Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Nebahat Çehre: O yarışmaya katılmam yanlıştı - Magazin haberleri

        Fatih Altaylı, dün akşamki programında oyuncu Nebahat Çehre, müzisyen Norm Ender, yemek danışmanı Sedef İybar ve milli karateci Ali Sofuoğlu'nu ağırladı. Programın ilk döneminde Nebahat Çehre, şöhret yolculuğundan bahsetti.

        "GÜZELLİK YARIŞMASINA KATILMAM YANLIŞTI"

        1960'ta Türkiye Güzeli seçilen Nebahat Çehre, yarışma katılma süreciyle ilgili şunları aktardı:

        15 yaşındaydım, benden iki yaş büyük bir arkadaşım katılacaktı başvuru için beraber gittik. Orada 'siz de katılın' dediler. Annem de güzellere çok meraklıydı. Anneme sordum, 'çok ufaksın ama istiyorsan seçmelere gir' dedi. Bilinçsizlikti, bence çok yanlıştı. Güzellik kavramını bilmiyordum, çocuk sayılırdım yani.

        REKLAM

        Çehre, beyazperde serüveni hakkında ise, "İki sene boyunca sinema tekliflerini kabul etmedim. Taksim Sarayı'nda bir mimarın yanında sekreterlik yaptım, ardından da Çocuk Tiyatrosu'na başladım. Dostlar arasından bir menajer çıktı. 'Neden sinemaya başlamıyorsun?' dedi. Bir filme başladım şımarık bir salon kızını oynuyordum, rolü yarıda bıraktım. Bilinçsiz bir oyuncu ne yaparsa, 'ben zengin şımarık bir çocuğu değilim' dedim, özleştirmiştim kendimi. Sonra bir avukatlık rolü çıktı. Üvey babam da avukattı. 'Kanun Kanundur' filmiyle sinemaya başladım. 127 filmde rol aldım." dedi.

        Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre
        Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre

        "YILMAZ'I BEN AYARLADIM!"

        Eski eşi Yılmaz Güney hakkında konuşan Çehre, "Yılmaz'ı ben ayarladım. (Gülüyor) Çok yakışıklık bir adamdı. Sinemadaki karakteriyle alakası yok. Disiplin, oyunculuk ve hayata bakış açısından bana çok katkısı oldu. Müthiş disiplinliydi, bende o kadar yer etti ki setlere ben disipline koymak istiyorum, antipatik oluyorum. (Gülüyor) Yılmaz çok ince ruhlu bir insandı. Eve bir gün çiçeksiz eve gelmemiştir. İç dünyası başka, dışa vuruşu bambaşka oluyordu." ifadelerini kullandı.

        "Haziran Gecesi", "Aşk-ı Memnu" ve "Muhteşem Yüzyıl" dizilerinde rol alan usta oyuncu, "Üç diziyi ayırt edemiyorum. Artık değişik karakter oynamak istiyorum. Kalıplaştım. Gelen teklifler salon kadınını istiyorlar. Farklı bir rol bekliyorum. Bazı hikayelerde kendimi bulamıyorum. Aynı karakterleri oynamak istemiyorum." diye konuştu.

        Geçmişe yönelik pişmanlıklarından da bahseden Çehre, "Haldun Dormen, Hisseli Harikalar Kumpanyası oyunu için teklifte bulunmuştu ama kabul etmemiştim, cesaret edemedim oynamak için pişman oldum." ifadelerini kullandı.

        "TÜRK MUTFAĞI'NIN DÜNYADA DAHA BİLİNİR OLMASINI HAYAL EDİYORUM"

        Bir süredir ekranlardan uzak olan yemek danışmanı Sedef İybar, "Koronavirüs nedeniyle bir 'dur' tuşuna basıldı. Sosyal medyadan insanlara ulaşmak daha kolay oldu." dedi.

        Aynı zamanda oyuncu Demet Akbağ'ın kardeşi olan İybar, "Ablam gibi sahneye çıkmayı hiç düşünmedi, merakım olmadı. Demet çocuk yaşlarda, sehpalara çıkıyor evin ortasını sahne yapıyordu. Demet, bildim bileli taklit yapıyordu, herkes olabiliyordu." diye konuştu.

        .png
        .png

        Yemek aşığı olduğunu belirten İybar, "Yemek sevdalısı diyorum ben kendime. Sabah gözümü mutfakta açmak istiyorum." şeklinde sözlerini sürdürdü.

        İybar, "İstanbul'da Michelin yıldızı alan mekanlarla ilgili "Türk Mutfağı'nın daha dünyada bilinir olmasını hayal ediyorum." ifadelerini kullandı.

        "YENİ NESİL ÇOK GÜNDELİK ŞARKI YAPIYOR"

        Norm Ender ise ismiyle ilgili gelen soruyu şöyle yanıt verdi: Rapçiler bu isimleri çok küçük yaşlarda seçiyor. 16 yaşlarında falan sözlükte karıştırıp buluyoruz. Bu ismi gördük; ilke, kural, yasa gibi anlamları vardı. Böyle çıktı isim...

        Norm Ender, "Türk rapçileri diğer ülkelerdeki rapçilerden ayıran özelliği şairlik yönü, şair gibi betimlemeye çok takılırlar. Yeni nesil çok gündelik şarkı yapıyorlar. Ölümsüz eser üretmekten çok eğlenceye çok fazla kafayı ayırıyorlar." dedi.

        "HİPERAKTİF ÇOCUKTUM"

        "Hiperaktif bir çocuktum" diyen milli karateci Ali Sofuoğlu, karate, judo, taekwondo arasındaki farkları şöyle açıkladı: Judoda rakibinizi yere düşürmekle alakalı bir çabanız var. Taekwondo ise çok yakın mesafede ayak kullanılarak puan alınıyor. Güreş zaten çok bildiğimiz kuralları olan spor. Tekniksel olarak bakarsak, karatede yumruk var, tekme var, yere düşürme var yani daha geniş yelpaze...

        .png
        .png

        Sofuoğlu, "Şampiyon bir sporcu olmak istiyorsanız 5-7 yaşları arasında başlamanız gerekiyor. Belli bir yaşı geçtikten sonra sıkıntı yaşayabilirsiniz." dedi.

        Fotoğraflar: Depophotos

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ