Uzmanlar sosyal medya hesapları hakkında uyardı

‘Prosedürler yerine getirilirse güvende sayılabiliriz’

Dijital Bilişim Uzmanı ve Psikolojik Danışman Mehtap Kayaoğlu:

Sanal dünyada güvende değiliz. Fakat gündelik yaşantımızda da güvende değiliz. Gündelik hayatta nasıl birtakım önlemlerle kendimizi korumaya çalışıyorsak sanal dünyada da kendimizi korumanın bazı yolları mevcuttur. Örneğin finans ile ilgili konularda alım satım işlemlerinde herkesin kullanabileceği wifi ağlarını kullanmamalıyız, şifrelerimizi belli aralıklarla güncellemeliyiz, gizlilik ayarlarını mutlaka kullanmalıyız. Eğer bu prosedürleri yerine getirirsek sanal dünyada güvende sayılabiliriz. Fakat yine de bizler için önemli olan şeyleri ilkel yöntemlerle yani kâğıtla kalemle not alarak saklarsak daha güvenli olur.

‘Yüzde yüz güvenlik diye bir şey yok’

Hacettepe Üniv. İlet. Fakültesi Enformasyon ve Bil. Tek. Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mutlu Binark:

Gündelik yaşam ile çevrimiçi yaşamı birbirinden ayrı göremeyiz. Teknoloji artık gündelik yaşamımızın bir parçasıdır. Her türlü gözetim olgusuna karşı veri eşleştirmesine karşı kendi kimliğimizi ifşa etmememiz gerekiyor. Bunun da öğrenilmesi gerekmektedir. Gündelik hayatta ne kadar güvendeysek çevrimiçi dünyamızda da o kadar güvendeyiz.

Sokağa çıktığımızda bir bombanın patlamayacağının nasıl bir garantisi yoksa, hesabımızın kötü niyetli kişilerin eline geçmeyeceğinin de garantisi yok. Hiçbir zaman yüzde 100 güvenlik diye bir durum söz konusu değil. Bireylerin daha fazla korunması için şifreleme tekniklerini öğrenmelerini tavsiye ederim. Şifreleme ve parola aynı şey değildir. Bilinçsiz kullanıcıları bilinçli kullanıcı şekline dönüştürmek için Milli Eğitim başta olmak üzere kamu kuruluşları, üniversitelere ve STK’lara çok fazla sorumluluk düşüyor.

‘Sosyal medyada kişisel bilgiler paylaşılmamalı’

Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Atila Bostan:

Sosyal medya ortamlarında kişisel bilgilerin paylaşılması bilgi güvenliği açısından çok sakıncalıdır. Bu bilgileri kimin nerede ve ne amaçla kullanacağı konusunda emin olamazsınız.

Sosyal medyada paylaşılan kişisel bilgileriniz (örn: telefon numaranız, araç plaka numaranız ve yakınlarınızın isimleri gibi) size ait parolaların kırılma işlemini hızlandıran bir unsur olabilir. Ya da bulunduğunuz yerin sosyal medyada paylaşılması sizin ofis veya evinize yapılacak fiziksel bir tecavüz için uygun bir fırsat olabilir. Paylaştığınız bilginin siz silseniz bile artık başka nerelerde ve kimlerde olduğunu kontrol edemezsiniz.

‘Son 1 yılda 4.5 milyon insanın sosyal medya hesabı çalındı’

Siber Güvenlik Uzmanı Huzeyfe Önal:

Yaptığımız araştırmada son 1 yılda Türkiye’de 4.5 milyon insanın sosyal medya hesabının çalındığı bilgisine ulaştık. Ve bizim ulaşamadığımız belki de bir bu kadar daha insan var. Bu hack’leme olaylarındaki artışın sebebi insanların internet ortamını hafife almasıdır. İnsanların parola güvenliklerini oldukça düşük tuttuğunu ve geri almak için gereken soruları çok basit yapmaları kötü niyetli kişilere güzel bir zemin hazırlıyor. İnsanlar paylaşımlarını artırdıkça gizlilik esasını kaybediyorlar. Birçok insanın gizli sorusu, yaptığı paylaşımlardan öğrenilebiliyor.

‘Güvenli olması için zamana ihtiyaç var’

Bilişim Uzmanı Türker Gülüm:

Dünyanın büyük bölümü artık sanal dünyada birçok hesap kullanıyor. Ülkemizde de özellikle sosyal medya kullanımı oldukça yaygınlaştı. Bu büyük kolaylıklar sağlasa da tabii ki ciddi zafiyet yaratıyor. İnsanlar her işlemini sanal dünyada gerçekleştirirken artık her mecrada bir parola aklında tutmak zorunda kalıyor. Sorun tam da burada başlıyor. İnsanlar bu kadar çok şifreyi akıllarında tutamadığı için hesaplarına erişim sağlayamıyor bu riski göze alamadığı için de kolay parolalar ve güvenlik soruları kullanıyorlar. Bu nedenlerden dolayı da insanlar sanal dünyanın nimetlerinden yararlanacağım derken tüm özel yaşamları ve bilgileri hacker veya kötü niyetli kişiler tarafından ele geçiriliyor. Güvenli olması için çok zamana ihtiyaç var.