Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Mavi Gözlü Dev

        Nazım Hikmet...

        Babası;Matbuat Umum Müdürlüğü ve Hamburg Şehbenderi Hikmet Bey.

        Annesi; Ayşe Celile Hanım

        Dedesi; Dil bilimci ve öğretmen Hasan Enver Paşa

        15 Ocak 1902'de Selanik'te doğan Nazım Hikmet, ilk şiiri olan 'Feryad-ı Vatan'ı, henüz 11 yaşındayken 3 Temmuz 1913'te yazdı.

        Bir aile toplantısında denizciler için yazdığı kahramanlık şiirini okuduğu Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın tavsiyesiyle Nazım Hikmet'in Bahriye Mektebi'ne gitmesine karar verildi.

        1915'te Heybeliada Bahriye Mektebi'ne başlayan Nazım Hikmet, 1918'de 26 kişi içinden 8'inci olarak mezun oldu.

        Nazım Hikmet'in karne notunda şunlar yazılıydı; 'Zeki, orta derecede çalışkan, elbisesine özen göstermeyen, öfkeli ama ahlaki tavırları iyi bir öğrenci.'

        Mezuniyetten sonra dönemin okul gemisi Hamidiye'ye stajyer subayı olarak atanan Nazım Hikmet, 17 Mayıs 1921'de aşırıya kaçan halleri nedeniyle ordudan atıldı.

        REKLAM

        1921'de 19 yaşındayken yakın arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Milli Mücadele'ye katılmak üzere ailesine haber vermeden Anadolu'ya geçen Nazım Hikmet, cepheye gönderilmeyince bir süre Bolu'da öğretmenlik yaptı.

        Aynı yıl, Batum üzerinden Moskova'ya giden Nazım Hikmet, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde siyasal bilimler ve iktisat okurken Rus Devrimi'nin ilk yıllarına tanık olarak komünizmle tanıştı.

        İlk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmaya başlasa da içerik bakımından diğer hececilerden farklı olan Nazım Hikmet, şiirsel gelişimi arttıkça hece ölçüsüyle yetinmemeye ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Hece ölçüsünden ayrılarak Türkçenin vokal özellikleriyle ahenk oluşturan serbest ölçüyü benimseyen Nazım Hikmet, Moskova'da 1921 - 1924 yılları arasında geçirdiği sürede Rus fütüristleri ve konstrüktivistlerinden esinlenerek şiirlerinde klasik biçimden sıyrılarak, yeni bir biçim geliştirmeye başlarken Mayakovski ve fütürizm taraftarı olan genç Sovyet şairlerinden esinlendi.

        1924'te Türkiye'ye dönen Nazım Hikmet, Aydınlık Dergisi'nde yayımladığı şiir ve yazılarından dolayı 15 yıl hapsi istenince tekrar Sovyetler Birliği'ne gitti. Nazım Hikmet, 1928'de Af Kanunu'ndan yararlanarak Türkiye'ye döndü.

        REKLAM

        1933 ve 1937 arasında örgütsel faaliyetleri nedeniyle bir süre tutuklu kalan Nazım Hikmet, Barışseverler Cemiyeti'nin kuruluşunda yer aldı.

        1938'de 'Orduyu ve donanmayı isyana teşvik' suçlamasıyla tutuklanan Nazım Hikmet, 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa'daki cezaevlerinde aralıksız 12 yıl hapis yatan Nazım Hikmet, 14 Temmuz 1950'de çıkan Genel Af Yasası'ndan yararlanarak tahliye oldu.

        Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın askere çağrılan Nazım Hikmet, öldürüleceği endişesiyle 17 Haziran 1951'de İstanbul'dan ayrılarak Romanya üzerinden Moskova'ya gitti.

        Bunun üzerine 25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet, Polonya asıllı büyük dedesi Mustafa Celaleddin Paşa'nın (Konstantin Borzecki) memleketi olan Polonya'nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını aldı.

        Sovyetler Birliği'nde Moskova yakınlarındaki yazarlar köyünde ve daha sonra da eşi Vera Tulyakova ile Moskova'da yaşayan Nazım Hikmet, Bulgaristan, Macaristan, Fransa, Küba, Mısır'da konferanslar düzenleyerek savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı.

        'Romantik komünist' ve 'Romantik devrimci' olarak tanımlanan Nazım Hikmet'in şiirleri 50'den fazla dile çevrilirken birçok eseri yurt dışında çeşitli kurum ve kuruluşlarca ödüllendirildi.

        3 Haziran 1963'te gazetesini almak üzere ikinci kattaki dairesinden apartman kapısına yürüdüğü sırada, kalp krizi sonucunda 61 yaşındayken hayatını kaybeden Nazım Hikmet'in cenaze törenine Türk ve yabancı olmak üzere yüzlerce sanatçı katıldı.

        Nazım Hikmet, Novodeviçi Mezarlığı'na defnedildi.

        Bakanlar Kurulu'nun 5 Ocak 2009'da aldığı kararla Nazım Hikmet'e 10 Ocak 2009'da yeniden Türk vatandaşlığı hakkı verilirken Milli Eğitim Bakanlığı'nın '100 Türk Edebiyatçısı' listesine alındı.

        UNESCO'nun ilan ettiği 2002 Nâzım Hikmet yılı için besteci Suat Özönder 'Şarkılarda Nazım Hikmet adlı bir albüm hazırladı. Bu albüm, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla, Yeni Dünya Plak tarafından hayata geçirildi.

        44... Nazım Hikmet'in bestelenen şiirlerinin sayısı.

        2... Nazım Hikmet hakkında çekilen film sayısı.

        MAVİ GÖZLÜ DEV

        Yönetmen: Biket İlhan

        Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Sinan Tuzcu, Dolunay Soysert

        MERHABA GÜZEL VATANIM

        Yönetmen: Cengiz Özkarabekir

        Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Levent Üzümcü, Pelin Batu, Serkan Altıntaş

        ESERLERİ

        * Şiir Kitabı: 20

        * Oyun: 11

        * Mektup: 4

        * Roman: 2

        * İnceleme: 1

        * Masal: 1

        HOŞGELDİN

        Hoş geldin!

        Kesilmiş bir kol gibi

        Omuz başımızdaydı boşluğun...

        Hoş geldin!

        Ayrılık uzun sürdü.

        Özledik.

        Gözledik...

        Hoş geldin!

        Biz

        Bıraktığın gibiyiz.

        Ustalaştık biraz daha

        Taşı kırmakta,

        Dostu düşmandan ayırmakta...

        Hoş geldin.

        Yerin hazır.

        Hoş geldin.

        Dinleyip diyecek çok.

        Fakat uzun söze vaktimiz yok.

        YÜRÜYELİM...

        GÜZ

        Günler gitgide kısalıyor,

        Yağmurlar başlamak üzere.

        Kapım ardına kadar açık bekledi seni.

        Niye böyle geç kaldın?

        Soframda yeşil biber, tuz, ekmek.

        Testimde sana sakladığım şarabı

        İçtim yarıya kadar bir başıma

        Seni bekleyerek.

        Niye böyle geç kaldın?

        Dallarında olgun, diri duruyor.

        Koparılmadan düşeceklerdi toprağa

        Biraz daha gecikseydin eğer...

        KIZ ÇOCUĞU

        Kapıları çalan benim

        Kapıları birer birer.

        Gözünüze görünemem

        Göze görünmez ölüler.

        Hiroşima'da öleli

        Oluyor bir on yıl kadar.

        Yedi yaşında bir kızım,

        Büyümez ölü çocuklar.

        Saçlarım tutuştu önce,

        Gözlerim yandı kavruldu.

        Bir avuç kül oluverdim,

        Külüm havaya savruldu.

        Benim sizden kendim için

        Hiçbir şey istediğim yok.

        Şeker bile yiyemez ki

        Kâat gibi yanan çocuk.

        Çalıyorum kapınızı,

        Teyze, amca, bir imza ver.

        Çocuklar öldürülmesin,

        Şeker de yiyebilsinler.

        SALI: Abdurrahim Karakoç

        'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

        REKLAM
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ