Zaferi bir de ondan dinleyin: Bir subayın günlüğünden Çanakkale Savaşı'nda yaşananlar!
Tarihinin en kanlı çarpışmalarından birinin meydana geldiği Çanakkale Savaşları'nda yaşananlar, cephede görevli bir subayın günlüğüne yansıdı. Zaferin 109. yılında subayın günlüğündeki detaylar mücadelenin önemi hakkında günümüze ışık tutuyor. İşte, Çanakkele Savaşı'nda yer alan subayın savaş hakkında günlüğüne kaydettikleri...
18 Mart 1915'te Türk milletinin tarihe adını altın harflerle yazdırdığı Çanakkale zaferinin bugün 109. yıl dönümü. Bundan 109 yıl önce savaşta yer almış subay Mehmet Halit Bayrı'nın günlüğüne yansıyanlar savaşın gerçek yüzünü öğrenebilmemiz için birinci kaynaktan bir rehber değeri taşıyor. İşte, Bayrı'nın günlüğünden Çanakkale zaferine dair duyulmamış detaylar...
SAVAŞTA YAŞANANLARI GÜNLÜĞÜNE YAZMIŞ!
Türk tarihinin altın sayfalarından olan, milletin eşsiz kahramanlığı, vatan ve millet sevgisinin sembolleştiği, kutsal saydığı değerler için ülkenin her köşesinden gelen gençlerin kanlarını dökerek "Çanakkale geçilmez" destanı yazdığı Çanakkale Savaşları'nda yaşanan olaylar, cephede görev yapan topçu subayı Mehmet Halit Bayrı'nın günlüğüne yansıdı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Lokman Erdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bayrı'nın Çanakkale cephesindeki 16. tümen topçu alayında görev yaptığını söyledi.
100 yıllık günlüğün bugüne kadar İstanbul'da yaşayan Sevengül Sönmez tarafından saklandığını belirten Erdemir, günlüğün daha uzun yıllar, gelecek nesillere ulaştırılabilmesi için kitaplaştırılacağını ifade etti.
ÃœNÄ°VERSÄ°TEYÄ° BÄ°TÄ°RÄ°P SAVAÅžA KATILDI!
Mehmet Halit Bayrı'nın cephede kaleme aldığı günlüğün savaşın gerçek yüzüne ışık tuttuğunu anlatan Erdemir, "Çanakkale cephesinde topçu subayı olarak görev yapan Bayrı, fakülteyi bitirdiği günlerde kendisini birden savaşın içinde buluyor. 12 Nisan 1915'de cepheye çağrılmış. Mehmet Halit, biraz şaşkındır. Yazdıklarından da anlaşılacağı üzere gördüğü manzaralar kendisinde tuhaf hisler uyandırır. Çanakkale'de her yer yıkıntı, her yer yanan evler, ölen insanlarla doludur. Zaman içinde olup bitenleri kaleme alır, savaşın şiddetini, dehşetini anlatır" dedi.
İSTANBUL'DAN ÇANAKKALE'YE DOĞRU
Bayrı'nın Çanakkale'deki görevine katılmak için İstanbul'dan yola çıktığını söyleyen Erdemir, şöyle devam etti:
"Çanakkale Boğazı’na denizden taarruz ilk olarak 19 Şubat 1915’te boğaz giriş istihkamlarının bombardımanı ile başlar, 18 Mart 1915’teki nihai taarruz ile sona erer. 18 Mart’ta yapılan bu bombardımanda, müttefik donanmanın 3 muharebe gemisi batar, amiral gemisi Quin Elizabeth olmak üzere gemilerin önemli bir kısmı da ağır hasar görür. 22 Mart’ta Mondros Limanı’nda Quin Elizabeth’te yapılan toplantıda boğazın denizden geçilemeyeceği anlaşılır. Artık sıra bir kara harekatındadır. Osmanlı Devleti muhtemel bir kara harekatına karşı 24 Mart 1915’te 5. orduyu kurar, komutanlığına da Alman Liman von Sanders’i atar."
"Liman Paşa, 26 Mart’ta Gelibolu’ya ulaşarak hazırlıklarına başlar. Çanakkale Muharebeleri’nin ikinci aşaması olan kara muharebeleri ise 25 Nisan’da başlar, 9 Ocak 1916 gününe kadar devam eder. 26 Nisan günü trenle cepheye sevk edilenlerden biri de seferberlik ilanı üzerine silah altına alınan 19 yaşında yedek subay Mehmet Halit Bayrı’dır. Bayrı'nın birliği ise Binbaşı İzzettin Bey komutasındaki 16. tümen topçu alayıdır. Günlüğünü o an yazmaya başlamaz, ancak trene ilk binişini, yolculuğa çıkışını ve arada geçen olayları teferruatlı bir şekilde anlatır."