HT Gastro
Seyahat

Ege'nin gözbebeği: İzmir

Antik çağda Smyrna olarak bilinen İzmir 8500 yıldır yerleşim yeri olarak kullanılıyor.

Giriş: 27.11.2023 - 22:11 Güncelleme: 14.03.2024 - 17:42
Haberler Gastro Seyahat İzmir'de ne yenir ne içilir, gezecek yerler

Yeşil ve mavinin cömert bir harmanını sunan İzmir, sayısız antik şehri ve tarihiyle ilk kurulduğu günden bu yana Batı Anadolu’nun en gözde yerleşim yeridir.

Antik tarihçi Herodot, İzmir için "Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve iklim altında kurdular" diye yazmıştır.

Aristoteles, öğrencisi olan Büyük İskender'e "İzmir'i görmezsen eksik kalırsın" derken, Victor Hugo da şehri ‘’Smyrna bir prensestir...’’ diye tanımlamıştır.

Palmiye ağaçlarının gölgesindeki sokaklarda evlerin mimarisi zariftir. Toplam 629 kilometrelik sahil şeridi boyunca uzanan deniz mahsulü restoranları, kafeleri, Ege Mutfağı yemekleri sunan restoranları, daha içerilerde sayısız antik uygarlığın hikayelerini anlatan kalıntıları ve anıtlarısergileyen İzmir adeta bir açık hava müzesidir...

İzmir tüm yıl güneşlidir. Yazları sıcak, kışları ılıktır. Bergama, Çeşme, Foça, Kemalpaşa, Selçuk, Seferihisar, Karaburun, Tire ve Urla gibi ilçeleri ve tarihi mekanları ile İzmir, sadece Batı Türkiye'nin değil, Ege'nin tamamında tarih konusunda çok önemli bir rol oynar. Mavinin her tonunu bulabileceğiniz şehir, her türlü su sporunun tadını çıkarabileceğiniz plajları ile ülkenin popüler tatil merkezlerinden biridir.

1

Smyrna

Antik Smyrna, İzmir Bayraklı'daki höyüğün üzerinde yer alır. Smyrna, kenti çevreleyen surları, birkaç odası olan hamamlı evleri, kutsal binası, sebili ve geometrik şehir planı ile Batı Anadolu'daki Arkaik Dönem'in ideal bir örneğidir. Batı ve güneyde denize açılan, kuzeyde dağlarla ve doğuda ovayla çevrili Smyrna, Batı Anadolu'da kazılmış bir savunma kentinin en güzel örneğidir. Smyrna'da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan tapınak, Türkiye'deki Athena'nın en eski tapınağıdır. Antik Smyrna Agorası kazılarında en son 17 ila 19. yüzyıllar arasında Osmanlı sofralarında kullanılmış, Avrupa'dan getirilen seramik tabak ve fincanlar bukunmuştur.

2

İzmir Saat Kulesi

İzmir’in sembolü olan İzmir Saat Kulesi, Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25'inci yıldönümü kutlamaları dahilinde 1901 yılında inşa edilmiştir. 25 metre yüksekliğindeki yapı, dört katlı ve sekizgen planlıdır. Yapıda kullanılan Kuzey Afrika’ya özgü sütun başlıkları, at nalı kemerleri bulunmaktadır. Yapının cephelerinin hiç boşluk bırakılmayacak şekilde doldurulmuştur. Kuzey Afrika ve Endülüs’teki yapılarda bulunabilecek olan bir mimari anlayışa sahiptir. Kulenin saati Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından hediye edilmiştir. Mimarlığını, Fransız asıllı İzmirli Mimar Raymond Charles Pere’nin üstlendiği Saat Kulesi’nin inşaatında kullanılan yeşil ve kırmızı mozaikler Efes’ten, esas bünyeyi oluşturan taşlar ise Sarayköy’den getirilmiştir.

3

Kadifekale Surları

M.Ö. 334 yılında Pagos Dağı'nda Makedonya Kralı Büyük İskender'in isteği üzerine yaptırılan tarihi Kadifekale bir efsane taşır. Efsaneye göre Büyük İskender, Pagos Dağı'nda avlanırken bir çınar ağacının altında uyuyakalmıştır. Rüyasında beliren iki Nemesis (Su perisi), İskender'den uyuduğu tepenin eteklerinde yeni şehri inşa etmesini istemiştir. Uykusundan uyanan İskender Apollon'a danışır. Kâhin rüyayı tek bir cümlede yorumlar: "Kutsal Meles Çayı kenarındaki Pagos Tepesi eteklerinde yerleşecek İzmirliler, eskisinden dört kez daha mutlu olacaklardır."

Antik Smyrna, MÖ 4. yüzyılda, Pagos Dağı'nda, deniz seviyesinden 186 metre yükseklikte yeniden kurulmuştur. Doğu ve güney duvarları tamamen yıkılan kalenin kuzey ve doğu surları ile beş kulesi ayakta kalmıştır. Kulelerin yüksekliği 25-30 metredir. Kalenin içinde Bizans döneminden kalma kemerli büyük bir sarnıç ve bir caminin kalıntıları bulunmaktadır.

4

Boyoz, gevrek, pişi, kumru ve diğer sokak lezzetleri

İzmir'in sokak yemekleri, sokak lezzetlerini sevenleri asla hayal kırıklığına uğratmaz. Tipik bir İzmir kahvaltısını tatmak istiyorsanız, nefis bir hamur işi olan "boyoz"u, iki kez pişirilen simit "gevrek"i ve İzmir'in meşhur "tulum peyniri" ile en çok yenen kızarmış ekmek "pişi"yi deneyebilirsiniz. Bir diğer yöresel lezzet ise salam, peynir ve domatesle yapılan nefis bir sandviç olan "kumru"dur. Bu sandviçi özel yapan ise ekmeğidir. Kelle söğüş, kokoreç ve midye de İzmir'in gözde sokak lezzetleri arasında yer almaktadır. İzmir aynı zamanda mükemmel pastaneleri ve tatlılarıyla da ünlüdür. Popüler yerel lezzetlerden biri de irmik ve yoğurtla yapılan bir tatlı olan "Şambali" dir. Bir çeşit sütlaç olan “Zerde” ve lor peynirli “lor tatlısı” ve “lokma” da İzmir sokaklarında her köşe başında karşınıza çıkar.

5

Tarihi Asansör

Mithatpaşa Caddesi ile daha yüksek rakımda bulunan Nihat Bey Caddesi arasında bulunan Tarihi Asansör, iki asansöre ev sahipliği yapan bir asansör kulesidir. Sokaklar arasındaki 50 metrelik fark nedeniyle mahalleler arası ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla 1907 yılında inşa edilmiştir.

Asansör kulesi 3 katlıdır. Birinci Dünya Savaşı sırasında asansörün alt katı kumarhane, orta katı fotoğraf salonu, üst katı ise sinema olarak kullanılmıştır. 105 yıldır ayakta duran asansör, günümüzde ise kafe, bar ve restoran olarak hizmet vermektedir. Eşsiz manzarasıyla turistleri kendine çeken Asansör, ziyaretçilerine benzersiz bir İzmir manzarası sunmaktadır.

6

Kordon

Pek çok şarkıya ilham veren güzelliğiyle Kordon, İzmir'de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Yerli halkın ve ziyaretçilerin Ege Denizi ile buluştuğu, gün batımını izlediği veya ilkbahar ve yaz aylarında çimlere uzanıp dinlendiği, şehrin simgelerinden biridir. Bir zamanlar mermer merdivenli Levanten evleri ve İzmir'e özgü konaklarıyla ünlü olan Kordon'da hala geçmişin izlerini bulabileceğiniz pek çok mimari eser bulunmaktadır. Kordon'da farklı ihtiyaçlara hitap eden çok sayıda lüks restoran, bar, kafe ve pub vardır.

7

İzmir Arkeoloji Müzesi

Kentte yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan eserlerin sergilenmesi amacıyla 1927 yılında Aya Vukla (Gözlü) Kilisesi'nde açılan İzmir Arkeoloji Müzesi, bugün Konak'ta, Bahribaba Parkı'ndaki modern binasında, ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Türkiye'nin ilk müzelerinden biri olan İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir'in 8500 yıllık tarihinin buluntularına ev sahipliği yapmaktadır. İzmir Arkeoloji Müzesi kentte ziyaret edilmesi gereken ilk müzelerden biridir. 5 bin m2'lik bir alanı kaplayan müze, Bayraklı (Smyrna), Efes ve Bergama başta olmak üzere şehrin çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda çıkan eser ve buluntulara ev sahipliği yapmaktadır. İzmir Arkeoloji Müzesi'nin büyüleyici eserlerinden biri de Efes'in kurucusu Androklos'a ait Roma dönemine tarihlenen mermer "Androklos Heykeli"dir.

8

İzmir Kuş Cenneti

Çiğli'de Çamaltı Tuzlası içinde 8 bin hektarlık bir alana yayılan Kuş Cenneti, soyu tükenmekte olan pelikanlar, cüce karabataklar ve kara leyleklerin bulunduğu 270'in üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Burası doğa severler ve fotoğrafçılar için biçilmiş kaftan. Gediz Deltası'nda bulunan tuzlalar, yıllık 600 bin tona ulaşan kapasitesiyle Türkiye'nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Burası aynı zamanda Türkiye'nin en büyük deniz tuzu işletmesidir. Yılda 50 bin kuşun ziyaret ettiği Kuş Cenneti, kuşların göç yolu üzerinde olmasının yanında bir arkeoloji alanıdır. Kuş Cenneti'nde bir ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbünler ve gezi bisikletleri bulunmaktadır.

9

Efes Antik Kenti

Selçuk İlçesi sınırları içinde bulunan Efes Antik Kenti'nin temeli M.Ö. 6 bin yılına kadar uzanmaktadır. Efes ve çevresi Dünya Miras Listesi'nde; Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Cami, Artemision), Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi şeklindeki dört bileşen halinde yer almaktadır. Tarih öncesi dönemden Helenistik, Roma, Doğu Roma, Türk Beylikleri ve Osmanlı dönemlerine kadar yaklaşık 9 bin yıldır kesintisiz yerleşim alanı olan Efes, tarihin her aşamasında önemli liman kentinin yanı sıra kültür ve ticaret merkezi olmuştur.

Kentin en önemli yapılarından biri olan ve MS 110 - 135 yılları arasında yaptırılan Celsus Kütüphanesi, tıpkı bugünkü halk kütüphaneleri gibi Efes halkına hizmet veren bir kütüphane olmuştur. Kütüphanenin kurucusu olan Celsus’un lahdi de kütüphane içerisindedir. Kütüphane dış yüzünün alt katında Sophia (bilgelik, akıl), Arete (erdem, karakter), Ennoia (kader, muhakeme) ve Episteme (ilim, bilim) temsil eden 4 kadın heykeli bulunur. Bu heykellerin orijinali günümüzde Viyana Müzesi'ndedir.

10

Aziz Yahya (St. John) Bazilikası

Yuhanna İncil’ini yazan ve İsa'nın havarilerinden Aziz Yahya'nın (Yuhanna'nın) mezarı üzerine inşa edilen bazilika, Efes Antik Kenti içindeki Ayasuluk Tepesi'nde yer almaktadır. Evangelist Aziz Yahya'nın, son yıllarını Efes çevresindeki bölgede geçirdiği ve Ayasuluk Tepesi'nin güney yamacına gömüldüğüne inanılmaktadır. Aziz Yahya'nın ölümünden üç yüz yıl sonra 4. yüzyılda, mezarın üzerine küçük bir şapel inşa edilmiştir. Aziz Yahya Kilisesi, İmparator Justinianus döneminde (MS 527-565) ise mucizevi bir bazilikaya dönüştürülmüştür.

Yahya veya Havari Yahya, Dördüncü İncil ve Vahiy kitaplarının yazarıdır. Hristiyanlığın yayılmasının ardından Efes halkı 7. yüzyıldan sonra Ayasuluk'a geri dönmüş, Aziz Yahya Bazilikası ise Efes'teki eski piskoposluk kilisesinin yerini almıştır.

11

Meryem Ana Evi

Selçuk'a 9 km uzaklıktaki Meryem Ana Evi, Bülbül Dağı'nda yer almaktadır. Yahya'nın Meryem Ana'yı Efes'e, İsa'nın ölümünden 4-6 yıl sonra getirdiği bilinmektedir. 1891 yılında Lazarist papazlar, Alman rahibe A. Katherina Emerich'in rüyası üzerine Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği evin araştırmalar sonunda burası olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu olay Hristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olmuş ve din alemine ışık tutmuştur. Haç planlı ve kubbeli olan bu yapı daha sonra restore edilmiştir. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde, Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra her yıl ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.

12

Çeşme Yarımadası

Kumlu plajlar ve turkuaz sularla çevrili Çeşme yarımadası, her yaz plaj tutkunlarını, sörfçüleri ve yat tutkunlarını kendine çekmektedir. İzmir’in Ege kıyısı, 101 kilometresi doğal plaj olan 629 km uzunluğundaki bir şeride ev sahipliği yapmaktadır. İzmir, su kalitesi, çevre yönetimi ve güvenlik konularında yüksek standartları güvence altına alan Mavi Bayrak Programında yer alan 52 plaja sahiptir. Çeşme ve Kuşadası arasındaki rota, yat turizminin yoğun olduğu bir bölgedir. Alaçatı kasabasının güneyinde yan yana uzanan küçük koylar ile Seferihisar-Teos Marina yat ve sörf severler için bir cennettir.

13

Seferihisar – Sığacık

Türkiye'nin ilk “cittaslow” şehirlerinden biri olan Seferihisar, doğanın ve şehir hayatının mükemmel bir karışımıdır. İyi korunmuş antik Greko-Roma kenti Teos'a ve hala hayatta olan orta çağ liman-kalesi Sığacık'a yürüme mesafesinde bulunan Seferihisar, tarihi bir ortamda çeşitli aktiviteler sunar ziyaretçilerine...

14

Allianoi Antik Kenti

Dünyanın ayakta kalan en büyük ılıcası ve antik kenti Allianoi, Helenistik Çağ'dan (MÖ 2. yüzyıl) sonra, Bergama'nın 18 kilometre kuzeydoğusunda kurulmuştur. Yüzyılda büyük ilerleme kaydeden Allianoi, "Sağlık Tanrısı Asklepios" un anavatanı olarak bilinmektedir. Asklepion, antik dünyadaki hastalara şifa sözü veren tıp ve tıp biliminin tanrısı olarak bilinmektedir. Apollon, oğlu Asklepion'u yarı at yarı insan olan Chiron'a emanet etmiştir. Chiron ona okumayı, yazmayı ve hastalıkları tedavi etmek için kullanılan ilaçların formüllerini öğretmiştir. Asklepius'un itibarı kısa sürede yayılmıştır. Efsaneye göre Asklepius’un ölüleri dirilttiği de söylenmektedir. Zeus, buna kızdığı için, Asklepios'u öldürmüştür. Eski insanlar, Asklepios adını yaşatmak için aynı isimde sağlık merkezleri inşa etmiştir. Allianoi da onlardan biridir. Yerden 45 C derece kükürtlü suyun çıktığı şifa merkezi Allianoi, bu özelliği ile dünyanın en büyük dört sağlık merkezinden biridir.

15

Foça 

Phocaea Antik Kenti'nin bulunduğu yerde konumlanan Foça'nın Fransa'daki Marsilya kentini,  Korsika'daki Attalia ve Katalonya'daki Ampurias'ı kuran kişiler tarafından kurulduğu söylenir. M.Ö. 600 yılı civarında Foça halkı binalarını, tapınaklarını ve gemilerini ahşap yavru horoz heykelleriyle süslemiştir. Bir efsaneye göre böyle bir heykel hala kasabanın bir yerinde saklanmaktadır.

16

Çeşme

Özellikle İzmirliler arasında oldukça popüler bir sayfiye yeri olan Çeşme, 16. yüzyıldan kalma bir kale ve eski bir kervansaray gibi tarihi yerleri barındırmaktadır. Çeşme beyaz kumlu plajlar, zarif inşa edilmiş evler, birkaç büyük otel, mükemmel deniz ürünleri ve Türk lezzetlerini sunan bir dizi restoranla kaplı bir yol boyunca miskin bir şekilde uzanmaktadır. 

Çeşme plaj tatilinin yanı sıra kaplıca tedavisi amacıyla da ziyaret edilmektedir. Bölgede konaklama için çok sayıda otel seçeneği bulunmaktadır. Kendi kaplıcalarına sahip olan bazı oteller, bölgenin doğal maden sularından yararlanmaktadır. Ilıca, aynı adı taşıyan beyaz kumlu plajı ile yüksek oranda sodyum klorür, magnezyum sülfat ve kalsiyum bikarbonat içeren bu kaplıcaların en ünlüsüdür. Ilıca Kaplıcalarında su altı masajı, elektroterapi ve diğer terapi türlerinin yanı sıra sıcak mineral havuzları ve banyolar da sunulmaktadır.

17

Alaçatı 

İzmir'e araçla yaklaşık bir saat uzaklıktadır. Alaçatı, el değmemiş plajları ve otantik Ege cazibesi ile son yıllarda Türkiye'nin en popüler yazlık destinasyonlarından biri olmuştur. Kendine özgü taş evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Alaçatı; gezerek, alışveriş yaparak ve yerel lezzetleri deneyerek keyifli saatler geçirebileceğiniz harika bir günübirlik gezi destinasyonudur. Tatil beldesi, başta Nisan ayında düzenlenen ve bölgenin zengin bitki kültürünü tanıtan Alaçatı Ot Festivali olmak üzere birçok yemek etkinliğine ev sahipliği yapmaktadır. Alaçatı, rüzgârlı havası nedeniyle rüzgâr sörfü ve kitesurf için de önemli bir merkezdir. Bir kısmı kafelere dönüştürülmüş yel değirmenlerinin tepeleri süslediği Alaçatı, tipik bir Ege kasabasıdır.

18

Pergamum (Pergamon) Antik Kenti 

İzmir'den bir saat uzaklıkta bulunan Pergamum Antik Kenti, 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Pergamum geçmişte pek çok işgale ve yıkıma maruz kalmasına rağmen, stratejik konumu nedeniyle sürekli yeniden inşa edilen ve tarih sahnesinde varlığını sürdüren bir yerleşim yeridir. Pers egemenliğinden sonra Büyük İskender tarafından fethedilen Pergamum'un altın çağı, Pergamum Krallığı'nın başkenti olduğu M.Ö. 2. yüzyılda olmuştur. Pergamum, Anadolu'nun en büyük kütüphanesi ve yetenekli sanatçılar tarafından oyulan muhteşem heykelleri ile uzun yıllar sağlık, kültür ve sanat merkezi olarak bilinmiştir.  Pergamene Akropolü'nün tabanında bulunan Asklepion, M.Ö. 4. yüzyılda Şifa Tanrısı Asklepius'un onuruna inşa edilmiş bir şifa kompleksi olarak öne çıkmaktadır. Burası gelişmiş mimari düzeni ve uygulanan tedavi yöntemleri ile Batı Anadolu'nun en önemli şifa merkezi unvanını kazanmıştır.

19

Selçuk, Efes Antik Kenti ve çevresi

İzmir ziyaretinizde Selçuk'taki Efes Antik Kenti'ni ziyaret etmezseniz çok şey kaçırdınız demektir. İzmir'e 75 km uzaklıkta bulunan Efes, Türkiye'nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biridir. Efes'in ilk buluntuları 8 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Ancak Ayasuluk Tepesi'nin eteklerinde kurulan kent, 10. yüzyılda kurulmuş ve bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Bir zamanlar dünyanın en büyük şehri olarak Roma'ya rakip olan bu canlı şehrin, 250 binden fazla insana ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı günümüzde Selçuk'ta yer almaktadır. Bugün Selçuk ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Efes ve çevresi, dünyanın her yerinden ziyaretçi çekmektedir. Açıkça işaretlenmiş yollara ve işaretlere sahip olan şehri, yürüyerek keşfedebilirsiniz.

20

Meryem Ana Evi

Hristiyanlar, Meryem Ana'nın İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra, elçisi Yahya (Yuhanna) ile Selçuk'a gelip hayatının son yıllarını burada geçirdiğine inanırlar. Bu nedenle Meryem Ana Evi kutsal hac yerlerinden biri olarak kabul edilir. Ev, 1967'de Papa 6. Paul ve 1979'da Papa John Paul II tarafından ziyaret edilmiş, bu durum da Meryem Ana'nın Efes'te yaşayıp öldüğü inancını güçlendirmiştir. Meryem Ana'nın imajına sadece Hristiyanlar tarafından değil Müslümanlar tarafından da saygı duyduğu için bu alan, hacılar için bir destinasyon haline gelmiştir. Her 15 Ağustos'ta özel bir ayin düzenlenmekte ve sayısız kişi bu tarihlerde Meryem Ana Evi'ni ziyaret etmektedir.

21

Ayasuluk Kalesi 

Ayasuluk Kalesi, Efes'in ilk yerleşim yeri olan Selçuk'ta, Ayasuluk Tepesi üzerinde yer almaktadır. Kale, Selçuk'a hâkim manzarasıyla da ünlüdür. Kalenin ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemektedir. Günümüzde görülen surlar Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerine aittir. Taş, tuğla ve alçıdan yapılmış duvarlar, 15 kule ile desteklenmektedir. Kalede, taş döşeli sokaklar, çeşitli büyüklükteki sarnıçlar, cami ve en yüksek noktada ise bir kilisenin kalıntıları bulunmaktadır.

22

Şirince Köyü 

İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunan Şirince, Türkiye'nin en ünlü köylerinden biridir. Şirince, ismini, doğası, sokakları, evleri ve insanlarından almaktadır. Köy, Selçuk'a yaklaşık 10 km, İzmir'e ise 83 km'dir. Şarapları ve taş villalarıyla ünlü olan ve ünü ülke sınırlarını aşan Şirince'yi siz de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bu evlerin çoğu yeni sakinleri tarafından özenle restore edildiğinden, 19. yüzyıl mimarisi iyi şekilde korunmuştur. Bu evler günümüzde ziyaretçilerini küçük pansiyonlar, restoranlar, kafeler veya dükkanlar olarak ağırlamaktadır. Köy tematik eğitim, matematik, sanat ve tiyatro imkanları ile kültürel karakterini korumaktadır. Şirince'de ilgi duyulan yerlerden biri de köyün merkezindeki çarşıdır. Yöre kadınlarının ürettiği el işlerini de satın alabileceğiniz çarşıda sabundan zeytinyağına kadar pek çok ürün satılmaktadır.

23

Ildırı/Antik Erythrai

Erythrai Antik Kenti, Çeşme'nin kuzeydoğusunda, Ege Denizi'nin doğu kıyısında yer alan önemli bir İyon kentiydi. Eskiden Cyssus olarak bilinen Çeşme ise Erythrai'nin liman şehriydi. Şimdi Ildırı olarak bilinen alan, Çeşme merkezine 22 kilometre uzaktadır. Tunç Çağı'na kadar uzanan bu şehrin adını toprağının kırmızı renginden aldığına inanılmaktadır. Ticaretin öne çıktığı bu kasabanın, bir zamanlar ürettiği ve ihraç ettiği öğütme taşları ile de ünlü olduğu bilinmektedir. Bu alandaki kazılara 1964 yılında Prof. Ekrem Akurgal tarafından başlanmıştır. Bu kazılarda keşfedilen ve tarihi M.Ö. 3. yüzyıla dayanan tiyatro, yamaca oyulmuştur. Güneydeki su kemerleri ise Doğu Roma (Bizans) dönemine tarihlenmektedir. Yapılan kazılarda M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen ve Pausanias tarafından bahsedilen Athena Tapınağı ortaya çıkarılmıştır. Tapınak M.Ö. 540 yılında hasar görmüştür. M.Ö. 530 yılları civarında ise yenilendiği bilinmektedir. Helenistik ve Roma dönemlerinden kalma villaların ve yerleşim duvarlarının kalıntıları hala görülebilmektedir.

Son zamanlarda Erythrai Antik Kenti'nde, arkeolojik sit alanı hakkında farkındalık yaratmak ve tarımcılığın canlandırılması amacıyla, Ağustos ayı sonunda Ildırı Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmektedir. Festival müzik şölenleri, tiyatroları, seminerleri ve atölyeleri ile her yaştan insanı kendine çekmektedir. Bu festivalde yöre halkının hiçbir teknik alet kullanmadan evlerinde yaptığı ürünler ve el sanatları sergilenerek satılmaktadır.

24

Ödemiş

İzmir'in güneydoğusunda, kuzeyde Bozdağ, güneyde Aydın dağları arasında uzanan verimli bir vadide yer alan Ödemiş, Küçük Menderes Nehri ile sulanmaktadır. Ödemiş, din turizminden yaylalara ve eko turizme kadar pek çok farklı turizmin yaşandığı ilçelerden biridir. İlçe; Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Ödemiş yöresel el sanatları, meşhur köfteleri ve rengarenk çarşıları ile Ege'nin geleneksel ve sıcak semtlerinden biridir. 

25

Birgi

Zengin kültürü ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken Birgi, merkeze 9 km uzaklıkta yer alır. Kültür ve inanç turizminin başkenti olarak bilinen Birgi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndedir. Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu Dönemi mimari ve kültürel özelliklerini yansıtan çok sayıda mezar, medrese, cami, çeşme, hamam, kütüphane, mescit ve konut gibi Birgi'nin ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin kalıntılarının yanı sıra, 18. yüzyıl ve sonraki yüzyıllara tarihlenen evler de hala bulunmaktadır. Birgi, 18. yüzyıla dayanan geleneksel konut dokusunun nadide örneklerinden birini sunar.

26

Pitane 

Pitane, Dikili ilçesinin güneyinde, Çandarlı Koyu'nun kuzey kıyısında yer almaktadır. Antik Pitane Kenti'nin ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmese de kentin tarihinin Helenistik döneme kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Günümüzde antik kentin izlerini görebileceğiniz herhangi bir kazı alanı veya kalıntı bulunmamaktadır. Bölgeyi görülmeye değer kılan Çandarlı Kalesi'dir.

27

Doğal Yaşam Parkı

Doğal yaşam alanlarında özgürce dolaşan sayısız farklı türün bulunduğu park, Avrupa'nın en büyük doğal yaşam parkıdır. Park, memelilerden kuşlara ve sürüngenlere kadar 128 türde 1048 hayvana ve Asya fili gibi nesli tükenmekte olan türlere ev sahipliği yapmaktadır. Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) üyesi olan Doğal Yaşam Parkı, özellikle çocuklar tarafından büyük ilgi görmektedir.

28

Kültürpark

Biraz temiz hava alabileceğiniz, kuşları dinleyebileceğiniz, özenle yetiştirilen ağaçlar ve bitki örtüsüyle çamlara dokunabileceğiniz huzurlu bir yerdir Kültürpark... Park bünyesinde Amerika'dan Sibirya'ya, Avrupa'dan Uzak Doğu'ya kadar dünyanın dört bir yanından getirilen 9 bin 500 ağaç bulunmaktadır.

29

Kemeraltı Çarşısı

Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda geçmişin izlerini günümüzün dokusuyla buluşturan İzmir'in hünerli ellerinden ürünler bulacaksınız. Bu ürünler bazen sizi geçmişe götürüp tarihi yaşatır, bazen de modern çağın yüzünü yansıtır. 

Osmanlı tarzı mimarisi ile şehrin en popüler hanlarından biri olan, Kemeraltı'nda Halim Ağa Çarşısı'nda bulunan, Kızlarağası Hanı'na uğramalısınız. Handa seramik, ahşap ve cam hediyelik eşyalar, yerel el sanatları ve nazar boncuğu, gümüş takılar ve antika ürünler satan dükkanlar bulunmaktadır. 

Tatilden buraya ait bir hatırayla dönmek isterseniz İzmir'de yapılan nazar boncukları harika bir seçenek olabilir. Renkli ve hoş görünümlü bir cam sanatı olan nazar boncuğu, sadece dekoratif bir ürün olarak değil, geçmişten günümüze farklı amaçlı kullanımı ile de dikkat çekmektedir. Korkulardan, sıkıntılardan ve negatif enerjiden kurtulmak için siz de nazar boncuklarına dokunmak isteyebilirsiniz.

30

Karagöl Tabiat Parkı

Karşıyaka İlçesi'ne bağlı Yamanlar Dağı üzerinde bulunan Karagöl Tabiat Parkı, Şehirden kaçmanızı sağlayacak bir yer. Karagöl, İzmir'in oksijen deposudur. Doğanın tüm cömertliği ve muhteşem İzmir Körfezi ile yolculuğunuzun sonunda Karagöl sizi yeşilin her tonunu yansıtan bir tablo gibi karşılar. Kendinizi adeta bir kartpostal karesinde hissedeceğiniz Karagöl, muhteşem bir doğa cennetidir. Yamanlar Dağı'nın güzelliğini keşfetme fırsatı sunan Karagöl'de ördeklerin zarifçe yüzmesini izlerken pikniğinizi de yapabilirsiniz.

31

Agamemnon Kaplıcaları

Homeros'un efsanelerinde ve coğrafyacı Strabo'nun eserleri tarafından aktarılan "Agamemnon Kaplıcaları", antik çağlardan günümüze kadar bir tedavi merkezi olarak kullanılmıştır. Büyük İskender'in yaralı askerlerinin tedavi gördüğü kaplıcaların o dönemlerde de çok popüler olduğu bilinmektedir. Bu bölge günümüzde "Balçova Kaplıcaları" olarak anılmakta ve termal sular, çamur banyoları ve içme suyu kaynağı sunmaktadır. Konaklama imkânı da olan Balçova Kaplıcalarının tedavi için faydalı olduğu düşünülmektedir. Balçova Kaplıcalarının tedavi edici suları sodyum klorür (tuz) içermektedir.

32

Karaburun

Doğal güzellikleri, şifalı otları, gelenekleri ve huzurlu yaşam felsefesiyle Karaburun, İzmir'in öne çıkan turizm destinasyonlarından biridir. İl merkezine 100 km uzaklıkta bulunan ilçeye, Çeşme karayolu ile rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Karaburun yeryüzünün eşsiz yerlerinden biridir. Mimas olarak da bilinen Karaburun Yarımadası; sadece binlerce yıllık geçmişiyle değil, temiz denizi ve plajlarıyla da görülmesi gereken bir destinasyondur. Güzel koyları, berrak denizi ve doğal plajlarına rağmen Karaburun, dinginliğini koruyan ender yerlerden biridir. Karaburun'da denizin tadını çıkarabileceğiniz birbirinden güzel plajlar bulunmaktadır.

33

Urla

Urla, İzmir şehir merkezinden yaklaşık 38 km mesafede bulunan büyüleyici bir sahil kasabasıdır. Kazılar, Urla İskele'de bulunan Limantepe Höyüğünün M.Ö. 4000 yılına dayandığını göstermektedir. İzmir Körfezi'nin güney kıyısındaki 12 İon kentinden biri olan Klazomenai Antik Kenti; bugünkü Urla'da, körfezde ve komşu küçük adalar çevresindeki deniz trafiğini kontrol etmek için önemli bir konumda bulunuyordu. Buradaki diğer büyük sanayi kolu ise zeytinyağı üretimidir. Arkeologlar, M.Ö. 6. yüzyıldan kalma bir zeytin presinin kalıntılarını bulmuştur. Kömürleşmiş zeytin tohumları, karıştırılan zeytinyağını ayırmak için pişmiş toprak (terrakota) kaplar, zeytin meyvesinin içerdiği su ve işlemi kolaylaştırmak için kullanılan sıcak su, zeytin tanelerinin ezilmesine yardımcı olabilecek küçük el havanları veya öğütme taşları ortaya çıkarılmıştır. Urla, günümüzde olduğu gibi antik çağlarda da şarap üretimi ile tanınmaktadır. Yerel üzüm bağları Türkiye'nin en iyi şaraplarından bazılarını üretmektedir.

34

İzmir Köfte 

Yöresel lezzetlerden biri olan ve domates sosu, yeşil biber ve patates ile pişen İzmir köfte, ismini şehrin kendisinden almaktadır. Yerel esnaf restoranlarından birinde İzmir köftesini denemeden şehirden ayrılamayın deriz.

35

Yöresel otlar

Otlar, İzmir mutfağının önemli bir parçasıdır. Birçoğu yöreye özgü olduğu veya mutfağında otantik şekillerde kullanıldığı için yerliler tarafından isimlendirilmekte ve yerel isimleriyle bilinmektedir. Sarmaşık, ebegümeci, ısırgan otu, cibez, radika-karahindiba, Şevket-i Bostan, deniz börülcesi, hardal otu, kenger, kuzu kulağı, yaban enginarı ve Arapsaçı İzmir'in en çok tüketilen bitkilerinden sadece birkaçıdır. Bu otlar çoğunlukla haşlanır veya sotelenir, zeytinyağı ve limonla soslanır ve salata olarak sofralardaki yerini alır.

Şevket-i Bostan 

Şevket-i Bostan, İzmir mutfağında yaygın olarak kullanılan yöresel bir bitkidir. Kök kısmı tamamen yenilebilir bir bitki türüdür. Şevket-i bostan 1500'lerden beri bitki uzmanları tarafından alternatif bitki tedavileri için kullanılmaktadır. Zeytinyağlı salata gibi soğuk olarak tüketilebilen veya kuzu eti parçalarıyla pişirilebilen bu bitkide magnezyum, kalsiyum ve demir mineralleri oldukça zengindir.

36

Arapsaçı

Yabani rezene olarak da bilinen Arapsaçı hem yemeklerde hem de tıbbi amaçla yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Yapısal olarak dereotuna benzeyen Arapsaçı, anasondan daha az keskin bir tada sahiptir. Zeytinyağlı salatalarda veya kuzu etiyle pişirilerek kullanılabilir.

37

Enginar 

Sayısız faydası nedeniyle sıklıkla sağlık iksiri olarak anılan enginar, ilkbahar aylarında bol miktarda bulunur. Enginar bakla ile harmanlanabilir ve dereotu ile tatlandırılabilir. Genellikle zeytinyağlı yapılır. Enginar dolması ve salatası ise enginar ile yapılan diğer seçeneklerdir. Her yıl Urla'da adına 2 festival düzenlenen enginar, İzmir'de mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden biridir.

38

Lokma 

Lokma, şehri gezerken karşınıza çıkacak mobil (Arabalı) mutfaklarda yapılan küçük, yuvarlak ve şerbetli bir kızartmadır. Özellikle şerbetli tatlıları sevenlerin kaçırmaması gereken bir lezzettir. Kızgın yağda kızartılan hamur topları, bol şerbetle dinlendirildikten sonra tarçın ile servis edilir ve genellikle ücretsiz (hayır) olarak dağıtılır. Bu tatlıyı yemek isterseniz Basmane'de, Anafartalar Caddesi'nde veya Karşıyaka sahilinde bulunan lokmacıları ziyaret edebilirsiniz.

39

İzmir tulum peyniri

İzmir tulum peyniri, İzmir'e özgü bir tür peynirdir. İzmir'in yanı sıra Aydın, Balıkesir, Denizli, Manisa ve Muğla'da da üretilir. Deri tulumda kuru ve tenekede salamuralı olmak üzere iki farklı türü vardır. İzmir tulum peynirinin tenekede yapılan çeşidinde inek sütü, keçi sütü ve koyun sütü kullanılır. Peynir tenekeye yerleştirildikten sonra kuru tuz ve salamura eklenir. Salamura olarak peynir altı suyundan yararlanılır. İzmir deri tulum peynirinde ise salamura yerine su kullanılır.Bergama tulum peyniri tam yağlı koyun sütü kullanılarak yapılır.

40

Kabak Çiçeği

Mezelerle ile donatılmış Ege sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan kabak çiçeği dolması, adından da anlaşılacağı gibi taze toplanmış kabak çiçeklerinden yapılır. Girit mutfağının tipik bir yemeği olan kabak dolması, hafif bir yemek olması nedeniyle Ege mutfağında sıkça tercih edilmektedir.

41

Pırasa Kroket

Şehrin Yahudilerinin İzmir mutfağına bir mirası olan bu yemekte, pırasa önce kaynatılır sonra da et ve ekmekle kızartılarak yapılır.

42

Mastika tatlısı (Sakızlı muhallebi) 

Sakız ağacının (Pistacchia terebinthus) damla sakızı ile hazırlanan bu tatlı, sizi önce kokusuyla büyüleyecek! Siz de bu tatlıyı yemek isterseniz, rotanızı Çeşme'ye çevirmelisiniz. Çeşme'nin bir diğer özel lezzeti ise nefis bir kokusu olan sakızlı dondurmasıdır. Sakızlı dondurmayı yazın serinlemek için yiyebileceğiniz diğer tatlılarla birlikte de tüketebilirsiniz. Mordoğan'a gittiğinizde tatmanız gereken tatlılardan biri de sakızlı un kurabiyesidir. Bu çıtır çıtır taze kurabiyeler çayın yanına fazlasıyla yakışmaktadır.

43

Şambali

Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nı gezerken tatlı bir mola vermek isterseniz irmik, şeker ve sütten yapılan, tarçın ve kaymakla servis edilen şambaliyi deneyebilirsiniz.

44

Samsade

Seferihisar'ın geleneksel lezzetlerinden biri olan mandalinadan yapılan samsadeyi tatmak istiyorsanız gideceğiniz ilk yer, Pazar günleri Kale Han'da kurulan Kadın Ürünleri Pazarı olmalı. Eğer pazarı ziyaret ederseniz, başka ürünler de alabilirsiniz. Tire'nin meşhur lor peyniri üzerine sürülen karadut reçeli ile servis edilen bu tatlıya bayılacaksınız.

45

Şerbetler

Günün herhangi bir öğünü veya başka bir zamanında içebileceğiniz şerbetler, İzmir'in neredeyse unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri arasında yer almaktadır. En meşhur çeşitleri tarçınlı badem şerbeti, üzüm şerbeti, Sefarad Yahudilerinin sübyesi (kavun tohumlarından yapılan bir içecek), demirhindi, kızılcık ve karadut şerbetidir. Buz gibi karadut şerbeti içmek için Tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki dükkanlara, üzüm şerbeti içinse Kızlarağası Hanı çevresindeki kafelere gidebilirsiniz. Limonata ise yaz aylarında bir diğer ferahlatıcı alternatifidir.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.