Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Tüketirken Tükenmek: Sahip olma ve boşluk hissi Tükenmişlik hissi neden olur ve nasıl geçer?
        1

        TÜKETİRKEN TÜKENMEK

        İnsanların daha fazlasına sahip olma arzusu veya içerisindeki boşlukları doldurma istekleri günümüzün en büyük problemlerinden birisidir. İnsanlar arzuladıkları şeylere hemen alışmaya, tüketmeye, hızlıca unutmaya, duyarlılıktan uzak yaşamaya, ihtiraslı olmaya meyillidir.

        Daha bireysel ve açgözlü olarak ne kadar çok şeyi deneyimler ve sahip olursa o kadar mutlu olacağı düşüncesine sahiptir.

        2

        Şirketlerin yönetim stratejileri, pazarlama satış hileleri, tüketicinin daha fazla tüketmesini sağlama ve reklamları kullanarak olanı kabul ettirme çabasına dayanır.

        Bu nedenle sahip olma ve boşluk hissiyatını doldurma iç güdüsü sadece tüketen için değil, üreten sitemler için de yazılı olmayan kurumsal bir kurama dönüşmüştür.

        3

        GERÇEK İHTİYAÇLARA SAHİP OLMA ARZUSU YOK OLDU

        Hayatını imkanlarından daha fazlasına sahip olmak için veya kendisinin sahip olduğunu kaybetme korkusuyla geçiren bireyler, hazcılığa radikal bir bakış açısı getirerek putlaştırmıştır.

        Voltaire'nin "Gerçek ihtiyaçlar olmadan gerçek hazlar olmaz" cümlesiyle, ihtiyacımız olmadan arzu edip kazandığımız şeyleri sadece tüketebiliceğimizi ancak asıl tükenmeyecek şey gerçek ihtiyaçlara sahip olma arzusu olduğu vurgulanmıştır.

        4

        Schopenhauer "Yeninin ömrünü kısaltıp hemen tüketen, eskileştiren bencillik ve sahip olma dürtüsü, insanların mantık ve akıl donanımlarından öte duygularına hitap eder" demiştir. Bencil sömürü düzenin deşifre olmaması ve satın almayı kolaylaştırması için icat edilen banka ve kredi kartlarına benzer.

        5

        "TÜKETMEK BİREY İÇİN ZORUNLULUĞA DÖNÜŞMÜŞTÜR"

        Jean Baudrillard'ın "Tüketim Toplumu" kitabında sahip olma arzusuna dair şu sözler geçer "Gerçek ihtiyaçlar ile çağımızın yönlendirdiği sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda, kişi tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır.

        İnsan bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanarak kandırırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Dolayısıyla tüketmek birey için bir zorunluluğa dönüşür. İnsani ilişkileri yerine maddelerle ilişkiye bırakır. Artık geçerli ahlak, tüketim etkinliğinin ta kendisidir."

        Tüketirken, tükenmek insan üstünde bıraktığı sahte mutluluk izi modern insanın en büyük boşluğu olarak tanımlanabilir.

        Haberi Hazırlayan: Kübra Çorluk

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ