Türk otomotiv sanayisinde Avrupa alarmı
Avrupa Komisyonu, Avrupa otomotiv sanayisini temiz ve rekabetçi bir yapıya dönüştürmeyi amaçlayan kapsamlı bir yol haritasını önceki günlerde duyurdu. 'Otomotiv Paketi' olarak anılan bu yeni stratejide, "Made in EU-AB'de Üretilmiştir" vurgusunun bulunması ise yerli sanayiciyi tedirgin etti. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, "Ülkemizde üretilen araçların söz konusu tanımın dışında bırakılması Gümrük Birliği'nin işlevini yitirmesine neden olacak. Ülkemizin yatırım ortamı ile mevcut yatırımlar açısından büyük risk teşkil eden bu tanıma Gümrük Birliği ve aday ülke konumu vesilesiyle Türkiye'nin de dahil edilmesi hayati önem taşıyor" dedi. Yiğitcan Yıldız yazdı...
ABONE OLAvrupa Komisyonu, Avrupa otomotiv sanayisini temiz ve rekabetçi bir yapıya dönüştürmeyi amaçlayan kapsamlı bir stratejiyi geçtiğimiz hafta kamuoyu ile paylaştı.
'Otomotiv Paketi' olarak adlandırılan yeni yol haritası, Avrupa Birliği’nin (AB) emisyon azaltım hedeflerine ulaşmasında çeşitli esneklikler sağlarken, batarya üretimine destek ve üretim süreçlerini kolaylaştıracak idari yükün azaltılması gibi önemli tedbirler içeriyor.
Pakette ayrıca AB’de üretilen küçük elektrikli araçlara yönelik de dikkat çeken teşvikler yer alıyor.
Fakat, Avrupa Komisyonu'nun yeni 'Otomotiv Paketi'nde yer alan bir madde, ihracatının yüzde 60'ndan fazlasını Avrupa'ya yapan Türk otomotiv sanayisinde çanların çalmasına sebep oldu.
Öyle ki, Komisyonu'nun önceki günlerde açıkladığı pakette, Avrupa'nın küresel rekabet gücünü artırmak hedefi ile “Made in EU-AB’de Üretilmiştir” vurgusu yer alıyor.
İşte bu ifade, korumacı bir çerçeve çizerken Türkiye otomotiv sanayisinin ihracatı ve dış ticaret dengesi açısından da önemli riskleri ön plana çıkartıyor.
Avrupa'daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Made in EU” yaklaşımının Otomotiv Paketi’nde emisyon azaltım hedefleri, küçük elektrikli araç üretimi ve satışı, kurumsal araç filolarının yenilenmesi gibi birçok teşvik alanında ön koşul olarak vurgulanmasından endişe duyduklarının altını çizdi.