Kasımpaşa - Fenerbahçe maçı yazar yorumları
Spor yazarları, Süper Lig'in 28. haftasında Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'ya 2-0 mağlup olduğu maçı değerlendirdi
MEHMET DEMİRKOL
Fenerbahçe beklediğimden daha odaklanmış bir oyun oynayarak başladı. Öte yandan beklenen, artık alışılan sorunlar da öylece duruyordu. Savunmada kalesine gelen topların neredeyse yarısı gol oluyordu sezon başında. Ama atıyordu da. Fenerbahçe savunmada bir ilerleme kaydedemediği için değil, atmayı unuttuğu için bu kadar zorlanıyor. ‘Çiğ etle beslenen’ Vedat vegan olmuş gibi misal... Zar zor kaleyi buluyor.
Dün Ozan, Deniz, Hasan Ali bir büyük takım için gole çevirmenin hiç zor olmaması gereken şansları kolay harcadılar. Buna bir de 46 gol atıp 16 kez de direğe nişan alma durumunu ekleyin. Sorun buradan başlıyor. Tabii hepsi bu kadar değil. Fenerbahçe’de ön alanı, markajdan çıkıp kendisini göstermekten imtina ediyor. Oldukça hareketsiz bir oyun bu.
Kasımpaşa çok iyi hücum edip çok güzel 2 gol attı. Daha fazlası da mümkün olabilirdi. Son 6 haftada 16 puan toplamak gerçekten önemli bir başarı.
ERCAN GÜVEN
Tam iki sezondur adeta “yok etmek için” yaşıyor Fenerbahçe… Önce “mirasyedi” sandık, “terminatör” çıktı… Önünde, arkasında, tarihinde ne varsa hepsini yıkıp, parçalayıp, yiyip bitiriyor. Bir tek rakiplere ilişmiyor. Kolay değil tabi!.. Fırsatlar yenileniyor, camia büyük, tarihi çok zengin. Lakin azmin elinden hiçbir şey kurtulmuyor! Bakın bir haftada ne kupa bıraktı ne Avrupa şansı. Çok tehlikeli bir noktada artık…
Sıfırı tükettiğine, hiçbir rakibe diş geçiremediğine göre, sıra kendi kendini yemeğe gelmiş olmalı! Niye her şey değişiyor da Fenerbahçe aynı? Takımın “hedefsiz” olması, şehir efsanesi aslında… Tek tek her futbolcunun kişisel hedefleri vardı, şimdi ikiye katlandı. Gidecek olanların kendilerini parlatmaları, kalacak olanların Avrupa’da oynamak arzuları, gitmek istemeyenlerin biraz daha görünür olmaya çalışmaları gerekmez mi? Kaybedecek “hiçbir şey” de kalmadı… Nedir bu atalet, sefalet anlamak mümkün değil. Bir hocası olsaydı ona sorardık bari.
GÜRCAN BİLGİÇ
Pandemi sonrasındaki konsantrasyon kupayı kazanmak üzerindeydi. Elenip, yollarının bittiğini görünce Fenerbahçe takımı için hedefler bir anda tükendi. Zaten içi çekilmiş oyuncular grubuydular, bu kez "bitikler" olarak yeni yerlerini de aldılar. Bu gibi sezonları çok gördüm. Üstelik adınız Fenerbahçe ise aksilikler gelmeye başladı mı, bitmez. Sakatlıklar birbirini kovalar, geri pasları tıngır tıngır kaleye girer.
Çünkü korku dağları yüreklerdedir ve ne yazık ki o göğüslerde "güvercin kalbi" vardır. Lider oyuncuyu o zaman tanırsınız aslında. Direnen, karşı koyan veya her şeye rağmen bir şeyler yapmaya çalışan. Kasımpaşa karşılaşması aslında karakter testi gibiydi Fenerbahçe için. Kime, ne kadar güvenebileceğinizi gördünüz bu maçta.
ERMAN TOROĞLU
Fenerbahçe'nin teknik ve taktiğini yazma şanısımız yok. Varolan bir şeyin tekniğini taktiğini yazarsınız. Ne yazacağız ki, neresinden tutsanız hikaye. Rakip akıllı oynadı. Hiçbir şekilde sertlik yapmadı. Aslında sarılacivertlilere boş alan da bıraktılar. Pozisyon da verdiler. Ama Fenerli oyuncular ondan bile faydalanamadılar.
Sarı-lacivertlilerin düşme hattında mücadele eden rakiplerine karşı daha rahat oynaması gerekir. Gergin olan tarafın Kasımpaşa olması gerekirdi. Ama Kasımpaşa normal futbolunu oynadı. Oyunu da germedi, rakibi de germedi. Yakaladığı pozisyonları gol attılar. Hak ettikleri galibiyete ulaştılar.
ENGİN VEREL
Salgın sebebiyle tribüne taraftar sokulmuyor ama Fenerbahçe’nin halini görünce insanın, “PFDK, F.Bahçe takımının tamamına ceza versin de futbolcular da stada giremesin” diyesi geliyor. Son 9 maçta 5 mağlubiyet, 3 beraberlik almış bir takım var.
Tek galibiyetleri lig sonuncusu Kayseri’ye karşı. 60 saniyede 2 gol attıkları için Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış gibi sevinmişlerdi! Trabzon maçından sonra yazdığım gibi, “Devremülk” anlayışıyla her sezon 2’şer 3’er hoca değiştiren bir takımın zaten başarılı olma şansı yok. 21 yıl sonra G.Saray, 23 yıl sonra Trabzon’dan Kadıköy’de 3 gol yemenin şerefini yaşadılar!.
GÜRKAN KUBİLAY
F.Bahçe. 2. yarı Deniz hücum arkasına geçti. F.Bahçe topla daha çok oynayan ama üretemeyendi. İlk hızlı hücumda da Thiam'dan golü yediler. Ekici ve Zajc girdi, Ozan ve Garry çıktı. 70 dakika geçtiğinde 12 orta yapıp, hiçbirine vuramayan bir F.Bahçe vardı.
Ekici'nin serbest vuruşu ve driplingi ile bulduğu dışında pozisyon da yoktu. Vedat top tutamıyor, kanatlar top getiremiyordu. Mevlüt-Ferdi yerine girdi, ilk isabetli ortada golü buldu ama elle oynama nedeni ile iptal oldu. Yusuf son dakikada da Altay'ın kötü pasıyla maçı bitirdi. İzlerken yoruyor F.Bahçe, taraftarına da sıkıntı veriyor.
İLKER YAĞCIOĞLU
Falette'in iyi bir maç oynadğını söyleyebilirim. Gustavo'yu stopere çekmek Fenerbahçe'nin orta sahasını yaratıcılıktan çok uzaklaştırıyor. Şöyle düşünün.. Maça başlayan 11'de orta saha Ozan, Tolga ve Ferdi'den kuruluydu. Bu üçlüden hangisi yaratıcı özelliklere sahip tartışılır. Kupanın ardından bir mağlubiyet daha geldi. Anlaşılan o ki kalan haftalar Fener taraftarı için sıkıcı olacak.
RIDVAN DİLMEN
Fikstüre bakan, Fenerbahçe ile oynayan 'Off' diyor. Düşünebiliyor musunuz Fenerbahçe bu halde. Beşiktaş geçen hafta yenildi ama ikinci yarı 10 pozisyona girdi, gitti bu hafta da 5 attı. Fenerbahçeli futbolcular oynamaya çalışıyor ama oynayamıyor.
Bunun çeşitli sebepleri var. Lidersiz ne takım olur ne de herhangi bir şirket olur. Emre Belözoğlu külebede 120 dakikada 3 kart gördü. Bir tarafta Ali Koç, bir tarafta Emre Belözoğlu, bir tarafta Tahir Karapınar... Fenerbahçe'nin aylardır teknik direktörü yok. Kulübeyi ve takımı lidersiz bırakamazsınız. Ali Koç'un en büyük hatası bu oldu, böyle bir şey olamaz.
