HT Gastro
Keşfet

İstanbul'un en nadide 13 tarihi pasajı

Şehrin zengin geçmişiyle de bağ kurmanızı sağlayan bu pasajlarda mimari ve alışveriş bir arada.

Giriş: 30.11.2022 - 16:41 Güncelleme: 30.11.2022 - 17:31
Haberler Gastro Keşfet İstanbul'un en nadide 13 tarihi pasajı

1914 öncesi Osmanlı Türkçesindeki 5000 Fransızca kelime arasında en kolay tanıyabileceğiniz sözcüklerden biripasaj kelimesidir. Pasajlar öncelikle Paris’te ortaya çıktı, bundan yarım asır sonra da İstanbul’u ele geçirdi. İstanbul pasajları; Fransız, İtalyan ve Osmanlı mimari tarzlarından ilham alır. Ne var ki Anadolu Pasajı’nın zincir mağazaların tehdidi altında olması, bu hazinelerin kentsel dönüşüme karşı nasıl kırılgan olabileceklerinin altını çiziyor. Hâlâ ziyaret edebiliyorken bu pasajları kesinlikle görmelisiniz.

1

Çiçek Pasajı

Yunan bankacı Hristaki Zografos Efendi, Beyoğlu pasajlarının en ünlüsü olan Çiçek Pasajı'nı, 1870 yılında yangınla yıkılan Naum Tiyatrosu’nun bulunduğu yere inşa ettirdi. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul'un ve Avrupa'nın sayılı kültür merkezleri arasındaydı. Yangından sonra tiyatro binasından kalan arsa üzerine İtalyan mimar Cleanthy Zanno'nun tasarladığı pasajın içinde 24 dükkan olan bir çarşı ile 18 lüks apartman dairesi bulunan asıl adı Cité de Pera olan yeni tipte bir apartman yapıldı. Pasaj, Çiçek Pasajı ismini Beyoğlu'ndaki çiçekçilerin burada toplanması ile almıştır. Pasajın tepesindeki orta kubbe görkemli bir güzelliğe sahiptir. Gösterişli cephe mimarisine sahip Çiçek Pasajı halen Beyoğlu'nun en süslü binası olma özelliğine sahiptir. 1988’deki tadilattan bu yana pasaj meyhanelere ev sahipliği yapıyor. Genel olarak turistlerin uğrak noktası olan Çiçek Pasajı'na giderseniz Ceneviz Meyhanesi’ni öneririz.

İstiklal Caddesi No: 80, Beyoğlu

2

Hazzopulo Pasajı

Tipik bir Paris pasajının aksine bu pasaj camdan ziyade asmalar ve ağaç dallarıyla kaplı gibi görünür. Arnavut kaldırımlı zemin, İstiklal Caddesi’nden Meşrutiyet Caddesi’ne kadar uzanır. Pasajın orta avlusunda bulunan çay ocaklarında çay ve nargile içebilir, tavla oynayabilirsiniz. Pasajın adı, 1871’de pasajı açan Yunan Hacopulo ailesinden gelir. 140 yıllık Hazzopulo Pasajının ismi 1980’lerde Danışman, sonra da Han Geçidi olarak değiştirilmiştir. Pasaj, bir süre ünlü Osmanlı yazarı Ahmet Mithat Efendi ve Jön Türklerin uğrak yeri olmuş, Namık Kemal bu pasajda tutuklanmıştır. Mücevherlere, ikinci el kitaplara ve İstanbul temalı tişörtlere göz atmayı bitirdiğinizde Yirmibir Ocakbaşı'na oturabilir, uygun fiyatlı ciğer kebabının tadını çıkarabilirsiniz.

İstiklal Caddesi No: 116, Beyoğlu

3

Atlas Pasajı

Tıpkı modern alışveriş merkezleri gibi bu tarihi pasajların çoğu alışverişin yanı sıra eğlence de sunmak için tasarlanmışlardı. Örneğin Osmanlı mimarisinden izler taşıyan Atlas Pasajı, 1930'lu yıllarda Seyyan Hanım'ın ilk Türkçe tangoları seslendirdiği, Safiye Ayla'nın ilk defa sahneye çıktığı Mulen Ruj adlı gazinoya, 1948’den beri 1.860 kişilik kapasite ve 35 loca ile Beyoğlu'nun en büyük sinemalarından biri olan Atlas Sineması'na ve Küçük Sahne Devlet Tiyatrosu’na ev sahipliği yapmıştır. Tıpkı Çiçek Pasajı gibi bu pasajın orijinal binası da 1870 yangınında yıkılmış, ardından zemin kat at satıcıları için ahır hâline gelmişti. 1985’te bugünkü halini alan pasajda giyim, antika ve hediyelik eşya satışı yapan 44 mağaza bulunur. 2018-2020 arasında yenilenen binada Atlas Sineması eskisi gibi tek bir salon haline getirilmiş, İstanbul Sinema Müzesi açılmıştır.

İstiklal Caddesi No: 131, Beyoğlu

4

Aslıhan Pasajı

30 sahafın yani ikinci el kitapçının bulunduğu Türkiye’deki en büyük sahaflar çarşısı Aslıhan Pasajı'ndadır. Beyoğlu Sahaflar Çarşısı diye de bilinir. Eski kitap kokusuna bayılıyorsanız bu çarşı tam size göre demektir. Aslıhan Pasajı’nın iki katı da ikinci el kitap, dergi, çizgi roman ve posterlerle doludur. Her katta bulunan birbirinden değerli onlarca dükkân, Anadolu mitolojisinden tutun da ucuz kurgu kitaplara ve çağdaş sanata kadar her tür kitabı içeren bir kütüphane gibidir. Yolunuz düşerse üst katın girişteki Nar Sahaf'ı ziyaret etmenizi tavsiye edebiliriz. Nar Sahaf, Deniz ile Mehmet’in, nam-ı diğer Çöpçü Deniz ve Şişko Memet’in mekanı. Nar Sahaf sadece eski kitap meraklılarının değil koleksiyoncuların, efemera meraklılarının, nadir bulunan her şeyin peşin düşenlerin uğrak dükkanı. İyi kurcalarsanız UFO parçası bulmanız da mümkün olabilir.

Meşrutiyet Caddesi No: 10, Beyoğlu

5

Fransız Pasajı - Geçidi

Karaköy’deki Fransız Geçidi, Osmanlı dönemi boyunca Avrupalı tüccarların bu limandaki güçlü varlığını yansıtıyor. 1860’ta inşa edilen haç şeklindeki çarşı, harabe hâline gelmişti. Ardından 1992’de neoklasik akımıyla eski ihtişamına kavuştu. Alt katlar, eski kaptan Yasin Kalender’e ait Ops Passage da dâhil olmak üzere lüks kafe ve restoranlarla dolu. Geleneksel kahvaltıyı, taze deniz ürünlerini ve kadayıfı kesinlikle denemelisiniz. Hediyelik eşya arıyorsanız her şeyin kağıttan yapıldığı Kağıthane’yi mutlaka ziyaret edin ve eski okul defterlerinin yeni basımlarına göz atın.

Mumhane Caddesi, Beyoğlu

6

Avrupa Pasajı (Aynalı Pasaj)

İstanbul’un ünlü caddelerinden İstiklal Caddesi’nin hemen köşesinde yer alan bu cam kaplı çarşının girişi kolayca gözden kaçabilir. Ancak sırf mimarisi için bile Avrupa Pasajı’nı gezebilirsiniz. Antikalar, kumaşlar, seramikler ve lambalar, pasajın dört bir yanını saran bir sergi gibidir. Pasajın adı, daha önce zemin kattaki 22 aynadan dolayı Aynalı Pasaj olarak adlandırılmıştı fakat bu aynalar 1870’teki büyük yangının kurbanı oldu. Pasajın kemerli bir cam tavana uzanan duvarlarında klasik dönem figürlerini görebilirsiniz. Lüle taşı pipo veya Osmanlı hançeri almak ya da sadece bakmak isterseniz Avrupa Pasajı tam size göre bir yer.

Meşrutiyet Caddesi No: 8, Beyoğlu

7

Beyoğlu’nda 1870'deki büyük yangından önce pasajın olduğu yerde, Jardin des Fleurs isminde müzikli bir bahçe varmış. Yangından sonra 1874 yılında mimar Domenico Pulgher tarafından bu pasaj yapılmış. Yapıldığı dönemde elektrik olmadığı için gaz lambalarıyla aydınlatılan pasaja aynalar koymuşlar ki daha aydınlık olsun. Bu sebeple Avrupa Pasajı'na "Aynalı Pasaj" da deniyor. Diğer özelliği de, pasajın içinde nişlere yerleştirilmiş kadın heykelleri. Antik Yunan mitolojisinden esinlenerek yapılan heykeller arasında lir çalan Apollon, tahtında oturan Hera, elinde buğday demeti tutan Demeter ve elindeki aynasına bakan Afrodit...

8

Suriye Pasajı

Bu neoklasik pasaj Suriyeli Hasan Halbuni Paşa’nın bir akrabası tarafından yaptırılmıştır. Türkiye’de çift asansör sistemi ilk defa bu pasajın içindeki binada kullanılmıştır. İstiklal Caddesi’ni bir taraftan Timoni Sokak’a (Gönül Sokak), diğer taraftan da Derviş Sokağı’na bağlayan Suriye Pasajı genellikle ikinci el ürünlerin satıldığı mağazalarıyla ünlüdür. Pasaj 10.30 ila 21.00 saatleri arasında gezilebilir. Burası için elektriğin ve havagazının saraydan sonra bağlandığı ilk bina olduğu da rivayet edilir. Etkileyici ferforje kapılardan geçerek süslü pasaja adımınızı atarsınız. Masalarını etrafa yaymış olan çaycılar insanları kendine çeker. Vintage severlerden biriyseniz filmler ve diziler için ilginç kostümler üreten Retro’ya girebilirsiniz.

İstiklal Caddesi No: 166, Beyoğlu

9

Tokatlıyan Pasajı

Mıgırdiç Tokatlıyan’ın mülkiyetinde olan Hotel M Tokatlıyan, Pera’da yaşayan sosyetenin gözdesiydi. Uzun yıllar Pera Palas’tan sonra İstanbul’un ikinci büyük oteli olarak hizmet verdi. Otelin Alexandre Vallaury tarafından 1900’lü yılların başında Tarabya’da inşa edilen tamamı ahşap heybetli yazlık şubesi 1954 yılında çıkan bir yangında yok oldu ve yerine Büyük Tarabya Oteli yapıldı. Hotel M Tokatlıyan'ın önemli ziyaretçileri arasında Leon Troçki ve Atatürk de vardı. Ancak 1950’lerde bina el değiştirdi ve işhanı haline dönüştürülerek bina tahrip edildi. Tokatlıyan Pasajı’nı ziyaret ettiğinizde geçmişe bir yolculuk yaptığınızı hissedersiniz. Berberlerin, çaycıların ve matbaaların arasında dolaşırken Pera’nın muhteşem geçmişine bir göz atın.

İstiklal Caddesi No: 76, Beyoğlu

10

Akmar Pasajı

Kadıköy’de bulunan Akmar Pasajı’nda bir zamanlar heavy metal CD’leri, kasetler, orijinal aksesuarlar, ikinci el kitaplar, müzik aletleri ve tişörtler satan dükkânlar bulunuyordu. Bir dönemin gençliği rock ve metal müziği burada keşfetmiş, piyasada bulunmayan müzik gruplarının kaset ve CD'lerini burada bulmuştu. Sözün özü müzik Akmar Pasajı'nın alameti farikasıdır. Zaman içinde gazete ve TV’lerde çıkan haberlerle kötü şöhret sahibi olan Akmar’daki müzik mağazaları ve sahaflar yavaş yavaş kapanmıştır. Bugün artık üst kat tamamen ders kitapları satan dükkanlara ayrılmış olsa da alt katta hala dönemin ruhunu yansıtan Atlantis Müzik, Zihni Müzik ve Hammer Muzik hala faal durumda.

Kadıköy Mühürdar Caddesi No: 70

11

Aznavur Pasajı

Taksim’in en eski yapıları arasında yer alan ve Galatasaray Lisesi’nin hemen çaprazında bulunan Aznavur Pasajı, İtalyan mimarisinin izlerini taşır. Bu pasaj, 1900 yılında özel avlulu lüks dairelerden oluşan bir blok olarak hizmete başlamıştı. Ardından yayaların içeri girmesine izin vermek için her iki ucundan açıldı. Mısır Apartmanı’nı ve İstanbul’un birçok tiyatro, han ve kilisesini de tasarlayan Ermeni mimar Hovsep Aznavur, binaya kendi adını verdi. Bugün Aznavur Pasajı; rengârenk taytların, enteresan kıyafetlerin, atkı bere ve şapkaların, ikinci el kıyafetlerin ve orijinal hediyelik eşyaların bulunduğu pasaj. Turistlerin uğramadan geçmediği yapıların başında yer alan Aznavur'un ucuz mücevherlerini ve nazar boncuklarını da mutlaka görmelisiniz.

İstiklal Caddesi No: 108, Beyoğlu

12

Halep Pasajı

M. Hacar tarafından 1885 yılında yaptırılan pasaj Hacar’ın Halepli olması nedeniyle Halep Pasajı olarak anılır. Günümüzde, alt katta Beyoğlu sineması olması nedeniyle Beyoğlu Pasajı olarak da bilinir. Binanın arka kısmına 1885 yılında ahşaptan Pera Sirki (Cirque de Pera) kurulmuş. 1904 yangınından sonra sirk alanı tiyatro binası şekli alıp ismi Varyete Tiyatrosu oluyor. 1942’de Ses Sinema ve Tiyatrosu olarak hizmet veriyor. 1963 yılında Dormen Tiyatrosu ismini alıyor, 1972 yılında ise sinema salonuna dönüşüyor. Daha sonra Ses Tiyatrosu 1989’da Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular’ına ve Cüneyt Türel Sahnesi'ne ev sahipliği yapıyor. 1984 yılında bina, ön cephesi hariç, tümüyle yıkılıyor. Ön cephe korunarak tekrar yapılan pasajda bugün hediyelik eşya, takı tezgâhları, otantik giysi, müzik, dövme ve piercing dükkânları sıralanıyor.

İstiklal cad no: 62, Beyoğlu

13

Elhamra Pasajı

1831’deki Beyoğlu yangınında yok olan yapı yangın sonrası Guistiniani Barthelmy tarafından İtalyan üslubunda balkonsuz Fransız Tiyatrosu olarak yaptırılmıştır. Pek çok onarımdan geçen ve sahip değiştiren yapı, 1920 yılında Arapzade Said Bey tarafından satın alınır. Said Bey yapıyı, kimi kaynaklara göre tamir ettiriyor, kimi kaynaklara göre yıktırarak, ulusal mimari dönemin en önemli mimarlarından olan Vedat Tek’e 1923 yılında tekrar yaptırıyor. Osmanlı Neoklasik mimariye sahip Elhamra Pasajı, altı kattan oluşuyor. Elhamra tam bir geçit olmamasına rağmen, dükkânlara doğru giden geniş koridorundan ötürü pasaj olarak anılır. Yapı içinde bir de ünlü Elhamra Sineması bulunuyor. Charlie Chaplin’in ünlü Modern Zamanlar’ı ve Türkiye sinemasının ilk sesli filmi İstanbul Sokaklarında ilk defa burada izleyiciyle buluştu. 2010 yılında işletme giderlerinin yüksek olması nedeniyle sinema kapatıldı. Atatürk’ün iki kez bu sinemada film izlediği biliniyor. Bugün pasajda otantik giysiler satan mağazalar, Medya Kitabevi ve Elhamra Club kaldı.

İstiklal Caddesi, No: 130, Beyoğlu

14

Markiz Pasajı

Eski Beyoğlu’nun simgesi bu pasaj, 1840’ta Passage Oriental (Şark Aynalı Pasajı) adıyla açıldı. Perukçusu, kürkçüsü, kitapçısı buradaydı. Dönemin ünlü pastanesi Lebon, 1940’ta yerini Markiz Pastanesi’ne bırakınca bilmeden pasajın kaderini de değiştirdi. Markiz yıllar içinde nefis pastaları, ünlü müdavimleriyle adeta devleşti; 2003’te restore edilen pasaj da adını bu pastaneden aldı. Üstelik Haldun Taner ve Markiz’i kurtarma kampanyaları olmasa burası 1970’lerde az daha bir oto yedek parçacı olacaktı. Yapıldığı dönemden itibaren beş katı ve 25 mağazasıyla Beyoğlu’na her daim canlılık katan pasajdaki ünlü Markiz şimdilerde yerini başka bir yemek mekânına devretti. 174 yıllık görmüş geçirmiş pasaj bugün kapalı ve geleceği belirsiz.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.