Mevsim Ege, aylardan Assos

Yaz ayrı güzeldir, kış başka Ege’de. Kuzey Ege denilince akla gelen ilk isimlerden biridir Assos. Ayvacık’ta anayoldan ayrılıp Behramkale’ye kadar süren o inişli çıkışlı kıvrımlı yol, gerçek hayattan kopup başka bir âleme geçişin başlangıcıdır bir bakıma. Denizin kokusu gelir önce, ardından zeytin ağaçlarının yanı başından geçerim, arada bir mola verip köylerden birinde bir çay içerim. Öyle ya artık Ege iklimindesindir. İlyasfaki’yı, ardından Paşaköy’ü geçip tarihin en önemli yerleşimlerinden şimdiki adıyla Behram’a ya da Assos’a gelince iklim değişir yeniden. Egenin o serin rüzgârı vurur yüzünüze, mevsim Ege olur.

Etrafını çevreleyen restoranları bir kenara bırakırsak Assos Antik Kenti, deniz seviyesinin oldukça yükseğinde bir tepeye kurulu. Kenti gezmeye başlamak için yukarıya, Behramkale Köyü’ne çıkmak gerekiyor. Behram Köyü her ne kadar özellikle yaz aylarında turist akınına uğrasa da hâlâ Ege köyü atmosferini yitirmemiş gibi duruyor. Taş evlerin önünde henüz tarladan gelmiş gibi duran traktörler ve evlerin önünde oturan köyün çoluklu çocuklu sakinleri hâlâ bir yanıyla bâkir kalmış gibi. Meydandaki ünlü kahveyi geçip sağlı sollu tezgâhların arkasında oturan köylü kadınların arasından taş parke sokakları adımlayarak tepeye, tarihi Athena kalıntılarına ulaşıyorsunuz.

Kentin ve bölgenin en önemli kalıntısı kuşkusuz Ege Denizi’ne hâkim muhteşem bir manzarası olan Athena Tapınağı. Kentin koruyucusu olan Tanrıça Athena’ya ithaf edilmiş olan tapınağın mimarlık tarihi açısından da önemli bir özelliği bulunuyor. Burada günbatımı ya da gündoğumu yakalarsanız şanslısınız. Doyumsuz bir manzara var tepede. Geçmişte niye insanların, filozofların gelip yaşamak için burayı seçtiğini anlamak hiç de zor değil.

Assos tabii ki Behram Köyü’nden ibaret değil. Assos’a hemen her gidişim bir keşif oldu bir bakıma. Pek çoğunda Assos’un içindeki bilindik otellerde kalmak yerine çevredeki köylerde kalmayı tercih ettim. Bu bölgenin bir başka özelliği de hemen her yerleşimin bir limanının bulunması.

Assos dışında Küçükkuyu, Kayalar, Sazlı, Kozlu, Bektaş, Koyunevi, Bademli, Kocaköy ve Babakale’nin birer küçük limanı bulunuyor. Tabii bu kadar liman olunca doğal olarak bölgede balıkçılığa verilen önem de kolayca anlaşılıyor. Mavi, sarı, kırmızı, her renkle ayrı bir kimliğe bürünen balıkçı kayıkları, tekneleri Ege’nin geçmişten günümüze anlattığı hikâyelerin en önemli kadrajları belki de.

TÜRKİYE’NİN EN BATI NOKTASI...

Adını, Türkiye’nin en batı noktası olma özelliğiyle ünlü Bababurnu ile korsanlara karşı korunmak için Osmanlı İmparatorluğu’nun 3. Ahmed döneminde yaptırılan kaleden alan Babakale de ziyaret edilmesi gereken yerleşimlerden biri. Yapıldığı dönemde 4 kulesi ile korsanları ve düşmanları gözleyen kale, günümüzde Batı’yı izlemenin keyfini sürüyor.

MODERN EVLER DE VAR TAŞ EVLER DE

Assos’ta farklı bütçelere hitap eden çeşitli konaklama imkânları bulunuyor. Merkezde birkaç taş otel, dükkân ve restoran yer alıyor. Çevrede de tatil köylerinden pansiyonlara, butik otellerden kamp alanlarına her zevke hitap eden yerler var. Bu yapılara yenilerinin eklenmesi mümkün değil, çünkü imar yasağı uygulanıyor.

Organik tatil kavramına giderek daha çok alıştığımız şu günlerde Assos’un taş otelleri böylesi bir tatil için biçilmiş kaftan. Oteller dışında kıyının sonuna doğru bungalov tipi evlerin bulunduğu, isterseniz çadırda da kalabileceğiniz bir kamp merkezi var. Bu alan daha çok doğal hayatın içinde olmak isteyen gençlerin ve yabancı ziyaretçilerin tercihi.

Üstelik portatif masanızı denizin hemen kıyısına kurabilir, bir yandan serinlerken bir yandan da balık ziyafeti çekebilirsiniz. Yıllar önce Assos’a ilk gelişimde burada kalmış, hayatımın en güzel öğle uykularını burada uyumuştum. Assos her mevsim serin deniziyle özellikle yaz sıcaklarında vazgeçilmez bir destinasyon. Assos’un en gözde plajlarının bulunduğu yer Kadırga Koyu. Burada büyük tesislerin yanı sıra upuzun mavi bayraklı halk plajları da sıralanıyor. Koy çevresi ise zeytinliklerle çevrili.

KÖYLERDE TATİL

Bir Assos tatili yakın çevredeki köyleri keşfetmeden eksik kalır. Küçükkuyu, Kadırga, Sivrice, Sokakağzı, Gülpınar ve tabii ki Babakale başlıcaları. Bu köylerin tümünde ucuz, temiz, ailelerin işlettiği küçük şık pansiyonlar bulabilirsiniz.