İngiltere’den önce zorunlu Balkan molası: Arnavutluk

İngiltere’nin korona önlemleri kapsamında uyguladığı “trafik ışıkları” prosedürüne göre Türkiye’yi kırmızı listeye alması, İngiltere’de yaşayan pek çok Türk vatandaşın eve dönüş rotasını değiştirdi. Buna göre kırmızı listeden İngiltere’ye gidenlerin 11 gün zorunlu olarak otel karantinasında kalması gerekiyor. Üstelik bunun bedeli de 2 bin 250 sterlin.

Hal böyle olunca İngiltere’de oturma izniyle yaşayan Türk vatandaşları da bu uygulamadan muaf olabilmek için 11 günü yeşil veya sarı listedeki ülkelerden birinde geçiriyor. Sarı listede yer alan Arnavutluk diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha ekonomik olması, Schengen gerektirmemesi ve Türkiye’den sık uçuş olması gibi nedenlerle tercih sebebi oldu. Üstelik güneşli, temiz havası ve hem Adriyatik hem Ege kıyılarındaki plajlarıyla yağmurlu İngiltere’ye geçişten önce kısa bir tatil imkanı da sağlıyor.

Biz de Arnavutluk’a adeta akın eden Türklere bir nevi “zorunlu seçmeli” olan Arnavutluk molalarını sorduk. En kısa zamanda yeniden geleceğini söyleyen, hatta buraya yerleşmeyi bile düşünenler olduğu gibi neredeyse hukuki düzeyde sorun yaşayanlar bile var.

“Daha az masraf yaparak daha özgürce hareket ettik”

Karantina sürecini Arnavutluk’ta geçirmeyi tercih eden Burcu Emran, “Otel karantinasında günde iki kez yarım saatlik mola imkanı olduğunu duyduk, onda da yanında görevliler oluyor, hem de otellerin yemek ve temizlik servisleri iyi değil diye haberler yayılınca ve yanımda çocuğum da olduğu için ister istemez başka seçenek aradım. Üstelik de bu 11 günlük katı bir

otel karantinası için yaklaşık 2 bin 300 sterlin ödemem gerekiyordu. Biz de daha az masraf yaparak daha özgürce hareket etmeyi tercih ettik” diyor. Arnavutluk’ta halkın yaklaşımını çok sıcak bulduğunu belirten Emran, çocuğuyla birlikte şehirde güzel vakit geçirdiklerini ve farklı lezzetler keşfettiklerini anlatıyor. Emran Tiran’ı o kadar beğenmiş ki seneye yaz tatili için Arnavutluk'un güney sahillerine gitmeyi düşünüyor.

“Ev sahibimiz çocuklara bakıp bize kek getirdi”

Darlington’da yaşayan biyolog Gülşah Tosun, vizesiz olması, Londra’ya direkt uçuş olması sebebiyle ve bu süreci az da olsa tatile çevirmek için Tiran’ı seçtiklerini söylüyor. İki çocuğu ve eşiyle 10 gün Tiran’da kalan Tosun, genel olarak çok memnun kaldığını, özellikle yeme içme konusunda eşsiz bir deneyim yaşadığını anlatıyor.

Arnavutluk’ta çok rahat ettiklerini vurgulayan Tosun “Tiran’dayken eşim çalışmaya devam ediyordu, ama biz çocuklarla sürekli dışarıda vakit geçirdik. Son gün, kaldığımız evin sahibi yanımıza kek ve meyvalarla geldi ve ‘Siz rahat rahat valizinizi hazırlayın, ben çocuklara bakarım’ dedi. Böylesi bir nezaket ve anlayış beklemiyorduk” diyor. “Arnavutluk’ta beni en çok zorlayan şey trafikteki kuralsızlık oldu, özellikle İngiltere’ye alıştıktan sonra burada bir bebek arabası ve bir çocukla karşıdan karşıya kıvrılarak geçmek çok stresliydi” diyen Tosun da Emran gibi ülkenin Ege kıyılarını ziyaret etme niyetinde.

EasyJet’in skandal kararlarıyla perişan oldular

İngiltere’nin “trafik ışıkları” karantinasından kurtulmak için başka bir Balkan ülkesini, Karadağ’ı tercih eden Elif İzbırak Yavuz ve ailesi ise kelimenin tam anlamıyla perişan oldu. Her şey güzel başladı çünkü dillere destan doğasıyla Karadağ’da 10 gün tatil yaptılar. 10 gün sonunda Karadağ’dan Londra’ya uçacaklardı. Fakat EasyJet, önce uçuş gününü değiştirdi, sonra teknik arıza sebebiyle yolcuları Karadağ’daki Tivat Havaalanı yerine Hırvatistan’ın başkenti Dubrovnik’ten Londra’ya uçmaya yönlendirdi. Oysa ki Hırvatistan AB üyesi olduğu için Schengen vizesi gerekecekti ama yolcuların çoğunun vizesi yoktu. 50’ye yakın yolcu, gecenin bir yarısı aç, susuz, kucaklarında çocuklarla saatlerce beklediikten sonra vizeleri olmadığı gerekçesiyle Tivat’a geri gönderildiler. Harap durumdaki bir otele yerleştirildiler. Ama bu sırada olan oldu ve Karadağ o gece kırmızı listeye girdi, onlar da sarı listede yer alan, Karadağ’ın komşusu Arnavutluk’u seçerek tüm sürece yeniden başladılar. Dubrovnik’ten kalkan uçağa binebilselerdi Karadağ kırmızı listeye girmeden İngiltere’ye varmış olacaklardı...

Çareyi Arnavutluk’ta buldular

Yavuz ailesi bu skandal nedeniyle Tiran’a bitap şekilde geldiler ve kaybettikleri günleri telafi etmeye çalıştılar. Arnavutluk’u nasıl bulduğunu sorduğumuz Yavuz, otelde kendilerini izole ettiklerine dikkat çekerek “Tiran’in en iyi otellerinden birinde kalmamıza rağmen Covid önlemleri yeterince sıkı değildi. Çalışanların çoğunda maske çenede, odaya temizlik için gelenler maskesiz, sokaklarda kimse maske takmıyor vs. Bir diger stres kaynagi da bu oldu, otel karantinasına girmeyeceğiz diye gayret ederken bu sefer de Arnavutluk’taki önlemsizlikler sonucu covid olmaktan korktuk. Oldukça kısıtlı bir alanda genelde açık havada süremizi tamamlamaya çalıştık” diyor. Yazılım sektöründe çalışan ve Londra’da yaşayan Yavuz ve onun durumundaki diğer Türkler şimdi EasyJet’in, en azından skandalın maddi boyutunu telafi etmesi için süreci başlattılar.

Şimdiden Arnavutluk planlarını yapmış

Londra’da ilaç endüstrisinde çalışan ve şu an Türkiye’de bulunan Zeynep Yardımcı da Türkiye kırmızı listeden çıkmazsa diye bir ay önceden Arnavutluk planlarını yapmış. Bu vesileyle Arnavutluk’ta yaşayan arkadaşlarıyla da görüşeceğini belirten Yardımcı,

“Sosyalleşebilmek ve güzel vakit geçirmek için Arnavutluk’u tercih ediyorum. Beklentim de sorunsuz bir internet, çok soğuk olmayan bir hava ve fazla pahalı olmasın yeter" diyor. Kendisini mağdur olarak görüp görmediğini soruyoruz, “Fazlasıyla. Ailemi ve arkadaşlarımı ziyaret etmekten, özlem gidermekten başka bir amacım yok. Göçmenler için ülkelerini ziyaret

etmek bir ihtiyaç. Uçuşlar iptal edildiği için ücreti artmış uçak biletleri almak, PCR testlerine servet dökmenin yanı sıra 10 gün boyunca başka bir ülkede zorunlu olarak konaklamak ve bunun maddi yükünü de hesaplamak zorundayım” diye konuşuyor.

İngiltere’nin trafik ışıkları prosedürü devam ediyor. Türkiye kırmızı listede ve Arnavutluk da sarı listede kalmaya devam ettikçe Tiran sokakları daha da kalabalıklaşacak gibi görünüyor.