HT Gastro
Seyahat

Modern dünyanın 7 harikası

7 harika deyimi, antik zamanlara ait insan yapımı dev yapılara verilmiştir.

Giriş: 27.08.2021 - 15:56 Güncelleme: 10.12.2022 - 05:27
Haberler Gastro Seyahat Modern dünyanın 7 harikası

Bu 7 harikadan bugün sadece Giza Piramitleri sağlam kaldı ve Babil’in Asma Bahçeleri, İskenderiye Feneri, Artemis Tapınağı, Rodos Heykeli’nin de aralarında bulunduğu diğer 6’sı, zamana ve coğrafi koşullara karşı ayakta duramadı.

Modern dünya ise bu antik zamanların ardından gelen uygarlıklarla başlıyor, bugünün modern dünyasının başlangıcını temsil ediyor. Roma İmparatorluğu, Hindistan ve Çin uygarlıkları, İnkalar gibi dev kültürler, ölümsüzlüklerini geride bıraktıkları yapılarla ilan ettiler.

2007 yılında İsviçre’de bir organizasyon, antik dünyanın 7 harikasına modern dünyanın 7 harikasını eklemek için harekete geçti. Yapılan oylama ile insanlık, kendi tarihinin modern dönemine ait 7 olağanüstü yapıyı seçti.

Hepsi ayakta, zaman ve coğrafyanın bıraktığı izleri taşıyorlar.

1
 Kolezyum

Kolezyum

Roma’nın merkezinde yükselen Kolezyum’un asıl adı Flavian Amfi Tiyatrosu’dur. Çimento ve kumdan inşa edilen bu yapı, tarihteki en büyük amfitiyatro. MS 72’de Roma İmparatoru Vespasian döneminde başlayan inşaat, MS 80’de İmparator Titus tarafından tamamlandı.

Dönemin Roma’sında Kolezyum halkın bir araya geldiği bir merkezdi. Tahminlere göre 80 bin kişiye ulaşabilen kapasitesi ile imparatorluğun en büyük toplanma alanıydı. Kolezyum’da gladyatör oyunları düzenleniyor, halka eski savaşların canlandırmaları ile imparatorluğun muhteşem tarihi anlatılıyordu. İdamlar, hayvan avları düzenleniyordu.

Hristiyanlığın kabulünden sonra Kolezyum’daki şiddet gösterileri sona erdi, yapı ekonomik ve dini amaçlarla kullanıldı. Atölyeler, taş ocakları, pazar yeri olarak imparatorluk yıkıldıktan sonra bile kullanılmaya devam edildi. Bugün hala Papa tarafından her kutsal Cuma günü Kolezyum çevresinde Haç Yolu alayları düzenleniyor.

Kolezyum’un Flavian Hanedanlığı döneminde inşa edildiği için Flavian Amfi Tiyatrosu olan gerçek adı da zaman içerisinde değişti. Roma ve Mısır gibi büyük uygarlıkların tarihleri boyunca başa geçen hükümdarların tarihi yapılara isimlerini ve imzalarını bırakarak geçmişe kendi isimlerini yazmaları son derece sık görülür.

Kolezyum’un adı ile ilgili iki hikaye bulunuyor. Bunlardan biri Flavianların ardından tahta geçen Sezar’a atfen yapının adının Caesareum olduğu, bu ismin zaman içerisinde Colosseum ve Colosseo (Kolezyum) haline geldiğidir.

İkinci hikaye ise İmparator Nero’nun amfi tiyatroya Colisæus adı verilen kendi dev heykelini inşa ettirmesinden geliyor. Nero heykeli 1000 yıllarında yıkıldı ve bugün sadece kaidesi duruyor. Hikayeye göre heykel yıkıldıktan sonra amfi tiyatro, heykelin adı olan Colisæus ile anılıyor ve sonradan Colosseo’ya dönüşüyor.

2
 Machu Picchu

Machu Picchu

And Dağları’nın Peru sınırları içinde kalan Urubamba eyaletindeki sırtlarında, deniz seviyesinden 2430 metre yükseğe inşa edilen Macchu Picchu, bir İnka kalesidir.

1438 ile 1472 yılları arasında, İnka hükümdarı Pachacuti tarafından inşa ettirildiği düşünülüyor. İnkalar Machu Picchu’yu yaklaşık 100 yıl kadar kullandılar ve İspanyol istilası sırasında terk ettiler. Yerel halkın çok iyi bildiği bu kale, konumu nedeniyle yerleşimciler tarafından bulunamadı ve bu sayede de hiçbir zarar görmeden yüzyıllar boyunca korundu. Zamanda yolculuğa çıkaran 29 antik kent

Machu Picchu, 1900’lerin başında, Amerikalı tarihçi Hiram Bingham tarafından keşfedildiğinde, “İnkaların Kayıp Şehri” olarak ilan edildi. İnka uygarlığına dair kalan çok sayıda antik yapı olsa da haklarında çok az bilgi bulunuyor. Machu Picchu da aslında bildiklerimizden çok bilmediklerimizle dolu akılara durgunluk veren bir yapı.

Cilalı kuru taş duvarlarla klasik İnka tarzında inşa edilen binaların yanı sıra Watana, Güneş Tapınağı ve 3 Pencere adında ana yapılar bulunuyor. Machu Picchu’nun neden bir dağın tepesine inşa edildiği ve nasıl yapıldığı ise bilinmiyor. Arkeologlara göre inşaat malzemeleri halatlarla tepeye çıkarılmış, ancak neden sorusuna dair en ufak bir ipucu yok.

3000 basamaktan oluşan Machu Picchu’nun iklim koşullarından etkilenmesini engelleyen ve hemen yanı başında uzanan Huayna Picchu zirvesine giden gizli bir geçit bulunuyor. Tüm keşiflerle gizemi derinleşen Machu Picchu’ya sınırlı sayıda kişinin girişine izin veriliyor.

3
 Kurtarıcı İsa Heykeli

Kurtarıcı İsa Heykeli

Polonya asıllı Fransız heykeltıraş Paul Landowski’nin tasarladığı Kurtarıcı İsa heykeli, Brezilyalı mühendis Heitor da Silva Costa ve Fransız mühendis Albert Caquot tarafından inşa edildi. Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrine bakan tepenin üzerinde yükselen 30 metrelik heykelin yüzünü ise Rumen sanatçı Gheorghe Leonida yaptı.

8 metrelik kaidenin üzerinde yükselen 30 metre uzunluğundaki heykelin kol açıklığı 28 metredir ve ağırlığı 1145 ton gelmektedir. Tijuca Ormanı Ulusal Parkı'ndaki 700 metrelik Corcovado dağının zirvesinden Rio şehrine bakan heykelin yapımına, Brezilya’nın bağımsızlığının 100. yılı şerefine 1922’de başlandı ve 12 Ekim 1931’de açıldı.

Sabun taşı ve beton kullanılarak inşa edilen heykel, Hristiyanlığın en önemli sembollerinden biri kabul ediliyor ve her yıl 1 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Dünyanın en güzel 51 yeri

4
 Petra

Petra

7 harikanın belki en az bilineni olan Petra, Ürdün’deki bir antik şehir. Nebatiler tarafından Raqmu adı verilen tarihi şehir, “insanlık tarihinin en büyük kültürel miraslarından biri” olarak kabul ediliyor. Rengi nedeniyle “Gül Şehri” olarak anılıyor.

Arabah’ın doğu kanadındaki dağlar arasındaki bir havzada bulunan şehir, Ölü Deniz’den Batı Körfezi’ne uzanan Jebel al-Madhbah (Hor) Dağı’nın yamacında yer alıyor.

Petra’yı olağanüstü yapan iki önemli özelliği var. Bunlardan biri şehrin kayaların içine inşa edilmiş olması diğeri ise çöl arazisinde su kanalları sistemi kullanılması.

MÖ 312’de Arap Nebatilerin başkenti olarak kurulan Petra, ticaret yollarının yakınlığı nedeniyle seçilmiş bir araziydi. Şehrin kurulmasının ardından ticaret kervanlarının uğrak yeri oldu ve kısa zamanda çok zengin bir kent haline geldi. Şehrin var olması ise suya bağlıydı, çorak çöl arazisinde su bulmak çok zorlu bir işti. Petra kentinde yaşayanlar, zamanının çok ötesinde bir mühendislik kullanarak su toplamak için sistemler geliştirdiler.

MS 106’da Romalılar tarafından işgal edilen Petra şehri 400’lerde yaşanan depremler sonrasında terk edildi. Arkeologların kazı ve araştırmalarının sürdüğü şehirde su kanallarının yapım tekniklerine dair çalışmalar sürüyor.

5
 Çin Seddi

Çin Seddi

Tarihin en uzun süre hüküm süren uygarlıklarından biri olan Çinliler tarafından MÖ 7 yüzyıl civarında inşa edilen Çin Seddi, insanlık tarihinin en büyük yapılarından biri.

Avrasya bozkırlarında, aralarında Büyük Hun İmparatorluğu, Türk boyları ve Moğolların da bulunduğu çok sayıda kavmin baskınlarını önlemek amacıyla yapılan bu savunma duvarları, antik Çin İmparatorluğu’nun kuzey sınırları boyunda doğudan batıya kadar uzanmaktadır.

Taş, tuğla ve sıkıştırılmış kum gibi malzemeler kullanılarak inşa edilen Çin Seddi, MÖ 7’de küçük ve kısa savunma duvarlarının birleştirilmesiyle yapıldı. İlk başlarda yığma taşlar olan bu duvarlar, zaman içinde birleştirildi ve yükseltildi. Yapının bugünkü haline gelmesi yaklaşık 500 yıl sürdü.

Çin İmparatorluğu’nun sınır kontrolü amacıyla kullandığı Çin Seddi, güvenlik ve ticaret için kullanıldı. Ulaşım ve göç yolu olduğu kadar vergilerin kontrolü de burada yapılıyordu. Gözetleme kuleleri, kışlalar, garnizonların yer aldığı duvarların içinde çok sayıda asker görev yapıyordu.

Çin Seddi, doğuda Dandong’dan batıda Lop Gölü’ne kadar uzanıyor. Farklı hanedan dönemlerinde yapılan duvarların farklı özellikleri bulunuyor. Çin Seddi’nin en büyük duvarı Ming, 2500 km uzunluğunda. Toplamda 8850 km olan duvarların yanı sıra daha eski yığma ve hendeklerle birlikte Çin Seddi’nin uzunluğu 21.196 km’ye ulaşmaktadır.

6
 Chichen Itza

Chichen Itza

Meksika’nın Yukatan bölgesinde bulunan Chichen Itza, Mezoamerikan dönemine ait basamaklı piramittir. Kukalcan Tapınağı olarak da adlandırılan bu yapının yerel ismi El Castillo’nun İspanyolca anlamı kale. Chichen Itza adı, bölgedeki arkeolojik kazı alanından gelmektedir.

Maya uygarlığı tarafından MS 9-12 yüzyılları arasında inşa edilen piramit, post-klasik dönemde Maya tanrısı Kukulcan için yapılan bir tapınaktır. Yucatec Maya Tüylü Yılan Tanrısı olarak bilinen Kukalcan, Meksika antik kültürlerinde önemli tanrılardan biriydi.

Piramidin üstünde bulunan tapınağa, dört taraftan merdivenlerle çıkılıyor. Kuzey korkuluğunun kenarlarında tüylü yılan heykelleri bulunuyor.

İlkbahar ve sonbahar ekinokslarında, öğleden sonra güneş, piramidin kuzeybatı köşesine vurur ve kuzeybatı korkuluğunda bir dizi üçgen gölge oluşarak piramitten aşağı tüylü yılan heykelinin sürünen bir yansıması ortaya çıkar.

Ayrıca piramidin dört tarafındaki basamakların sayısı 91’dir. Tüm basamakların sayısı toplanıp tepedeki platforma çıkan son adım da eklendiğinde 365 sayısına ulaşılır, tam 1 yıl.

Chichen Itza, 24 metre uzanan basamaklarla ve 6 metrelik tapınakla birlikte 30 metredir, tabanı ise 55,3 metredir.

7
 Taj Mahal

Taj Mahal

Farsça “Sarayların Tacı” anlamına gelen Taj Mahal, Hindistan’ın Agra şehrindeki Yamuna Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Fildişi beyaz mermer kullanılarak inşa edilen yapı bir türbedir.

Tac Mahal, 1632 yılında, Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından, en sevdiği karısı Mümtaz Mahal’in ölümü sonrasında mezar olarak inşa ettirildi. Tahminlere göre 10 yıldan uzun süren inşaat sırasında o günün parasıyla 32 milyon rupi harcandı, bu rakam bugün yaklaşık 827 milyon dolara tekabül ediyor.

42 dönümden oluşan arazi içinde cami, türbe ve misafirhaneler bulunuyor. Kompleksin çevresini üç tarafı mazgallı duvarlar çeviriyor ve içinde devasa çiçek bahçeleri yer alıyor. Şah Cihan tarafından projenin başına getirilen mimar Üstad Ahmad Lahauri’nin emrinde 20 binden fazla zanaatkar Taj Mahal’in yapımında çalıştı.

Nobel ödüllü yazar Rabindranath Tagore’nin “Zamanın yanaklarındaki gözyaşı damlası” diye tabir ettiği yapı, UNESCO tarafından “evrensel mimarinin başyapıtı” olarak kabul ediliyor. Taj Mahal yılda yaklaşık 8 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İşte haftanın kültür sanat ajandası
Bu hafta vizyona giren dikkat çeken filmlerinin başında Dublör (The Fall Guy) yer alıyor. Eğlenceli bir aksiyon filmi izleme fırsatı veren Dublör'de, dublörlüğe geri dönen ve bir yandan kayıp yıldızı aramaya koyulan Colt Seavers'ın hikâyesini anlatıyor. Bu haftanın bir diğer dikkat çeken filmi Rekabet (Challengers). Luca Guadagnino yönetmenliğindedeki filmde, tenisi bırakmak zorunda kalınca koçluk kariyerine başlayan ve bu süreçte kendisini bir aşk üçgeninin içerisinde bulan Tashi’nin hikayesini konu ediniyor. Yerli korku filmleri arasında ise, yönetmenliğini ve senaristliğini Erman Bostan’ın üstlendiği Cadı filmi öne çıkıyor. Bir diğer yerli korku filmi de Zah-Har "Cin Ahalisi". Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Küçük Don Kişot’un Maceraları (Giants of la Mancha), kasabasını korumaya çalışırken kendisini heyecan dolu bir maceranın içerisinde bulan bir çocuğun hikayesini konu ediniyor. Bu haftanın tiyatro oyunu ise yeni sahnelenmeye başlanan Kardeşlerimi Arıyorum oldu. 28 Nisan'a kadar devam edecek olan Artweeks İstanbul'da Türkiye'nin önde gelen sanat galerilerinin yanı sıra, kurumsal ve özel koleksiyonlarından, müze koleksiyonlarından eserler sanatseverlerle buluşuyor. Dünya Dans Günü kapsamında İBB Kültür tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri, 2 Mayıs Perşembe günü sona erecek. Haftanın kültür sanat ajandasını Haberturk.com Yazı İşleri Koordinatörü Kadir Kaymakçı, HT Mikrofon'da Helin Genç'e değerlendirdi.