Galatasaray - Konyaspor maçının yazar yorumları

Bence Konya’nın iki sezondur bu tip maçlarda yaptığı en kritik iş, büyük rakiplerine tempoyu artırma fırsatı vermemeleri. Dün de 70’lere kadar yine maçın vitesini düşük tutmayı başardılar ancak Okan Hoca’nın doğru değişiklikleriyle avantajı ele geçirdi Galatasaray.

Yusuf Demir oyuna sağ iç olarak girdi, Okan Hoca bu değişiklik sonrası sol içe Sergio Oliveira’yı gönderdi. Cekici sakatlığı sonrası sağ açık olarak oyuna giren Cebrail, dün sahada kaldığı süre boyunca Konya’nın zayıf halkasıydı. Orayı zorlamak istedi Galatasaraylılar. Nitekim son 20’de de neredeyse tüm fırsatları soldan buldular.

Yine Cebrail’in karşısına Dubois’yı sokmak da doğru bir hamleydi. Gerçi gol olduğunda Cebrail oyundan çıkmıştı ama Dubois soldan yaptığı bindirmeyle yaptı asisti.

ERMAN TOROĞLU: Maçın 70'ten sonra ne olacağı önemliydi. Çünkü ayakta hangi takım daha fazla kalacaktı. Buruk, arka arkaya yedek oyuncuları sokunca Galatasaray son dakikalarda daha diri gözüktü. Konyaspor 1. dakikada golü yiyince aslında psikolojik olarak rahatladı. Çünkü gol yememe baskısı takımlar üzerinde sıkıntı yaratır. Gereksiz yere gerginlikler oldu. Bunun sebebi otomatikman hakemdi. Böyle bir maça hakim olamıyorsan hakem değilsin.

Çünkü iki takım oyuncuları da yalnız futbol oynamaya gayret ettiler. Ama hakem oyunun içine girdi, futbolcuların oyun alanını kapattı. Hakem kalitesi olmadığı için gelecek tehlikeyi göremedi ve oyun sille tokat kavgaya dönüştü. Maalesef işte Türk hakemliği bu kadar. Normal giden maça hakim olamazsan bu tarz kavgalar çıkar. Sonra da sarı, kırmızı kartlarla düzeltmeye kalkarsın ama iş işten geçmiştir.

GÜNTEKİN ONAY: İkinci yarıda daha istekli görünen, kazanma arzusuyla oynayan ev sahibi, Gomis ve Mertens’in etkisiz oyunlarıyla hücumda istediği üretkenliği bulamadı. Michalak ve Amilton gibi geçiş hücumlarına yatkın 2 oyuncusundan yoksun Konyaspor da ikinci yarıda, ilk yarıdaki etkinliğinden uzaktı.

Galatasaray dün belki de sezonun en değerli 3 puanını elde etti. İyi futbol oynamayan sarı kırmızılılar, tüm olumsuzluklara rağmen namağlup ve son derece organize bir Konyaspor’u yenmeyi başardı. Önemli olan da bu tip günlerde kazanabilmek. Okan Hoca’nın takımı kazanma alışkanlığını yakalamış görünüyor. Ancak Galatasaray, özellikle iç sahada daha etkili pres yapabilmeli.

BÜLENT TİMURLENK: Kalesinde 6 maçta gol görmeyen Konya, düne kadar 4 topu direkten dönmüş Oliveira'nın boş kaleye vurduğu topla 1-0 geriye düştüğünde, arkasında 50 bin taraftarı ile Galatasaray için bundan daha iyi başlangıç olmazdı. Palut'un takımı hiç etkilenmedi tabeladan ve komple yenilenmiş olmasına rağmen orta sahada Galatasaray'a üstünlük sağlayarak oyunu ellerine aldılar.

İki direk, bir de nefis Muslera kurtarışı olmasa Galatasaray devreye 2-3 farklı mağlup giderdi. İkinci yarının çoğu, yerden kalkmayan oyuncuları izleyerek geçti. Golü atan Çekiçi'yi erken kaybeden Konya'nın oyunu bir tık geri düşünce Okan Buruk'tan İcardi ve Yusuf hamleleri geldi.

Arjantinli'nin uzun dakikalar hiç topla buluşmadıktan sonra rakibin kendi kalesine attığı golün aktörü olması ilginçti doğrusu. Galatasaray'ın çok dişli bir rakip karşısında kazanırken çıkarması gereken dersler de var. Zirvedeki Okan Buruk şimdi düşünecek ve idmanda pratiğe dökecek çok zamana sahip.

DENİZ ÇOBAN: 67’de Kerem, Cebrail’e faul yapınca 2. sarı kart beklentisi oluştu. Burada sportmenlik dışı bir faul yok. Umut vadeden ataktan söz etmek için pozisyon hem kaleye uzak hem de henüz top Konyalı oyuncunun kontrolünde değil. Ben hakemin ikinci sarı kartı göstermemesini doğru buluyorum. Ayrıca Kerem’in Bruno’ya faulünde çıkan sarı kart da hatalıydı.

88’de Konyaspor kalecisi Sehic topu oyuna sokacakken, hakem Torreira’nın faul yaptığı gerekçesiyle faul düdüğü çaldı. Sinirlerine hakim olamayan Sehic, Torreira ve Icardi’yi iterek ortamı gerdi. Burada Sehic’e çıkan ikinci sarı kart ve kırmızı kart doğruydu. Diğer çıkan sarı kartlar da doğruydu. Bir sarı kart da Torreira’ya gerekirdi.

ERMAN ÖZGÜR: Sarı-Kırmızılılar, gol yemeyen Konyaspor karşısında neredeyse soyunma odasından 1-0 önde çıktı. Endri'nin golü dengeyi getirdi. İkinci yarı Galatasaray üretkenlik sağlayamadı. Ancak Okan Buruk'un hamleleri karşılığını buldu ve Sarı Kırmızılılar zor da olsa kazandı.

Konyaspor yüksek pas kalitesi ile Galatasaray'ın işini zorlaştırmaya devam edince Okan Buruk hamleleri geldi. Önce İcardi ve Yusuf Demir, sonrasında ise Dubois oyuna girdiler. İlk yarıya göre iki takımın da pozisyon üretkenliğinde yaşadığı kısırlığa Galatasaray'da Dubois'nın ortasında kendi kalesine golü atan Calvo son verdi.

Okan Buruk'un doğru hamleleri karşılığını buldu. Galatasaray bana göre bu sezonun en zorlu maçlarından birinde oyun kalitesi yüksek Konyaspor'u zor da olsa geçmeyi başardı. Maçın yıldızı hem Bytyqi ile boğuşan ve üstünlük sağlayan hem de hücum katkısı yapan Boey oldu.

İBRAHİM YILDIZ: Konya maçı kolay gibi gözükse de zor geçti. Takım oyununu iyi uygulayan, oturmuş bir takıma karşı oynadılar. Hızlı oynayan, şut becerisi yüksek, savunmayı iyi yapan bir takım Konyaspor. Boey’in yarattığı pozisyon sonrası Oliveira’nın golü ile öne geçen Sarı-Kırmızılı takım, üstünlüğünü uzun süre koruyamadı. Konyaspor, Cekici’nin uzaktan attığı harika golle beraberliği sağlarken, iki de topu direkten döndü. İlk 45 dakika Konyaspor’un büyük üstünlüğü altında geçti.

Dağınık bir görüntü veren Sarı-Kırmızılı takım henüz gerçek oyun planını oturtamamış. Buna karşın oyuncuların istekli, coşkulu ve mücadeleden yılmayan görüntüsü olumluydu.

Icardi’den beklenti büyük. Son 30 dakika oyundaydı. Klas bir oyuncu. Antrenman eksikliğini giderirse ilk 11’in değişmezi olur. Şunu net söylemek gerekirse, Galatasaray çok güçlü isimlerden oluşan bir takım yaratmış. Şampiyonluğun en büyük adayı diyebiliriz.

OSMAN ŞENHER: Yunus’un biraz daha temposunu artırması lazım, ağır kalıyor. Kulübede o mevkinin oyuncusu Rashica hazır bekliyor ama yabancı kuralından dolayı oynayamıyor. Yunus’un bunu düşünüp daha tempolu futbol oynaması gerekir.

Gomis ilk yarı uzun bir topa depar yaptı. Biraz daha temposu olsa Sehic ile karşı karşıya kalacaktı.

Ama maalesef o da 37 yaşında, fazla eleştirecek halimiz yok. Icardi devamlı ilk 11’de oynamaya başlayınca eminim gol yollarında takımının sıkıntısına ilaç olacak. Sonuçta çok keyifli çok güzel bir maç oldu. İki takım da kazanmak istedi ama kesin olan bir şey var, bu maçta şans sarı-kırmızılılardan yanaydı.