HT Gastro
Seyahat

Japonya'yı yeniden keşfedin

Ziyaretçiler Japonya'ya hep çok uzaklardan geliyor, Japon mutfağının tadına bakıyor, dağların huzurunda sükunet buluyor, şehirlerin ihtişamına kapılıyorlar.

Giriş: 15.08.2023 - 18:11 Güncelleme: 31.03.2024 - 14:29
Haberler Gastro Seyahat Japonya’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler

Peki ne bekliyorsunuz o zaman? İşte kendine özgü Japonya’yı yeninden keşfetmek ya da belki de ilk kez görmek için mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler...

1

İzu Panorama Parkı’nda Fuji Dağını seyredin

Fuji Dağını ve çevresini en iyi şekilde keşfetmek için İzu Panorama Parkına çıkan gondola binin. Burada geyşalarla tanışabilir, özel bir terasın konforunda, üzerinizde battaniyeler ve elinde macha çaylarla garsonlar eşliğinde ağzınızı açık bırakacak manzaralarda kaybolabilirsiniz. Kesinlikle Japonya gezinizin en unutulmaz anlarından biri olacak.

2

Shuzenji’de geleneksel bir Ryokan’da kalın

Tablo gibi Shuzenji kentindeki Arai Ryokan, onsen’leriyle (kaplıca banyoları), pek de bilindik bir turist bölgesi sayılmaz; ziyaret için biraz ücra bir nokta sayılabilir. Bambularla çevrili yürüyüş yolları, kaplıca spaları ve kent boyunca sakin sakin akan nehri ile Shuzenji sakinleşme peşinde olanlar için bir cennet adeta. Ryokan’larda ülkeye özgü yemeklerden oluşan ziyafetler veriliyor ve yolun hemen aşağısında bir wasabi çiftliği var; yani dünyanın en iyi ürünlerini deneyebilme fırsatı var burada.

3

Yokohoma’da Koganecho sanatını keşfedin

Yokohoma şehir merkezindeki Koganecho sanat bölgesi, sanat severler açısından kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yer. Tren raylarının altındaki bölge eskiden bir çeteye aitmiş; iki katlı, teraslı evler ise, çok da uzak olmayan bir geçmişte kadınların girişte kendi reklamlarını yaptıkları, ödeme yapan müşterileri üst kata çıkardıkları bir genelevmiş. Bu alışılmışın dışındaki binalar son yıllarda sanat atölyelerine dönüştürülmüş; burada dünyanın dört bir yanından gelen yaratıcı zihinler zanaatlarını yapıyor. Merkezde düzenli olarak sergiler yürütülüyor; ancak herhangi bir sergiye denk gelmeseniz de civarı gezebilir, dükkanları keşfedebilir ve hatta sanatçılarla sohbet edebilirsiniz.

4

Gizli cevher İne’yi bulun

Su kenarında bir köy olan İne’nin güzelliğini anlatmaya yetecek bir kelime yok. Bu gizli cevherden haberdar olan Japon sayısı bile oldukça sınırlı. Tokyo’da herhangi birine İne köyünü sorduğunuzda cevap alamıyorsunuz pek. İne köyü, UNESCO sit alanlarından birisi ve dünyanın dört bir yanındaki Michelin yıldızlı restoranlara tedarik edilen dünyaca ünlü kırmızı sake Mukai Shuzo’nun da anavatanı. Burada, su kenarındaki evlerden birinde birkaç gün kalmaya çalışın; evler bütçe dostu olanlardan ultra pahalı olanlara kadar oldukça çeşitli. Bu şekilde kendinizi tamamen rahatlatabilir, biraz yavaşlayabilir ve baş döndüren bu doğal güzelliğin keyfine varabilirsiniz. Köyde birkaç adet harika kafe ve restoran bulunuyor; Tango Yarımadası da günlük geziler için ideal uzaklıkta.

5

Tokyo’yu Shibuya Sky’dan görmeyi deneyin

Nefesinizin kesilmesine hazırlayın kendinizi. Dünyanın en büyük şehrini, bir gökdelenin çatısından 360 derecelik görüşle izlemek, gerçek anlamda baş döndürücü. Göreceklerinizi kelimelere dökmenin bir yolu yok. Şehir, adeta sonsuzmuş gibi görünüyor; berrak bir günde ufukta Fuji Dağı’nı bile görmek mümkün. Skytree, Tokyo Kulesi ve Ajinomoto Stadyumu gibi ünlü kent simgelerini tespit etmeye çalışmak da ayrı bir eğlence. Başkent ziyaretçileri, bu deneyimi yaşamadan asla terk etmemeli şehri. Yukarı çıkan asansör bile heyecan verici; kendinizi bir roketle uzaya fırlatılıyormuş gibi hissediyorsunuz. Bina ziyarete 2019 yılında açıldığından – yani pandemiden hemen önce – birçok ziyaretçi şehri bu yükseklikten izleme fırsatı bulamadı hiç. Şehri bambaşka bir pencereden deneyimlemenin en yeni yolu yani.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.