HT Gastro
Seyahat

Şimdi buram buramAkdeniz’dir Girne

Giriş: 28.04.2022 - 13:54 Güncelleme: 28.04.2022 - 13:54

Bu hafta Akdeniz’in en güzel adası, gözbebeğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyim. Ada’nın incisi Girne’nin de en güzel zamanları başlıyor. Yüzyıllar boyu üzerinden onlarca medeniyetin gelip geçtiği, farklı kültürlerin her daim iç içe yaşadığı topraklarda olmak harikulade bir his. Güzeller güzeli Girne'nin güneyinde Beşparmak Dağları, kuzeyinde ise Akdeniz’in maviliği bulunuyor. Havanın şartlarına göre Girne'den bakınca Toros Dağları’nı, Toroslar'dansa Girne'yi görmek mümkün çoğu zaman.

Murat Güloğlu

KKTC’nin gözdesidir Girne

Girne, Roma kaynaklarında Corineum olarak geçiyor. Aslında kentin tarihi adanın tarihi ile aynı denilebilir. Akdeniz'in en gözde adası olduğu için düşmanı da bir hayli fazlaymış. Bizans döneminde de korsanlarca bir çok kez yağma edilmiş. 1974 yılında gerçekleşen Kıbrıs Harekâtı'nda bölge Türk kontrolüne girdi. 1983'te ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir parçası oldu. Girne'nin en ilginç tarihi eserlerinden bir tanesi kuşkusuz Girne Kalesi. Öte yandan Beylerbeyi, St. Hilarion Kalesi, Hazreti Ömer Türbesi, Batık Gemi Müzesi, Bufavento Kalesi, Barış ve Özgürlük Müzesi, Halk Sanatları Müzesi, çeşitli kilise ve manastırlar Girne'de görmeniz gereken yerler arasında.

Girne Kalesi tam bir şaheser

Girne Kalesi 7.yy'da, Arap-İslam akınlarına karşı kentin korunması için Bizanslılar tarafından yapılmış. Lüzinyanlar döneminde, kale bazı yapısal değişikliklere uğramış. Kale yapılırken o dönemin savunma taktikleri zırhlı şövalye ve okçulara göre düşünüldüğünden, 1489'dan sonra kaleyi kontrole alan Venedikliler, Osmanlı topçu saldırılarını gözönüne alarak yeniden inşa etmişler. Kuzeybatı ve güneydoğu kulelerini ekleyerek, önlemler almaya çalışmalarına rağmen, Lefkoşa'daki Osmanlı zaferinden sonra, kaleyi direniş göstermeden 1570 yılında Osmanlılara teslim etmişler. Kaleye giriş bir hendek üzerinden yapılıyor. 1400'lü yıllara kadar bu hendek içi su dolu olarak kullanılmış. İç kapının tonozunda bulunan üç aslanlı Lüzinyan amblemi başka bir yapıdan buraya getirilmiş.

Limanda akşamlar bir başka

Girne Limanı Kuzey Kıbrıs'ın hem tarihini hem de doğal güzelliğini gözler önüne seren harika bir liman Girne Limanı. Eski dönemlerde Avrupa ve Anadolu'ya harnup ve tuz için ambar olarak kullanılmaktaydı. Yine o dönemlerde de limana gümrük binası ve dalgakıran yapıldı. Günümüzde marina işletmesi olarak kullanılan Girne Limanı'nın yakınlarında birçok cafe ve restoran bulunuyor. Girnelilerin ve bölgeye gelen turistlerin uğrak mekanıdır ve Girne Kalesi'ne yakın bir konumda yer alır.

Akdeniz’in tarihi burada

Batık Gemi Müzesi, Kalenin içinde 1100 'lü yıllarda yapıldığı sanılan bir Bizans kilisesi (St. George Kilisesi) bulunuyor. 1570 yılında Kıbrıs'ın Osmanlılar tarafından fethi sırasında şehit düşen Osmanlı Amirali Cezayirli Sadık Paşa'nın lahiti de kalede. Geminin Helenistik krallıklar dönemine ait olduğu biliniyor. Bir sünger avcısı tarafından fark edilip; Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından çıkartılmış.

Şirin mi şirin Bellapais

Bellapais yani Beylerbeyi Köyü Girne'den Beşparmak Dağları'na doğru giderken kurulmuş, son derece önemli ve görülmesi gereken bir köy. Eski ismi Bellapais. Hem şirin bir dağ köyü hem de minicik bir Akdeniz köyü. Limon ve nar ağaçları bir hayli fazla. Beylerbeyi Köyü'nü bu kadar önemli kılan şey ise Bellapais Manastırı.

Karmi’ye gitmeden olmaz

Karmi / Karaman Köyü Girne'nin batısında, Beşparmak Dağları'nın eteğinde kurulmuş harikulade bir köy Karmi. Karaman Köyü olarak da bilinmekte. Burası, Kıbrıs'ın İngiltere sömürgesi olduğu 1870'li yıllarda İngiliz aristokrat kesimin keşfettiği ve yerleştiği bir köy. Yemyeşil ormanın içinde bulunan bu bölgeye yerleşmeye başlayan İngilizler, Akdeniz mimarisine uygun köşk ve villalar inşa etmişler. Ancak Kıbrıs'ta baş gösteren iç karışıklıklar ve savaş dönemi ile birçok kişi evlerini terk edip adadan ayrılmış. Daha sonra kurulan yeni KKTC hükumeti yabancıları tekrar bu bölgeye toplamış ve evlerin onarılması koşulu ile burada yaşamalarına izin vermiştir. Karmi daracık yürüyüş yolu ve değişik sokak isimleriyle, bahçelerdeki rengarenk çiçekleriyle, tertemiz dağ ve deniz havasıyla adanın harikulade bir köşesi. Köyün merkezinde Bakire Meryem Kilisesi de bulunmakta. Bütün dış kapılarda evlerin isimleri ve yapılış tarihleri yer alıyor.

Mutlaka tatmanız gereken Kuzey Kıbrıslezzetleri

Et yemekleri her yerde. Bir adanın yeme içme alışkanlıklarında deniz ürünlerinin çokça tüketilmesi gerekir değil mi ? Evet ama Kuzey Kıbrıs’ta durum böyle değil. Kuzey Kıbrıs’ın geleneksel mutfağında et yemekleri dikkat çekici bir şekilde çoğunluğu oluşturmakta. Deniz ürünleri tüketimi bir adaya göre oldukça az. Malumunuz olduğu üzere hellim peyniri ve şeftali kebabı ada mutfağının en bilinenlerinden. Fakat bir gerçek daha var. Ada topraklarında Lüzinyan, Venedik, Bizans ve Osmanlı gibi major kültürler gelip geçti. Tüm bu kültürlere ev sahipliği yapan bu topraklarda, farklı ve çok kültürlü medeniyetlerin etkisiyle şekillenmiş bir mutfağı ve saklı kalmış tatları da var. Mesela sadece 82 yıl adada hüküm süren Venedikliler günümüze el yapımı makarna ve hamur işi tatları miras kalmış. Evlerde pişen en geleneksel yemeklerden magarinabulli’ nin farklı makarnası da bunlardan biri. Yine bir dönem adaya hakim olan Fransız kökenli Lüzinyanlardan ise salyangoz tüketiminin kaldığı söyleniyor. Deniz mahsulleri için daha çok Dipkarpaz’a gitmek gerekiyor. Buradaki balık lokantaları dikkat çekiyor. Lagos ve orfozu hemen her mevsim bulmak mümkün. Karpaz’danKormacit’e adanın geneline yayılmış lezzetleri keşfetmeniz için biraz yol almanız gerekecek.

Girne’de nerede, ne yenir?

Bitta lezzeti bir efsane!Bitta Kuzey Kıbrıs’ın olmazsa olmazlarından. Hatice Bittacı da bu işin piri. 78 yaşında. 1915’ten günümüze geçimini fırıncılıkla sağlayan bir aileye gelin gitmiş. Oğluyle beraber bitta fırınında bizzat çalışarak adanın en iyi bittalarını yapıyor. Kapısında kuyruk olduğu söylenmekte. İki bitta çeşidi dikkat çekmekte. İlki, ekmek hamurunun yağ, kuru nane, süt ve küp doğranmış hellimlerle karıştırılmasıyla hazırlanan hellimli bitta. İkincisi ise yine yağlı ekmek hamurunun soğan, siyah zeytin ve naneyle karıştırılmasıyla hazırlanan zeytinli bitta. Adalılar bu lezzeti o kadar çok seviyor ki, Hatice Teyze’nin fırınında sürekli müşteri görmek mümkün.

Kasap Christina Abla,adanın dikkat çeken diğer bir kadın esnafı ise bir diğer ikonik kadını ise Christina Skollou. O bir kasap. Daha 13 yaşındayken tezgahta et kesmeye başlamış. Babası da kasapmış. Adadaki Maruni nüfusun çoğunluğunun yaşadığı eski adıyla Kormacit yani Koruçam köyünde hizmet veriyor. Kasap-restaurant stilinde konuklarına hizmet veriyor. En büyük yardımcısı da kızı Maria. Mekanın adı Yorgo Kasap Restaurant. Tahin, limon, sarımsakla hazırladıkları tahin tabağı, salatalık turşusuyla süzme yoğurttan yapılmış cacık, kendi yaptıkları hellim ve sucuğun ızgarası gibi mezelerin ardından meşhur kleftigo yani patatesli fırın kebabı fiks menü olarak servis edilmekte ve çok da ilgi görmekte.

BellapaisGarden, Beylerbeyi (Bellapais) köyündeki BellapaisGarden’ın sahibi ve mutfağının da başındaki isim Selim Yeşilpınar da adanın en meşhur şeflerinden. Meni bir harika. Bana kalırsa humus çorbasıyla yemeğe başlangıç yapın ardından yerel lezzetleri tadabilirsiniz.

KKTC’ningurme sözlüğü

Garavolli: Salyangoza garavolli deniyor. Turşusu da var. Haşlanıp içi çıkarıldıktan sonra zeytinyağı, sirke ve limonlu bir sosla servis edilmesi son derece yaygın.

Magarinabulli: Ev yapımı özel bir makarna çeşidinin tavuk suyunda haşlanıp tereyağında çevrilen haşlanmış tavukla servis edilmesiyle hazırlanıyor.

Gullurukya: Pekmezli suda haşlanıp harnup pekmeziyle servis edilen halka hamur tatlısı.

Molehiya: Bahar aylarında çıkan ama kurutularak tüm yıl tükettikleri bir ot çeşidi. Etlisi yapılıyor ve etle aynı sürede pişiyor. Pişirmek ustalık istiyor çünkü bamyadaki gibi ağdalaşabiliyor.

Kolakas: İrice, nişastalı bir toprak altı sebzesi. Patatesle yer elması arasında bir dokusu var. Zeytinyağlısından etlisine farklı yemekleri yapılıyor.

Macun: Taneli reçellere macun adı veriliyor. Kahvenin yanında genellikle incir, ceviz, turunç veya kabak macunu servis ediliyor. Minik çatallarla macun önce kahvenin yanında ikram edilen suya batırılıp sonra ağza atılıyor.

Kleftigo: Sadece patates ve etten yapılan, adeta sadeliğin güzelliğine övgü nitelikteki fırın eti.

Hırsız kebabı: Maalesef artık uygulayan tek tük insan var. Islatılmış keçi boynuzu veya şinya dalları (adaya özgü endemik bir bitki) arasında bütün olarak pişirilen kuzu etine verilen ad.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER