KATEGORİLER

Yazının devamını okumak için tıklayınız...

Yargıtay

6 Mart 1868 tarihinde "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" adıyla kurulan YARGITAY, 18.06.1879 tarihli Nizamı Mahkemeler Kuruluş Kanunu ile "Mahkeme-i Temyiz" adını almış, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetince Sivas'ta kurulan yüksek mahkemeye "Muvakkat Temyiz Heyeti" denilmiş, Sivas'taki bu mahkemenin kaldırılıp Eskişehir'e nakli ile "Temyiz Mahkemesi", 20.04.1340 (1924) tarih ve 491 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanununun adı 10.01.1945 gün ve 4695 sayılı Kanun ile "Anayasa" olurken, temyiz mahkemesinin adı da "YARGITAY" olmuştur.

Adli yargı mercilerince verilen karar ve hükümleri temyiz yolu ile inceleyen son merci olan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye, Yargıtay'ın temelini oluşturur. Osmanlı döneminin yargı sürecinde, 19. Yüzyıla kadar yüksek mahkemeye rastlanmıyor. Adliye mahkemelerince verilen ve yasanın başka adli merciine bırakmadığı hükümleri son mercii olarak incelemekle görevli mahkeme ilk kez "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" adıyla " 6 Mart 1868 Cuma günü Padişah Abdülaziz'in iradesi ile kurulmuştur.

Anılan irade ile Meclis-i Valay-ı Ahkam-ı Adliye kaldırılarak, Şura'yı Devlet ve Ahkam-ı Adliye kurulmuş, böylece yargı ve yürütme birbirinden ayrılmıştır. Şura'yı Devlet'e  hem kanun tasarılarını hazırlama hem de idari uyuşmazlıklara çözüm getirme görevi verilmiştir. Divan-ı Ahkâm-ı Adliye ise nizamı mahkemelerinin üst organı olup, yalnızca yargı görevi yapan bir kurumdur.

Divan-ı Ahkâm-ı Adliye'nin (Yargıtay) kuruluş amacı iradede şöyle açıklanmıştır:

"Kişilerin hakları ve güvenlikleri açısından çok önemli olan hukuk işlerinin mülki işlerden ve yürütme ile görevli hükümetten ayrı bir düzene kavuşturulması, adalete değer veren padişahın büyük arzusu olarak belirtilmiştir".

MAHKEMELER KURULUŞ KANUNU (18.06.1879)

Divan-ı Ahkâm-ı Adliyenin bünyesi içinde olan temyiz mahkemesinin yerini, bağımsız bir yapılanmaya sahip olan temyiz mahkemesi almıştır. 1879 tarihli teşkilat ve hukuk kanunları ile  temyiz  konusunda yeni düzenlemeler getirilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere Divan-ı Ahkâm-ı Adliye kaldırılarak yerine bağımsız Mahkeme-i Temyiz oluşturulmuştur. 

İstinaf Mahkemeleri

İstinaf mahkemeleri 1876 yılında kabul edilen Mecellenin 1838. maddesi ile yargı hayatına girmiştir. Yeniden başlama anlamına gelen istinaf, hukuk terimi olarak ilk derece mahkemesinden verilen hükmün üst mahkemede incelenmesi demektir.

18.6.1879 tarihli Nizami Mahkemelerin Kuruluş Yasası'na göre, ilk dereceli mahkemenin üstünde, Yargıtay'ın altında bir mahkemedir.Yargıtay'ın işini azaltmak ve onu bir içtihat mahkemesi haline getirmek için kurulmuştur.

SİVAS MUVAKKAT TEMYİZ HEYETİ DÖNEMİ (1920-1923)

7 Haziran 1920 tarihinde TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmiş ilk yasalardan olan 4 sayılı yasa ile merkezi Sivas ilinde olmak üzere biri Hukuk, biri Ceza, biri Şer'iye ve biri de Dilekçe Dairesi olmak üzere 4 daireden kurulu Temyiz Heyeti (Yargıtay) oluşturulmuştur. Ancak İstanbul'da bulunan Yargıtay da bu sırada varlığını sürdürmüştür. 04.11.1922 tarihinde İstanbul'un Milli Hükümet buyruğu altına girmesi sonucu her iki Yargıtay'ın birleştiği hususu İstanbul'daki Yargıtay'da bulunan dosyaların Sivas'taki Yargıtay'a gönderilmiş olmasından anlaşılmaktadır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU VE ESKİŞEHİRDE TEMYİZ MAHKEMESİ DÖNEMİ (1923-1935)

14.11.1923 tarihli ve 371 sayılı yasa ile Yargıtay'ın Sivas'tan Eskişehir'e nakli ile birlikte bazı yapısal değişiklikler de getirilmiştir.

4 Sayılı yasada belirtilen Hukuk, Ceza, Şer'iye ve Dilekçe Dairesine ilaveten, bu yasanın ikinci maddesinde Sulh Dairelerinden de söz edilmesi Yargıtay'daki Daire sayısının artırılmış olduğunu göstermektedir.
Dairelerde bir başkan ve dört üyenin bulunacağı hükmü bu yasada da tekrar edilmiş, Birinci Başkanlığın, Adalet Bakanı tarafından başkanlardan birisine tevdii edileceği ve seçilen Birinci Başkanın kendi Dairesi ve Genel Kurula başkanlık edeceği kuralına yasanın üçüncü maddesinde değinilmiştir.

Yasa ile getirilen yenilikler ise; Yargıtay'da üç yedek üyenin bulunması, bir Yargıtay Başsavcı Başmuavini bulunacağı, Başsavcı muavini sayısının ikiden dörde çıkarılması ayrıca her dairede lüzümu kadar başmümeyyiz, mümeyyiz ve katiplerin bulundurulması olarak göze çarpmaktadır. Mümeyyizler Dairede yazılan yazıları düzeltmekle görevli kişilerdir.

Bu Yasa ile getirilen yeni hükümlerle, 4 sayılı yasa hükümlerinin birbirine aykırı olması durumunda, 4 sayılı yasanın aykırı olan hükümleri mülga sayılmıştır. Bu bağlamda, aykırı olmayan 4 sayılı yasa hükümlerinin geçerli olduğu anlaşılmaktadır.

Yargıtay'ın Eskişehir'de faaliyete başlamasından sonra, 08.04.1924 tarih ve 469 sayılı yasa ile mevcut olan Şer'iye Dairesi kaldırılarak Hukuk Dairesi sayısı Dilekçe Dairesi sayısı ikiye çıkarılmıştır.
Şer'iye Dairesinin kaldırılmasına ilişkin bu değişikliğin, halifeliğin kaldırılmasından hemen sonra yapılmış olması, Türkiye Cumhuriyetinde din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına yönelik iradenin önemli bir göstergesidir.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında; Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu üzerine çalışmalar yapması üzere iki komisyon kurulmuştur: Ahkam-i Şahsiye ve Vacibat. Ancak komisyonların hazırladıkları tasarılar ile devrimlerin bağdaşmadığına inanan Cumhuriyet Hükümeti, İsviçre Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun, bazı değişikliklerle, bütün olarak alınıp benimsenmesine karar vermesi sonucu  her iki Kanun da 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türk Ceza Kanunu, 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanununun benimsenmesiyle 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilmiştir. Ticaret Kanunu 29 Mayıs 1926 tarihinde kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret'in yenilenmesi amacıyla 1916 yılında hazırlanan bir projeden esinlenilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Neuchâtel Kantonu Hukuk Usulü Kanunu örnek alınarak hazırlanmış ve Ekim 1927'de yürürlüğe girmiştir.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 1877 tarihli Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu örnek alınarak hazırlanmış ve 20 Ağustos 1929 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Deniz Ticareti Kanunu, Alman Hukukundan esinlenilerek hazırlanmış ve 13 Mayıs 1929 tarihinde kabul edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu, İsviçre'deki İcra ve İflas Kanununun benimsenmesi yoluyla hazırlanmış ve 4 Eylül 1932 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

766 SAYILI HAKİMLER KANUNU İLE GETİRİLEN YENİLİKLER VE BU DÖNEMDE YARGITAY

20.03.1926 tarihinde çıkarılan 766 sayılı yasaya kadar hakimlerin seçimi, dereceleri, terfileri, ödüllendirilmeleri ve soruşturmalarına ilişkin olarak geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir özel yasa çıkarılmamıştır. Bu yasa ile hakimlere ilişkin düzenlemelerden başka geçici maddeler başlığı altında yazılı otuzyedinci maddede Temyiz Mahkemesi'nin (Yargıtay'ın) "Cumhuriyet Merkezi"ne gelmesinden de bahsedilmiştir.

834 SAYILI MAHKEME-İ TEMYİZ TEŞKİLATININ TEVSİİNE DAİR KANUN DÖNEMİ

766 sayılı Hakimler Kanunundaki yukarıda açıklanan düzenlemelerden kısa bir süre sonra çıkarılan 834 sayılı "Mahkeme-i Temyiz Teşkilatının Tevsiine Dair Kanun" adıyla çıkarılan yasaya göre Yargıtay'daki Daire sayısı üç Hukuk ve üç Ceza Dairesi olmak üzere altıya çıkarılmış, bu Dairelerden her birinin görevinin 834 sayılı bu yasa, Yargılama Usulü ve Sulh Hakimleri Kanunu ile belirleneceği ifade edilmiştir. 

YÜCE DİVAN

İlk 1876 yılında kabul edilen Anayasa ile yargı sistemimize girmiştir. Divan-ı Ali 30 üyeden oluşmaktaydı. Bunlardan onu Heyeti Ayân (padişah tarafından seçilen meclis üyesi) onu Danıştay onu da Yargıtay ve İstinaf reis ve üyelerinden kur'a ile seçilerek atanırlardı.

Divan-ı Ali iki bölümde Divanı İthamiye, Divan-ı Hüküm.

Divan-ı ithamiye dokuz üyeden oluşurdu. Üçü heyeti ayan, üçü Danıştay, üçü Yargıtay ve İstinaf üyelerinden olmak üzere Divan-ı Ali üyeleri arasından kura ile seçilirdi.

Divan-ı Hüküm; yedisi Heyeti Ayan, yedisi Danıştay, yedisi de Yargıtay ve İstinaf üyelerinden olmak üzere 21 Divan-ı Ali üyelerinden oluşurdu.

Divan-ı Ali'nin görevleri; Bakanlar ile Yargıtay Başkan ve üyelerinin ve padişahın kendisini ve makamını tehlikeye sokmaya teşebbüs edenleri yargılamaktı.

1876 Anayasası 20.04.1924 tarihinde kabul edilen yeni Anayasa ile kaldırılmış, Divan-ı Ali'nin de yapısı değişmiştir.

1924 Anayasasına göre Yüce Divan gerektiğinde TBMM.nce kurulmaktaydı.

Görevi; Bakanları, Yargıtay ve Danıştay Başkan ve Üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısını görevlerinden doğacak işler nedeniyle yargılamaktı.

1924 Anayasası gereğince Yargıtay Genel Kurulunca seçilen 11, Danıştay Genel Kurulunca seçilen 10 kişi kendi aralarında Başkan ve Başkanvekilini seçerlerdi. Başsavcı, Yüce divanda Savcı olarak görevliydi.

Yüce Divan görevi, 1961 Anayasası ile Anayasa Mahkemesine verilmiştir.

1221 SAYILI TEMYİZ MAHKEMESİ TEŞKİLATINA DAİR KANUN DÖNEMİ (1928-1973)

11.04.1928 tarihinde çıkarılan 1221 sayılı yasa ile Yargıtay'ın yapısı ve işleyişi ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler dairelerin sayısına ve görev alanlarına da etkili olmuştur.

834 sayılı yasa döneminde Hukuk ve Ceza bölümünde üçer daire olmak üzere toplam altı daire mevcut iken hem hukuk dairelerine hem de ceza dairelerine birer daire eklenmek sureti ve ile Yargıtay'daki daire sayısı sekize, ticaret dairesi ile birlikte toplam daire sayısı ise dokuza çıkarılmıştır.

7264 Sayılı ve 11.05.1959 Tarihli "Temyiz Mahkemesi Teşkilatına Dair 1221 Sayılı Kanunun 1, 3 ve 4 üncü maddelerinde tadilat yapılmasına Dair Kanun" İle Yapılan değişikliklere gelince;
Bu yasa ile öncelikle 1221 sayılı yasanın 5859 sayılı kanunla Yargıtay'da bulunan hukuk dairelerinin sayısı sekize çıkarılmış ve bu dairelerin görev alanlarının 7264 sayılı bu kanun ve Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulü kanunları ve İcra ve iflas Kanunu ve özel yasalarla düzenlendiğine işaret edilerek dairelerin görev alanları tek tek belirtilmiştir.

Temyiz Mahkemesi Teşkilatına Dair 1221 sayılı Ka- nunun değişik l, 2, 3 ve 4. maddelerinde değişiklik yapılmış ve yasaya yeni bir madde eklenmiştir. Değiştirilen 1, 2, 3 ve 4. maddeler ile eklenen maddeye göre;
Yargıtay 9 Hukuk, 7 Ceza, l Ticaret ve l İcra İflas Dairesinden kurulu olup, dairelerden her birinin görevi, bu kanun ve Hukuk ve Ceza Yargılama Usulü Kanunları ve İcra ve İflas Kanunu ve özel kanunlarla belli edilmiştir.

Yargıtay Haberleri

  • 18 yaş öncesi sigorta kararı

    Sosyal Güvenlik, 18 Mart 2024

    18 yaş öncesi sigorta kararı

    Yargıtay, 18 yaşından önce anne veya babasının işyerinde sigortalı çalışanlarla ilgili önemli bir karar verdi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 18 yaş öncesinde annesinin işyerindeki sigortalı çalışmayı geçersiz sayan işlemini iptal etti. Habertürk yazarı Ahmet Kıvanç’ın haberi...

  • AYM’den izin parası kararı

    Sosyal Güvenlik, 15 Mart 2024

    AYM’den izin parası kararı

    İşçilerin dinlenme hakkı Anayasal güvence altında bulunuyor. Kullanılmayan izin ücretleri iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden işçiye ödeniyor. İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Basın İş Kanunu’nda kullanılmayan izin ücretlerinin ödenmesi konusunda hiçbir şart bulunmuyor. İş akdinin sona erme sebebine bakılmaksızın kullanılmayan izin ücretlerinin iş akdinin sona erdiği tarihte ödenmesi gerekiyor. Deniz İş Kanunu’nda ise işverenin haklı sebeple iş akdini feshetmesi hallerinde kullanılmayan izin ücretinin ödenmeyeceği öngörülüyor. Yargıtay bu hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için başvurdu. AYM başvuruyu haklı bularak düzenlemeyi iptal etti. Habertürk yazarı Ahmet Kıvanç’ın haberi...

  • Kimler kıdem tazminatı alabilir?

    Sosyal Güvenlik, 29 Şubat 2024

    Kimler kıdem tazminatı alabilir?

    İşverence “haklı sebeple” işten çıkartılan işçiler ihbar ve kıdem tazminatı alamaz. İş güvencesine tabi işyerlerinde işverence iş akdinin feshi geçerli sebebe dayanmak zorundadır. Geçerli nedenle fesihlerde çoğu zaman işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Peki geçerli fesih sebepleri nelerdir? Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, işten çıkartmada kıdem tazminatı hakkıyla ilgili merak edilenleri yazdı  

    Kreş yoksa kıdem tazminatı

    Sosyal Güvenlik, 22 Şubat 2024

    Kreş yoksa kıdem tazminatı

    Kadın işçi sayısı 150’den fazla olan işyerlerinde emzirme odası ve kreş zorunluluğu vardır. İşveren kreşi doğrudan kendisi açmak yerine diğer işverenlerle ortak açabileceği gibi hizmet satın alma yoluna da gidebilir. İşverenin kreş yükümlülüğünü yerine getirmemesi işçi açısından haklı fesih sebebidir. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, kreş zorunluluğuyla ilgili merak edilenleri yazdı

    Ya izin ya para

    Sosyal Güvenlik, 09 Şubat 2024

    Ya izin ya para

    İşçilerin kendi istekleriyle işten ayrılmaları veya işveren tarafından işten çıkartılmaları halinde “ihbar süresi içinde” günde en az 2 saat yeni iş arama izni hakkı vardır. İşveren yeni iş arama iznini vermezse veya eksik kullandırırsa bu süreye ait ücreti ödemek zorundadır. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, çalışanların yeni iş arama izin haklarıyla ilgili merak edilenleri yazdı

  • “Kaşar” sözü 21 yıllık tazminatı yaktı

    Sosyal Güvenlik, 06 Şubat 2024

    “Kaşar” sözü 21 yıllık tazminatı yaktı

    İşyerinde iki arkadaşı için “kaşar” diyen bir işçi, 21 yıldır çalıştığı işyerinde tazminatsız işten çıkartıldı. Şaka yaptığını söyleyen işçi hakimleri ikna edemedi. Bölge adliye mahkemesi (BAM), Yargıtay yolu kapalı olan kesin kararında işvereni haklı buldu. 21 yıllık tazminatından olan işçi ayrıca yüklü mahkeme masraflarıyla karşı karşıya kaldı. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi

  • İşsizlik ödeneğinde arabulucu tutanağı

    Sosyal Güvenlik, 02 Şubat 2024

    İşsizlik ödeneğinde arabulucu tutanağı

    İşsizlik maaşı bağlanırken işçinin işten çıkış kodu belirleyicidir. İşveren iş akdini haklı fesheden işçinin işten çıkış bildirimini genellikle işsizlik maaşı ödenmeyen (03) koduyla yapıyor. Haklı fesih yapan işçi, arabulucu tutanaklarını delil olarak göstererek de işsizlik ödeneği alabilir. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, işsizlik ödeneği ile ilgili merak edilenleri yazdı

  • Fazla mesaide bilinmesi gerekenler

    Sosyal Güvenlik, 01 Şubat 2024

    Fazla mesaide bilinmesi gerekenler

    Fazla mesai ücretleri işçi işveren arasındaki anlaşmazlık konularının başında geliyor. Bazı işyerlerinde işçinin “Fazla çalışma ücreti bordroya dahildir” şeklinde belge imzaladığı gerekçesiyle hiçbir fazla mesai için ücret ödenmiyor. Bordroya dahil edilen fazla mesai için sınır bulunuyor. Sınırı aşan fazla mesainin ücretinin zamlı olarak ödenmesi gerekir. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, çalışanların fazla mesai haklarıyla ilgili merak edilenleri yazdı

    Eski eşi hatırlatan şarkılar dinleyen kusurlu

    Gündem, 31 Ocak 2024

    Eski eşi hatırlatan şarkılar dinleyen kusurlu

    Yargıtay, bir boşanma davasında "eski eşi hatırlatan şarkılar" dinleyen erkek ile, hakaret eden ve kıskançlık gösteren kadını eşit kusurlu saydı. Yargıtay çiftin boşanmasına karar verirken, kadına nafaka bağlanmasına hükmetti

    Emekli EYT’linin kıdem tazminatı hakkı

    Sosyal Güvenlik, 29 Ocak 2024

    Emekli EYT’linin kıdem tazminatı hakkı

    Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) kanunundan yararlanarak emekli olan işçilerin önemli bir kısmı aynı işyerinde çalışmaya devam ediyor. Emeklilik sırasında işçilerin bazılarının kıdem tazminatı ödendi, bazılarınınki ise sonraya bırakıldı. Bu işçilerin iş akdi sonradan kendilerince veya işverence feshedilebiliyor. Peki EYT’li işçilerin kıdem tazminatı nasıl ödenir? Her EYT’li işçi emeklilik sonrası çalışması için kıdem tazminatı alabilir mi? İstifa eden EYT’li işçinin kıdem tazminatında hangi faiz uygulanır? Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, emekli EYT’li işçilerin kıdem tazminatı haklarıyla ilgili merak edilenleri yazdı

  • Yargıtay üyeliğine 4 yeni isim seçildi

    Gündem, 18 Ocak 2024

    Yargıtay üyeliğine 4 yeni isim seçildi

    Yargıtay üyeliğine 4 yeni ismin seçilmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararı Resmi Gazete'de yayımlandı

  • Hangi partinin kaç üyesi var?

    Gündem, 04 Ocak 2024

    Hangi partinin kaç üyesi var?

    Yargıtay, Türkiye'de faaliyet gösteren 141 siyasi partinin üye sayılarını açıkladı. 11 milyon üyeyle AK Parti ilk sırada yer alırken, CHP 1,5 milyon üyeyle ikinci sırada yer aldı

  • Kıdem tazminatında hastalık kriteri

    Sosyal Güvenlik, 23 Aralık 2023

    Kıdem tazminatında hastalık kriteri

    İş Kanunu’na göre, işçi sağlık sebebiyle iş akdini feshederse kıdem tazminatı alabilir. Ancak bunun için bazı kriterlerin sağlanması gerekir. Kriterleri sağlamadan iş akdini fesheden işçi hayal kırıklığı yaşayabilir. Ahmet Kıvanç, Habertürk okurlarının sorularını yanıtladı

    Yargıtay, AYM üyeleri hakkında savcı görevlendirdi

    Gündem, 22 Kasım 2023

    Yargıtay, AYM üyeleri hakkında savcı görevlendirdi

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 Anayasa Mahkemesi üyesi hakkındaki suç duyurusuyla ilgili savcı görevlendirdi

    Yargıtay, 'Adalet Yürüyüşü' kararını bozdu

    Gündem, 09 Aralık 2023

    Yargıtay, 'Adalet Yürüyüşü' kararını bozdu

    Yargıtay, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Adalet Yürüyüşü"ne yönelik saldırı girişimi üzerine açılan davada verilen kararı bozdu

  • Yargıtay Reina dosyasını iade etti

    Gündem, 02 Aralık 2023

    Yargıtay Reina dosyasını iade etti

    Yargıtay, 2017 yılı yılbaşı gecesi Ortaköy'deki Reina'ya düzenlenen silahlı saldırı dava dosyasını, eksiklikler nedeniyle mahkemeye iade etti. Saldırıda 39 kişi hayatını kaybetmişti. Davada 59 sanık yargılanıyordu

  • Yargıtay'dan Prof. Özgenç hakkında suç duyurusu

    Gündem, 30 Kasım 2023

    Yargıtay'dan Prof. Özgenç hakkında suç duyurusu

    Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri, yargıda ‘yetki krizi’ yaşanması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazan Ceza Hukukçusu Prof Dr. İzzet Özgenç hakkında suç duyurusunda bulundu

  • İşçi lehine tek taraflı ceza geçerli

    Sosyal Güvenlik, 29 Kasım 2023

    İşçi lehine tek taraflı ceza geçerli

    İşçi aleyhine yaptırım içeren cezai şart tek taraflı olamaz. Sözleşmeye konulsa bile hukuken geçersiz sayılır. Ancak, işçi lehine tek taraflı cezai şart konulmasının önünde bir engel bulunmuyor. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi...

    Yargıtay'dan 'HEDEP'e ret

    Gündem, 23 Kasım 2023

    Yargıtay'dan 'HEDEP'e ret

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yeşil Sol Partinin adının "HEDEP" olarak değiştirilmesini uygun görmedi