HT Gastro
Keşfet

Yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek 15 gerçek

Okuduklarımıza inanmaya meyilliyiz, ancak her söylenen doğru mu? İşte sizlere yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek 15 gerçek...

Giriş: 28.02.2020 - 12:08 Güncelleme: 23.10.2020 - 13:26
Haberler Gastro Keşfet Yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek 15 gerçek

1- Dondurulmuş ürünler, taze olanlardan daha sağlıklı olabilir

Taze ürünler her zaman daha iyidir diye biliriz, ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki dondurulmuş besinler sahip oldukları vitamin ve mineralleri koruyorlar ve hatta daha besleyici bile olabiliyorlar.

Taze ürünler bekledikçe besin değerlerini kaybedebiliyor. Bekletmeden dondurmak en iyi çözüm. Özellikle dondurulmuş meyvelerdeki E vitamini, kalsiyum ve demir gibi mineraller yıl boyunca muhafaza edilebiliyor. Meyve ve sebzelerin nasıl doğru dondurulacağını bilmek, sağlıklı kalmalarını sağlamak için yeterli.

2- Toz kahve kremasının içindeki bazı maddeler güneş kreminde de var

Titanyum dioksit, güneş kremi ve boya gibi ürünlerin içinde bulunur. Beyaz renk vermesi nedeniyle kahve kreması ve şekerli krema yapımında da kullanılır.

Hayatımızdan çıkartılması hiç zor olmayan ürünler olmaları güzel haber... Aldığımız ürünlerin etiketlerini okuyarak, o etiketlerde yazan içeriklere dair ilgi sahibi olarak sağlığımızı koruyabiliriz. Toz kahve kreması yerine süt kullanarak titanyum dioksiti evimizden çıkartabiliriz.

3- Pizzadaki tuz miktarı çok fazladır

Sağlıklı beslenmenin altın kurallarından biri tuzu kesmektir. Ambalajlı yiyeceklerin büyük kısmında tuz bulunur ancak hiçbiri pizza kadar çok değil.

Bir dilim pizzada 600 miligram sodyum bulunur ve bu günlük tüketim sınırımızın yarısı anlamına gelir. Araştırmalar günlük 2.300 miligram tuzu aşmamamız gerektiğini, kendimizi 1.500 miligram ile sınırlamamızın önemli olduğunu ortaya koyuyor.

4- Sağlıksız beslenme beyne zarar verir

Avustralya’da 2015 yılında yapılan bir araştırma, 60 yaşlarında sürekli abur cubur tüketen insanların, düzenli meyve sebze tüketenlere göre hipokampuslarının daha küçük olduğunu gösterdi. Hipokampus, beyinde öğrenme ve hafıza sistemlerinin çalıştığı bölgedir.

Diyet içeceklerin kalp hastalıklarına, felce ve hatta ölüme neden olabileceği ise bir başka araştırmayla ortaya kondu. Her gün iki veya daha fazla diyet içecek tüketen kadınların, içecekleri bir haftadan az tüketenlere oranla kalp hastalıkları riski %29, felç riski %31 artıyor. Şekerli içecekler ise bunamaya daha yatkın olmamıza neden oluyor.

5- Badem sütü düşündüğünüz kadar sağlıklı olmayabilir

Badem sütü, ambalajlı olarak satıldığında düşündüğümüz kadar badem içermiyor. Hatta içindeki badem miktarı 4-5 adet iken süt gibi görünebilmesi için çok sayıda katkı maddesi eklenebiliyor. Marketlerde gördüğümüz her badem sütüne güvenmeyip yerine inek sütü tüketmek çok daha besleyici bir fikir olabilir.

6- Yumuşak şekerlerle oje arasında ortak bir şey var!

Tırnaklarımızı güzel göstermek için sürdüğümüz ojeleri parlak göstermek için kullanılan katkı maddeleri yumuşak şekerlerin içinde bulunuyor. Şellak adı verilen bu madde mobilyaları parlatmak için de kullanılıyor. Bir böcek türünün salgısından elde edilen bu maddeden uzak durmak en iyisi...

7- İşlem görmüş her ürün sağlıksız değildir

Bir ürünün işlem görüp ambajlanarak satılması sağlıksız olduğu anlamına gelmez. Basit bir örnek verelim: Üzüm suyu. Kabukları, çekirdekleri ve pulp adı verilen lifli kısımları birlikte işlemden geçirilerek meyve suyu haline getiriliyor. Bu da üretim sırasında meyvenin tamamının kullanılması, hem sindirim sistemine hem kalbe faydalı vitamin ve minerallerin bir arada olabilmesini sağlıyor.

Benzer bir şekilde pişmiş domates de kanserin en önemli düşmanlarından biri olan lakopen daha fazla bulunuyor. Buharda pişirilen brokoli çok yüksek miktarda antioksidana sahip. İşlemden geçirilmesi bir meyve ya da sebzenin besin değerini kaybedeceği anlamına gelmiyor.

8- “Doğal aroma” yazan etiketlere şüpheyle yaklaşın

Ürün etiketlerinde yazan “doğal aroma” ifadesi, çok açık değil. Bu bahsedilen madde castoreum adı verilen, bildiğimiz adıyla kunduz yağı olabilir. Ve kunduz yağı kesinlikle yemek istemeyeceğimiz bir şey olabilir çünkü kunduzların idrar salgılarından elde ediliyor. Yüksek maliyeti nedeniyle nadir kullanılmasına rağmen, vanilya için bir yedek olarak görülür. Bu madde sakızlardan hazır dondurmaya, kek karışımlarından şekerlere kadar pek ürünün yapımında az miktarda kullanılabiliyor.

Ülkemizde kullanıldığına dair bir veri yok ancak bu şaşırtıcı ve rahatsız edici bilgiyi de vermeden geçemedik. Kunduz yağının kullanılmakta olduğu bir başka alan parfüm ve diğer kozmetik ürünler. Yüzünüze ya da vücudunuza sürdüğünüz ürünler bir kunduzdan geliyor olabilir. Tatlı, misk benzeri bir kokuya sahip olduğundan, bu tür ürünler için çok uygun bir seçenek olarak görülmekte.

9- Kahve antioksidandır

Kahve antioksidandır. Antioksidanın çok sayıda faydası vardır; kansere karşı koruyucudur, yaşlanmayı geciktirir, kalp hastalıklarına iyi gelir. Ancak kahve, çok fazla tüketildiğinde faydasından çok zarara neden olabilir. Fazladan bir bardak daha kahve içmek yerine yeşil yapraklı bitkiler veya fındık deneyebilirsiniz.

10- Yakında deniz anası cipslerimiz olacak

Danimarka’da bir araştırma şirketi, deniz ürünlerinin kağıt kadar ince ve çıtır çıtır üretebildiklerini açıkladı. Tıpkı cipse benziyorlar. Ne zaman ve nasıl bir ürün çeşitliliği ile marketlerdeki yerlerini alacaklarını henüz bilmiyoruz ama daha önemlisi tadının nasıl olacağı...

11- İstiridye siz onu yerken hala canlıdır

İstiridye, yakalandıktan hemen sonra, mümkün olduğunca çabuk yenmelidir. Ölmüş istiridye çok fazla sayıda bakteri üretir ve hastalanmamıza neden olabilir. Dolayısıyla istiridye servis edildiğinde henüz ölmemiş olmalıdır ki bu da çok hoş bir fikir olmasa gerek.

12- Beklemiş yemeklerin tadı daha güzel olabilir

Yemekleri bir gün önceden yapıp bekletmek, içlerindeki kimyasal tepkimenin devam etmesini ve ertesi gün tadının daha güzel olmasını sağlayabilir. Bu, yemeklerdeki proteinin parçalanması ve amino asitlerin ortaya çıkması için zamana ihtiyaç olmasından gelir. Eğer bir yemeği ısıtırken kahverengileştiğini görürseniz bu amino asitlerin reaksiyona girdiğini gösterir. Tadı da ilk yapıldığı zamana göre değişiklik gösterecektir.

13- Deniz tuzu ile masa tuzunda aynı miktarda sodyum vardır

Deniz tuzunun daha sağlıklı olduğunu düşünerek masa tuzunu hayatımızdan çıkardık. Ancak gerçek şu ki masa tuzunda da deniz tuzunda da sodyum oranı aynı, %40. Bir başka deyişle ikisi de aynı derecede sağlıksız.

14- Baharatlı yiyecekler ömrünüzü uzatabilir

İngiltere’de yayınlanan bir makaleye göre, her gün baharatlı yiyecek tüketenler, haftada bir kez yiyenlere oranla daha uzun yaşıyorlar. Çin’de 500.000 kişinin yeme alışkanlıklarının araştırılması ile ortaya çıkan bu sonuç elbette baharatlarla fazladan birkaç yıl daha yaşayacağımızı garanti etmiyor. Ancak bir başka araştırma, Harward Üniversitesi tarafından yapıldı ve baharatlı yiyeceklerin içindeki kapsaisinin, kandaki sağlıksız yağların atılmasına yardımcı olduğunu gösterdi.

15- Ananas tat alma duyularınıza zarar verebilir

Ananas yedikten sonra dilimizde dikenli, batma hissi veren bir tat kalır. Bunun nedeni ananasın içindeki bromelain adı verilen bir enzimdir ve proteinleri parçalama özelliğine sahiptir. Ananası pişirmek ya da kestikten sonra 1 gece bekletmek bu rahatsızlık veren tadın ortaya çıkmasını engeller çünkü bromelain zamanla veya ısıyla etkisini kaybeder. Ananasın çekirdeğinde daha fazla bromelain olduğunu da ekleyelim.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER