HT Gastro
Lezzetli Hatlar

Kerebiç'ten Acem Köftesine 12 önemli ramazan lezzeti

Kerebiç'ten acem köftesine, kadayıf dolmasından içli keteye, ekmek kadayıfından atoma, ünü coğrafi işaret belgesiyle tescillenmiş yöresel mutfağımızın 12 önemli lezzeti, 11 ayın sultanı Ramazanda sofraları şenlendirmeye devam ediyor.

Giriş: 28.04.2020 - 14:24 Güncelleme: 04.04.2022 - 13:04
Haberler Gastro Lezzetli Hatlar 12 önemli ramazan lezzeti
1
 Acem Köftesi, VAN

Acem Köftesi, VAN

Köklü bir tarihe sahip Van'ın birbirinden güzel ve lezzetli birçok yöresel yemeği var. Van'da, özellikle özel günlerde tercih edilen Acem Köftesi de bu lezzetler arasında.

2

Van Mutfağına özgü Acem Köftesi'nin yapılışını anlatan Vanlı Nuran Demirhan bu yemeğin kıyma, haşlanmış yumurta, kırık nohut, pirinç, ince bulgur, patates, biber, domates salçası, kuru soğan, reyhan ve zeytirun baharat ile yapıldığını söyledi.

3

Demirhan, "Acem Köftesi Van'da ramazan aylarında ve özel günlerde tercih edilir. Biraz zahmetli bir yemek. Bunun eti taşta dövülür aslında. İçinde önceden haşlanmış ve soyulmuş yumurta bulunur. Acem Köftesi içli köfte gibi açılır ve haşlanmış yumurta bunun içine bırakılır. Sonra sosuyla patatesiyle pişirilir.

4

En önemli özelliği zeytirun ve reyhan otudur. Bunları bahar aylarında toplayıp kurutuyoruz. Bu yemeği herkes bilmez. Ben de büyüklerimden öğrendim. Zahmetli ama çok lezzetli bir yemektir" dedi.

Etli Köfte (Acem Köftesi) Malzemeleri

Yağsız kıyma
Pirinç
İnce bulgur
Lepe
Tuz, karabiber, pul biber
Reyhan
Zeytirun (Tarhun Otu)
Salça

Etli Köfte (Acem Köftesi) Yapılışı: İki kez çekilmiş yağsız kıyma, pirinç, ince bulgur, lepe, tuz, karabiber, pul biber, reyhan, zeytirun, salça kullanılarak yapılır. Lepe akşamdan ıslatılır, diğer malzemelerle birlikte iyice yoğrulur avuç içinde büyükçe köfteler yapılır diğer tarafta pişirme suyu hazırlanır, soğan doğranıp yağda pembeleştirilir salça ilave edilir yeterince su konulur kaynatılır bu suya reyhan, zeytirun ilave edilir hazırlanmış olan köfteler bu suya atılıp pişirilir servis yapılır.

5
 İncelek tatlısı, AKSARAY

İncelek tatlısı, AKSARAY

Coğrafi işaret belgesiyle tescillenen Aksaray mutfağının önemli lezzetlerinden İncelek tatlısı, hafif ve hazırlanışının kolay olması nedeniyle ramazan ayı boyunca iftar sofralarını süslüyor. Adını yufkaların çok ince açılmasından alan tatlı, kargo ile Türkiye'nin pek çok yerine ve Aksaraylıların yoğun olarak yaşadığı bazı Avrupa ülkelerine de gönderiliyor.

6

Hamur işleri yapıp satan işletme sahibi Derya Akay: "Aksaraylılar olarak ramazan ayı geldiğinde olmazsa olmazımız İncelek tatlısıdır. Muhakkak çıkartıyoruz, müşterilerimizden yoğun talep oluyor. Bizler de yetiştirmeye çalışıyoruz. Yapılışı tahin, sıvı yağ, yoğurt, yumurta ve unu yoğurup sabahtan hazır ederek üzerini bezliyoruz. Akşam da yufkasını açıyorum. Hamurun dinlenmesi lazım çünkü. Yufkaları pişirdikten sonra suyla yumuşatıp, tepsiye diziyoruz. Arasına isteğe bağlı ceviz veya fındık koyduktan sonra üzerine de tereyağı döküp fırına veriyoruz. Fırından çıkardıktan sonra şerbetini döküp afiyetle yiyoruz."

7

Akay, İncelek tatlısını tepsi usulüyle yaptıklarını ayrıca sadece yufkalarını alan insanların da olduğunu ifade etti.

İnsanların bunu kendi evlerinde de yapabildiğini aktaran Akay, "Günlük 8-10 tepsi rahat yapıyoruz. Ayrıca yufkalarına da müşterilerimizden yoğun talep var. Sadece Aksaray'dan değil, ülkemizden ve yurt dışından müşterilerimiz istiyor. Telefonla sipariş alıyoruz, yaptığımız ürünleri kargo ile gönderiyoruz." diye konuştu.

Müşteri Keziban Yılmaz, gözleme dükkanından sürekli alışveriş yaptığını, buradan memnun olduklarını belirterek, "Bu dükkanın hijyenine, temizliğine ve el lezzetine güveniyoruz. Sürekli müşterisiyim, alıştık artık. İftardan sonra İncelek tatlımızı yiyeceğiz. Ayrıca eşimiz, dostumuz geldiğinde de onlara İncelek tatlısı ikramında bulunuyoruz. Hafif oluyor, susatmıyor." ifadelerini kullandı.

8
 Kadayıf dolması, ERZURUM

Kadayıf dolması, ERZURUM

Osmanlı döneminde padişah sofralarının tatlısı olan, Erzurum yöresine has kadayıf dolması, ramazan sofralarında da yer alıyor. Koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafe korunarak, üretim yerlerinde hazırlanan kadayıf dolmaları, sipariş üzerine evlere teslim ediliyor. Hazırlanan kadayıf dolmaları, Üretim tesislerinde alınan önlemlerle tel tel kadayıflar, sarılıp, kızartılarak, eşsiz lezzete dönüştürüyor.

9

Erzurum'da çeyrek asır öncesine kadar evlerde kadınların yaptığı kadayıf dolmasını mutfaktan çıkarıp, Türkiye'nin her bölgesine satmaya başlayan Muammer Tanhaş "Erzurum'da ramazan ayında kadayıf olmazsa olmazlardandır. Koronavirüse rağmen hazırlığımızı yapıyoruz. Bir telefonla hemşehrilerimize kadayıf dolmalarını teslim ediyoruz. Sosyal mesafeyi koruyarak üretim yapıyoruz. Çiğ kadayıfın içine cevizi koyarak dolma gibi sarıyor ve çırpılmış yumurtaya batırıyoruz. Daha sonra kızgın yağda kızartıyor ve şerbetin içine atıyoruz" dedi.

Kadayıf Dolması malzemeler: Kadayıf, Ceviz içi, Yumurta, Şeker, Sıvı yağ.

Nasıl yapılır? Yumuşak tel kadayıfın içine iç ceviz parçaları konularak sarılır. Kadayıf dolmaları başka bir kapta hazırlanan çırpılmış yumurtaya batırılarak tavadaki kızgın yağa atılır. Kızardıktan sonra tavadan alınır, şeker balının içine atılır. Beş dakika kadar şerbette bekletilir. Kevgirle şerbetin içinden alınarak servis tabağına konulur. İstenirse üzerine de ceviz konulabilir. Dondurma veya kaymakla sıcak veya soğuk servis edilir.

10
 Simit dolması, KOCAELİ

Simit dolması, KOCAELİ

Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde, simit biçiminde yapılan yöresel pide çeşidi olan "simit dolması" özellikle ramazan ayında üretiliyor, uzun süre tok tutma özelliğiyle biliniyor.

11

Fırıncı Mükremin Özkan, Karamürsel'e has lezzetlerden olan 370 gram simit dolmasının 3,5 liradan satıldığını söyleyerek, "Vatandaşlar bizden simit dolmasını alıyor, içini daha sonra istediği gibi dolduruyor. Zevklerine göre peynir veya kıyma koyuyorlar. Farklı bir yemek oluyor." dedi.

12

Karamürsel'deki ekmek fırınlarında simit biçiminde yapılan pide çeşidi simit dolmasının iç harcı ekşimik peynir ya da kıymayla yapılabiliyor. Belli ölçüde kesilerek iç hamuru çıkarılan simit dolması, bir kaptaki suya batırılarak yumuşatılır ve hazırlanan harç, pidenin içine konularak avuç içiyle bastırılarak kapatılır. Simit dolması, isteğe göre çırpılmış yumurta ve süt karışımına batırılıp kızgın yağda ya da fırında kızartılır.

Simit Dolması malzemeler: Simit, 250 gr. peynir (ekşimik veya kıyma), bir tutam maydanoz, 2 yumurta, ½ su bardağı süt, 1,5 su bardağı su, 1,5 su bardağı sıvı yağ.

Simit Dolması içi nasıl hazırlanır? Peynir ezilerek ince kıyılmış maydanozla karıştırılır. Peynir yerine ekşimik veya kıyma kullanılabilir. Sos tarifi iki yumurta ile yarım su bardağı süt derin bir kapta iyice çırpılır.

Yapılışı: Simit yaklaşık 8 cm lik dilimler halinde kesilir. Daha sonra dilimlerin yanlarından yatay olarak (sandaviç gibi) kesilir. Derin bir kaba su konur. Simit dilimleri suya batırılarak yumuşaması sağlanır ve suyu sıkılır. Daha önce hazırlanan iç malzemesi simit parçalarının içine konulur ve bastırılarak kapatılır. Derin bir tavada sıvı yağ ısıtılır. Hazırlanan simit dolmaları çırpılmış yumurtaya bandırılarak tavada kızartılır. Biraz soğuduktan sonra servis yapılır. NOT: Kızartmayı tercih etmeyenler, hazırlanan simit dolmalarını tepsiyle dizerek fırında da 180 C kızartılabilirler.

13
 İçli kete, AĞRI

İçli kete, AĞRI

Doğu Anadolu Bölgesi'nde birçok ilde kahvaltıların olmazsa olmazı içli kete, ramazan ayında Ağrılı vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Kentteki fırıncılar da tok tutması dolayısıyla sahurda daha çok tercih edilen "içli kete" siparişlerini yetiştirmek için yoğun mesai yapıyor. İçine kavrulmuş helva konulduğu için "içli" adını alan kete, diğer illerdeki müdavimlerine kargoyla ulaştırılıyor.

Daha çok iftardan sonra fırınlara gelen vatandaşlar, sıcak keteleri alıp evlerine götürerek sahurda tüketiyor.

14

Fırın işletmecisi Osman Malay, keteyi hijyenik ortamda maske ve eldiven takarak ürettiklerini söyledi. Ketenin ramazanda çok tüketildiğini ifade eden Malay, "Kete bizim vazgeçilmezimiz. Atadan, babadan bize kalan bir miras gibi. Ramazan ayında çok fazla tüketiyoruz. Günlük hayatımızda da kahvaltılarımız da yer alan bir üründür. Lezzetli keteleri yapmaya devam etmekteyiz. İçinde kavrulmuş un helvası bulunduğu için kete insanı tok tutuyor. İnsanın direncini güçlendiriyor, akşama kadar aç kalan vücuda koruma kalkanı oluyor. Günlük ortalama 600 kete üretiyoruz." diye konuştu.

Kentteki bir başka fırıncı Yusuf Tahtalı da talep artışından dolayı kete üretmek için gün boyu çalıştıklarını anlattı.

Vatandaşlardan Mahmut Kalkan ise eskiden evlerde hazırlanan ketenin son yıllarda fırınlarda üretildiğini belirterek, sahurlarını "içli kete" ile yaptıklarını söyledi.

15
 Tescilli burma kadayıf, DİYARBAKIR

Tescilli burma kadayıf, DİYARBAKIR

Diyarbakır'ın yüzyıllık geleneksel lezzetini kesintisiz sunan kadayıf üreticileri, fıstıklı, cevizli, kaymaklı ve peynirli hazırlanan kadayıf çeşitlerinin ramazan ayında da sofralarında yer almasını sağlıyor. Ustaların hünerli ellerinde hayat bulan burma kadayıf, ramazan sofralarını tatlandırmak isteyenlerin beğenisine sunuluyor. Günlük üretilerek müşterinin beğenisine sunulan burma kadayıf başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye'nin farklı illerinde de talep görüyor.

16

Türk Patent ve Marka Kurumunca 3 yıl önce coğrafi işaret tescil belgesi verilen burma kadayıf damak çatlatıyor. Kadayıf işletmecisi Mehmet Altunbay, ramazan ayında tatlı satışında artış olduğunu, talebi karşılamak için yoğun çalıştıklarını söyledi.

Kadayıf yapımı için hazırlanan hamurun en az 6 saat dinlendirildiğini, ardından tel haline getirildiğini belirten Altunbay, tel halindeki hamurun içerisine fıstık, ceviz veya kaymak koyup ardından tepsiye dizdiklerini, iki tarafını da pişirdikten sonra 45 dakika bekletip şerbetini döktüklerini kaydetti.

Altunbay, ramazanda vatandaşlar evlerinden çıkmasa bile konutlara sipariş götürdüklerini dile getirerek, şöyle dedi:

"Şubelerimiz açık, sadece evlere paket servisi yapıyoruz. Halkımızın sağlığı için hijyene daha çok dikkat ederek çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Ramazan ayında üretimimize ara vermeden bütün iftar sofralarını tatlılarımızla tatlandırıyoruz. Tüm halkımız rahat olsun üretimimizde bir sıkıntı yok."

Vatandaşlardan Kadir Görgülü de burma kadayıfı çok sevdiğini anlatarak, "Kentimizin kadayıfı çok meşhur. Herkese tavsiye ediyorum. İftar sofralarını bu tatlıyla şenlendirsinler. Ramazan ayı dolayısıyla burma kadayıf tüm sofraların vazgeçilmezidir." dedi.

17
 Badem şekeri, ELAZIĞ

Badem şekeri, ELAZIĞ

Elazığ’da her Ramazan ayında üretimi kat kat artan kentin beyaz altını olarak dillendirilen "Badem Şekeri" yoğun talep görüyor. Osmanlı’dan itibaren yapıldığı bilinen Elazığ’da Ramazan ayında hemen hemen her eve giren hatta yurt dışına bile gönderilen badem şekeri, bu yılda tezgahlardan yerini aldı. Yılın 11 ayında düşük miktarda üretilen beyaz altın olarak dillendiren badem şekeri, Ramazan ayında ise rekor kırıyor. Günlük üretim ve tüketimi rekor seviyede artan badem şekeri, bu Ramazan ayında Korona virüs tedbirleri nedeniyle sadece il içinde satılabiliyor. Sadece Ramazan ayında bir firma 25 ton üretim yaparken, kentte tüm üretimin kat kat fazla olduğu biliniyor.

18

Kilogramı 45 TL’den alıcı bulan ve ağırlıklı olarak yerli bademden yapılan badem şekeri 4 saatlik bir işlem sonucunda sofralarda yer buluyor. Şehirde yaşayanların vazgeçilmezi olan badem şekerinin kan şekerini de dengelediği düşünüldüğü için hemen hemen her iftar sonrasında çay yanında yerini alıyor.

Günlük üretimini yaptıkları Badem Şekeri ile ilgili bilgi veren İşletme Müdürü Fatih Koruyucu, “Elazığ’ın beyaz altını olarak nitelendiriyoruz. Ramazan ayında bu üretim günlük 850 kilo olarak artıyor. Elazığımızın geleneksel bir lezzetidir. Osmanlıdan günümüze kadar gelen bir lezzettir. İl dışına yurt dışına gönderiyoruz.Vatandaşlarımız severek bu lezzeti tadıyor” dedi.

12 senedir badem şekeri ustalığı yapan İrfan Açıkoğlu ise “Elazığ’ın beyaz altınıdır. Ramazan aylarında olmazsa olmazdır.Pancar şekerinden bir şerbet yapıyoruz. Bademi kavurduktan sonra elde ettiğimiz şerbetle bir buçuk saat karıştırarak kaplıyoruz. Yaklaşık 4 saat sürüyor bir badem şekerini yapmak. Ramazan ayında talep çok fazla bazen yetişemiyoruz. Oruç açıldıktan sonra kan şekeri düşüyor. Çayın yanında mükemmel bir lezzettir”ifadelerini kullandı.

19
 Mantı, KAYSERİ

Mantı, KAYSERİ

Yapım aşamalarının zorluğu nedeniyle imece usülü hazırlanan Kayseri mantısı, bu yıl koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla tedbiren evlerinde kalmayı tercih eden kadınlarca tek başına yapılıyor.

Bazen ramazan öncesi yapılarak derin dondurucuya konulan mantı, kimi zaman da gün içinde hazırlanarak taze tüketiliyor.

Kentte yaşayan farklı toplumlar sayesinde mutfağı da zenginleşen Kayseri'de mantının 5'ten fazla çeşidi sofraları süslüyor. Kayseri adıyla özdeşleşen meşhur etli mantı ise diğer kentlerde yapılan mantılardan sosuyla ve bir kaşığa 40 tane sığacak ölçüde küçük olmasıyla ayrışıyor.

Yumurta, tuz ve su karıştırılıp un ilavesiyle oluşturulan sert mantı hamuru, beze adı verilen parçalara ayrılıyor. Oklava ile yufka gibi açılan hamurdan 1 santimetre genişliğinde şeritler kesiliyor ve yine aynı ölçüde kare hamurlar elde ediliyor.

Etli mantının içi ise soğan ve kıymanın tuz, karabiber, toz biberle yoğrulmasıyla elde ediliyor. Kare hamura iç harcından konularak ters köşeler karşılıklı olarak kapatılıyor. Hazırlanan mantılar, kaynamış tuzlu suda haşlanıyor. Haşlanan mantılar üzerine can suyu adı verilen suyun dökülüp süzülmesiyle hazır hale getiriliyor.

Kayseri mantısı salçalı su ve sarımsaklı yoğurtla üzerine bazen sumak bazen nane ilave edilerek servis ediliyor.

Kentte etli mantının yanı sıra tepsi mantısı, peynirli mantı, patates mantısı, yağ mantısı, Çerkes mantısı gibi pek çok mantı çeşidi yapılıyor.

20

Ev hanımı Fatma Şahin, mantının ramazanın yanı sıra diğer zamanlarda da misafirlere ikram ettikleri meşhur bir lezzet olduğunu söyledi. Her yıl ramazan öncesi mantı telaşı yaşadıklarını ifade eden Şahin, "Ramazan gelince komşularla toplanır mantımızı yapardık. Bu yıl herkes maalesef bu virüsten dolayı mantısını kendi yapıyor, kendi yiyor. Allah, inşallah ortaya dirlik ve düzen versin de gelecek yıl yine hep beraber yaparız ve yeriz." diye konuştu.

Ev hanımı Perihan Kepçe de kentte ramazanın ilk gün oruçların genellikle mantı ile açıldığını dile getirdi.

Bu yıl mantıyı koronavirüs sebebiyle herkesin kendi başına hazırladığını anlatan Kepçe, "Hem ramazan hazırlıklarımız hem iftar sofralarımız bu yıl farklı oldu. Komşularla bir araya gelerek imece mantı yapamadık, yalnız yaptık. İnşallah bu virüsten kurtuluruz hem mantıyı beraber yaparız hem de misafirlerimize ikram ederiz." ifadelerini kullandı.

21
 Vişneli ekmek kadayıfı, AFYONKARAHİSAR

Vişneli ekmek kadayıfı, AFYONKARAHİSAR

Afyonkarahisar'da coğrafi işaretle tescillenen, tercihen kaymaklı veya kaymaksız olarak tüketilen ekmek kadayıfı usta ellerde organik vişneli olarak da vatandaşların beğenisine sunuluyor. Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde ekmek kadayıfı ustası Mehmet Akça, tatlının ilçede iftar sofralarının değişmez lezzeti olduğunu belirtti. İftara saatler kala ekmek kadayıflarının tükendiğini ve genellikle kaymaklı olarak tercih edildiğini belirten Akça, eşi tarafından ilçeye özgü Karacaören köyünde yetiştirilen organik vişneler ile yapılan reçelle de vişneli kadayıf yaptıklarını söyledi.

Ekmek kadayıfının tarifini anlatan Akça, “Kadayıflarımızı önce 15 dakika ıslatıyoruz ve süzüyoruz. Daha sonra şerbetini kaynatıp içersine bir miktar limon suyu ekliyoruz. Tüp üzerinde tepsinin içersinde şerbetle birlikte yaklaşık yarım saat ekmek kadayıfımızı kaynatıyoruz. Vişneli yapacağımız zaman vişne reçelini ekleyip 15 dakika daha kaynatıyoruz. Fiyatlarımız korona virüs (Kodvid-19) nedeniyle değişmedi, geçen yılki fiyatlarımız ile aynı kilogramını 12 liradan satışa sunuyoruz” dedi.

22

Ekmek kadayıfının en hafif tatlı olduğunu belirten Akça son alarak şunları söyledi:
“Ekmek kadayıfı içersinde yağ ve katkı maddesi olmadığı için en hafif tatlılar arasında bana göre, glikoz yok. Pancar şekeri ile yapılıyor. Yağ sıfır, onun için ekmek kadayıfı şerbetli tatlılar içerisinde en hafifi. özellikle Ramazan ayında tulumbada, baklavada olduğu gibi kızgın yağ içermez. Mideyi yakmaz, insana dokunmaz. Soğuk tüketirseniz kaymak ile künefe gibi ılık tüketirseniz dondurma ile tavsiye ederim. Ben günde 10 tepsi ekmek kadayıfı yapıyorum. Sağlıklı ve organik bir üründür. Reçel de organik olarak yapılıyor. Yiyenlere afiyet olsun."

23
 Atom, SAMSUN

Atom, SAMSUN

Samsunluların gözde Ramazan tatlısı olan protein deposu 'atom', her zaman olduğu gibi Ramazanda da sofraların sultanı. Yumurta akı, şeker ve sudan yapılan bu tatlı protein deposu olarak nitelendiriliyor. Sokaklar her Ramazan satıcıların “Bal atom” sesleri ile çınlıyor. İnsanlar iftardan sonra tatlı niyetine tüketiyor. Üreticisi ise talebe yetişemiyor.

Atomun Samsun'un geleneksel tatlısı olduğunu ifade eden 20 yıllık atom ustası 35 yaşındaki Mustafa Bahar, "Her Ramazan ayının vazgeçilmez lezzetlerinde bir tanesi atomdur. Samsun'da bu tatlıyı pek az insan yapabilir. Ustalığı çok farklıdır. Talebe yetişemiyoruz. Talep çok fazla olduğu için gece-gündüz atom döküyoruz. Çok lezzetli bir ürün. Özellikle de sadece Ramazan ayında talep görüyor" dedi.

24

Atom yapılışı hakkında bilgi veren Bahar, "10 kilo şeker, 9 bardak su, 11 bardak yumurta beyazını bir kazana döküyoruz. Kısık ateşte şeker kalmayıncaya dek eritiyoruz. Mikserimizde çırpıyoruz ve bu kıvamı alıyoruz. 10 kilo şekerden 430 ile 450 arası atom alıyoruz. Toptan olarak tanesini 30 kuruşa veriyoruz. Tanesi alıcı tarafından 50 kuruştan satılıyor. Günde yaklaşık 5 bin tane atom üretiyoruz. Bir tane bile kalmıyor. Üreten benim ama ben bile çok yiyorum. Hani bal yiyen baldan usanır derler ama ben usanmıyorum. Ramazan aylarında çok seviliyor, Ramazan’dan sonra pek tüketilmiyor. Tatlı niyetine geçiyor. Sokağa çıkma kısıtlamasında da pidenin yanında dışarıda araçlarımızla müşteriye ulaştırıyoruz” diye konuştu.

25
 Kerebiç, MERSİN

Kerebiç, MERSİN

Mersin'in yöresel tatlılarından kerebiç, hamurun irmik, yağ, karbonat ve şekerle yoğurulmasından sonra damak zevkine göre fıstıklı ya da cevizli olarak hazırlanıyor. Üzerine çöven otu köklerinden yapılan kaymak konularak tüketime sunulan kerebiç, sindirim sistemini yormayan hafifliği dolayısıyla ramazan ayının vazgeçilmez tatlıları arasında yer alıyor.

Son yıllarda ünü giderek artan ve Türkiye'nin farklı illerine de gönderilen kerebiç, bir hafta bozulmadan kalabiliyor. Kentteki üreticiler de ramazan dolayısıyla hummalı bir çalışmaya girerek, taleplere cevap verebilmek için üretimlerini artırdı.

Ramazanda satışları büyük ölçüde artan kerebiçin fıstıklısının kilogramı 64 liradan, cevizlisi ise 50 liradan satışa sunuluyor. Koronavirüs nedeniyle gerekli tedbirler alınarak kadınlar tarafından hazırlanan kerbiç, "evde kal" çağrılarına uyan vatandaşlara paket servisle, Mersin dışından isteyenlere ise kargo ile kolaylıkla ulaştırılabiliyor. Kerebiç üreticisi Mustafa Bilen, kerebicin sindirim sistemini yormayan hafifliğinden dolayı ramazan sofralarında tercih edildiğini söyledi.

26

Ramazan ayında da çalışmalarının sürdüğünü belirten Bilen, şöyle konuştu:

"Koronavirüs tedbirlerini alarak çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımızda sosyal mesafeye önem verip çalışanlarımız maske ve eldivenle hazırlıklarını yaptılar. 'Evde kal' çağrılarına uyan vatandaşlarımız için paket servis imkanı sağlıyoruz. Bize ulaşan müşterilerimizi mağdur etmiyoruz. Evlere paket servislerimiz var.

27

Coğrafi işaret almış tatlımızı isteyen her vatandaşımıza ulaştırıyoruz. Zaten farklı illerden gelen siparişleri de kargoyla gönderme imkanımız bulunuyor. Her zaman tercih edilen kerebiç, ramazan sofralarını da tatlandırıyor."

İbrahim Eğin ise müşterilere en iyi hizmeti sunmak için çalışmalarının devam ettiğini belirterek, paket servis yaparak kerebiçi müşterilerine götürdüklerini aktardı.

Suna Kurucu da koronavirüs tedbirlerini alarak kerebiç hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.

Kerebiçin ramazanda tercih edilen bir tatlı olduğuna değinen Kurucu, "Ev ekonomimize katkı sunuyoruz. Kerebiç bu ayın olmazsa olmazıdır. Hafif bir tatlı. Herkesin tatmasını öneriyorum." dedi.

28
 Kars ketesi, KARS

Kars ketesi, KARS

Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Kars'ta birçok yemeği mutfaklarında barındıran kent sakinleri ramazanda da birbirinden farklı lezzetlerle sofralarını süslüyor.

Mutfağında da geçmişteki lezzetleri günümüze taşıyan Kars, ramazanda kete, erişte, kaz eti, kaşar peyniri ve gravyer gibi ürünleriyle kendinden söz ettiriyor.

Yöresel ürünler yapan işletmeler de özellikle ramazanda keteye olan yoğun ilgiden dolayı siparişleri yetiştirme çalışıyor.

Yöresel ürünler satan vatandaşlardan Dilşah Uluak, 5 yıldan beri yöresel ürünleri yaparak müşterilere sunduklarını söyledi.

29

Kars ketesinin Türkiye'nin bir çok yerinden ilgi gördüğünü anlatan Uluak, "Unu önce süt, yoğurt, tereyağı ile karıştırıyorum, hamurumu hazırlayıp dinlenmeye bırakıyorum. Hamur dinlendikten sonra içini hazırlıyorum daha sonra tereyağı eritip açıp hazırladığım hamuru yağlayıp bir süre daha bekletiyorum." dedi.

Uluak, dinlenen hamurları daha sonra tepsiye dizdiğini ifade ederek, "Yumurta ve yoğurtu çırpıp, içini doldurduğumuz ketelerin üzerine sürüp fırına atıyoruz. Yaklaşık 15 dakika taş fırında beklettikten sonra çıkartıyoruz ve müşterilerimize sunuyoruz. Keteye ilgi oldukça fazla, Kars ketesini bilen sürekli afiyetle tüketiyor." diye konuştu.

Ramazan ayı olması dolayısıyla ketenin çok tüketildiğini belirten Uluak, şöyle konuştu:

"Keteleri sarı yağla yapıyoruz ondan dolayı sahurda daha tok tutuyor bundan dolayı talep daha çok oluyor. Ramazanda gündüz yaptığım tüm keteleri satıyorum elimde hiç kalmıyor. Türkiye'nin her yerinden kete isteyenler oluyor, İstanbul'a, Ankara'ya diğer illere kete gönderiyoruz."

Uluak, yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında vatandaşların evde olması dolayısıyla ramazandan önce durgunluk yaşadıklarını ancak şu sıralar yoğun olduklarını dile getirdi.

Kete üreticileri olarak ramazandaki işlerinden memnun olduklarını söyleyen Uluak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ramazanda işlerimiz iki kat arttı. Burada kete çok tutulduğu ve özellikle sahurda çok tüketildiği için işlerimiz de çok şükür iyi. Kete ramazanda çok tercih ediliyor, bundan dolayı ilgi de çok."

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.