tabii politikaları değiştirebiliriz. Bugün itibariyle mevcut politikalar kararlı bir şekilde dile getiriliyor. Öncelikli olarak fiyat istikrarı ve enflasyonu yönetmek konusunda net bir irade sözkonusu.

        "ÇOK ÖNEMLİ BİR RAKAM SÖZKONUSU"

        REKLAM

        Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bir heyet Körfez'i ziyaret etmişti. Orada müzakereler var. Oradan ciddi bir akışı hep beraber göreceğiz. Merkez Bankası Başkanımızın Dünya Bankası başkanıyla aynı yönetimde bulunmuşlar. Hukukları çerçevesinde çok iyi iletişimleri var. Yeşil finansman ve deprem finansmanı konusunda bir paket. Rakamı söylemeyeyim, çok önemli bir rakam.

        "KREDİLERDE AYRICALIKLI GRUP KOBİLER"

        10 trilyon TL kullandırmaktan bahsetmiştim. Yılbaşından bu tarafa sektörün kullandırdığı kredi tutarı yüzde 37'dir. Bunun yüzde 33'ü ticari kredi. Yüzde 28'i büyük işletmelere kullandırılan kredi. Yüzde 42'si de KOBİ'lere kullandırdığımız krediler. Yüzde 52'de bireysele kullandırdığımız kredi. Bu kredi kullandırma öyle bir şey ki, biz büyüme ve enflasyon arasındaki dengeyi kurmak zorundayız. Bir tarafta kredi vereceksiniz bu enflasyonist etki sağlamayacak. Aynı zamanda büyümeyi sağlayacak. Bazı tercihlerde bulunup, seçici alanlar oluşturup doğru politikalarla doğru zamanda hareket etmeniz lazım. Bu kredilerde bazı gruplara tabii ki ayrıcalık tanıyoruz. KOBİ'lerin payı toplam kredilerde yüzde 28'i çıktı. KOBİ'ler ekonominin belkemiğidir. Biz kredi kullandırırken politikalardan bağımsız bir pozisyon almıyoruz. Şu anda esnafa kredide hiçbir kısıt yok. Tarıma kısıt yok. İhracat kredilerinde asla kısıt yok. Yatırım kredilerinde kısıt yok. Normal dönemlerdeki gibi.

        "İHRACATI MUTLAKA ARTIRMAK ZORUNDAYIZ"

        REKLAM

        Enflasyonist ortamlarda firmalar ciddi işletme sermayesi hissederler. Fiyatların artabileceği endişesiyle likitideyi alıp tedariğini önceden yapmak. Kredi verdiğinizde parasal genişlemedir. Enflasyonist etki yaratabilir. Aslında bu bir sarmal. Burada selektif ve seçici davranmak zorundasınız. Doğru zamanda doğru kredi kullandırmak. Artık kamu bankaları gibi diğer bankaların da topa girdiğini görüyoruz. İhracatçıları çok önemsiyoruz. Bizim cari açığı doğru yönetmek adına mutlaka döviz kazandırıcı işlemleri artırmak lazım. İhracatı mutlaka artırmak zorundayız. Bunu önemsiyoruz. Biz ihracatçılarımızın finansmanına devam edeceğiz. Biz TİM'de bir paket üzerinde çalışıyoruz. Yeşil finansman ve sınırda karbon düzenlemesine ilişkin çalışmamız var.

        "KKM'LER HEDEFİ ZİYADESİYLE YERİNE GETİRDİ"

        Kur Korumalı Mevduatta dönemin koşulları içerisinde kurda ciddi hareketlilik vardı. KKM rafta yer alan bir ürün. Bu sürekli devam edecek bir şey değil. Hiçbir zaman öyle bir hedefi olmadı. Bugün itibariyle KKM'ye bakıldığında 3.4 trilyon seviyesinde bir rakamdan bahsediyoruz. Yani 127 milyar dolar KKM'de. Bu mevduatın iki boyutu vardı. Müşterimizin dövizi var. Dövizi getirip TL'ye çeviriyor. Biz ona faiz oranı veriyoruz. TL'si var. Bu mevduatı getirip tekrar kura karşı korumak adına KKM'ye çeviriyor. Bugün gelinen nokta itibariyle, bilançonun kompozisyonu o zaman yüzde 30 TL, yüzde 70 yabancı paraydı. Bugün bulunduğumuz noktada KKM dahil yüzde 42 yabancı para yüzde 58 TL cinsinden dönüşmüş durumda. KKM kesinlikle öngörülen hedefi ziyadesiyle yerine getirmiştir.

        "BUGÜN İTİBARİYLE İŞ NORMALLEŞİYOR"

        REKLAM

        Ekonomi yönetimi kademeli olarak kur üzerinde baskı yaratmayacak şekilde belli zaman dilimi içinde azaltılmasına yönelik politika seti sözkonusu. TL cinsinden mevduatların yüzde 50'si normal standart olan mevduata çevrilmesi. Bugün itibariyle iş normalleşiyor. Aslında yavaş yavaş hedeflere adım adım yaklaşıldığını, sektörün uyum sağladığını görüyoruz. Henüz gidebilir bir yol daha var. Kademeli, yavaş, sadeleşme adımlar çerçevesinde çok dikkatli yönetilmesi gereken süreçler. Bugün vatandaş KKM açmak istediğinde hala rafta olan bir üründür, tabii ki açabilir. Ancak müşterimiz enflasyon beklentisi, kur beklentisi içerisinde karar alıp tasarrufuna yön verecek.

        RUSYA İLE TİCARETTE TL/RUBLE İŞBİRLİĞİ

        Yerel para birimi ile ticaret birkaç ülkeyle yaptığımız ticaret. Gürcistan'da böyle bir anlaşmamız var. Ticarette akışı çok daha hızlandıracaktır tartışmasız. Yerel para cinsinden ticaret tabii normal iki ülke arasındaki ticareti forse edecektir.

        "EKONOMİYİ TL ÜZERİNDEN BİNA ETMEK DURUMUNDAYIZ"

        Vatandaşımız her zaman ülkesine güvenecek, bankalarına güvenecek. Kararlarını gelecek beklentileri çerçevesinde oluşturacak. Yerel paramız TL'dir. TL üzerinde ticareti ve ekonomiyi bina etmek durumundayız. Tabii ki vatandaş bugünkü enflasyon oranına göre değil; enflasyon beklentisine göre tasarrufunu yönlendirecek. Borsada işlem yapmak istiyorsa reel ekonomideki büyüme ve karlılık oranlarına göre yönlendirecek. TL cinsinden yatırımların forse edileceğini söyleyebilirim.

        ORTA VADELİ PROGRAM (OVP)

        OVP hepimiz için temel ajanda olacak. Hepimiz için önemli. Büyüme şu kadar olacak, işsizliği, enflasyonu şöyle öngörüyoruz denilecek. İhracat şöyle olacak denilecek. Dolayısıyla biz ona göre pozisyon alacağız, stratejimizi hedeflerimizi ona göre oluşturacağız.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ