HT Gastro
Keşfet

Tekila Town’ın Hikayesi

Yalnızca üç malzemeden, tekila, grenadin ve portakal suyundan yapılan Tequila Sunrise, adı gibi bir yaz gün doğumunu çağrıştıyor. Mick Jagger'ın Rolling Stones 72 turnesini başlatan partide içmesiyle bir anda üne kavuşan kokteyl, bugün hala en sevilen tekila karışımlarından biri.

Giriş: 23.01.2021 - 18:56 Güncelleme: 23.01.2021 - 19:31
Haberler Gastro Keşfet Tekila Town’ın Hikayesi

Sağımda kovboy şapkası ve atıyla yürüyen genç kovboy, atını barın önündeki bariyere bağlıyor, göz göze geliyoruz. Durup gitmek istediğim adresi soruyorum. “Kiliseyi geç, meydanın karşı köşesindeki ara sokakta,” diye karşılık veriyor... Renkli, sıvaları tek tük dökülmüş, hemen hepsi tek ya da iki katlı binaların önünde ilerliyorum. İnsanlar da binalar gibi rengarenk... Kulağım ilahi bir müziğe takılıyor ve peşinden kiliseye gidiyorum. Herkes bir ağızdan kilisede ilahi söylüyor, dua ediyorlar. Siyahilerin gospellerini anımsatıyor bana... Çıkıp tekrar yürümeye başlıyorum. Sıcak yere çarpıp yüzüme vuruyor, önünden geçtiğim binaların sundurmalarının altından ya da dışa açılan tentelerin gölgesinden yürümeye özen gösteriyorum. İyi ki boynumdaki fular ve başımdaki hasır şapkayı almışım, diye geçiriyorum içimden. Oturup soluklanmak, serinlemek lazım; bu aynı zamanda meydanı ve sakinlerini süzmek mekanı keşfetmek için iyi bir fırsat. Gölgeye sandalye çekip bir Margarita ısmarlıyorum. Margarita, kuşkusuz tekila ile yapılan en ünlü kokteyl. Pek çok hikaye var margaritanın nasıl yaratıldığına dair. Ben size en romantik olanını anlatayım...

Barın adı Tommy’nin Yeri... Yer Meksika’nın Juarez şehri; yıl 1942, mevsimlerden yaz... Bara güzeller güzeli, aynı zamanda oldukça çekici bir kadın girer ve bir kokteyl ister. Kadının güzelliğinden etkilen ve onu etkilemek isteyen barmen tekilalı bir karışım hazırlar ve İspanyolca papatya anlamına gelen “Margarita” adıyla servis eder. Ve böylece ünlü Margarita kokteyl ortaya çıkar.

Dediğim gibi tekilanın dokunduğu her hikaye efsanevi...

Yalnızca üç malzemeden, tekila, grenadin ve portakal suyundan yapılan Tequila Sunrise, adı gibi bir yaz gün doğumunu çağrıştıyor. Mick Jagger’ın Rolling Stones 72 turnesini başlatan partide içmesiyle bir anda üne kavuşan kokteyl, bugün hala en sevilen tekila karışımlarından biri.

Floransalı Kont Camillo Negroni tarafından icat edildiği söylenen bu sofistike içki tam bir klasik! Rivayete göre her zamanki Americano’sunu biraz daha sert içmek isteyen kont, barmenden karışıma su yerine cin koymasını istemiş. Barmen denileni yapmakla kalmamış, her zamanki limon kabuğunu da portakal kabuğu ile değiştirmiş. Söyledikleri gibi, gerisi tarih...

***

Tekrar o ana dönelim. Hakikatten sıcak, meydanda pek bir hareket yok. Şu hemen yanı başımda bir kaybolup bir ortaya çıkan kertenkeleye takılıyorum. Bu uykulu halden Ismael’in “Hola”sıyla uyanıyorum. Ismael, Tequila Town’da bana arkadaşlık edecek yerel arkadaşım. Ismael’e Tekila Town’daki ilk izlenimlerimi anlatıyorum. Tequila Town’dan öncen yaklaşık bir haftayı Mexico City ve Guadalajara’da geçirmiştim. Adım başı Amerikan fast food restoranlarına ve kahve dükkanlarına rastladığımdan, özellikle Mexico City bana bir Amerikan sınır şehri gibi gözüküyordu. Oysa Tequila Town’da bunlardan eser yoktu. Meksika’nın ve kültürünün tam ortasındaydım. Ismael, “Burası Tequila Town ve eskisi gibi geleneklerimizle yaşamaya devam ediyoruz” dedi. Ardından aracıyla keşfe çıktık. Abartmıyorum, Tequila Town geçmişte kalan anıların başkenti gibi. Bir yandan Ismael’in anlattıklarına kulak kabartıyorum; fonda tabi ki Ismael’in seçtiği müzikler var. Eski Amerikan kamyonetleri ve atını ulaşım aracı olarak kullananlar yerlileri ile Tequila Town doğal bir film platosu gibi: Mekan da cast de hazır.

Tekila mı adını Tequila Town’dan alıyor, Tequila Town mı adını tekiladan, orası biraz muğlak... Kesin olarak bilinen şu ki, daha Kolomb’un Amerika’yı keşfetmesinden yüzyıllar önce yerliler agave (sabır otu) bitkisinden “pulque” adını verdikleri bir içki yapmakta, hatta bu içkiyi tanrılara sunmaktaymış. 16’ıncı yüzyılda İspanyol askerleri, brendileri tükenince yerlilerden gördükleri gibi agave bitkisini damıtarak tarihin ilk tekilasını üretmişler. Yaklaşık 80 yıl kadar sonra yeni kıtanın bu ilk damıtılmış içkisinin seri üretimi, bugünkü Jalisco eyaletinde başlamış. Ve nihayet 1608’de, İspanya Kralı IV. Carlos, Cuervo ailesine ticari tekila üretimi için ilk lisansı vermiş.

Bu çok özel içkinin üretimi için pek çok ülkede çok sayıda girişimci kolları sıvamış olsa da, içki dünyasında efsane haline gelmiş “Agave olmayan yerde tekila olmaz” sözü, 1974’te resmiyet kazanmış. Bugün yalnızca Meksika’nın Jalisco eyaletinde üretilen içkiye tekila denebiliyor.

Agavaceae familyasına ait bir tür olan agave bitkisine bizde 'sabır otu' denilmesi de bir tesadüf değil. Ortalama 60 ila 100 yıl ömrü olan bitki, bu süre boyunca yalnızca bir defa çiçek açıyor. Hatta bazı yetiştiriciler, bitkilerinin çiçek açtığına tanık bile olamıyor. Zaten biraz da bu nedenle UNESCO Dünya Kültür Mirası agave’a kucak açmış.

Tekilanın hikayesi tarihin her aşamasında tutkulu ve sinematografik... Modern tekilanın yaratıcısı, hatta Steve Jobs’u diyebileceğimiz tekila işçisi genç González'in hikayesi gibi... Hikaye şöyle başlıyor: 1942 yılında, Jalisco’da fakir bir ailenin tüm yükünü 10 yaşından beri omuzlayan, beş parasız ancak çalışkan ve tutkulu tekila işçisi genç González, kentin en zengin tüccarına yaklaşıyor ve ona kendi damıtım evini kurmak istediğini söylüyor. “Sen delisin!” diyen ve bu iş için gereken parayı nereden bulacağını soran tüccara şu efsanevi yanıtı veriyor: “Bana sen borç vereceksin.” Gerçekten de azminden ve cesaretinden etkilenen tüccardan 20 bin pezo borç almayı başarıyor ve kendi damıtım evini kuruyor. Yıllarca tarladan damıtıma, satıştan pazarlamaya işin her safhasını tek başına üstlenen González, tekila endüstrisinde devrim üzerine devrim yaratmaya devam ediyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER