KATEGORİLER

Yazının devamını okumak için tıklayınız...

Yargıtay

6 Mart 1868 tarihinde "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" adıyla kurulan YARGITAY, 18.06.1879 tarihli Nizamı Mahkemeler Kuruluş Kanunu ile "Mahkeme-i Temyiz" adını almış, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetince Sivas'ta kurulan yüksek mahkemeye "Muvakkat Temyiz Heyeti" denilmiş, Sivas'taki bu mahkemenin kaldırılıp Eskişehir'e nakli ile "Temyiz Mahkemesi", 20.04.1340 (1924) tarih ve 491 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanununun adı 10.01.1945 gün ve 4695 sayılı Kanun ile "Anayasa" olurken, temyiz mahkemesinin adı da "YARGITAY" olmuştur.

Adli yargı mercilerince verilen karar ve hükümleri temyiz yolu ile inceleyen son merci olan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye, Yargıtay'ın temelini oluşturur. Osmanlı döneminin yargı sürecinde, 19. Yüzyıla kadar yüksek mahkemeye rastlanmıyor. Adliye mahkemelerince verilen ve yasanın başka adli merciine bırakmadığı hükümleri son mercii olarak incelemekle görevli mahkeme ilk kez "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" adıyla " 6 Mart 1868 Cuma günü Padişah Abdülaziz'in iradesi ile kurulmuştur.

Anılan irade ile Meclis-i Valay-ı Ahkam-ı Adliye kaldırılarak, Şura'yı Devlet ve Ahkam-ı Adliye kurulmuş, böylece yargı ve yürütme birbirinden ayrılmıştır. Şura'yı Devlet'e  hem kanun tasarılarını hazırlama hem de idari uyuşmazlıklara çözüm getirme görevi verilmiştir. Divan-ı Ahkâm-ı Adliye ise nizamı mahkemelerinin üst organı olup, yalnızca yargı görevi yapan bir kurumdur.

Divan-ı Ahkâm-ı Adliye'nin (Yargıtay) kuruluş amacı iradede şöyle açıklanmıştır:

"Kişilerin hakları ve güvenlikleri açısından çok önemli olan hukuk işlerinin mülki işlerden ve yürütme ile görevli hükümetten ayrı bir düzene kavuşturulması, adalete değer veren padişahın büyük arzusu olarak belirtilmiştir".

MAHKEMELER KURULUŞ KANUNU (18.06.1879)

Divan-ı Ahkâm-ı Adliyenin bünyesi içinde olan temyiz mahkemesinin yerini, bağımsız bir yapılanmaya sahip olan temyiz mahkemesi almıştır. 1879 tarihli teşkilat ve hukuk kanunları ile  temyiz  konusunda yeni düzenlemeler getirilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere Divan-ı Ahkâm-ı Adliye kaldırılarak yerine bağımsız Mahkeme-i Temyiz oluşturulmuştur. 

İstinaf Mahkemeleri

İstinaf mahkemeleri 1876 yılında kabul edilen Mecellenin 1838. maddesi ile yargı hayatına girmiştir. Yeniden başlama anlamına gelen istinaf, hukuk terimi olarak ilk derece mahkemesinden verilen hükmün üst mahkemede incelenmesi demektir.

18.6.1879 tarihli Nizami Mahkemelerin Kuruluş Yasası'na göre, ilk dereceli mahkemenin üstünde, Yargıtay'ın altında bir mahkemedir.Yargıtay'ın işini azaltmak ve onu bir içtihat mahkemesi haline getirmek için kurulmuştur.

SİVAS MUVAKKAT TEMYİZ HEYETİ DÖNEMİ (1920-1923)

7 Haziran 1920 tarihinde TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmiş ilk yasalardan olan 4 sayılı yasa ile merkezi Sivas ilinde olmak üzere biri Hukuk, biri Ceza, biri Şer'iye ve biri de Dilekçe Dairesi olmak üzere 4 daireden kurulu Temyiz Heyeti (Yargıtay) oluşturulmuştur. Ancak İstanbul'da bulunan Yargıtay da bu sırada varlığını sürdürmüştür. 04.11.1922 tarihinde İstanbul'un Milli Hükümet buyruğu altına girmesi sonucu her iki Yargıtay'ın birleştiği hususu İstanbul'daki Yargıtay'da bulunan dosyaların Sivas'taki Yargıtay'a gönderilmiş olmasından anlaşılmaktadır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU VE ESKİŞEHİRDE TEMYİZ MAHKEMESİ DÖNEMİ (1923-1935)

14.11.1923 tarihli ve 371 sayılı yasa ile Yargıtay'ın Sivas'tan Eskişehir'e nakli ile birlikte bazı yapısal değişiklikler de getirilmiştir.

4 Sayılı yasada belirtilen Hukuk, Ceza, Şer'iye ve Dilekçe Dairesine ilaveten, bu yasanın ikinci maddesinde Sulh Dairelerinden de söz edilmesi Yargıtay'daki Daire sayısının artırılmış olduğunu göstermektedir.
Dairelerde bir başkan ve dört üyenin bulunacağı hükmü bu yasada da tekrar edilmiş, Birinci Başkanlığın, Adalet Bakanı tarafından başkanlardan birisine tevdii edileceği ve seçilen Birinci Başkanın kendi Dairesi ve Genel Kurula başkanlık edeceği kuralına yasanın üçüncü maddesinde değinilmiştir.

Yasa ile getirilen yenilikler ise; Yargıtay'da üç yedek üyenin bulunması, bir Yargıtay Başsavcı Başmuavini bulunacağı, Başsavcı muavini sayısının ikiden dörde çıkarılması ayrıca her dairede lüzümu kadar başmümeyyiz, mümeyyiz ve katiplerin bulundurulması olarak göze çarpmaktadır. Mümeyyizler Dairede yazılan yazıları düzeltmekle görevli kişilerdir.

Bu Yasa ile getirilen yeni hükümlerle, 4 sayılı yasa hükümlerinin birbirine aykırı olması durumunda, 4 sayılı yasanın aykırı olan hükümleri mülga sayılmıştır. Bu bağlamda, aykırı olmayan 4 sayılı yasa hükümlerinin geçerli olduğu anlaşılmaktadır.

Yargıtay'ın Eskişehir'de faaliyete başlamasından sonra, 08.04.1924 tarih ve 469 sayılı yasa ile mevcut olan Şer'iye Dairesi kaldırılarak Hukuk Dairesi sayısı Dilekçe Dairesi sayısı ikiye çıkarılmıştır.
Şer'iye Dairesinin kaldırılmasına ilişkin bu değişikliğin, halifeliğin kaldırılmasından hemen sonra yapılmış olması, Türkiye Cumhuriyetinde din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına yönelik iradenin önemli bir göstergesidir.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında; Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu üzerine çalışmalar yapması üzere iki komisyon kurulmuştur: Ahkam-i Şahsiye ve Vacibat. Ancak komisyonların hazırladıkları tasarılar ile devrimlerin bağdaşmadığına inanan Cumhuriyet Hükümeti, İsviçre Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun, bazı değişikliklerle, bütün olarak alınıp benimsenmesine karar vermesi sonucu  her iki Kanun da 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türk Ceza Kanunu, 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanununun benimsenmesiyle 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilmiştir. Ticaret Kanunu 29 Mayıs 1926 tarihinde kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret'in yenilenmesi amacıyla 1916 yılında hazırlanan bir projeden esinlenilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Neuchâtel Kantonu Hukuk Usulü Kanunu örnek alınarak hazırlanmış ve Ekim 1927'de yürürlüğe girmiştir.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 1877 tarihli Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu örnek alınarak hazırlanmış ve 20 Ağustos 1929 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Deniz Ticareti Kanunu, Alman Hukukundan esinlenilerek hazırlanmış ve 13 Mayıs 1929 tarihinde kabul edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu, İsviçre'deki İcra ve İflas Kanununun benimsenmesi yoluyla hazırlanmış ve 4 Eylül 1932 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

766 SAYILI HAKİMLER KANUNU İLE GETİRİLEN YENİLİKLER VE BU DÖNEMDE YARGITAY

20.03.1926 tarihinde çıkarılan 766 sayılı yasaya kadar hakimlerin seçimi, dereceleri, terfileri, ödüllendirilmeleri ve soruşturmalarına ilişkin olarak geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir özel yasa çıkarılmamıştır. Bu yasa ile hakimlere ilişkin düzenlemelerden başka geçici maddeler başlığı altında yazılı otuzyedinci maddede Temyiz Mahkemesi'nin (Yargıtay'ın) "Cumhuriyet Merkezi"ne gelmesinden de bahsedilmiştir.

834 SAYILI MAHKEME-İ TEMYİZ TEŞKİLATININ TEVSİİNE DAİR KANUN DÖNEMİ

766 sayılı Hakimler Kanunundaki yukarıda açıklanan düzenlemelerden kısa bir süre sonra çıkarılan 834 sayılı "Mahkeme-i Temyiz Teşkilatının Tevsiine Dair Kanun" adıyla çıkarılan yasaya göre Yargıtay'daki Daire sayısı üç Hukuk ve üç Ceza Dairesi olmak üzere altıya çıkarılmış, bu Dairelerden her birinin görevinin 834 sayılı bu yasa, Yargılama Usulü ve Sulh Hakimleri Kanunu ile belirleneceği ifade edilmiştir. 

YÜCE DİVAN

İlk 1876 yılında kabul edilen Anayasa ile yargı sistemimize girmiştir. Divan-ı Ali 30 üyeden oluşmaktaydı. Bunlardan onu Heyeti Ayân (padişah tarafından seçilen meclis üyesi) onu Danıştay onu da Yargıtay ve İstinaf reis ve üyelerinden kur'a ile seçilerek atanırlardı.

Divan-ı Ali iki bölümde Divanı İthamiye, Divan-ı Hüküm.

Divan-ı ithamiye dokuz üyeden oluşurdu. Üçü heyeti ayan, üçü Danıştay, üçü Yargıtay ve İstinaf üyelerinden olmak üzere Divan-ı Ali üyeleri arasından kura ile seçilirdi.

Divan-ı Hüküm; yedisi Heyeti Ayan, yedisi Danıştay, yedisi de Yargıtay ve İstinaf üyelerinden olmak üzere 21 Divan-ı Ali üyelerinden oluşurdu.

Divan-ı Ali'nin görevleri; Bakanlar ile Yargıtay Başkan ve üyelerinin ve padişahın kendisini ve makamını tehlikeye sokmaya teşebbüs edenleri yargılamaktı.

1876 Anayasası 20.04.1924 tarihinde kabul edilen yeni Anayasa ile kaldırılmış, Divan-ı Ali'nin de yapısı değişmiştir.

1924 Anayasasına göre Yüce Divan gerektiğinde TBMM.nce kurulmaktaydı.

Görevi; Bakanları, Yargıtay ve Danıştay Başkan ve Üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısını görevlerinden doğacak işler nedeniyle yargılamaktı.

1924 Anayasası gereğince Yargıtay Genel Kurulunca seçilen 11, Danıştay Genel Kurulunca seçilen 10 kişi kendi aralarında Başkan ve Başkanvekilini seçerlerdi. Başsavcı, Yüce divanda Savcı olarak görevliydi.

Yüce Divan görevi, 1961 Anayasası ile Anayasa Mahkemesine verilmiştir.

1221 SAYILI TEMYİZ MAHKEMESİ TEŞKİLATINA DAİR KANUN DÖNEMİ (1928-1973)

11.04.1928 tarihinde çıkarılan 1221 sayılı yasa ile Yargıtay'ın yapısı ve işleyişi ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler dairelerin sayısına ve görev alanlarına da etkili olmuştur.

834 sayılı yasa döneminde Hukuk ve Ceza bölümünde üçer daire olmak üzere toplam altı daire mevcut iken hem hukuk dairelerine hem de ceza dairelerine birer daire eklenmek sureti ve ile Yargıtay'daki daire sayısı sekize, ticaret dairesi ile birlikte toplam daire sayısı ise dokuza çıkarılmıştır.

7264 Sayılı ve 11.05.1959 Tarihli "Temyiz Mahkemesi Teşkilatına Dair 1221 Sayılı Kanunun 1, 3 ve 4 üncü maddelerinde tadilat yapılmasına Dair Kanun" İle Yapılan değişikliklere gelince;
Bu yasa ile öncelikle 1221 sayılı yasanın 5859 sayılı kanunla Yargıtay'da bulunan hukuk dairelerinin sayısı sekize çıkarılmış ve bu dairelerin görev alanlarının 7264 sayılı bu kanun ve Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulü kanunları ve İcra ve iflas Kanunu ve özel yasalarla düzenlendiğine işaret edilerek dairelerin görev alanları tek tek belirtilmiştir.

Temyiz Mahkemesi Teşkilatına Dair 1221 sayılı Ka- nunun değişik l, 2, 3 ve 4. maddelerinde değişiklik yapılmış ve yasaya yeni bir madde eklenmiştir. Değiştirilen 1, 2, 3 ve 4. maddeler ile eklenen maddeye göre;
Yargıtay 9 Hukuk, 7 Ceza, l Ticaret ve l İcra İflas Dairesinden kurulu olup, dairelerden her birinin görevi, bu kanun ve Hukuk ve Ceza Yargılama Usulü Kanunları ve İcra ve İflas Kanunu ve özel kanunlarla belli edilmiştir.

Yargıtay Haberleri

  • Hafta tatili ücreti ne kadar?

    Sosyal Güvenlik, 06 Aralık 2024

    Hafta tatili ücreti ne kadar?

    Türkiye’de her 3 işçiden 1’i haftada 50 saatten fazla çalışıyor. İşçiler zaman zaman hafta tatilinde de çalışmak zorunda kalıyorlar. Peki hafta tatilinde çalışan işçinin fazla çalışma ücreti nedir? Hafta tatilinde çalışan işçiye ücret ödemek yerine izin kullandırılabilir mi? Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, hafta tatilinde çalışma ile ilgili merak edilenleri yazdı

  • Yargıtay'dan emsal karar! Eşin cimri olması ve büyü boşanma nedeni sayıldı

    Gündem, 15 Kasım 2024

    Yargıtay'dan emsal karar! Eşin cimri olması ve büyü boşanma nedeni sayıldı

    Ankara'da bir iş insanının açtığı boşanma davasında mahkeme, davalı kadını aşırı cimri olduğu ve eşine büyü yaptırdığı gerekçesiyle ağır kusurlu bularak çiftin boşanmasına karar verdi. Yargıtay da davalı kadının aşırı cimri davranarak eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve büyü yaptırarak evliliği çekilmez hale soktuğuna dikkat çekerek kararı onadı.

  • İşe iadede 30 işçi kriteri

    Sosyal Güvenlik, 15 Ekim 2024

    İşe iadede 30 işçi kriteri

    İşten çıkartılan işçilerin işe iade davası açabilmesi için 30 işçi kriteri uygulanır. İşçi sayısı 30’dan az olan işyerinde çalışanlar işe iade davası açma hakkından yararlanamazlar. Peki işyerinde 30 işçi hesabı nasıl yapılır, hesaba kimler dahildir? Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, işe iade hakkıyla ilgili merak edilenleri yazdı...  

    Yargıtay'dan çalışanlarla ilgili emsal karar

    Gündem, 29 Eylül 2024

    Yargıtay'dan çalışanlarla ilgili emsal karar

    Yargıtay, hastalanan çalışanından aldığı kan ve idrar örneğine habersiz narkotik testi yapan hastanenin ödeyeceği manevi tazminatı az buldu. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, manevi tazminata yönelik yaptığı temyiz incelemesi sonucu somut olaya göre manevi tazminatın oldukça az olduğu ve bu yüzden İlk Derece Mahkemesince davacı için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi için hükmü bozdu.

    Fazla mesai nasıl kanıtlanır?

    Sosyal Güvenlik, 27 Eylül 2024

    Fazla mesai nasıl kanıtlanır?

    Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ispatında öncelik işyeri kayıtlarına ve diğer yazılı kanıtlara veriliyor. Yazılı kanıt olmaması halinde tanık ifadeleri ve diğer ikincil kanıtlar dikkate alınıyor. Yazılı kanıt olmaması halinde hesaplanan alacaklarda indirime gidiliyor. Peki, işçi alacaklarını nasıl kanıtlamalı? Whatsapp ve email yazışmaları değil olarak kabul edilir mi? Ahmet Kıvanç, işçi alacakları ile ilgili merak edilenleri yazdı

  • Lüks harcamalar boşanma sebebi

    Gündem, 25 Eylül 2024

    Lüks harcamalar boşanma sebebi

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal nitelikteki bir kararında, aile ekonomik zorluklar yaşarken yapılan lüks harcamaları boşanma sebebi olarak kabul etti

  • Başhekime cinsel saldırıdan tutuklama

    Gündem, 17 Eylül 2024

    Başhekime cinsel saldırıdan tutuklama

    Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde bir özel hastanenin başhekimi Abdullah Çiftçi'nin aynı hastanede görevli kadın doktora 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan yargılandığı davada '15 yıl hapis cezası' kararı, istinaf mahkemesi tarafından bozuldu. Tahliye edilen Çiftçi, Yargıtay'ın, istinaf mahkemesinin kararını bozması üzerine yeniden yapılan yargılamada tutuklanarak cezaevine konuldu.

  • Yargıtay'dan soyadı kararı

    Gündem, 01 Eylül 2024

    Yargıtay'dan soyadı kararı

    Yargıtay, annesiyle soyadının farklı olmasından dolayı okulda problem yaşayan ve babasıyla görüşmeyen çocuğun soyadının annesinin soyadıyla değiştirilmesini hukuka uygun buldu.

    Türkiye'de siyasi parti sayısı arttı

    Gündem, 27 Ağustos 2024

    Türkiye'de siyasi parti sayısı arttı

    Türkiye'de ağustos ayında yeni kurulan Büyük Türkiye Partisi, Adalet ve Çağrı Partisi, Sosyalist İktidar Partisi ve Güçlü Anadolu Partisi ile birlikte faaliyet gösteren siyasi parti sayısı 151'e yükseldi.

    Çalışırken kıdem tazminatı ödenir mi?

    Sosyal Güvenlik, 24 Ağustos 2024

    Çalışırken kıdem tazminatı ödenir mi?

    Kıdem tazminatı ödenebilmesi için iş akdinin sona ermesi gerekir. Bazı durumlarda ise işveren veya işçinin talebiyle çalışmaya devam ederken kıdem tazminatı ödendiği oluyor. Peki çalışırken kıdem tazminatı ödenmesi yasaya uygun mudur? Vergi ve prim kesintisi yapılması gerekir mi? İleride dava konusu olduğunda Yargıtay ne tür kararlar veriyor? Ahmet Kıvanç, Habertürk okurlarının sorularını yanıtladı...

  • Yargıtay'dan emsal takı kararı

    Gündem, 23 Ağustos 2024

    Yargıtay'dan emsal takı kararı

    Yargıtay, düğünde takılan takıların kime ait olacağına dair tartışmaları bitirecek yeni bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesince alınan kararla takı kime takıldıysa o kişide kalacak.

  • Hafta tatili 24 saatten az olamaz

    Sosyal Güvenlik, 16 Ağustos 2024

    Hafta tatili 24 saatten az olamaz

    Türkiye, haftada 50 saat üzeri çalışma bakımından dünyada ilk sırada yer alıyor. Her 3 işçiden 1’i haftada 50 saatten fazla çalışıyor. İş Kanunu, çalışanların dinlenme hakkını güvence altına alıyor. Yargıtay, hafta tatilinin 24 saatten az kullandırılması halinde hiç kullandırılmamış sayıyor. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, hafta tatili ile ilgili merak edilenleri yazdı

  • İşçi kullanmadığı iznin parasını alır

    Sosyal Güvenlik, 13 Ağustos 2024

    İşçi kullanmadığı iznin parasını alır

    İşveren, işçinin yıllık izin kullandığını ispatlamak zorundadır. Kullanılmayan yıllık iznin parası işçi çalışırken ödenmez. İşçi her ne sebeple olursa olsun işten ayrıldığında kullanılmayan izin ücretini alır. Ancak, beş yıllık zaman aşımı süresi kaçırılmamalıdır. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, yıllık izinle ilgili merak edilenleri yazdı...

    Yargıtay'dan dikkat çeken karar: Eşinin akrabalarıyla görüşmek istememek boşanmada kusur sayıldı

    Gündem, 10 Ağustos 2024

    Yargıtay'dan dikkat çeken karar: Eşinin akrabalarıyla görüşmek istememek boşanmada kusur sayıldı

    Yargıtay, eşinin akrabalarıyla görüşmek istemeyen ve görüştüklerinde onlara kötü davranan kadının boşanma davasında kusurlu bulunmasına ilişkin mahkeme kararını hukuka uygun buldu.

    Yargıtay'dan emsal karar

    Gündem, 08 Ağustos 2024

    Yargıtay'dan emsal karar

    Yargıtay 11. Ceza Dairesi, piyasaya sürmek üzere 10 aracın şasi numarasını değiştiren sanığa "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen 2 yıl 1 ay hapis cezası ile araçlara el konulması kararını onadı.

  • Yargıtay'dan emsal karar

    Gündem, 21 Temmuz 2024

    Yargıtay'dan emsal karar

    Yargıtay 4. Ceza Dairesi, polislerle yaşadığı tartışma sırasında "Ankara'yı ararsam görürsün, seni sürdüreceğim" diyen sanığa "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan verilen 5 ay hapis cezasını hukuka aykırı bularak bozdu.

  • Yargıtay'dan emsal karar: Eşe başkasının yanında hakaret boşanma nedeni sayıldı

    Gündem, 30 Haziran 2024

    Yargıtay'dan emsal karar: Eşe başkasının yanında hakaret boşanma nedeni sayıldı

    Yargıtay, boşanmalara ilişkin emsal bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında, eşine başkalarının yanında hakaret ederek küçük düşüren kadını tam kusurlu sayan yerel mahkeme kararını onadı ve çiftin boşanmasına karar verdi.

  • Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesi Başkanı belli oldu

    Gündem, 27 Haziran 2024

    Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesi Başkanı belli oldu

    Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesi Başkanlığı'na aynı daire üyesi Battal Yılmaz seçildi

    Çok rapor kullanan işten atılabilir mi

    Sosyal Güvenlik, 25 Haziran 2024

    Çok rapor kullanan işten atılabilir mi

    İşçinin çok sık rapor kullandığı gerekçesiyle işten çıkartılması mümkündür ama koşulları vardır. Kullanılan rapor süresinin işçinin ihbar süresini 6 hafta aşması halinde işçi işten çıkartılabilir. Bu gerekçeyle işten çıkartılan işçi ihbar tazminatı alamaz ama kıdem tazminatı alır. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, işyerinde sık rapor kullanımıyla ilgili merak edilenleri yazdı