HT Gastro
Seyahat

Antik Roma yolunda modern yolculuk: Via Egnatia

Roma döneminin kadim Via Egnatia yolunda modern bir road trip yapmaya ne dersiniz? İstanbul'da tarihi yarımadadan başlayan rota, Yunanistan ve Makedonya'dan geçerek Arnavutluk'un Adriyatik kıyısında son buluyor.

Giriş: 06.12.2023 - 05:22 Güncelleme: 06.12.2023 - 05:22
Haberler Gastro Seyahat Antik Roma yolunda modern yolculuk: Via Egnatia

Roma döneminden beri Adriyatik’i Boğazlar’a başka bir deyişle Avrupa’yı Küçük Asya’ya bağlayan tarihi yol: Via Egnatia.

Arnavutluk’un önemli liman şehri Durres’ten başlayan güzergah, 1120 kilometrelik mesafeyle Makedonya ve Yunanistan’ı dahil ederek Türkiye sınırlarına kadar geliyor, İstanbul’da tarihi yarımadada son buluyor. O gün askeri, ticari ve haberleşme amaçlarıyla inşa edilen yolun günümüzde alternatifi olsa da bugün Türkiye’den kalkıp Balkan komşulara karadan seyahat etmek isteyince, bu kadim yolun modern versiyonunu kullanabilirsiniz. Ancak pek çok Balkan ülkesi vize gerektirmese de bu tarihi rotada road trip yapmak isterseniz Yunanistan sınırlarını kapsadığı için Schengen vizesine ihtiyacınız olacak.

Yol yapmak iktidarın şanından

Perslerin Yunanistan’a gelirken olsun, Büyük İskender’in Hindistan’a uzanan seferi olsun, Roma’nın doğuya uzanan yayılma süreci olsun izlenen güzergah aşağı yukarı aynı. Doğudan başlayarak Mezopotamya, Küçük Asya, Trakya, Balkanlar ve Adriyatik… Ama malum, yol yapmak iktidarın şanından, hele ki Roma İmparatorluğu’ndan bahsediyorsak…

Anılan yollar eski olsa da Roma döneminde iptidai özelliğinden sıyrılarak sistematik bir askeri, ticari ve haberleşme yol ağı haline gelmiş. M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilen Via Egnatia, M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla birlikte, imparatorluğun yeni başkenti olan Konstantinopolis’i tarihi başkente yani Roma’ya bağlayan bir köprü konumuyla varolmuş. Savaş zamanı orduları, barış zamanı ekonomiyi ve haberleşmeyi gözeten imparatorluk, yol mühendisliğini önemsemiş, köprüler inşa etmiş, modern bakış açısıyla yollara mesafeyi gösteren mil taşları dikmiş. Bu coğrafya, Roma’dan sonra Osmanlı hakimiyetine girdiğinde bu yol, önemini korumuş, hatta Osmanlı’nın Avrupa’ya ilerleyişi sırasında rolü artmış, “Rumeli Sol Kol” olarak adlandırılmış.

“Sınır Aşırı Seri Dünya Mirası”

Güzergah, Osmanlı’nın 20. yüzyıl başlarında Balkanlar’dan çekilmesiyle artık bütün bir siyasi irade hakimiyetinde kalmak yerine bağımsız ülkelerin sınırları arasında paylaşılmış. Sırasıyla Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan ve Türkiye sınırlarında var olan Via Egnatia yolu “kültürel rota” özelliği taşıması vesilesi ve birden fazla ülkenin sınırlarının ötesine uzanması nedeniyle dünya kültür mirasını koruma çabasıyla hareket eden UNESCO’nun “Sınır Aşırı Seri Dünya Mirası” için güzel bir örnek oluşturuyor.

Peki bu güzergahta hangi duraklar var? Günümüzde ne durumdalar? Yollar çok iyi korunmamış olsa da, en azından bir kısmının bugüne dek ayakta kalabildiğini görmek mümkün. Adriyatik’ten başlarsak belli başlı durakları Durres, Elbasan, Ohri, Manastır, Selanik, Kavala, İpsala, Enez, Edirne, Marmara Ereğlisi, Silivri, Bakırköy ve son olarak tarihi yarımadadaki Milyon Taşı olarak sıralayabiliriz.

Sıfır noktası: Sultanahmet’teki Milyon Taşı

Bu rotayı takip ederek yolculuk yapmak mümkün mü? Orjinal yolların bir kısmı adını andığımız şehirlerde varlığını parça parça koruyor; gidip görmeniz, yürüyüş yapıp bisiklete binmeniz mümkün. Ancak araçla seyahat etmek için aynı güzergaha inşa edilen yeni ve modern otoyolları kullanabilirsiniz.

Via Egnatia, doğuda İstanbul, o günkü adıyla Konstantinopolis’in merkezi Sultanahmet’teki “Milyon Taşı”ndan başlıyor. Tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası olarak kabul edilen Milyon Taşı dünya üzerindeki diğer şehirlerin İstanbul’a mesafesini ölçerken sıfır noktası olarak kabul görüyor. Sultanahmet’i takiben Bakırköy, Silivri, Marmara Ereğlisi, Edirne, Enez ve son olarak sınırda İpsala durakları yer alıyor.

Kavala'da Via Egnatia yolu üzerine kurulu olan Phillippi arkeolojik alanı.
.

Adeta bir İzmir: Selanik

İpsala sınırında başlayan Egnatia Odos (Egnatia Yolu) adıyla bilinen A2 modern otoyolunu takip ederek Kavala ve Selanik gibi büyük şehirlerden geçeceksiniz. Kadim yolun en iyi korunan kısmının Kavala’da yer aldığı belirtiliyor. Osmanlı döneminin önemli şehirlerinden biri olan Kavala bugün küçük ve sevimli bir Yunan kasabası. Ne kadar tarih aşığı olursanız olun, Kavala kurabiyesi yemek, bu şehrin yapılacaklar listesinde ilk sırada yer alıyor. Yunanistan’ın kültür başkenti olarak bilinen Selanik, ülkenin ikinci büyük şehri. Selanik’i görenlerin, mimari unsurları, dokusu, sosyal ortamı ve her şeyiyle şehrin İzmir’e benzediğini söylediklerini duymuşsunuzdur. Haklılar. İzmir’e aşina olanlar burada evinde gibi hissedebilir. Şehrin en işlek caddelerinden biri de yine kadim yola atfen Egnatia Caddesi adını taşıyor.

Balkanlar’ın İncisi Ohri’de bir yüzme molası

Bir sonraki durak Makedonya’nın ikinci büyük şehri Manastır. Pek çok tarihi yapının bulunduğu şehir aynı zamanda Atatürk’ün lise eğitimini aldığı Manastır Askeri İdadisi’ne ev sahipliği yapıyor. Bugün Manastır Müzesi olarak ziyarete açık olan okulun Türkiye’den gelen turist yoğunluğunda hatırı sayılır bir payı var. Arnavutluk ve Makedonya arasında doğal bir sınır çizen, Balkanlar’ın en derin gölü Ohri’nin yer aldığı Ohri şehri bir başka durak. Balkanlar’ın İncisi Ohri, tarihi ve kültürel mirası, doğal güzellikleriyle UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Ohri’nin dolambaçlı şirin sokaklarında kaybolabilir, denizi andıran pırıl pırıl sularında yüzme molası verebilir, eşsiz doğasının tadını çıkarabilirsiniz.

Son durak: Tarihi liman şehri Durres

Makedonya’nın ardından Arnavutluk’un endüstri şehirlerinden Elbasan bir sonraki durağınız olabilir. Roma döneminde önemli bir konumu olan şehirde çok fazla turistik faaliyet bulamayabilirsiniz; şöhretini duymuşsunuzdur, Elbasan Tava yiyip yola koyulabilirsiniz. Son olarak da geniş sahil şeridi ve turistik imkanlarıyla cazip tarihi liman şehri Durres’a gelirsiniz.

Şarkıda “İstanbul not Konstantinopol” dese de, Konstantinopol’den çıktığınız yolu tıpkı Roma lejyonları gibi Adriyatik’te tamamlamış olursunuz.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER