HT Gastro
Keşfet

Bu virüs dünyadan ya gidecek ya gidecek

Son bir yılda hayatımızda ne çok şey oldu… Korktuk, panikledik, umut ettik, geçer dedik. Koronalı hayata mesafeli, maskeli bir giriş yaptık. Kabullenmesek de kabulleniyor gibi yaptık. Kendimize yeni normaller yarattık.

Giriş: 19.02.2021 - 00:36 Güncelleme: 22.02.2021 - 12:02
Haberler Gastro Keşfet Bu virüs dünyadan ya gidecek ya gidecek

Pandeminin hayatımıza kattıkları

  • Mutfakta yeni tat arayışlarına girdik. İçimizdeki aşçıyı çıkardık.
  • Okunacak denilen bütün kitapları okuduk.
  • Dolap çekmece düzenledik.
  • Evde kaldığımız dönemlerde bütün kuaförlük maharetlerimizi ortaya çıkardık, her türlü kişisel bakımları kendimiz yaptık.
  • Spor videolarının altını üstüne getirdik.
  • Evde takı yaptık.
  • Kendimizi kaybedip seramikler, tablolar, boyalar yapmaya çalıştık.
  • Evlerimizi küçük birer iş yeri haline çevirdik.
  • Alışverişlerimiz evden halloldu.
  • Ev bize dünya oldu…

Ama pandemi de biryere kadar kadar.

Sıkıldık mı? Çok sıkıldık…

Özledik mi? Çok özledik.

Bu dönemde umutlarımızı, motivasyonumuzu canlı tutan şeyin hayal etmek olduğunu biliyoruz.

Hadi o zaman ne duruyoruz? Listeler yapılsın.

Bu korona bu dünyadan ya gidecek ya gidecek…

Peki neler yapılacak?

Salgından sonra bizi bekleyen hayat

  • ‘Tatil ne zaman’, ‘bayram ne zaman’, ‘iznim ne zaman’ sözleri rafa kalkacak, büyük bir coşku ile evden çıkılacak, salına salına işe gidilecek. Mesailer sevinçle karşılanacak.
  • Yalnız sabah yürüyüşleri değil, gece yürüyüşleri de yapılacak.
  • Sinemadan tiyatroya, tiyatrodan konsere, konserden festivallere, festivallerden sergilere oradan oraya koşulacak.
  • Aile büyükleri tek tek ziyaret edilip, ayrı kaldığımız günlerin acısı çıkarılacak.
  • Her tür saç, renk, kesim modellerinden aklında ne kaldıysa kuaförde yapılacak. Pandemide edindiğin deneyimlerin kuaförünle paylaşılacak.
  • Kahvehanelerde okey taşlarının sesi, piştinin neşesi yerine gelecek.
  • Çocuk parkları renklenecek. Okul önlerinden geçerek zil sesleri keyifle dinlenecek.
  • Öğrenciler okula gitmek için can atacak. Okulu nasıl ekeyim planları yerine, 365 gün okulda, yatılı kalma planları yapılacak.
  • Okul servisleri çocukları almaya geldiğinde anneler servislerin önünde saygı duruşunda bulunacak.
  • Sevdiklerine son görevlerini yerine getiremeyenler ilk fırsatta kabristanlara koşacak.
  • Düğün ve nikah salonlarında yer bulunamayacak.
  • Bekarlar derhal sosyalleşecek, en kısa zamanda kalplerde kelebekler uçuşacak.
  • Ertelenen, zorunlu olmayan sağlık problemleri doktorları yine yormaya devam edecek.
  • Piknikler, mangallar, ev buluşmaları pijama partilerinden çıkıp, kıyafet balolarına dönüşecek.
  • Kapalı mekan korkusu olmadan, el ele kol kola kurslara gidilecek, yeni hobiler edinilecek.
  • Ye-iç-yat tatili duymak istemiyoruz. Her gün bir aktivite ile uyanıp, çılgınlıklarla sonlanacak. Eğlence dolu tatiller yapılacak.
  • Uçak, feribot, vapur, otobüslerle yapılan toplu ulaşım işkence değil, keyife dönüşecek.
  • Evde mutfakların kapısı kilitlenecek, yeni bir talimata kadar ‘mutfak kapalıdır’ yazısı asılacak.
  • Sokak lezzetleri, restoranlar keşfedilecek. Sokaktan yediğimiz simitin tadı lezzete dönecek.
  • Mağazalar, pazarlar hallaç pamuğu gibi atılacak. Test edilip onaylanacak.
  • Köylere, memleketlere koşup, mahallece tarhanalar, salçalar yapılacak.
  • Akraba buluşmalarında şarkılar, türküler söylenecek. Halaylar çekilip, danslar edilecek.
  • Boşanma avukatlarının önünde kuyruklar oluşacak.
  • Sosyal medyayı unutup, daha önce hep yaptığımız ama farkında olmadığımız her şeye dört elle sarılacağız.
  • Kucaklaşmak ise BİNGO!

Pandeminin bize öğrettikleri

Sosyal ilişkiler yeniden düzenlenecek.

Zorunlu izolasyon değil, tercih edilen izolasyon olacak.

Dijitalleşme daha çok yaygınlaşacak.

Sabrın önemi anlaşılacak.

Sağlık yatırımları artacak.

Alışveriş çılgınlığı kontrol altına alınacak.

Doğa önem kazanacak.

Maddiyatın değil, maneviyatın önemi anlaşılacak.

Kendimize yetebilmenin önemi ortaya çıkacak.

Sağlık ve sosyalliğin değeri bir kez daha fark edilecek.

Ve en önemlisi sarılmak, sarılmak, sarılmak…

Elimizde olan bütün değerlerimize sarılmak, en kıymetlimiz o oldu…

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER