Lazio - Galatasaray maçının yazar yorumları

Fatih Terim’in yaklaşık 30 yıllık teknik adamlık kariyerinde böyle pragmatik bir anlayışı sezona yaydığına şahit olduğumu hatırlamıyorum. Terim’in bu sezon Avrupa Ligi performansını gözlemlediğimizde içinden bir Lucescu çıktığını söyleyebiliriz sanırım. Galatasaray 6 maçın toplamında neredeyse 6 net pozisyon vermedi.

Savunmada hemen her maçta güvenilirdi, hiç kırılganlık göstermedi, hücumda da ana plan hep geçiş hücumlarıydı. Bundan tam 20 yıl önce, 2001 kışında Lucescu yönetimindeki Galatasaray, Devler Ligi’nde Lazio’yla yarıştığında da strateji buydu. 20 yıl sonra tarih tekerrür etti adeta.

ŞANSAL BÜYÜKA: Yenilmeden güçlü bir gruptan lider olarak çıkan Galatasaray’a “helal olsun” diyorum… Lazio’lu, Marsilya’lı grubu gördüğümüzde, kabul edelim ki, çoğu insan, hatta çoğu Galatasaraylı “grup ikinciliğinin” kötü olmayacağını düşünüyordu… Galatasaray bu gruptan yenilgi almadan, sadece üç gol yiyerek birinci çıktı…

Avrupa’da, şampiyon Beşiktaş’ın sıfır çektiği, Fenerbahçe’nin “dişine göre” rakiplere rağmen bir üst tura çıkamadığı yeni bir “hüsran mevsiminde” Galatasaray “kış güneşi” gibi içimizi ısıttı… Süper Lig’de oynadığı oyunu, aldığı sonuçları eleştirdiğimiz Galatasaray, Avrupa Ligi’nde yenilmeden grup birincisi olarak bir üst tura çıktı…

Kabul edelim ve bir hakkı teslim edelim… Söz konusu Avrupa olunca karşımızda bir başka Fatih Terim, bir başka Galatasaray buluyoruz… Hocaya ve Galatasaray takımına yürekten tebrikler... Yolunuz açık olsun… Forza Galatasaray...

OSMAN ŞENHER: Büyük başarı… Galatasaray’ı kutlamak lazım… Tamam ligde oynadığı futboldan hiç kimse memnun değil ama Avrupa kupalarında çok farklı görüntü veriyor. Her şeyden önce takım olarak bütünleşiyor. Tüm futbolcular birbirinin kademesine giriyor. Topa hamleleri çok çabuk. İkili mücadelelerin hepsinde ayakta kalıyorlar. İlk defa bu sezon bu kadar dengeli, panik yapmayan bir Galatasaray seyrettim.

Fatih hocanın oyun planı, futbolcuların da gayretiyle tarihi bir başarıya dönüştü. Marsilya ile Lazio gibi güçlü takımların bulunduğu gruptan lider çıkıldı. Hiç kimse böyle bir şeye inanmıyordu. Ama bu çocuklar başardı. Hele grubu zirvede tamamlamanın o kadar büyük avantajı var ki, anlatamam.

İkinci bitirsen play-off turunda güçlü rakiplerle eşleşmen gerekecekti. Ama şimdi turu direkt olarak geçip, Avrupa macerasında önünü açtı. Bu çocuklar bunu hak ettiler. Herkes saygı duyması gerekir. Türkiye’ye puan lazımdı, o puanları da Galatasaray getirdi ve bundan sonra da getirmeye devam edecek.

MEHMET DEMİRKOL: Galatasaray’ın ilk yarıdaki oyunu hedefle uyum açısından mükemmele yakındı. Topa sahip oldular. Bunu, top çıkarırken kalabalık ve çok iyi yayılarak rakibin baskısını boşa çıkararak yaptılar. Topu ayağına alan oyuncu pas verebilecek 2-3 boş oyuncu görebildi. Bu Sarri’nin hiç hoşuna gitmedi. Sabırla topu çevirerek çıktılar. Sonuçta top daha çok Galatasaray kalesinden uzakta kaldı.

Öte yandan pozisyon bulmak mümkün olmadı. Ama bu da normal. Lazio’nun akın denemelerindeki savunma işleyişiyse her türlü övgüyü hak ediyor. Diagne dışındaki tüm oyuncular doğru mesafede savunmaya yardım ettiler. Kanatta 2’li 3’lü karşılama vardı ve kontak da sağlandı.

İkinci yarıda Lazio kendi sağını daha iyi kullandı. Diagne oyundan çıktıktan sonra savunmadan ekstra adam çıkarmaları da bunda etki yaptı. Terim bu riski Kerem ve Morutan’la bu santrforsuz oyundan baskın çıkararak kullanmak istedi ama olmadı. Ama yine hedef açısından bakıldığında Lazio’ya sadece uzatma dakikalarında 1 isabetli şut ve 0.56 gol beklentisi vermek planın sonucu. Bu doğru planla tam anlamıyla hak edilmiş bir liderlik.

SERDAR ALİ ÇELİKLER: Bu maç, Galatasaray için sezon finaliydi. UEFA grubunu 1. sırada bitirmek mart 2022'deki son 16 turuna otomatik katılmak demekti. Mart ayında iyi bir kura ile son 8, tüm sezonu kurtarırdı. Tersi sonuçta büyük ihtimalle şubat gibi Avrupa'dan da elenilmiş, iddiasız bir takım olarak sezon sonu beklenecekti.

Bu amaçla Fatih Terim, düşük tempolu, gerekirse pozisyon üretemeyecek ama topu da aldı mı kolay kaybetmeyecek birkaç oyuncu tercihiyle "önce savunma" amacıyla bir takım sahaya sürdü. Misal Babel, tam bir 'oyunu öldürme üstadı' olarak aslen defansif görevle sahadaydı.

Hak ettikleri, planladıkları ve en önemlisi konsantre oldukları şekilde grubu lider bitirdiler. Lazio - Marsilya ve Moskova deplasmanlarında gol yemediler. Her rakiplerinden 4 puan alıp Şampiyonlar Ligi sertliğindeki gruptan lider çıktılar.

Fatih Terim ve öğrencileri bu arenada nasıl oynamaları gerekiyorsa öyle oynayarak; Marsilya'yı 4'leyerek, Lokomotiv'i deplasmanda yenerek son 16'ya kaldılar. Hem Burak Elmas, hem Terim hem de oyuncular için marta kadar rahat bir nefes alma zamanı. Ligde uzaklaşılan yarışla ilgili fazla ses çıkmayacaktır artık. Tebrik ederim.