Spor yazarlarından Beşiktaş - Erzurumspor maçı yorumu

Aboubakar rahatladı, zor pozisyonda golü bulurken, rakibin moral motivasyonunu da yerle bir etti, kaderiyle baş başa bıraktı. Böylesi kritik bir haftada, Kartal cephesinden şu iyi oynadı, bu kötü oynadı tartışmasına girecek halimiz yok. Önemli olan galibiyetti, Kartal bunu gerçekleştirdi, haftanın en kârlı takımı oldu, yetmez mi?

ATİLLA GÖKÇE

Beşiktaş yine baskı altında… Geçen hafta olduğu gibi dün de büyük fırsatla santraya geliyor. Zirvedeki ekipler Alanyaspor, Galatasaray, Fenerbahçe peşpeşe yenilmişler. Pazar akşamı “hasılatı!” toplamak için sahaya çıkıyor Beşiktaş...

Dünkü oyun Beşiktaş’ın zirve iddiasını gösteren bir kararlılık maçıydı. Doksan dakika değil, sadece 45 dakikada fırtına gibi estiler ve ezdiler. Erzurumspor, gücüyle ayakta durmaya, maça ortak olmaya çalıştı ama yapamadılar. İlk yarıda ele geçirdikleri kontratakları değerlendiremediler. Muson yağmuru gibi fırtınayla geldi, esti, gürledi ve dörtledi Beşiktaş. Zirvedeki gruba katıldı, kaydını yaptırdı. Gücünü kanıtladı.

OKTAY DERELİOĞLU

Geçen hafta Alanya'da kaybeden Beşiktaş için Erzurumspor maçı normalden daha önemli bir hal almıştı. Çünkü zirve yolundaki bütün rakipler haftayı yenilgiyle kapatmıştı. Rakip de ligin zayıf takımlarından biri olunca Siyah-Beyazlılar'dan hızlı ve agresif bir maç başlangıcı bekliyordum. Ancak hiç de öyle olmadı. Sergen Yalçın'ın Larin'in yerine N'Koudou ile başlaması takımın hücum ritmini olumsuz etkiledi. Larin'in yokluğu Aboubakar'ı ceza sahasında çok yalnız bıraktı.

Bu nedenle üretkenlikten uzak bir 45 dakika izledik. Ancak Ömer'in amatörce penaltısı sonrası işler bir anda değişti. Aboubakar'la öne geçen Beşiktaş çok iyi bir kontra atakla farkı ikiye çıkardı ve bir anlamda fişi çekti. Ardından Beşiktaş'ın şovunu izledik. Çok güzel son vuruşlar ve organizasyonlarla gözlerimizin pası silindi. 10 dakikalık muhteşem performans rakiplere her anlamda korku salmıştır diye düşünüyorum..

ALİ GÜLTİKEN

Zirvedeki bütün rakiplerinin puan kaybettiği bir haftada Beşiktaş bu fırsatı hem gollere hem de puanlara çevirdi. Bu tür haftalar çok önemlidir. Zirve yarışında herkesin birbirinin ensesinde olduğu süreçlerde kazanılan puanlar kadar, bu puanlarla birlikte gelen psikolojik üstünlük de çok değerlidir. Beşiktaş aldığı 3 puanla şampiyonluk yarışını herkes adına eşit hale getirdi. Sezon başından bir farkı var, takımların artık oyun güçleri daha net ortaya çıkmaya başladı.

Aboubakar'ın forvette yarattığı fark Beşiktaş'ı her zaman bir adım ileriye taşıyor. Atiba ve Josef de Souza'nın orta alandaki mücadele güçleri ve yenilmeyen savaşçı ruhları Beşiktaş'ı her zaman bir ümitle yaşar hale getiriyor. Ghezzal hem oyun aklı olan hem de kapasitesi olan bir oyuncu. Oyun içindeki katkısı, N'Koudou'nun dinamizmi dün skorun gelmesinde büyük katkı sağladı. Ama özel bir parantez de Necip'e açmamız gerekiyor. Hangi bölgede oynarsa oynasın özverisi, çalışkanlığı ve kalpten gelen arzusu hem hissediliyor hem de takıma büyük bir enerji veriyor. Dün penaltı pozisyonunda kilidi açan oyuncu olarak Beşiktaş'ın tetikleyicisi oldu.

ÖMER ÜRÜNDÜL

Beşiktaş, maça rakibi küçümseyen bir havada başladı. 15. dakikaya kadar takım halinde oyunda değillerdi. Bu dakikadan sonra hareketlendiler, devre sonuna kadar karşı alanda baskı kurdular. Ama üretkenlik sınırlıydı. Çünkü ileri uçta kaliteli isimlerden Ghezzal ve N'Koudou'nun fizik güçleri yetersizdi. Aboubakar'ın da vasattı. Bu tabloda eğer rakipler iyi kapanırlarsa pozisyon zenginliği bulamazsın. İlk yarı böyle geçti.

İkinci yarıya Beşiktaş daha tempolu, daha etkili başladı. Ama bunun yanında gol gelmiyor, riskler fazlalaştığında rakibe de geniş alanlar kalıyordu. Bu arada çok tehlikeli, Erzurum atağında Souza çok önemli bir hamleyle atağı önledi. Sonrasında da sahneye Ömer Şişmanoğlu çıktı. Göstere göstere penaltıya neden oldu. Golü bulan Beşiktaş kısa sürede ikinciyi de atınca rakip direncini kaybetti ve maç farka gitti.

Beşiktaş, önemli bir kazanç elde etti. Teknik direktörlerin kafalarında inandığı ideal bir 11 düşünmelerini doğru bulurum. Örneğin Sergen Yalçın dün gece dedi ki 'Benim birinci kalecim Ersin.' Bir itirazım yok. Sonra Vida'yı oynatarak 'Benim en önemli stoperim' mesajını verdi. Bunu da doğru buluyorum. Orta saha zaten belli. Atiba, Mensah, Souza ve Dorukhan dörtlüsünden üçü oynayacak. Bana göre vazgeçilmezler Atiba ve Souza'dır. Eleştirim Larin'i yedeğe çekmesiydi. Bu davranışı adaletsiz buldum. Son paragrafım da Necip için. Kapasitesi sınırlı da olsa bu tip profesyonellere her zaman saygı duyarım. Necip bunu bir kez daha gösterdi.

ERMAN TOROĞLU

Sergen Yalçın haklı çıktı. Geçen hafta dedi ki "Maçların neticesi, VAR'da oturan hakemin elinde." Dün gece Erzurumspor bir şey oynamıyor, Beşiktaş bastırıyor ama vitaminsiz. Bir gol bulsalar kilidi açacaklar ama Beşiktaşlı oyuncular bir türlü bu kilidi açamadılar. Sonunda yardım geldi. Kilidi maçın hakemi Halil Umut Meler'le beraber VAR'daki Koray Gençerler açtılar, Erzurumspor'u çıtır çıtır yediler. Arkası geldi.

Peki Beşiktaş zaten kazanır mıydı, kazanırdı. Ama işte bu olay yarın Fenerbahçe, Galatasaray, Başakşehir, Trabzonspor ve bütün takımların ağzında çiklet olacak, "Beşiktaş hakem kararıyla kazandı" diyecekler. Kilit hakemdi, maymuncuk VAR'dı. Yani birisi Halil Umut Meler, birisi Koray Gençerler. Bakınız siyah-beyazlılara; o golden sonra güzel goller attılar ama galibiyete gölge düştü. Çünkü bu ilk goldü.

Türkiye futbolda böyle bir ülke. Bağıracaksın, çağıracaksın, kazanacaksın. VAR sistemi büyüklerin aleyhine olan bir sistem, küçükler mağdur olmasın diye gelen bir sistemdi. Ama büyükler badem olmaya başlayınca hepsi topyekun ağlamaya başladılar. Eskiye dönülsün istiyorlar 'hop-güm haydi güle güle'. Beşiktaş futbol olarak bir şey oynadı mı? Golü attıktan sonra bir şeyler yaptılar. Ama şunu unutmamak lazım; Erzurumspor çok zayıf bir takım. Öyle veya böyle, Türkiye'de kazanan haklıdır. Gerisi tefferruat, herkese hayırlı işler.

REHA KAPSAL

Beşiktaş maçın ilk devresinde temposuz, yavaş, isteksiz, doğru set hücumu yapamayan aynı zamanda pas hızını doğru şekilde sağlayamayan görüntüsüyle Erzurumspor üzerinde istediği baskıyı oluşturamadı. Hem fiziksel olarak hem de topu çok çabuk çevirerek tempo da yapabilirdi. İki türlü de bunu başaramayınca rakibi hataya da zorlayamadı. Rakip yarı alanda topu fazla tutamadı, rakip ceza sahası içine de fazla oyuncuyla giremedi. Ne kanattan ne de merkezden etkili hücumlar yapabildi. İkinci devre bu baskısız ve hareketsiz oyun Necip'in yaptırdığı penaltıyla tersine döndü.

12 puanlık maçta 12 dakikaya 4 golü sığdırmasını bildi. Burada özellikle Beşiktaş 1-0'dan sonra daha rahat oyun oynadı. Özellikle açık alana etkili oyuncuları Mensah ve N'Koudo'yu soktu. Bulduğu gollerle maçı koparmayı bildi. Attıkları 4. gol ilk yarıda yapması gereken set hücumunun göstergesiydi. Takım hızı çok çabuktu ve tek pasla rakibi düşürerek gözlerin pasını silerek golü buldular. Beşiktaş takımının en büyük sorunu 0-0'ı oynamakta.